Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/502 E. 2020/424 K. 19.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/502 Esas
KARAR NO : 2020/424 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/1028 Esas Sayılı Ara Karar
TARİH: 28/01/2020
DAVA: Tazminat – İhtiyati Tedbir Talebi.
KARAR TARİHİ: 19/03/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, tarafların yüzde ellişer pay sahibi olduğu ”…Sanayi Ticaret Ltd. Şti.” unvanlı şirketin dilekçede belirtilen şekilde ve davalının şirketi münferiden temsile yetkili olarak güveni kötüye kullanmak suretiyle şirketi ve davacıyı zarara uğratacak şekilde işlemler yaptığı ileri sürülerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak suretiyle 5.000 TL’ nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak şirket aktifine eklenmesine ve ayrıca fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle 5.000 TL’ nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini, şirket adına kayıtlı olması gereken ve bir kısmı davalı tarafından elden çıkarılıp geliri şirket kasasına konmayan, Muğla ili … ilçesi … mahallesi … mevkiinde yer alan … ada, … parsel sayılı taşınmazda bulunan A blok 1 ve 2 nolu bağımsız bölümler, C blok 1 ve 2 nolu bağımsız bölümler, F blok 1 ve 2 nolu bağımsız bölümler ile G blok dubleks mesken niteliğindeki bağımsız bölümlerin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar verilmesini, müvekkilinin ikametgahı itibariyle davada yetkili mahkemenin Bodrum Mahkemeleri olduğunu, husumet yönünden DAVANIN reddine, davaya devam edilecek olursa, davacıya vasi atanmasına ilişkin nihai kararın bekletici mesele yapılmasını, mevcut davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline dair karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi 28/01/2020 tarih 2019/1028 Esas sayılı ara kararında;”… tedbir talebi yönünden ve ticaret siciline yazılan müzekkere cevabı geldikten sonra dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda davanın niteliği, tedbir talebinin ileri sürülüş biçiminden de açıkça anlaşıldığı gibi talebe konu unsurların dava konusu olmaması, ihtiyati tedbire ilişkin yasal düzenlemeler, yakın ispata ilişkin kurallar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleşmediği …”gerekçesi ile, Tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Verilecek ihtiyati tedbir kararının davalıları bir tazminata mahkûm etmeyeceği ve fakat davalının müvekkiline zarar vermesini engelleyebileceğini, hal böyle iken, yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Kaldı ki; yerel mahkemenin talebin reddine dair kararını detaylıca gerekçelendirilmediğini, en nihayetinde, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için kesin delil aranmadığı ve “yaklaşık olarak ispatın yeterli olacağı”nın, HMK’nın 390. maddesinde düzenlendiğini, ret kararının gerekçesinin ise tek cümleden oluşmakta olup gerekçenin anlaşılamadığını, Müvekkilinin ortağı olduğu … Sanayi Ticaret Ltd. Şti. ile dava dışı … ve …. arasında Bodrum …. Noterliği vasıtası ile 09.02.2016 tarih … yevmiye numaralı Düzenleme şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi akdedilmiş olup işbu sözleşmenin “Paylaşım” başlıklı 5. maddesi uyarınca; bazı taşınmazların … Gıda Otomotiv Sanayi Ticaret Ltd. Şti. adına tescil edilmesinin vaat ve taahhüt edildiğini, Söz konusu taşınmazların şirket adına tescil edilmesi akabinde şirketin diğer ortağı aynı zamanda münferiden temsile yetkili olan … tarafından taşınmazların bir kısmının satıldığı, ancak satıştan elde edilen gelirin şirket kasasına konmadığı, bununla birlikte davalı ile müvekkili arasında şifai olarak anlaşıldığı, daha sonra da Bodrum …. Noterliği vasıtasıyla bir sözleşme akdedildiği ve bu sözleşmeye binaen Bodrum …. Noterliği vasıtasıyla 09.02.2016 tarih … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi kapsamında tescil edilen taşınmazlardan elde edilen gelirin %50’sinin müvekkili …’e ait olacağı hususunda anlaşıldığını, Müvekkilinin yaşı ve davalı … ’in müvekkilinin torunu olması sebebi ile güven duyduğu, Bodrum …. Noterliğinde yapılan yazılı anlaşmanın örneğini almadığı, işbu sebeple mahkemece yapılmış sözleşmenin bir örneğinin gönderilmesi için Bodrum 5. Noterliğine müzekkere yazılmasını talep ettiklerini, Gelinen noktada şirketin diğer ortağı aynı zamanda münferiden temsile yetkili olan davalı … kendisinin de ortağı olduğu firma ve ortağı olduğu müvekkilinin ekonomik ve psikolojik manada mahvına neden olacak biçimde pervasızca hareket ettiğini, Bununla birlikte taraflar arasında var olan anlaşmaya göre taşınmazlar üzerinde % 50 hakka sahip olan davacı müvekkiline hakkı olan taşınmazların satışından elde edilen miktarları ödenmediği üstelik söz konusu tutarları şirket kasasına dahi koymadığını, Davalının söz konusu şirketi temsilinden ve sözleşmeden kaynaklanan temel yükümlülüklerini yerine getirmediği, bununla birlikte müvekkilinin de hak sahibi olduğu söz konusu taşınmazlardan satılmamış olanları da üçüncü kişilere devretme olasılığı bulunduğunu, hal böyle iken söz konusu bağımsız bölümlerin üçünü kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir şerh edilmesine karar verilmesi gerektiğini, Nitekim 6100 sayılı HMK’nın onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesesi 389. madde başlığında “geçici hukuki korumalar” olarak vasıflandırıldığı ve aynı maddenin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanması gibi sair hususlar da duraksamaya yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedürün vazedildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1028 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, şirket yöneticisinin sorumluluğu davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.Davacı, davalı ile ortak oldukları şirkette davalının müdür olduğunu, güveni kötüye kullanarak davacıyı ve şirketi zarara uğratacak işlemler yaptığını, fazlaya ilişkin hakları kalmak kaydı ile şirketin ve kendisinin uğradığı zararın tazminine, şirket adına kayıtlı olması gereken ve bir kısmı davalı tarafından satılarak bedeli şirkete verilmeyen taşınmazlar üzerine 3. kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş karar karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.HMK’nın 389/1 maddesine göre ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Dava şirket yöneticisinin sorumluluğu davası olup davacının tedbir uygulanmasını talep ettiği taşınmazlar davada uyuşmazlık konusu değildir.Mahkemece de gerekçeli ara kararda bu hususa değinilmiş olup, mahkeme gerekçesi yerindedir.Uyuşmazlığı esastan çözecek olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/03/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.