Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/5 E. 2020/123 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/5 Esas
KARAR NO: 2020/123 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/1177 Esas
TARİH: 21/11/2019 Tarihli Ara Karar
DAVA: Menfi Tespit – İhtiyati Tedbir Talebi.
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili 17/10/2019 tarihli talep dilekçesi ile, mahkeme ara kararının davalı yanca istinaf edilmesi akabinde İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi 02/10/2019 tarihli kararıyla davalı … yönünden alınan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiğini, kararın hatalı olup istinaf mahkemesi davadaki en önemli delilleri olan davalı … ile davalı … arasındaki krediye ilişkin belgeler dosyaya CD olarak celp edilmiş olmasına rağmen incelenmediğini, mahkemece bu delil celp edildiği, davalı …’ın 27/06/2019 tarihinde dosyaya sunduğu müzekkere cevabı ekinde CD olarak sunulan belgeler incelendiğinde …’ın …’dan aldığı çeki kullandığı kredinin teminatı olarak verdiğinin tespit edilmekte olduğunu, 24/06/2019 tarihinde dosyaya sunulan belgelerle …’ın davaya konu çeki vereceği kredinin teminatı olarak teslim aldığının ortaya çıktığını, bu nedenle söz konusu çekin bedelsizliğine ilişkin açmış oldukları menfi tespit davasında haklılıkları yaklaşık ispatın da ötesinde bir oranla ispat edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması kararının HMK’ya aykırı olduğunu, artık davalı …’ın ihtiyati tedbir kararına ilişkin itiraz hakkı bulunmadığını, Yargıtay içtihatları uyarınca da gizli rehin cirosuyla çeki temlik alan banka yetkili meşru hamil olamayacağını, çeke ilişkin bedelsizlik defiyi her iki davalı tarafa da ileri sürme hakları bulunmakta olup, bankanın teminaten aldığı çeki kendi adına tahsil için ibrazında kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramasını önlemek amacıyla bankadan gelen müzekkere ekindeki belgeler ışığında, istinaf mahkemesinin tedbir kaldırma kararının gerekçesinde belirtilen durumun müvekkilleri lehine değiştiği hususu göz önüne alınarak davalı tarafından başlatılan icra takibinin işbu yargılamanın kesinleşmesine kadar ilave teminat alınmaksızın tedbiren durdurulması yönünde karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili 21/11/2019 tarihli celsedeki beyanı ile, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ve ayrıca davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/11/2019 tarih 2018/1177 Esas sayılı ara kararında; “Mahkememiz heyetince 23/10/2019 tarihli ara kararla belirtilen gerekçeler doğrultusunda banka kayıtları üzerinde gerekli incelemelerin yapılması gerekmesi ve davanın mahiyeti gereği yargılamaya muhtaç olması nedeniyle…”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, Mahkeme ara kararının davalı yanca istinaf edilmesi akabinde İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi 02/10/2019 tarihli kararıyla davalı … yönünden alınan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiğini, Akabinde dosyanın yapılan ilk duruşmasında tedbir talebinin ve mağduriyetin yeniden dile getirilmişse de yerel mahkemenin 21/11/2019 tarihli duruşmada oluşturduğu 2 nolu ara karar ile banka kayıtları üzerinde inceleme yapılması ve davanın mahiyeti gereği yargılamaya muhtaç olması sebebiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, 24/06/2019 tarihinde dosyaya sunulan belgelerle …’ın davaya konu çeki vereceği kredinin teminatı olarak teslim aldığının ortaya çıktığını, bu nedenle söz konusu çekin bedelsizliğine ilişkin açmış oldukları menfi tespit davasında haklılıkları yaklaşık ispatın da ötesinde bir oranla ispat edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması kararının HMK’ya aykırı olduğunu, Davalı …’ın çekin vade tarihi olan 30/11/2018 tarihinde bankaya tahsil için ibraz etmiş olup, bu ibraz tarihinde taraflarınca alınan İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1513 D.iş 2018/1541 Karar sayılı ilamı ile öğrendiği ancak bu tarihten bir haftalık süre olan 07/12/2018 tarihine kadar alınan ihtiyati tedbir kararına itiraz etmediğini, artık davalı …’ın ihtiyati tedbir kararına ilişkin itiraz hakkı bulunmadığını, Yargıtay içtihatları uyarınca da gizli rehin cirosuyla çeki temlik alan banka yetkili meşru hamil olamayacağını, Çeke ilişkin bedelsizlik defiyi her iki davalı tarafa da ileri sürme hakları bulunmakta olup, bankanın teminaten aldığı çeki kendi adına tahsil için ibrazında kötü niyetli olduğunu, Müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramasını önlemek amacıyla bankadan gelen müzekkere ekindeki belgeler ışığında, istinaf mahkemesinin tedbir kaldırma kararının gerekçesinde belirtilen durumun müvekkilleri lehine değiştiği hususu göz önüne alınarak davalı tarafından başlatılan icra takibinin işbu yargılamanın kesinleşmesine kadar ilave teminat alınmaksızın tedbiren durdurulması yönünde karar verilmesini gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi 21/11/2019 tarihli ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davalı … tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibinin ivedilikle işbu yargılamanın kesinleşmesine kadar ilave teminat alınmaksızın tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1177 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, bedelsizlik nedeniyle çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasında ihtiyati tedbir talebine ilişkindir. Davacı, davalı şirket ile protokol karşılığında mal alımı için avans çek verildiğini, davalı şirketin edimini yerine getirmediğini, protokole aykırı davrandığını, avans olarak verilen çeklerin bedelsiz kaldığını belirterek çeklerden dolayı borçlu olanmadığının tespitini, çeklerin iadesini, dava sonuçlanıncaya kadar söz konusu çekin karşı taraf veya cirantaları tarafından bankaya ibrazı halinde banka tarafından ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve çekten dolayı başlatılacak icra takibinin teminatsız olarak aksi halde % 15 geçmeyecek bir teminat mukabilinde tedbiren durdurulmasını talep etmiştir. Mahkemece tedbir talebinin kabulüne dair verilen karara davalı … vekili itiraz etmiş, mahkemece itirazın reddine karar verilmiş, bunun üzerine davalı … vekili mahkemenin bu kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dairemizce davalı … vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin itirazın reddi kararının kaldırılmasına, davalı …’ın ihtiyati tedbire itirazının kabulüne ve bu davalı hakkında ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bunun üzerine davacılar vekili ilk derece mahkemesinde yargılama sırasında durum ve şartların değiştiğinden bahisle yeniden davalı … yönünden de ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. HMK’ nın 390/3 maddesinde ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” hükmü düzenlenmiştir. İhtiyati tedbirin şartlarından biride tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesidir. Somut olayda, davaya konu çekin bedelsiz kaldığı, davalı …’ın söz konusu çeki rehin cirosu ile teminat olarak aldığı hususları yargılamayı gerektirmekte olup, davacının dosyaya sunduğu deliller yaklaşık ispata yeterli değildir. Sonuç itibariyle, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/01/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ Talep, bedelsizlik nedeniyle çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasında ihtiyati tedbir talebine ilişkindir. Davacı, davalı şirket ile protokol karşılığında mal alımı için avans çek verildiğini, davalı şirketin edimini yerine getirmediğini, protokole aykırı davrandığını, avans olarak verilen çeklerin bedelsiz kaldığını belirterek çeklerden dolayı borçlu olanmadığının tespitini, çeklerin iadesini, dava sonuçlanıncaya kadar söz konusu çekin karşı taraf veya cirantaları tarafından bankaya ibrazı halinde banka tarafından ödenmemesi ve çekten dolayı başlatılacak icra takibinin tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir, İlk derece mahkemesinin 23/11/2018 tarih ve 2018/1513 D. İş – 2018/1541 Karar sayılı değişik iş kararı ile ”İhtiyati Tedbir Talebinin Kabulü ile … Bankası A.Ş. Mecidiyeköy Şubesi’ ne ait 15/07/2018 vade tarihli, … çek numaralı, 150.000 USD bedelli, keşidecisi … A.Ş. Ve lehtarı … A.Ş. Olan çekin bedelinin % 15′ i tutarında teminat yatırıldığında karşı taraf … A.Ş. Ve diğer cirantalar tarafından bankaya ibrazı halinde bedelinin ödenmesinin ve icra takibine konu edilmesinin tedbiren durdurulmasına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı …Ş. tarafından itiraz edilerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talep edilmiştir. Asıl mahkemesince 24/06/2019 tarih ve 2018/1177 Esas sayılı ara kararı ile; ”İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/1513 D. İş dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararında … T.A.Ş. taraf olmadığından ve itiraz hakkı bulunmadığından ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine … ” karar verilmiş ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bunun üzerine, dairemizce 02/10/2019 tarih, 2019/1827 E., 2019/1291 K. Sayılı kararla davalı … TAŞ’ nin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 24/06/2019 tarih ve 2018/1177 Esas sayılı ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına, verilen ihtiyati tedbir kararının itiraz eden … T.A.Ş. yönünden KALDIRILMASINA, kesin olarak karar verilmiştir. Davacı vekili bunun üzerine, 18/10/2019 havale tarihli dilekçesi ile durum ve şartların değiştiğinden bahisle davalı … yönünden yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini ilk derece mahkemesinden talep etmiş, İlk derece mahkemesince davacının bu talebi, 23/10/2019 tarihli ara kararla reddedilmiştir. Davacı vekili ilk derece mahkemesinde yapılan 21/11/2019 tarihli duruşmada ihtiyati tedbir talebini yenilemiş, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, durum ve şartların değiştiğinden bahisle yeniden talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair mahkemece verilen 21/11/2019 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 391/3 maddesinde tedbir talebinin reddi halinde kanun yoluna başvurulabileceği, 341/1, maddesinde ihtiyati tedbir taleplerinin reddi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karara karşı kanun yoluna başvurulması halinde istinafta verilen karar kesin niteliktedir. Yasada ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinden ve bu karara karşı kanun yoluna başvurulup başvurunun kesin olarak reddedilmesinden sonra durum ve şartların değiştiğinden bahisle yeniden aynı ihtiyati tedbirin talep edilmesi halinde mahkemece talebin reddine karar verilmesi üzerine kanun yoluna başvurulup başvurulamayacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Benzer bir durum olan durum ve koşulların değişmesi nedeniyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talepleri üzerine verilecek kararlara karşı HMK’nın 396. maddesinde itiraz imkanı tanınmış olup tedbir kararına itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceğinin düzenlendiği 394. maddenin 5. fıkrasına atıf yapılmayarak bu kararlara karşı kanun yoluna başvuru yolu kapatılmıştır. Bir davada tedbir talebinin reddi ve bu red kararının kesinleşmesi üzerine tedbir talep edenin yargılama sırasında durum ve şartların değiştiğinden bahisle tedbir talebini yeniden istemesi mümkün bulunmaktadır. Mahkemece tedbir talebinin yeniden reddine karar verilmesi halinde bu karara karşı kanun yoluna başvurma imkanın bulunduğundan bahsetmek tedbir talebinin içeriğine uygun düşmemektedir. Durum ve şartların değiştiğinden bahisle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması taleplerinin düzenlendiği 396. maddede kanun yoluna başvuru imkanı tanınmamış olması da gözetilerek bu tür taleplerin reddi halinde artık kanun yoluna başvuru imkanının bulunmadığının kabulü kanunun sistematiğine ve ruhuna uygun olacaktır. Aksi halde talebi reddedilen tarafın sürekli olarak talebini yenilemesi ve bu talebin reddi halinde kesinleşmiş red kararı bulunmasına rağmen yeniden kanun yoluna başvurulmasına olanak tanımak olacaktır ki bu husus ihtiyati tedbirin geçici hukuki koruma olmasına, kanunun sistematiğine ve amacına aykırı olacaktır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen karar istinafa tabi kararlardan olmadığından davacılar vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden, çoğunluğun görüşüne katılmıyor ve muhalif kalıyorum. 30/01/2020