Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/492 E. 2022/596 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/492 Esas
KARAR NO: 2022/596 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/443 Esas – 2019/849 Karar
TARİH: 11/07/2019
DAVA: Tazminat (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, davacı şirkete ait plastik enjeksiyon makinesinin İran-Türkiye nakliyesine ilişkin emtia nakliyat sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edildiğini, enjeksiyon makinesinin 19/01/2017 tarihinde ithalatı tamamlanarak nihai alıcısına teslim edildiğini, tahliye sonrası yapılan kontrolde makine koruyucu kapaklarının hasar gördüğünün ve enjeksiyon motorlarının bulunduğu enjeksiyon grup kapaklarında darbe sonucu yamulma, kırılma ve boya hasarlarının olduğunun tespit edildiğini, hasarın sigorta şirketine ihbar edildiğini ve yapılan ekspertiz incelemesi sonucu hasar tutarının 23.676,70 Euro olduğun ancak sigorta şirketince sigorta poliçesinin dar teminat I.C.C.(C) olduğu gerekçesiyle hasarın reddedildiğini, poliçede I.C.C.(C) ibaresinin mevcut olduğunu ancak Türkçe anlamının ne olduğunun yazılı olmadığını ve müvekkilinin bilebilmesinin mümkün olmadığını, poliçede yer alan ve Türkçesi Enstitü Yük Klozları C olan kloz incelendiğinde paslanma hasarının teminat dışı kaldığına dair bir ibarenin mevcut olmadığının görüleceğini, Sigortacılık Kanunu 11/4 m. uyarınca sigorta sözleşmelerinde yabancı kelimelere yer verilemeyeceğini, ayrıca TTK 1423/1 m. uyarınca sigorta şirketinin aydınlatma yükümlülüğünün söz konusu olduğunu ve ilgili Yönetmeliğin 5.m. ile de bu yükümlülüğün ne şekilde yerine getirileceğinin düzenlendiğini, Yönetmeliğin 7.m. uyarınca bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde sözleşme feshedilebileceği gibi uğranılan zararın tazmininin de talep edilebileceğini, bu hususta ispat yükünün davalıda olduğunu, oysa bilgilendirme formu ve sigorta poliçesinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, bu nedenle meydana gelen hasarın poliçe teminatı kapsamında olduğunu, diğer davalı ise taşıma işini üstlenmiş olup malı taşıma süresince korumak ve teslim aldığı biçimde teslim etmek zorunda olduğunu ileri sürerek 23.676,70 Euro alacağın 25/01/2017 ihbar tarihinden itibaren, devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin davacının talep ve isteği doğrultusunda davacı tarafa ait yükü İran ülkesine taşımak üzere yüklediğini, yükü İran ülkesinde belirtilen adrese götürdüğünü, yapılan kontrol ile alıcı ve satıcı davacı arasında yapılan görüşme neticesinde malın tekrar geri gönderilmesi konusunda tarafların anlaşması üzerine, müvekkilinin yükü alarak Türkiye’ye geri döndüğünü, davacı tarafça yapılan görüşmede Hadımköy’deki depoya tesliminin istendiğini, 30/12/2016 tarihli teslim tutanağı ile ilgili gümrük müdürlüğüne teslim edildiğini, tutanakta mühür ve yükün sağlam olduğunun belirtilmiş olduğunu, yani yük gönderildiği şekilde açılmadan ve indirilmeden tekrar geri gönderilerek teslim edildiğini, dava dilekçesine göre makinenin 19/01/2017 tarihinde alıcısına teslim edildiğini, yani hasarın gümrük müdürlüğüne teslimden çok sonra meydana geldiğini, müvekkilince teslim edilmesinden sonra oluşan hasardan dolayı müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı sigorta şirketi vekili, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/07/2019 tarih ve 2017/443 Esas 2019/849 Karar sayılı Kararı ile; ” ….Her ne kadar davalı Sigorta Kooperatifi yönünden bilgilendirme yapılmaması nedeniyle dava açıldığından bahsedilmiş ise de poliçede ICC-C terimi ile dar teminat verildiği,davacının sözleşmenin yapılmasından 14 gün içinde itiraz etmemesi halinde sigorta sözleşmesinin poliçede yazılı şartlarda yapılmış olduğunun kabul edileceği yönündeki bilirkişi mütalaası gereği poliçedeki şartların olduğu gibi kabulü ile dar teminat kapsamında hasardan sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla ilgili davalı yönünden dava reddedilmiştir. Diğer davalı yönünden ise yükün mühürlü kapalı araçla teslim edildiği mührün sağlam olduğu ancak mühürler sökülüp yüke bakıldığında hasarın görülerek rezerv konulduğu CMR taşımalarında araç mührünün kırılmamış araç taşıma kısımlarında zarar olmamış olmasına karşın araç içinde yükün hasarlanmış olmasının yükün taşımaya verilme sürecinde yükleme sürecinden kaynaklı hasar nedeniyle davalı taşıyanın da iş bu süreçte nezaret sorumluluğu bulunduğu, (Kapalı araç yüklemesinde nezaret şartı) mutarafık zarara katılma payı %20 olarak kabul edilmekle toplam zarar miktarı olan 23.676,70 EURO üzerinden hesap edilen 4.735,34 EURO tazminatın döviz cinsinden faizi ile birlikte Davalı taşıyan …LTD ŞTİ den tahsili cihetine gidilmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.….” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın S.S Doğa Sigorta Kooperatifi yönünden reddine, 2-Davalı … Ltd. Şti yönündenkısmen kabulüne, 4.735,34 Euro bakiye tazminatın 3095 sayılı kanun 4/A maddesi gereğince (Euro’ya uygulanan en yüksek döviz) faiziyle birlikte işbu davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ve davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkiline sigorta şirketi tarafından bilgilendirme yapılmadığını, bu hususta ispat yükünün davalıda olduğunu ve ispat edemediğini, bilgilendirme yönetmeliğine aykırı davranan sigorta şirketinin müvekkili zararını karşılaması gerektiğini, mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeden bu davalıya yönelik davanın reddedildiğini, Davalı taşıyıcının cevap dilekçesinde yüklemeyi yaptığını açıkça kabul ettiğini, hasar yükleme aşamasında meydana gelmiş olsa dahi yüklemeyi davalı taşıyıcı yaptığından hasarın tamamından sorumlu olacağını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli olmayıp, dosya içeriği ile bilimsel verilerden uzak olduğunu, rapora ve rapordaki çelişkilere süresinde itiraz etmelerine rağmen itirazlarının dikkate alınmadığını, teslim tutanağı incelendiğinde mühür ve yükün sağlam olduğunun tespit edilmiş olduğunun görüleceğini, yani yükün gönderildiği şekilde, açılmadan ve indirilmeden tekrar geri gönderilerek teslim edildiğini, müvekkilinin gerekli özen ve ihtimamı gösterdiğini, yükü sağlam bir şekilde teslim ettiğini, davacının iddiasına göre makinenin 19/01/2017 tarihinde alıcıya teslim edildiğini, tahliye sonrası yapılan kontrolde makinenin hasarlandığının belirtildiğini, bu durumda yükün ilgili gümrük müdürlüğüne tesliminden çok sonra meydana gelen bir olay olup, yükün müvekkilince tesliminden sonra başka bir yere satılması, taşınması veya varsa başka şekilde hasarlanmasının müvekkil şirketin sorumluluğunu doğurmayacağını, Reddedilen kısım üzerinden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu konuda herhangi bir karar verilmemesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taşıma sırasında oluşan hasar bedelinin, bilgilendirme yükümlülüğüne uymayan sigorta şirketinden ve kusurlu taşıma yapan taşıyıcıdan tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle sigorta şirketine yönelik açılan davanın reddine, taşıyıcıya karşı açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun 1425. madde hükmüne göre, sigorta poliçesi tarafların hakları, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve özel şartları içerir ve kolay okunacak biçimde düzenlenir. Aynı Kanunu’n 1423. maddesinde sigortacı ve acentesinin sigortalıyı aydınlatma yükümlülüğü düzenlenmiş olup, buna göre sigortacı ve acentesi sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren sözleşmenin yapılmasına on dört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir. Sigortanın kapsamı başlığını taşıyan 1409. madde hükmü uyarınca da, sigortacı sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir. Somut olaya döndüğümüzde, 25/12/2016 tarihli Emtia Nakliyat Sigorta Poliçesi incelendiğinde, sigortalının taşımasını yapacağı emtianın özelliğine ve belirtilen ambalajlama standartlarına uygun olarak sevkiyatı gerçekleştirmesinin esas olduğu, sigortalının emtianın mutad evsafına göre uygun olmayan ambalajlama yahut istiflenmesinin neden olduğu hasar, ziya ve masrafları ile yanlış yükleme ve/veya istifleme sonucu birbirini etkileme özellikleri bulunan emtianın oluşturacağı hasarlarla ilgili tazminat taleplerinin iş bu sigorta teminatından hariç olduğu, ayrıca her türlü mekanik, elektrik, elektronik bozulma ve arızaların, ezilme, bükülme, dönme ve kırılmadan kaynaklanan hasarların teminat haricinde olduğu hususlarının belirtildiği, Dar Teminat I.C.C.(C)1.1.09 üst başlıklı, Teminat ve Özel Şartlar alt başlıklı kısımda, yabancı dilde uygulanacak klozlara yer verildiği, devamında her türlü depolarda bekleme sonucu oluşabilecek rizikoların, yükleme-boşaltma ve aktarma esnasında meydana gelebilecek hasarların teminat harici olduğunun belirtildiği görülmüştür. Dosya kapsamında mevcut ekspertiz raporunda darbe sonucu yamulma, kırılma ve kopmalar olduğu, paslanmalar ve lokal boya hasarları olduğu, makinenin plastik yoğurt kabının imalatında kullanılmakta olduğu, ambalajsız olduğu, araç içi istif durumunun tespit edilemediği, mahkemece hükme esas alınan 06/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda, olayda kaza, dışsal müdahale veya işletme güvenliğinin bozulduğuna dair veri olmaması nedeniyle olağan taşıma sürecinde kırılıp paslandığı, yükleme, ambalaj ve yükün doğan niteliği kaynaklı risklerin gerçekleşmesinden dolayı ortaya çıktığı belirtilmiş olup, buna göre hasarın teminat dışı olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında mevcut bilgilendirme formu imzasız olmakla bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirilmediği kabul edilse dahi, davacı sigorta ettiren sözleşmenin yapılmasına on dört gün içinde itiraz etmediğine göre, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış sayılmalıdır. Dolayısıyla davalı sigorta şirketinin teminat haricindeki hasar nedeniyle bir sorumluluğu bulunmamakta olup, mahkemece sonucu bu davalıya yönelik davanın reddinde isabetsizlik görülmemiştir(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 16/06/2021 tarih 2020/6094 E, 2021/5119 K. sayılı ve 16/12/2019 tarih 2019/1676 E., 2019/8202 K. sayılı emsal kararları). Bununla birlikte söz konusu taşıma Türkiye-İran arasında yapılacak olup davacı ve davalı taşıyıcı arasındaki uyuşmazlıkta CMR hükümleri uygulama alanı bulacaktır. CMR’nin “İstem ve Davalar” başlıklı 30.m. “(1)Alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur. Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır. (2) Mal alıcı ve taşımacı tarafından kontrol edildikten sonra, bu kontrolün sonucuna uymayan kanıtlar ancak açıkça görülmeyen ziyan ve hasarlar için kabul olunabilir. Ancak bunun için alıcının kontrolden sonra yedi gün içinde (pazar ve resmi tatil dışında) durumu yazılı olarak taşımacıya bildirmesi gereklidir” şeklinde düzenlenmiştir. CMR 30 . maddesi uyarınca taşıyıcıya usulüne uygun süresinde bildirimde bulunulmaması veya taşıma senedinde ihtirazı kayıt ileri sürülmemesi alıcının yükün sevk mektubunda belirtildiği şekilde teslim aldığına karine teşkil edecek olup, alıcının dava hakkını ortadan kaldırmaz. Alıcı bu karinenin aksini ispat etmek suretiyle taşıyıcının sorumluluğuna başvurabilir. Somut olayda, taşıma senedi 25/12/2016 tarihli olup buna göre göndereni İran’da mukim bir firma, alıcısı davacı olup, senette yükü teslim alan olarak depolama firmasının imza ve kaşesi bulunmaktadır. Nitekim davalı da davacının talebi üzerine malın gümrük müdürlüğü deposuna teslim edildiğini ileri sürmüş olup, buna ilişkin 30/12/2016 tarihli tutanağı sunmuştur. Davacı 19/01/2017 tarihinde malın ithalatının tamamlanmasından sonra nihai alıcısı olan dava dışı firmaya teslim edildiğinde hasarın ortaya çıktığını ileri sürmüştür. Taşıma senedinde malın hasarlı olduğuna dair bir kayıt bulunmamakta, davacı tarafça da davalıya yasal sürede bildirimde bulunulduğu ispat edilemediğine göre, malın hasarsız teslim edildiğine dair karine oluşmuştur. Buna göre ispat yükü davacıda olup, malın taşıma sırasında davalının kusuru ile hasarlandığını ispat etmelidir. Ne var ki ürünün gerek davalı taşıyıcı tarafından gümrük müdürlüğü deposuna teslimi sırasında gerekse gümrük müdürlüğünce nihai alıcıya teslimi sırasında hasarlı olduğuna dair bir tutanak düzenlenmemiş olup, ekspertiz incelemesi ve bilirkişi incelemesi ile de hasarın hangi aşamada ne şekilde meydana geldiği net bir şekilde tespit edilemediğinden, hasarın ürünün davalı tarafça taşınması sırasında meydana geldiğinin ispatlanamadığının kabulü gerekmiş, mahkemece bu husus dikkate alınmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemenin kabulüne göre ise, davalı … Ltd. Şti. reddedilen kısım yönünden lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürmüş olup, her bir davalı yönünden ret sebepleri farklı olmakla, reddedilen kısımlar yönünden her biri lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı … Lpg yönünden reddedilen tutar dikkate alınarak tek vekalet ücretine hükmedilmesi ve hangi davalı lehine hükmedildiğinin de belirtilmemiş olması hatalıdır ve diğer davalı tarafça hüküm istinaf edilmediği de dikkate alınarak bu hatanın düzeltilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı … Lpg Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılması ve davanın reddi yönünde yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı … Lpg Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2019 tarih ve 2017/443 Esas – 2019/849 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; Davanın REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.TL karar harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.572,88.TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.492,18.TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davalılar tarafından sarf edilen herhangi bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davalı … Lpg Ltd. Şti. kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 12.699,72 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Lpg Ltd. Şti.’ne verilmesine, 7-Hükmü istinaf etmemiş olan olan davalı S.S. Doğa Sigorta Kooperatifi kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 8.455,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı S.S. Doğa Sigorta Kooperatifi’ne verilmesine, 8-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 10-Dairemiz karar tarihi itibariyle ve Harçlar Kanunu gereğince, istinaf kanun yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 11-Davalı … Lpg Ltd. Şti. tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, 12-İstinaf aşamasında davalı … Lpg Ltd. Şti. tarafından sarf edilen 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 13-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 14-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/04/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.