Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/465 E. 2020/797 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/465 Esas
KARAR NO : 2020/797 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI : 2019/656 Esas 2019/968 Karar
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/07/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının dava dilekçesi ekinde sunmuş oldukları faturalardan dolayı borçlu olduğunu, davalının itirazında söz konusu alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden bahisle borca itiraz ettiğini, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile haksız ve mesnetsiz olarak icra takibine girişildiğini, müvekkili şirketin davacı tarafa hiçbir borcunun bulunmaması sebebiyle icra takibine, borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiğini, davacı tarafın müvekkile ait firmada tedarikçi olarak hizmet yaptığını, buna göre yapılan sözleşme gereği davacının yükümlülükleri olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde her ne kadar alacaklarının likit olduğundan bahsetmiş ve faturalardan dolayı alacaklı olduğunu iddia etmiş ise de müvekkilinin davacı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, alacak konusu yaptığı faturaların hangisinden alacaklı olduğunu açıklamadığını, müvekkili ile davacı tarafın aralarında yapılan sözleşmeden de görüleceği üzere davacıya ait … plakalı araç için iş bu sözleşmenin yapıldığını, tedarik edilen araçlar için müvekkilinin sözleşme yaptığı firma tarafından araçların plakasına tanımlı yakıt kartı verildiğini, davacıya da bu karttan verildiğini, yapılan sözleşme gereği; yakıt, otoban, köprü, SSK, Bağkur’a ilişkin tüm giderlerin şöföre yani davacıya ait olduğunu davacı tarafın dava konusu ettiği faturaya ilişkin ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığını, bu ödemelerin bir kısmının davacının hesabına gönderilmiş bir kısmının ise davacıya verilen yakıt kartı ile aracına yakıt alması suretiyle davacı tarafından tahsil edildiğini, takip konusu alacak için müvekkili tarafından 1.661.00.TL ve 992.00.TL davacının … Bankası TR … iban nolu hesabına gönderildiğini beyan ederek, davanın reddine, davacı aleyhine takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi ile davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 26/12/2019 tarih 2019/656 Esas 2019/968 Karar sayılı kararında;”Tüm dosya kapsamı bir arada incelendiğinde; her ne kadar davalı şirket tacir ise de davacı asilin dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olayda tacir sıfatıyla hareket etmediği, açıklanan sebepler gereğince dava konusunun mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve 6102 sayılı TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı …”gerekçesi ile, 1-Davanın görev yönünden REDDİ ile mahkemenin GÖREVSİZLİĞİNE,2-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halindemahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin İHTARINA, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkilinin, davalı ile servis taşımacılığı konusunda anlaştığını, ancak müvekkilinin davalıya kesmiş olduğu servis taşıma ve yakıt bedeli faturalarının davalının ödememesi üzerine taraflarınca söz konusu fatura bedellerinin tahsili amacı ile İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalının söz konusu takibe kötü niyetli itiraz ederek takibi durdurması üzerine İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/656 E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, Yerel mahkemece yapılan 26/12/2019 tarihli duruşmada mahkeme hakiminin müvekkilinin tacir olup olmadığını sorması üzerine taraflarınca sehven müvekkilinin tacir olmadığının beyan edilmesi üzerine dosyada görevsizlik kararı verilerek, dosyanın görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, Her ne kadar celse kapandıktan sonra hakime müvekkilinin tacir olduğu beyan edilse de mahkeme hakimi hüküm kurulduğu gerekçesiyle dosya üzerinde görevsizlik kararı verdiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,Yerel mahkemenin her ne kadar duruşma sırasında tarafına müvekkilinin tacir olup olmadığını sorup sehven müvekkilinin tacir olmadığını beyan etmesi üzerine başka hiçbir araştırmaya girmeksizin görevsizlik kararı verdiğini, yaklaşık iki yıldır avukatlık mesleğini yapmakta olduğunu, Daha önceden girmiş olduğu sayısız duruşmada da mahkeme hakimleri yine müvekkillerinin tacir olup olmadığını sorduğunu ve verdiği cevaplarla yetinmeyerek müvekkillerinin tacirlik sıfatı ile ilgili müzekkere yazarak gelen cevaba göre mahkemenin görevi ile ilgili karar verdiğini, nitekim mahkeme hakimlerinin de bu yaklaşımı yargılamanın akıbeti açısından en sağlıklı olanı olduğunu, ancak işbu dilekçe ile kararını istinaf ettiği yerel mahkemenin müvekkilinin tacir olup olmadığı ile ilgili herhangi bir araştırma yapmaksızın salt tarafının beyanı üzerine yanlış bir karar verdiğini, Söz konusu duruşmada tarafınca sehven müvekkili ile ilgili yanlış bir beyanda bulunması üzerine bunun düzeltilmesi ile ilgili mahkeme hakimine talepte bulunmuş olsa da hakim celseyi kapattığı gerekçesiyle kararından dönmediğini, Tarafınca yanlış bir beyanda bulunma ve bunun üzerine yanlış bir karar verilmesinin ne mahkemeyi ne de kendisini mağdur etmeyeceğini, Burada asıl mağdur olanın müvekkili olacağını, zira müvekkilinin ticaretle ilgilenmekte olup, servis taşıma işini verdiği davalıdan parasını tahsil edemediğini, yerel mahkemece verilen yanlış karar üzerine de bu mağduriyeti istinaf incelemesi süresi içerisinde belki de uzun yılar devam edeceğini, Mahkemece de malum olunduğu üzere, Türk ticaret Kanunu’nun 4. Maddesi gereği “- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;a) Bu Kanunda, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.” denildiğini,Tacir, ticari bir işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye dendiğini, Müvekkilinin davalı firmaya tedarikçilik yapmakta olduğunu, davalı vekilinin cevap dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu sözleşmeden de görüleceği üzere müvekkiline ait … plakalı araç için işbu sözleşme yapıldığını, söz konusu araç ile personel ve öğrenci taşımacılığı yapılmakta olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 850. Maddesinin 3. Fıkrasına göre taşıma işlerinin ticari işletme faaliyeti olduğunu, somut olaya bakıldığında müvekkilinin taşıma faaliyeti yaptığını ve bu anlamda da tacir sayıldığını, bu nedenle her ne kadar dosya görevli olduğu gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilecek ise de burada yapılacak yargılama sonucunda da asıl görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun açıklığa kavuşacağını, Dilekçe ekinde müvekkiline ait vergi levhası sunulduğunu, mahkemece salt tarafının beyanına dayanılarak dosyada görevsizlik kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yerel mahkemenin görevli olduğuna, dosyanın yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/656 Esas 2019/968 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taşımadan kaynaklı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava değeri, 2.250,00 TL olup, takipte talep edilen alacak miktarı da 2.250,00 TL’dir. Dava tarihi itibarıyla, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu (01/01/2019 tarihinden itibaren verilen hükümlerde geçerli olmak üzere ) HMK’ nun 341/2 maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00.TL olarak belirlenmiştir. İstinafa konu edilen davada, davacı tarafından istinaf edilen davanın dava değeri 2.250,00 TL olup karar tarihi itibariyle karar kesin nitelikte olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 352/1. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvuru dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 345 ve 352/1 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcın, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/07/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.