Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/459 E. 2020/673 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/459 Esas
KARAR NO : 2020/673 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/649 Esas – 2019/885 Karar
TARİH: 07/10/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ 25/06/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili … T.C. Başbakanlık … Genel Müdürlüğü’nün çoğunluk hissesine sahip olduğu iştiraki olan … ile … ortak girişimi olarak tamamı Türk Sermayeli olarak Avusturya Kanunlarına göre kurulmuş, Avusturya merkezli Almanya ve Avusturya’da şubeleri bulunan bankacılık faaliyetleriyle iştigal eden bir banka olduğu, davalı borçlunun müvekkili bankanın Frankfurt/Köln şubesinde çalıştığını, şube müdürlüğü yaptığını, müvekkili bankanın kendi çalışanlarına talep halinde belli bir miktar kredi kullandırdığını, bu kapsamda davalının çalışmış olduğu süre zarfında banka personeli olarak müvekkili bankanın Köln şubesinden açık kredi kullandığını, … 02/06/2016 tarih ve 09/2016 numaralı iş yönetmeliği kapsamında banka çalışanları hesapları için kurallar 1.1.10 1.2.10 md kapsamında davalıya kredi kullandırıldığını, ancak davalının kredi geri ödemesini yapmadığını, müvekkili bankadaki görevinden ayrılarak Türkiye’ye geldiğini, kredi ödemesinden kaynaklanan taahhütlerini, borçlarını, ödemelerini yapmadığını, borçlunun borcunu ödememesi üzerine 01/03/2018 tarihinde Beyoğlu …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarıyla hesabın kat edildiği, ilgili ihtarnamenin muhataba tebliğ edildiğini, davalının kargo ile taraflarına gönderdiği cevabi yazısında … ile arasında olan kredi sözleşmesi kapsamında borcun muaccel hale gelmediğini, işletilen faizin hukuki dayanağı olmadığını, müvekkili bankadan hak ve alacaklarının olduğunu bildirdiğini, hesabın kat edilmesi ve verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine davalı borçlu aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borcun muaccel hale gelmediğini ve müvekkili bankadan alacakları olduğundan bahisle borca ve takibe itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacı yanın hem Köln hem de Frankfurt Şubesinin sorumlululuğunu üstlenerek müdür olarak çalıştığını, yapılan iş sözleşmesinin ve bu sözleşmenin yürürlük süresince yapılan kredi sözleşmesinin yabancılık unsuru içerdiğini, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin personel kredi sözleşmesi değil standart kredi sözleşmesi olduğunu, müvekkilinin davacı bankanın banka iç mevzuatlarına aykırı davranışları ve iç işleyişteki aksaklıkları nedeniyle ödeme gücünden yoksun bırakıldığını, borcun vadesinin gelmediğini beyanla Alman hukuku kapsamında söz konusu kredi borcunun hukuk aleminde mevcut olup olmadığı, eğer mevcut ise muaccel hale gelip gelmediği hususlarının incelenmesi sürecinde verilecek kararın bekletici mesele yapılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından ıslah edilen cevap dilekçesinde özetle; davada yabancılık unsurunun bulunduğunu ve davacı tarafın teminat yükümlülüğünün bulunduğunu, taraflar arasında iş ilişkisine dayalı bir kredi olduğunun tespiti halinde Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin bulunmadığını, taraflar arasında bankanın işçilerine verdiği ayrıcalıklı tüketici kredisi olduğunun tespitinde ise yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesi olduğunu, görev itirazlarının bulunduğunu, davada Almanya hukukunun esasa uygulanacağını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 07/10/2019 tarih 2018/649 Esas – 2019/885 Karar sayılı kararında;”Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasının incelenmesinden; 09/03/2018 tarihli sözleşme ve iharnameye dayanakla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 20/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 26/3/2018 tarihine borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın anılan maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılmaktadır. Tarafların iddia ve savunmaları ile dosya kapsamına göre; davalının tacir sıfatının bulunmadığı, davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi yapıldığı ve davalının davacı bankada iş sözleşmesi ile çalıştığı, ayrıca eldeki davanın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşıldığından, delilleri değerlendirip sonuçlandırma görevinin mahkememize değil, İş Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.”gerekçesi ile, ”1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddasi uyannca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle dava dosyasının görevli İŞ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,” karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İş mahkemelerinin görevli olarak gösterildiğini ancak yeterli gerekçenin ortaya koyulamadığını, dava şartlarına diğer itirazlar hakkında değerlendirilme yapılmadığını, Davacı şirketin yabancı devlet kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişilik olduğunu, taraflar arasındaki ilişkisinden doğan hak ve borçların yabancı bir devlette meydana geldiğini, bu noktada hakimin bakması gereken öncelikli Kanun’un Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun olduğunu, hakimin, davacının teminattan muaf olup olmadığını tespit etmesi gerektiğini, teminattan muaf değilse teminat yatırması için davacıya kesin süre vermesi gerektiğini, bu süre içerisinde teminat yatırılmaması halinde işbu davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, Dosya içeriğinin incelendiğinde dava konusunun dayandığı sebebin davacı tarafından tam olarak belirlenemediğini, davanın konusunun alacak personel kredisi mi ? Yoksa, bankanın işçilerine verdiği tüketici kredisi midir ? Her iki ihtimalde de mahkemenin yetkisinin bulunmadığını, iki ihtimalde de kesin yetki hali olup kamu düzeni gereği yargılamanın her aşamasında res’en dikkate alınması gerektiğini, Taraflar arasında iş ilişkisine dayalı bir kredi olduğu tespitinde, yetkili mahkeme MÖHUK m. 44 uyarınca münhasır(kesin) olarak belirlendiğini, Tarafların arasında bankanın işçilerine verdiği -ayrıcalıklı-tüketici kredisi olduğu tespitinde, yetkili mahkeme MÖHUK m. 45 uyarınca münhasır(kesin) olarak belirlendiğini,Taraflar arasında iş ilişkisine dayalı bir kredi olduğunun tespitinde, görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğunu, İkinci ihtimal olan taraflar arasında bankanın işçilerine verdiği -ayrıcalıklı-tüketici kredisi olduğu tespitinde ise görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğunu, söz konusu iki ihtimal haricinde, müvekkilinin tacir sıfatı bulunmadığından, Ticaret Mahkemelerinin görevi de bulunmadığını, üç ihtimalde de görev uyuşmazlığı söz konusu olup, kamu düzeni gereği yargılamanın her aşamasında res’en dikkate alınarak ve davaya konu alacağın dayanağı ilişkinin net olarak ortaya koyulup görevli mahkemenin tespit edilerek usule uygun görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, Müvekkili ile davacı arasında imzalanan 28.01.2015 imza tarihli, 02.02.2015 başlangıç ve 31.05.2017 bitiş tarihli iş sözleşmesi, Almanya İstanbul Başkonsolosluğu’nun da onayından geçerek yürürlüğe girdiğini, İş sözleşmesi Alman İş Kanunlarına göre yürürlüğe girdiğinden ve müvekkili Almanya’da çalıştığından, esasa uygulanacak hukukun tespiti MÖHUK hükümlerine göre olacağını, iş sözleşmesinde tarafların esasa uygulayacakları hukuk kuralları açıkça belirtilmediğini, MÖHUK m. 24/4 uyarınca Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde sözleşmeden doğan ilişkiye, o sözleşmeyle en sıkı ilişkili olan hukukun uygulanacağını, İşbu dava Almanya hukukunun esasa uygulanacağının açık olduğunu, İleri sürerek ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı kararın ortadan kaldırılarak davanın usulden reddi yönünde yeniden karar verilmesi karar verilinceye kadar Tehir-i İcra karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı bankanın … 02/06/2016 tarih ve 09/2016 numaralı iş yönetmeliği kapsamında davalı banka çalışanına kullandırdığı kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilmesi sonucu ödenmeyen kredi borcunun tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, yukarıdaki gerekçe ile iş mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda davacı vekili, davalı borçlunun müvekkili bankanın Frankfurt/Köln şubesinde çalıştığını, şube müdürlüğü yaptığını, müvekkili bankanın kendi çalışanlarına talep halinde belli bir miktar kredi kullandırdığını, bu kapsamda davalının çalışmış olduğu süre zarfında banka personeli olarak müvekkili bankanın Köln şubesinden açık kredi kullandığını, … 02/06/2016 tarih ve 09/2016 numaralı iş yönetmeliği kapsamında banka çalışanları hesapları için kurallar 1.1.10 1.2.10 md kapsamında davalıya kredi kullandırıldığını, ancak davalının kredi geri ödemesini yapmadığını, müvekkili bankadaki görevinden ayrılarak Türkiye’ye geldiğini, kredi ödemesinden kaynaklanan taahhütlerini, borçlarını, ödemelerini yapmadığını, borçlunun borcunu ödememesi üzerine 01/03/2018 tarihinde Beyoğlu …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarıyla hesabın kat edildiğini belirtmiştr.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri (HMK)’nın 1’inci maddesinde mahkemelerin görevinin, ancak kanunla düzenlenebileceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirtilmiştir.Mahkemelerin görevi uyuşmazlığa uygulanacak kanuna göre belirlenir.Taraflar arasında iş hukukundan kaynaklanan uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık ödenmeyen kredinin tahsili talebinden kaynaklanmaktadır.Somut olayda davalı, davacı bankada şube müdürü olarak çalışırken kredi kullanmış olup mesleki veya ticari amaçla kredi kullandığına dair iddia ve delil olmayıp taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici işleminden kaynaklanmaktadır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinde tüketici; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”yi, sağlayıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, satıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.Anılan Kanunun 73/1. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. MÖHUK 26-45 Maddeleri uyarınca, tüketici sözleşmeleri hakkında tüketiciye karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme, tüketicinin Türkiye’deki mutad meskeni mahkemesidir. Somut uyuşmazlıkta, davalı şahsi ihtiyacı için davacı bankadan kredi kullanmıştır,adının mensup (personel) kredisi olması kredinin niteliğini değiştirmez.Taraflar arasındaki sözleşmede, davalının tacir olduğuna yahut sözleşmenin mesleki veya ticari amaçla yapıldığına ilişkin bir açıklık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki işlem bankacılık işlemi olması nedeniyle dava, ticari dava olsa da 6502 sayılı yasa uyarınca taraflardan birinin tüketici olması durumunda davanın tüketici mahkemesinde görülmesi yasanın emredici hükmüdür. Bu durumda ilk derece mahkemesince tüketici mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçe ile iş mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.Sonuç olarak; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’ nın 355 ve 353/1-a3 maddeleri gereğince kaldırılarak, kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 07/10/2019 tarih ve 2018/649 Esas -2019/885 Karar sayılı kararının HMK’nın 355 ve 353/1-a3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davalı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/06/2020 tarihinde HMK’ nun 355 ve 353/1-a3 maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.