Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/454 E. 2020/463 K. 10.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/454
KARAR NO : 2020/463
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMES : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 10/01/2020
NUMARASI 2020/4 D.İş – 2020/10 Karar
DAVA: İhtiyati Tedbir – İhtiyati Haciz Talebi
KARAR TARİHİ : 10/04/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili ile dava dışı …. San. Tic. Ltd. Şti. arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalının garantör olduğunu, bu çerçevede müvekkili şirketin vereceği malların teminatı olarak … tarafından 1.250.000 TL bedelli senet verildiğini, borcun ödenmemesi üzerine borç tutarı üzerinden teminat senedinin takibe konulduğunu, …’ın senetteki imzasına itiraz ederek icra mahkemesine müracaatla takibi durdurduğunu ve bu mahkemece tazminat ve para cezasına karar verildiğini bu tazminat ve para cezasının ödendiğini, senetteki imzanın diğer borçlu tarafından atıldığının öğrenilmesi üzerine borçlular hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, borçlular hakkında İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ nde 2017/51 E. sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonunda dolandırıcılık suçundan beraatlerine, resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmalarına karar verildiğini, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine kesinleştiğini, müvekkilinin borçluların birlikte eylemleri nedeniyle hem alacağını tahsil edemediğini hem de sahte imza nedeniyle tazminat ve para cezası ödemek zorunda kaldığını, borçluların borçlarını ödememek için çeşitli hileli işlemlere başvurduklarının sabit olduğunu, istem dilekçesinde belirtilen gerekçelerden dolayı aleyhine tedbir istenilen …’ın … Mah. … mevkii … ada … parselde bulunan taşınmazın üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde İİK.nun 257/2 madde hükmü gereğince davalının alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğundan ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/01/2020 tarih 2020/4 D.İş – 2020/10 Karar sayılı kararında;”…İİK’nın 258/1. Maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda, davacı tarafından ihtiyati tedbir ve haciz kararı verilmesini gerektirecek nitelikte kanaat getirecek delil ve belge sunulmadığından, davacı avukatının ihtiyati haciz ve tedbir isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır….”gerekçesi ile, avacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz isteminin koşulları bulunmadığından reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Beyaz eşya alanında üretim yapan müvekkili şirketin bölge bayiliğini yapan dava dışı ….Ltd.Şti.’nin yetkilisi davalı …’ın, müvekkili şirketin kendisine vereceği mallar için 1.250.000,00 TL bedelli 20/11/2013 tanzim ve 29/11/2013 vade tarihli senedi müvekkili şirkete verdiğini, ürünleri teslim aldığını ancak ürün bedellerini ödeyemediğini, bunun üzerine müvekkiil şirket tarafından, senede dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, …’a ait taşınmazların haczedildiğini, satış aşamasına gelindiğini ancak tam bu esnada …’ın senetteki imzaya itirazda bulunduğunu, yapılan imza incelemesi sonucu senetteki imzanın …’a ait olmadığının anlaşıldığını, icra takibi ve satış işlemlerinin iptal edildiğini, müvekkili şirketin alacağını alamadığı gibi, takip konusu alacağın %20’si oranında tazminata ve takip konusu alacağın %10’u oranında para cezasına mahkum edildiğini,Müvekkili şirket çalışanı ile davalı … arasındaki telefon görüşmesi sırasında, davalı …’ın çalışanı diğer davalı …’ün, senetteki imzayı kendisinin attığını ikrar ettiğini, davacı tarafça, davalılar … ve …’ün fikir ve eylem birliği içerisinde senedi tanzim ederek resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediğine yönelik şikayet üzerine yapılan yargılama neticesinde davalıların resmi belgede sahtecilik sebebiyle ceza aldığını, tüm bu olaylar sebebiyle müvekkili şirket alacağından mahrum kaldığı gibi, sahte imzası ile bu duruma sebebiyet veren davalıya, ödül gibi tazminat ve para cezası ödemek durumunda kaldığını,Müvekkili şirketin, davalıların bu eylemleri sebebiyle uğradığı zararın tazmini amacıyla açacağı dava öncesinde zorunlu olarak arabulucuya başvuracağı için zaman kaybı yaşayacağını ve kötüniyeti, mal kaçırma amacı sabit olan davalının, üzerine kayıtlı taşınmazı bu süre içerisinde devretme riski olacağını, Davalıların kötüniyetlerinin, senede sahte imza attıklarının, haczedilmiş taşınmazın satışı aşamasına gelmiş icra takibini sahte imzalarına dayanarak iptal ettirdiklerinin ve müvekkilini maddi zarara uğrattıklarının mahkeme kararları ile sabit olması sebebiyle davacı tarafça açılacak dava öncesinde, müvekkili şirketin telafisi mümkün olamayacak zararlara uğramasına engel olmak bakımından ihtiyati tedbir, kabul edilmediği takdirde ihtiyati haciz başvurusunda bulunulduğunu, ancak İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi, yukarıda numarası yazılı, 10.01.2020 sayılı kararı ile ‘somut olayda davacı tarafından ihtiyati tedbir ve haciz kararı verilmesini gerektirecek nitelikte kanaat getirecek delil ve belge sunulmadığı’ gerekçesiyle talebinin reddine karar verdiğini; bu kararın kaldırılması gerektiğini, Müvekkili şirketin, …. San. Tic. Ltd. Şti. yetkilisi … ile yaptığı görüşmeler neticesinde anılan şirketle bayilik sözleşmesi imzaladığını, (dava dilekçesi ek-1), 22/07/2013 tarihinde …. San. Tic. Ltd. Şti. ile bayiliğin bölge bayiliğine çıkarılmasına karar verildiğini ve … San. Tic. Ltd. Şti. adına garantör … ile garantörlük sözleşmesi imzalandığını, (dava dilekçesi ek-2) bu çerçevede müvekkili şirketin vereceği mallar için … tarafından keşide edilen 1.250.000,00 TL bedelli 20/11/2013 tanzim ve 29/11/2013 vade tarihli senedin, müvekkili şirket çalışanı … teslim edildiğini, (dava dilekçesi ek-3 Senet sureti). … San. Tic. Ltd. Şti.’nin ürünleri düzenli bir şekilde almasına rağmen, borcunu gününde ödememesi üzerine, taraflar arasındaki sözleşme doğrultusunda, … tarafından müvekkili şirkete verilen 1.250.000,00 TL’lik senet, borç tutarı oranında takibe konulduğunu, bu çerçevede müvekkili şirketin 648.951,00 TL alacağının … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’den tahsili için, 10/01/2014 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, (dava dilekçesi ek-4 İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı tasdikli dosya sureti). Bu takip sırasında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında …’ın sahibi olduğu gayrimenkule (bina) haciz konulduğunu, kıymet takdiri yapıldığını, …’ın hissesinin değerinin 1,845,000 TL olduğunun tespit edildiğini, (dava dilekçesi ek-5) ve satış aşamasına gelindiğini, Takyidatlar sıralamasında 1. Sırada bulunan … Bankası A.Ş.’nin alacağının kalmaması (dava dilekçesi ek-6) nedeni ile takyidatlarda ilk sırada bulunan (dava dilekçesi ek-7) müvekkili şirketin satış sonrasında alacağının tahsili neredeyse kesin hale geldiğini, Ancak …. San. Tic. Ltd. Şti. yetkilisi …’ın bu aşamada, İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/88 E. sayılı dosyası ile senet üzerindeki imzasına itiraz ederek takibi durdurduğunu, senet üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde imzanın şirket yetkilisi-davalı …’a ait olmadığının anlaşıldığını, Mahkemece; İmza itirazının kabulü ile Takibin durdurulmasına, müvekkili şirket aleyhine takip konusu alacağın %20’si oranında tazminata ve takip konusu alacağın %10’u oranında para cezası ödenmesine karar verildiğini, (dava dilekçesi ek-8 İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/88 E. sayılı dosyası karar sureti).Davalı … tarafından anılan mahkeme kararına dayanılarak davacı müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını (dava dilekçesi ek-9 icra emri örneği); müvekkili şirketçe anılan icra dosyasına 08.07.2015 günü 157,592,08 TL ödeme yapıldığını (dava dilekçesi ek-10 ödeme dekontu örneği) yine anılan İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi kararı gereğince davacı müvekkil tarafından 71.591,76 TL para cezasının da 07.12.2016 tarihinde ödendiğini, (dava dilekçesi ek-10 dekont örnekleri). Müvekkili şirket çalışanı, dava dışı … ile davalı …’ın yanında çalışan diğer davalı …’ün telefon görüşmesi kayıtlarında …, takip konusu senet üzerindeki imzayı aslında kendisinin attığını ikrar ettiğini, davacı tarafa … ve …’ün fikir ve eylem birliği içerisinde senedi tanzim ederek resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediğine yönelik şikayet üzerine, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/51 E. sayılı dosyası ile yürütülen yargılamada … ve …’ün ayrı ayrı, Tacir ve Şirket Yöneticileri ile Kooperatif Yöneticilerinin Dolandırıcılığı suçundan beraatlerine, resmi belgede sahtecilik suçundan ise 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiğini, İstinaf incelemesi sonucunda da kararın kesinleştiğini, (dava dilekçesi ek-11 İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/51 E. 2017/385 K. 12/12/2017 tarihli, davalıların hapisle cezalandırıldığını gösterir ilam sureti – ek-12 Kararın kesinleştiğini gösterir İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi’nin 2018/2654 E. 2018/3187 K. 20/12/2018 tarihli mahkeme ilamı).Davalı tarafın senetteki imzaya itirazı ve açılan davalar sebebi ile müvekkili şirketin netice olarak; senedin iptal edilmesinden dolayı İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının iptal edildiğini, bu dosyadan konulan haczin fek edildiğini, bu nedenle müvekkil şirketin 648.951,00 TL alacağını tahsil edemediğini, borçlu …. San. Tic. Ltd. Şti. için aciz vesikası alınmak zorunda kalındığını, alacağın tahsil edilemediği gibi müvekkili şirketin, tazminat olarak ödediğini 157.592,08 TL ve ceza olarak ödediğini 71.591,76 TL olmak üzere işlemiş faizler hariç TOPLAM 878.134,84 TL tutarında zarara uğradığını, Davalıların haksız filleri sebebiyle müvekkili şirketin ödemek zorunda kaldığı 71.591,76 TL para cezası ile 157.592,08 TL tazminat olmak üzere toplam 229.183,84 TL’nin müvekkil şirkete ödenmesi talebiyle davacı tarafça dava açılacağını, ancak tarafların tacir olması ve bayilik sözleşmesi hükümlerinin yerine getirilmemesi sonucu takibe konulan senetteki sahte imza neticesinde müvekkili şirketin zarara uğramış olması sebebiyle, davaya konu olay tacirler arası haksız fiil niteliğinde olup; davalılar hakkında açılacak dava ticari dava niteliğinde olduğunu, TTK 5/A gereğince müvekkili şirketin açacağı, tazminat talepleri hakkındaki ticari dava sebebiyle, davayı açmadan önce arabulucuya başvurmasının dava şartı olduğunu, ancak arabuluculuk aşamasında davalılardan …’ın, daha önce üzerine haciz konulan ve davalıların sahte imzaları sebebiyle haczin kaldırıldığı … Mah., … Mevkii, … ada, … parselde bulunan, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında mevcut kıymet takdir raporunda …’ın hissesinin değeri 1,845,000 TL olarak tespit edilen taşınmazı devretme ihtimali bulunduğunu,Müvekkile olan borçlarını ödememek maksadıyla senedi çalışanına imzalatan, bu haksız eylemi sonucu müvekkili şirkete olan 648.951,00 TL borcunu ödemekten kurtulan ve üstüne üstlük imza itirazının kabulü sonucu müvekkili şirketten 157.592,08 TL tazminat alan …’ın, müvekkil şirketin açacağı davayı da neticesiz bırakmaya çalışacağına şüphe bulunmadığını, …’ın taşınmazını devretmesi sonucu müvekkili şirketin hakkını elde etmesinin imkansız hale geleceğini ve müvekkili şirketin telafisi mümkün olmayacak zararlara uğrayacağını,Açıklanan sebeplerle, müvekkilin telafisi mümkün olamayacak zararlara uğramasının engellenmesi bakımından, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, yukarıda numarası yazılı, 10.01.2020 tarihli kararına itirazın kabulü ile kararın istinaf yolu ile incelenerek kaldırılmasını; HMK 389. vd. maddeler gereğince, davalılardan …’ın … Mah., … Mevkii, … ada, … parselde bulunan taşınmazının 3.şahıslara devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesine; bu talebin kabul edilmemesi durumunda İİK nun 257.md.si 2.fıkrası 2. bendi gereği davalıların ‘alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğu’ hususunun sabit olması sebebiyle davalılara ait taşınır, taşınmaz mallar ve 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, bayilik sözleşmesinden kaynaklı alacak ile haksız icra mahkemesine şikayet nedeniyle ödenmek zorunda kalınan tazminat ve para cezası alacakları nedeniyle ihtiyati tedbir olmadığı takdirde ihtiyati haciz istemine ilişkindir.HMK’nın 389. maddesine göre ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.Talep edenin üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, borçlu İbrahim üzerine kayıtlı taşınmaz taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Bu nedenle taşınmaz üzerine 3. kişilere devrin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı usul ve yasaya uygundur.İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haczin şartları düzenlenmiştir. Buna göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19. HD 2016/18235 E. 2018/731 K.)Asıl alacak yönünden İhtiyati haciz talep edenin dosyaya sunduğu, belgeler, alacağın varlığı ve muaccel olduğuna ilişkin yaklaşık ispat ölçüsünde ispata yeterli değildir. Özellikle Ağır Ceza mahkemesinin verdiği resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı, (HAGB kararı olup maddi hukuk anlamında kesinleşmemiştir), icra mahkemesince verilen tazminat ve para cezasının haksız olduğuna ilişkin yaklaşık ispata yeterli ise de bayilik sözleşmesinden kaynaklı alacağın varlığı yargılamayı gerektirmekte olup yapılacak yargılama sonunda alacağın varlığı ve muacceliyeti belirlenecektir. Buna göre mahkeme kararı asıl alacak bakımından usul ve yasaya uygundur. Ancak İcra mahkemesince alacaklıya uygulanan tazminat ve para cezası bakımından alacağın varlığı dosyaya sunulan belgelerle yaklaşık olarak ispatlanmıştır. Bu nedenle bunlar yönünden ihtiyati haciz şartları oluşmakla talebin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken tamamen reddi hatalı olmuştur.Sonuç itibariyle, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İDM. kararının HMK. 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce yeniden hüküm kurularak talep eden davacının ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulü ile 157.592,08 TL tazminat + 71.591,76 TL para cezası toplamı 229.183,84 TL yönünden alacağın %15 oranında teminat karşılığında karşı taraf/borçlunun alacağa yeter taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; İhtiyati haciz talep eden alacaklının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 10/01/2020 tarih ve 2020/4D. İş – 2020/10 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 1-Yukarıda yazılı sebeplere, dosya kapsamına ve borçluların durumuna göre borç, para borcu olup, borcun rehinle temin edilmediği ve vadesinin geldiği, ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasal koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla, ihtiyati haciz talep edenin talebinin kısmen kabulü ile İİK.’ nın 257 ve müteakip maddeleri gereğince borçluların gerekçede belirtildiği üzere 229.183,84 TL’ lik borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, Aşan istemin REDDİNE, İhtiyati Tedbir talebinin REDDİNE, 2-İhtiyati haciz isteyen tarafın İİK. 259, HMK.87 maddesi uyarınca belirlenen ve kabul edilen alacak miktarının % 15′ ine tekabül eden 34.377,58-TL tutarında nakdi veya Mahkemece kabul edilecek kat’ i süresiz ve muteber banka teminat mektubunu ilgili ilk derece mahkeme veznesine depo etmesi halinde ihtiyati haciz kararının yetkili icra müdürlüğünce infaz edilmek üzere ihtiyati haciz isteyene verilmesine, 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 89,60.TL harç dava açılırken peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İlk derece mahkemesinde alacaklı tarafından yatırılan 241,40 TL harç toplamı ve yine alacaklı avansından sarf edilen 87,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 328,4.TL’ nin borçlulardan alınarak alacaklıya verilmesine, 5-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde istinaf talep edene iadesine, 6-İstinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 42,40 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam 191,00 TL’ nin borçlulardan alınarak ihtiyati haciz talep edene verilmesine, 7-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/04/2020 tarihinde İİK.258/2 ve HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.