Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/449 E. 2022/320 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/449 Esas
KARAR NO: 2022/320 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2018
NUMARASI: 2017/842 Esas 2018/1000 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,müvekkili şirketin oto gaz, araç kit …vs işleri ile iştigal ettiğini, davalının müvekkilinden satın ve teslim aldığı mal bedellerini ödememesi üzerine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalı/borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalı tarafın süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı, 09/10/2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ile, bilirkişi raporunu TK.35.maddeye göre tebliğden dolayı aldığını, iş yerini 30/09/2012 tarihinde resmi olarak kapatmasına rağmen mernis adresi varken eski adrese dava günü ve bilirkişi raporunun neden tebliğ edildiğinin açıklamaya muhtaç olduğunu, davaya cevap verilmemesinin sebebinin bu olduğunu, bilirkişi raporuyla da borçlu olmadığının tespit edildiğini, bilirkişi raporunda belirtilen 5 adet fatura karşılığı mal tarafına asla teslim edilmediğini, bu fatura ve irsaliyelerin kendi firmasıyla hiç bir ilişkisi olmadığını zaten teslim imzası olmadığını, zaten ticari ilişkide yaklaşık 40.000.TL ödenmesine rağmen 4.750,00.TL’yi ödememesinin ticari ilişkide mantığı olmadığını savunarak, icra takibine yapmış oldukları itirazın gerek bilirkişinin raporu ışığında gerçekleri yansıtmayan belge ve vesikalara dayanmayan bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/10/2018 tarih ve 2017/842 Esas – 2018/1000 Karar sayılı kararında;”…Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde; davacının 2012 yılı itibariyle davalı şirkete 16 adet satış faturası düzenlediği, devir bakiyesi ile birlikte toplam alacağının 44.673,17 TL. olduğu, bu tutarın 39.914,84 TL. sinin davalıdan tahsil edildiği, davacının bakiye 4.748,84 TL. alacaklı göründüğü, ancak davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmadıkları, sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, davacının 16 adet fatura içeriği malı davalıya teslim ettiğine ilişkin irsaliyeleri sunmadığı, davacının 04/05/2012 tarihi itibariyle kendi defterlerine göre davalı şirkete borçlu göründüğü, ancak bu tarihten sonra toplam 5.225,99 TL. lik 5 adet fatura düzenlediği ve bu faturalara konu malları da davalıya teslim ettiğini ispatlayamadığı ve bu nedenle takip tarihi itibariyle alacağının varlığı kanaatine ulaşılamadığı anlaşılmakla…”gerekçesi ile,Davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Mahkemenin kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davalı borçlunun müvekkili şirketin müşterisi olup aralarında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı borçluya mal satıldığı ve davalı borçlunun malları teslim aldığını, Ancak davalı borçlunun, malları teslim almış olmasına rağmen yapması gereken ödemeyi gerçekleştirmediğini, keza davalı borçlunun malları teslim almadığına dair yerel mahkeme huzurunda her hangi bir itirazda bulunmadığını, müvekkili şirketin tüm uyarılara rağmen ödeme yapmayan davalı borçlu için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun haksız itirazı sonucunda takip durdurulduğu ve taraflarınca da itirazın iptali davası açıldığını, Yerel Mahkeme tarafından, ticari defter ve kayıtların incelenmesinde davacının 2012 yılı itibariyle davalı şirkete 16 adet satış faturası düzenlediği , devir bakiyesi ile birlikte toplam alacağının 44.673,17-TL olduğu, bu tutarın 39.914,84-TL ‘sinin davalıdan tahsil edildiği , davacının bakiye 4.748,84-TL alacaklı göründüğü , ancak müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmadıkları , sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, müvekkilinin 16 adet ‘fatura içeriği malı davalıya teslim ettiğine dair irsaliye sunmadığı gerekçesiyle davamızın reddine karar verildiğini, bu kararın kabul edilmesinin mümkün olmadığını, Davalının müvekkilinden satın almış olduğu malları teslim almadığına dair herhangi bir beyanı olmadığını, ayrıca davalı borçlu aradaki ticari ilişkiyi ve mal alımı yaptığını kabul ettiğini, ticari ilişki boyunca taraflar arasındaki teslimatlar kargo aracılığı ile yapıldığını, müvekkili şirket tarafından yapılan teslimatlar yıllar önceye dayanmakta olup bu teslimatlar kargo yolu ile karşı ödemeli olarak yapıldığını ve bu sebeple müvekkili şirkette gönderi evrakları bulunmadığını, Bu sebeple de taraflarınca yerel mahkemeden satılan malların gönderiminin gerçekleştirildiği … Hiz. A.Ş.’ye müzekkere yazılarak, 2011/2012 yıllarına ait kargo gönderi içeriklerinin içerik listesinin ve teslim belgelerinin istenmesinin talep edildiği ancak yerel mahkeme tarafından son celsede kargo şirketi ile ilgili talebin gerekçesiz olarak reddedildiğini, yerel mahkemenin gerekçesiz olarak vermiş olduğu ret kararının eksik incelemeye sebebiyet vermiş olmasından dolayı dahi yerel mahkemenin ret kararının bozulması ve düzeltilmesi gerektiğini, yerel mahkemenin toplaması gereken delil ve belgeleri yeterince toplamadan nihai kararını verdiğini, Yerel mahkemenin hem müzekkere talebini gerekçesiz olarak reddettiği hem de bilirkişi raporuna karşı sunmuş oldukları itirazı dikkate almadığını, oysa ki bilirkişi raporuna karşı sunmuş olduğu itirazlarında bilirkişi raporundaki eksiklikleri belirttiği ve yeni bir rapor alınması talebinde bulunmuşken yerel mahkeme tarafından bu talebin hiç dikkate alınmadan ve incelemeden reddedildiğini, Bilirkişi raporunda müvekkili tarafın ibraz ettiği ticari defterlerinde davalıdan 4.748,84.TL bakiye alacağının olduğunun tespit edildiği ,davalı tarafın ticari defter sunmadığı ,borç alacak ilişkisinin tespit edilemediği , müvekkilinin takip konusu alacağı meydana getiren 5.225,99.TL tutarlı 5 adet fatura ve içeriği malları davalıya teslim ettiğini ispat edemediğini bu sebeple de alacağın tespit edilemediği yönünde kanaat bildirdiğini, ancak müvekkilinin davalı taraftan olan alacağı davalının kendi beyanlarıyla sabit olduğunu, zira davalı aradaki alış verişi kabul ettiğini, ayrıca müvekkilinin tüm satışı ticari defterlere işlediği ancak davalı taraf defter ibraz etmediğini, Bilirkişi raporunda 5 adet faturanın teslim edilip edilmediğini ispat etmelerinin gerektiğinin belirtildiği, ancak müvekkilinin bu faturaları ispat edip etmediğini ispatlamak gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını, davalı borçlu icra dosyasına yapmış olduğu itirazda aradaki ilişkiyi kâbul etmiş malların bedelini ödediğini beyan ettiğini, dolayısıyla da davalı tarafın malların bedelini ödediğini belge ve makbuz ile ispatlaması gerektiğini, zaten davalının faturaları teslim almadığı gibi bir beyanı mevcut olmadığı gibi fatura içeriklerine karşı da yasal süre içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, davalı taraf taraflar arasındaki ticari ilişkiye çok açık ve net olarak kabul ettiği, keza malları teslim aldığına dair de bir itirazda bulunmadığı ve müvekkilinin şirketinden almış olduğu malların bedelini ödediğini iddia ettiğini, mahkeme davalı tarafın ödediğim demiş olduğu malların makbuzları ve belgelerin istenmesi gerekirken mahkemece hiçbir şekilde böyle bir inceleme yapma dan yasalara ve usule aykırı olarak davanın reddine karar verdiğini, Yine bilirkişi raporunda sevk irsaliyelerinde malları teslim alan kişinin isim ve imzasının olmadığı müvekkilinin fatura ve mal teslimini ispat edemediği yorumuna varıldığını, daha önce de belirtilmiş olduğu gibi davalı tarafın fatura ve malları teslim almadığına dair herhangi bir beyanı bulunmadığını, ayrıca bilirkişi raporunda hem davacı müvekkilinin davalı taraftan 4.748,84-TL alacaklı olduğu belirtildiği, ancak devamında alacağın ispat edilemediğinin belirtildiğini, bilirkişi raporuna karşı tüm itirazların sıralanmış olmasına ve malların gönderildiği kargo şirketine müzekkere yazılması talep etmiş olunmasına rağmen yerel mahkeme tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden ve hatta incelemeden reddedildiğini, dolayısıyla müvekkilinin ticari defterleri ve davalı tarafın kendi beyanlarıyla ticari ilişki ve borç açıkça belli olup eksik bilirkişi raporuna karşı sundukları itirazları dikkate alınmadan, müzekkere talebi hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedilerek verilen ret kararı açıkça usul ve yasalara aykırı olduğunu, dolayısıyla muştur. Dolayısıyla bu eksik inceleme sonucu verilen bu kararın bozulması gerektiğini, Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı yerel mahkemenin nihai kararını kabul etmediklerini, yerel mahkemenin taleplerini ve delillerini yeterince araştırmadan karar verdiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, usule, yasalara ve Yargıtay’ın kökleşmiş görüşlerine aykırı olarak verilen ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, talep gibi karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı, davaya cevap vermemiş ve münkir sayılmıştır.Davalı vekili icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde, takibe, borca ve faize itiraz ettiğini belirtmiştir.Davalının bilirkişi incelemesine ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacının delil listesinde kendi ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayandığı, davacının ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacının 05/05/2012 tarihi itibariyle davalı firmaya 27,66 TL. Borçlu durumda olduğu, 05/05/2012 tarihinden sonra kestiği toplam: 5.225,99 TL. Miktarlı 5 adet fatura ve içeriği mallara ait ibraz edilen sevk irsaliyelerinde malları teslim alan kişinin isim ve imzasının olmadığı, bu durumda davacının 4. 748,84 TL. Bakiye alacağı meydana getiren toplam: 5.225,99 TL. Bedelli 5 adet fatura ve içeriği malları davalıya teslim ettiğini isbat edemediği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının olduğu tesbitine varılamadığı belirtilmiştir. Davalı bilirkişi raporuna yönelik verdiği beyan dilekçesinde, bilirkişi raporunda belirtilen 5 adet toplam: 5.225,99 TL. Lik fatura karşılığı mal tarafına asla teslim edilmediğini, zaten teslim alan imzasınında olmadığını, bu faturaların firması ile ilgisinin olmadığını, gerçekleri yansıtmayan, belge ve vesikalara dayanmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili bilirkişi raporuna yönelik verdiği itirazlarını içerir beyan dilekçesinde;… Müvekkili şirketin davalı taraf ile ticari ilişkisine başladıktan sonra mal tesliminin ticari teamüller göre sürekli kargo kanalı ile yapıldığını, yani davalı taraf hiçbir zaman müvekkilim şirketinde istemiş olduğu malları kendisi gelip teslim almadığını, müvekkilinin mal teslimini sürekli anlaşmış olduğu kargo şirketi ile tarafların anlaşmasına göre karşı ödemeli olarak yaptığını, karşı ödemeli olarak gönderilen bu faturaların makbuzlarının müvekkili şirketde bulunmadığını, bu sebeple… HİZ.A.Ş. (… Mah … Cad No:… Bağcılar-İstanbul) Müşteri hizmetleri veya Hukuk Birimine Müzekkere yazılarak müvekkili şirketin 2011 ile 2012 tarihleri arasında davalı tarafa göndermiş olduğu kargo gönderilerinin içerik listesini ve teslim belgelerinin istenmesini, kargo şirketinden gelen cevaba göre yeniden rapor alınması talep etmiştir. Mahkemece 16/10/2018 tarihli duruşmanın ara kararı ile, davacı vekilinin bu aşamada kargo fişlerinin araştırılması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Davacı ticari defterlerinde kayıtlı olan toplam: 5.225,99 TL. Bedelli 5 adet fatura ve irsaliyede teslim alan imzası olmayıp davalı tarafça icra dosyasına verilen itiraz dilekçesinde açıkça borcun kaynağına, itiraz edilip borç kabul edilmediğinden imzasız irsaliyeli fatura içeriği malların teslim edildiğinin / verildiğinin ispat külfeti davacı satıcıya aittir.6100 sayılı HMK.’nun Hâkimin davayı aydınlatma görevi başlıklı 31. maddede; hakimin, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz ya da çelişkili gördüğü konular hakkında taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği, kanıt gösterilmesini isteyebileceği belirtilmiştir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince, hâkimin davayı aydınlatma görevi kapsamında davacı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik verdiği beyan dilekçesinde belirttiği hususlarda … HİZ.A.Ş.’ye müzekkere yazılıp gelen cevabi yazının mahiyetine göre gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınıp ve gerektiğinde davacıya yemin delili de hatırlatılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde olmayıp davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.HMK.nun (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/10/2018 tarih ve 2017/842 Esas 2018/1000 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde tarafa iadesine,4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/03/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.