Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/441 E. 2020/374 K. 13.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/441
KARAR NO: 2020/374
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2019 ( İhtiyati Hacze İtirazın Kabulüne İlişkin Karar )
DOSYA NUMARASI: 2019/1058 D. İş Esas- 2019/1073 D.İş Karar
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Alacaklı vekili ihtiyati haciz talep dilekçesinde özetle; borçlu tarafından 30.09.2018 keşide tarihli ve 30.03.2019 ödeme tarihli 30.000,00 TL bedelli, 30.09.2018 keşide tarihli ve 30.04.2019 ödeme tarihli 75.000,00 TL bedelli ve 30.09.2018 keşide tarihli ve 30.06.2019 ödeme tarihli 100.000,00 TL bedelli senetlerin keşide edilerek müvekkil bankaya verildiğini, Senetlerin yasal süresi içerisinde ödenmediğini, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, Borçlularla yapılan müteaddit görüşmelerin sonuç vermediğini, borçlunun mal kaçırma kastı ile hareket ettiği yolunda istihbaratlar alındığını, bu nedenle ihtiyati haciz isteme zorunluluğu doğduğunu beyanla; Açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; 255.000,00 TL tahsili zımnında borçluya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, masraf ve avukatlık ücretinin borçlular üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekilinin ihtiyati haciz talebi üzerine İlk Derece Mahkemesi’ nin 18/07/2019 tarih ve 2019/1058 D. İş Esas- 2019/1073 D.İş Karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile; ” … Talep dilekçesi ve belge asılları ile tüm dosya kapsamına göre talebin İ.İ.K’nun 257. ve devamı maddeleri gereğince yerinde olduğu anlaşılmakla, TALEBİN KABULÜ İLE, Alacaklının iddia ettiği yukarıda belirtilen alacak miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla, borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının İHTİYATEN HACZİNE, 2- Alacağın % 15 oranında 38.250-TL nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubunun alacaklı tarafından 10 gün içerisinde Mahkememiz veznesine teminat olarak yatırılmasına,yatırılmadığı takdirde ihtiyati haczin kalkmasına, 3- Teminat yatırıldığında kararın süresinde infazı için İstanbul Adalet Komisyonu Başkanlığı’nın 20/06/2017 tarih ve 2017/13532 muh sayılı yazısı gereğince İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına gönderilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, borçlu vekili tarafından itiraz dilekçesi sunulmuştur. Borçlu vekili verdiği 31/07/2019 havale tarihli itiraz dilekçesi ile; borçlu adresinin Silivri olduğunu, kambiyo takibine konu senedin keşide yerinin de Silivri olduğunu, yetkili mahkeme ve icra dairelerinin Silivri olması nedeniyle İstanbul icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olmadığını, Silivri Mahkemeleri ve İcra Darilerinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye itiraz ettiklerini ve ayrıca takibe konu senetler incelendiğinde borca konu senetlerin malen yani mal karşılığı müvekkil şirket tarafından … A.Ş. Yetkililerine verildiğini, söz konusu şirketin icra takibine konu malları müvekkili şirkete teslim etmediğini belirterek, mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini, yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekili 28/08/2019 tarihli cevap dilekçesi ile; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kanunen aranan tüm koşulların somut olayda mevcut olduğunu, ihtiyati haciz kararının hangi şartlarda verilebileceğinin açık olduğunu, İİK madde 257’ye göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın mevcut olması ve rehinle temin edilmemiş olmasının gerektiğini, müvkkilinin senede dayalı alacağın mevcut olduğunu ve rehinle temin edilmediğini, bu senetlerin bedelleri, vade tarihinde ödenmeyecince de müvekkilinin alacağının muaccel hale geldiğini, İİK madde 258/1’de ihtiyati hacze karar verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olduğunun düzenlendiğini, bu konuda Yargıtay içtihatlarının bulunduğunu, ayrıca ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin İİK madde 265’de sınırlı olarak sayıldığını, bu sabeplerin dışında bir sebebin ileri sürülerek ihtiyati haciz kararına itiraz edilmesinin kanunen mümkün olmadığını belirterek ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesini, tüm yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 18/09/2019 tarih ve 2019/1058 D. İş Esas – 2019/1073 D.İş Karar sayılı Ek Kararı ile; ” … Dosyanın incelenmesinde; Alacaklı … Bank A.Ş. vekilinin talebi doğrultusunda, toplam 255.000-TL üzerinden blu … Ltd. Şti. aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiği, Mahkememizn 18/07/2019 tarih, 2018/1058 D.İş ve 2019/1073 K.sayılı kararı ile talep gibi karar verildiği, akabinde aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlu tarafça, Yasal süresi içerisinde ve 31/07/2019 tarihinde mahkememizin değişik iş kararına karşı, yetki ve alacağın esası yönlerinden itiraz edildiği anlaşılmaktadır. 2004 Sayılı Yasamız; “Madde 50 – Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur. Madde 258 – İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Madde 265 – Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” hükümlerine haizdir. 2004 Sayılı Yasanın emredici hükümlerine göre ihtiyati haciz kararı, yetkili mahkemece verilebilecektir. Uyuşmazlığa kon ihtiyati haciz ve icra dosyalarının incelenmesinden, borçlu şirketin adresinin Silivri olduğu, takibe ve ihtiyati hacze konu edilen bonoların bir kısmında da Silivri Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtilmesi karşısında, 2004 Sayılı Yasanın 50, 258 ve 265. Maddeleri ile 6100 Sayılı HMK’nın 5 ve devamı maddeleri gereğince, Mahkememizin yetkisiz olduğu, ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili mahkemenin, somut uyuşmazlıkta Silivri Mahkemeleri olduğu sonucuna varıldığı … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1- Mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlunun İTİRAZININ KABULÜ ile Mahkememizin 18.07.2019 Tarih, 2019/1058 Değişik İş VE 2019/1073 Karar Sayılı İHTİYATİ HACİZ KARARININ, 2004 Sayılı Yasanın 50, 258 ve 265. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK’ nın 5 ve devamı maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece borçlunun itirazları kabul edilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiğini, bu kararın kabulünün mümkün olmadığını, İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için kanunen aranan tüm koşulların somut olayda mevcut olduğunu, müvekkilin borçludan alacaklı bulunduğunu, İhtiyati haciz kararının hangi şartlarda verilebileceğinin açık olduğunu, İİK md 27′ ye göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın mevcut olması ve rehinle temin edilmemiş olması gerektiğini, ihtiyati hacze konu alacağın dayanağının 30.03.2019, 30.04.2019, 30.05.2019 ve 30.06.2019 ödeme tarihli 4 senet olduğunu, söz konusu senetlerin toplam bedelinin 255.000,00 TL olarak hesaplanarak asıl alacağın belirlendiğini, müvekkilin senede dayalı bir alacağının mevcut olduğunu ve bu alacağın rehinle temin edilmediğini, bu senetlerin bedellerinin, vade tarihinde ödenmeyince de müvekkilin alacağının muaccel hale geldiğini, yani ihtiyati haczin koşullarının oluştuğunu ve müvekkilin ihtiyati haciz kararı talep etme hakkı bulunduğunu, İİK m. 258/1′ de; ihtiyati hacze karar verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının” yeterli olduğunun düzenlendiğini, yani mahkeme tarafından işin esasına girilerek alacağın haklılığı konusunda ayrıntılı inceleme yapılmasının ihtiyati haciz müessesesine aykırı olduğunu, Mahkemenin görevinin sadece ihtiyati haciz talebini, kararın alınmasını gerektiren nedenler bakımından değerlendirmek olduğunu, somut olayda da senetten kaynaklanan alacak için ihtiyati haciz talep edildiğini, yerel mahkemece ilk olarak ihtiyati haciz kararı verildiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 2011/2393 E. 2011/4488 K. sayılı kararının da haklılıklarını gösterdiğini, yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı yerinde iken borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazları dikkate alınarak haklı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Borçlu tarafından ileri sürülen haksız yetki itirazının yerel mahkemece kabul edilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, Senede dayalı borcun götürülecek borç niteliğine dönüştüğünü, götürülecek borçlarda TBK m. 89 gereği alacaklının ikametgah yeri mahkemesi ve icra dairelerinin de yetkili olduğunu, bu nedenle de borçlu tarafın yetki itirazının yerinde olmadığını, Yargıtay kararlarında da bu hususun açık olarak belirtilmekte olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 2005/8454 E – 2005/8277 K sayılı kararında konuya değinilmekte olduğunu, “…Çekin keşide yeri, ödeme yeri, borçluların ikametgahları mahkemenin yetki alanı dışında ise de, temel ilişkiden soyut olan ve ayrıca karşılıksız kalmış olan çeke dayalı borcun, salt para borcu niteliğinin bulunduğunu gözeterek, TBK.’nun 73.’ncü madde hükmü uyarınca, alacaklının ikametgah yeri itibariyle mahkemenin yetkili olmasına rağmen aksine hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle kabul şekli bakımından da bozulması gerekmiştir. Dava konusu senetler üzerindeki yetkiye ilişkin herhangi bir kaydın yukarıda bahsedilen genel yetki kuralının uygulanmasına engel olmadığını, bunun yanında itiraz eden borçlunun iddialarını kabul etmemekle birlikte ihtiyati hacze konu senetlerin üzerinde Silivri Mahkemeleri’ nin yetkisi hakkında bir kayıt ihtiva etmeyen senetler de var olup yerel mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, Yerel mahkeme, ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili mahkeme olup davacının haksız ve mesnetsiz itirazlarının kabul edip hukuka uygun olarak verdiği ihtiyati haciz kararını kaldırmasının hukuka sığmadığını, İhtiyati hacze itiraz sebeplerinin İİK md 265′ de sınırlı olarak sayıldığını, bu sebeplerin dışında bir sebep ileri sürülerek ihtiyati haciz kararına itiraz edilmesinin kanunen mümkün olmadığını, Borçlu itirazının İİK md 265′ de sınırlı şekilde sayılan itiraz sebepleri arasında da yer almadığını, İİK md 265′ te yer almayan bir sebep ileri sürülerek ihtiyati hacze itiraz edilemeyeceğini, ihtiyati haciz kararı verilmesi için gerekli olan bir alacağın bulunması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olması şartlarının somut olayda gerçekleşmediğini, dolayısıyla borçlu vekilinin İİK m. 265′ te belirtilen sınırlı sayıdaki itiraz sebeplerinden hiçbirine dayanmayan itirazlarının dikkate alınmaması gerektiğini beyanla; ( Yargıtay 11. HD 2004/8843 E. 2005/8523 K., Yargıtay 11. HD 2004/7747 E. 2004/7058 K., Yargıtay 11. HD 2014/8559 E – 2014/11818 K ) Açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerle; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin, ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlunun itirazlarının kabulü ile mahkemenin 18.07.2019 tarih, 2019/1058 D. İş ve 2019/1073 Karar sayılı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin kararının ortadan kaldırılarak, borçlunun itirazının reddi ile mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının devamına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, bonoya dayalı ihtiyati haciz talebidir. Mahkemece 18/07/2019 tarihli kararı ile; İhtiyati haciz talebinin Kabulüne karar verilmiştir. İhtiyati haciz kararına borçlunun itirazı üzerine İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 18/09/2019 tarih ve 2019/1058 D. İş Esas – 2019/1073 D.İş Karar sayılı Ek Kararı ile; ihtiyati hacze itirazın kabulüne, Mahkemenin 18/07/2019 tarihli kararı ile borçlu hakkında verilen ihtiyati haciz kararının mahkemenin yetkisizliği nedeniyle kaldırılmasına karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık konusu, ihtiyati hacze itiraz üzerine mahkemece verilen kararın yasa ve usule, dosya içeriğine uygun olup olmadığı noktasındadır. İİK 265. maddesinde borçlunun kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebileceği düzenlenmiş, İİK’nın 258. maddesinde ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, aynı yasanın 50. maddesiyle “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” şeklindeki düzenleme uyarınca ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar aranacak alacak niteliğinde olduğundan bu alacaklar için 6098 sayılı TBK’nın 89/1. (818 Sayılı BK’nın 73/1) hükmü uygulanamaz. Kambiyo senedi niteliğindeki bonoya dayalı borçlar aranacak borçlar niteliğinde olup, bonoda belirtilen borçluların yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki mahkemeden, bonoda öngörülen yetkili mahkemeden, bonoda gösterilen ödeme yerindeki mahkemeden, bonoda ödeme yeri gösterilmemişse, bononun düzenlendiği yerdeki mahkemeden ihtiyati haciz talebinde bulunulabilir. Somut olayda, talebe konu 30/09/2018 keşide tarihli, 30/06/2019 vade tarihli ve 100.000,00 TL. bedelli bonoda ihtilaf halinde Silivri mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiş ise de diğer talebe konu bonolarda yetki sözleşmesinin olmadığı, yetki sözleşmesinin olduğu bonoda senet keşidecisinin borçlu şirket, lehdarın talep dışı … A.Ş.olduğu ve hamilin ise talep eden alacaklı banka (şirket) olup tacir oldukları görülmüştür. HMK 17. maddesine göre ancak tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yetki sözleşmesi yapabileceğinden söz konusu senette belirtilen yetki sözleşmesi geçerli olduğu gibi ayrıca talebe konu tüm bonoların keşide yeri ve borçlunun ikametgahının da ‘Silivri’ olmasına göre ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili mahkemenin Silivri Mahkemeleri olduğu görülmekle, ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılması kararı yerinde olup, ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL’ nin istinaf eden taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/03/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.