Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/434 E. 2020/791 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/434
KARAR NO : 2020/791
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2019
DOSYA NUMARASI : 2019/234 Esas – 2019/146 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 09/07/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; dava dışı işçi …. Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. nezdinde çalışırken geçirdiği iş kazası nedeniyle davacı tarafından ödeme yapıldığını ve şirkete rücu için Bakırköy 11. İş Mahkemesi’ nin 2018/618 Esas sayılı dosyasında dava açtığını ve derdest olduğunu, ancak şirketin re’sen terkin edildiğinin tespiti üzerine ihyası için kendilerine süre verildiğini beyanla …Sanayi Ltd. Şti.’nin ihyasına ve tasfiye memuru tayinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafın davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/11/2019 tarih ve 2019/234 Esas – 2019/146 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, re’sen terkin edilen …. Sanayi Ltd. Şti.’ nin ihyasına ilişkindir. TTK 547.maddesinde; ” Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa,son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” denilmektedir. Ancak ihyası istenen şirket tasfiye edilmeden resen terkin edildiğinden TTK’ nın geçici 7/15. maddesi uyarınca işlem yapmak gerekmektedir. TTK’ nın geçici 7/15. maddesinde belirtildiği üzere; Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir. Bu durumda yapılacak iş ek tasfiye olmayıp, şirketin ihyasını gerçekleştirmek olur. Yapılan incelemede, davacının tarafı olduğu dava nedeniyle işbu davayı açmakta hukuki yararının olduğu, bu nedenle ….Sanayi Ltd. Şti.’nin ihyası gerektiği … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacının davasının KABULÜ ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … Sanayi Ltd. Şti.’nin terkinine ilişkin Sicil Müdürlüğü işleminin iptaline, şirketin tam ihyasına ve yeniden ticaret siciline kaydına, 2-Her ne kadar davacı taraf tasfiye memuru tayinini de talep etmiş ise de, re’sen terkin edilen şirketin yöneticilerinin görevlerinin devam etmekte olduğu anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Huzurdaki davanın müvekkil kurumun rücu alacağı nedeniyle Bakırköy 11. İş Mahkemesi’ nin 2018/618 E. sayılı dosyasından davalılardan aleyhine açmış oldukları rücuen tazminat dosyasında taraf teşkili sağlanmak üzere davalı … San. ve Tic. Ltd. şirketin ihyası nedeniyle açıldığını, Yerel Mahkemenin davanın kabulüne karar vermesine karşı usul ve yasaya aykırı olarak müvekkil kurum lehine vekalet ücretine hükmetmemiş olduğundan söz konusu kararın kaldırılması gerektiğini, Gerek kanuni düzenlemelerde gerekse de Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere davanın kabulüne karar verilmesi ve davacının da kendisini bir vekille temsil etmesi halinde davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ( Yargıtay 11. H.D. 25.11.2015 T – 2015/5572 E – 2015/12571 K. ) ( Yargıtay 11. H.D. 15.11.2018 T – 2018/4965 E. – 2018/7120 K. ) Tüm bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile Yerel Mahkeme kararının yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden kaldırılması gerektiğini beyanla; Açıklanan ve re’ sen göz önüne alınacak nedenlerle; – İstinaf başvurularının kabulü ile yapılacak yargılama sonucunda müvekkil kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesini ve yargılama giderlerinin de davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kau düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, 6102 sayılı TTK’ nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. TTK’ nın geçici 7/3. fıkrası “Bu madde kapsamındaki şirket ve kooperatifler; ilgili Ticaret Sicili Müdürlüğünce resen veya herhangi bir kişi, kurum veya kuruluş tarafından kanıtlarıyla birlikte yapılacak bildirimleri de kapsayacak şekilde, ticaret sicili kayıtları üzerinden yapılacak incelemeyle tespit edilir.” şeklinde düzenlenmiş olup Kanun, anılan madde ile Ticaret Sicil Müdürlüklerine re’sen harekete geçip işlemleri sonuçlandırma görevi yüklemiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasında da “Ticaret sicili müdürlüklerince; a) Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, dava dilekçesi davalı … müdürlüğüne tebliğ edilmiş olup davalı …cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece ilgili şirketin ticaret sicil kayıtları ticaret sicil müdürlüğünden talep edilmiş, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 24/09/2019 tarihli yazasından ihyası talep edilen şirketin son tescilini 18/02/2015 tarihinde yaptığı, şirketin 6102 sayılı TTK’ nın geçici 7. Maddesine göre 18/02/2015 tarihinde resen terkin edildiği bildirilmiş, sicil müdürlüğünce gönderilen belgeler arasında söz konusu şirketin TTK’nın geçici 7. maddesinin 1. fıkrasında sayılan hallerden hangisi nedeniyle kaydının resen terkin edildiği belirtilmediği gibi, 4. Fıkrasında belirtilen tebligatların yapılıp yapılmadığı, ticaret sicil gazetesinde ilanların yapılıp yapılmadığına ilişkin bir bilgiye de yer verilmemiştir. Ticaret Sicil Müdürlüğünün anılan yazısından ihyası talep edilen şirketin 18/02/2015 tarihinde resen terkin edildiği, Bakırköy 11. İş Mahkemesi’ nin dosya içine gönderilen 2012/303 E., 2015/418 K. Sayılı ve Yargıtay 10. HD’ nin 2018/3938-9749 E.K. Sayılı kararı ile bozulan kararına göre ihyası istenen şirket aleyhine davacı tarafça bu mahkemede 21/06/2012 tarihinde dava açıldığı anlaşılmıştır. TTK’ nın geçici 7. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz” hükmü gereğince devam eden davaları bulunan şirketin ticaret sicilden resen terkin işlemi yapılamayacağından, davalı … müdürlüğünce yapılan resen terkin işleminin yasaya aykırılığı sözkonusudur.Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davalı … müdürlüğünden ihyası istenen şirketin TTK geçici 7 maddesinin 1. fıkrasında belirtilen sebeplerden hangisi nedeniyle resen terkin edildiği ile geçici 7. Maddenin 4. Fıkrasında belirtilen ihtarların ve ilanların yapılıp yapılmadığı araştırılarak buna göre davalı … müdürlüğünün şirketin ticaret sicilden kaydının silinmesine kusurlu hareketiyle sebep olup olmadığı belirlenerek, buna göre yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekip gerekmediği, kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdirinin gerekip gerekmediği konusunda bir karar vermek olması gerekirken bu hususlar araştırılmadan yargılama giderlerinin davanın niteliği gereğince davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ayrıca şirket ihyası davasının ticaret sicilden terkin edilen bu nedenle tüzel kişiliği bulunmayan şirkete karşıda açılmıştır. Mahkemece bu konuda da bir karar verilmemiş olması hatalı olmuştur. Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’ nın 355, 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 27/11/2019 tarih ve 2019/234 Esas – 2019/146 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-a6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan; istinaf harçlarının tahsiline yer olmadığına, 3-Davacı avansından sarf edilen dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafı 23,5 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/07/2020 tarihinde HMK’ nın 355, 353/1-a6. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.