Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/39 E. 2020/45 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/39 Esas
KARAR NO: 2020/45 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 14/10/2019
DOSYA NUMARASI: 2019/532 Esas – 2019/984 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/01/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin lojistik hizmet sağlayan taşıma işlemlernide aracılık eden bir firma olduğunu, davalı şirket ürünlerini İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan … aracılığı ile Gambiya’da bulunan Banjul Havalimanına taşınması için havayolu taşımacılığı aracı firma olarak müvekkili şirket ile 1.900,00 USD navlun üzerinden anlaştıklarını, taşıma sonrasında davalıya 50,00 USD dahili taşıma bedelinin fatura edildiğini, davalı ile anlaşılan ürünlerin davalının müşterisine süresinde teslim edildiğini, davalının söz konusu taşımadan kaynaklı yapması gereken ödemeyi yapmadığını, müvekkili şirketçe İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalıya bir kısım faturaların TL olarak kesildiğini ve dönem faturalarından mahsup edilmiş ve son kesilen fatura bedellerinin davalı tarafından ödendiğini, davalının müvekkili şirkete 1.133,42 USD borç bakiyesinin mevcut bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı lehine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkan tazminatına, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat gönderilmesine rağmen, davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 14/10/2019 tarih ve 2019/532 Esas – 2019/984 Karar sayılı kararında; “…Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın tazminat davası olduğundan zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.23/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile; 7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2.maddesi uyarınca Arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında ,davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nun 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının tamamen hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin mağdur olmasına yol açtığını, çünkü dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğunu, 19.06.2019 tarihinde toplantı gerçekleştirildiğini ve arabuluculuk tutanağının ıslak imzalı aslı dava açılırken dava dilekçesinin 4.eki olarak mahkemeye sunulduğunu, dava dilekçesinde ve deliller kısmında arabuluculuk tutanak aslının mahkemeye sunulduğu özellikle yazıldığını, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi hakimi ve görevli katip ise dosyayı incelemeden, dilekçeyi okumadan, eklerini kontrol etmeden, üstünkörü ve daha önceden hazırlanan maktu bir kararla, adete kopyala yapıştır yapılarak doğrudan red kararını verdiğini, Bu kararın davacıya tebliği üzerine, mahkeme kalemine gidildiğini, dosya fiziken incelendiğini ve arabuluculuk tutanağının ıslak imzalı aslının zaten dosya içerisinde mevcut olduğunun mahkemeye iletildiğini ve tutanak onlara gösterildiğini, ancak tutanağı görmediklerini, bundan sonra yapacak bir şey olmadığını istinaf yoluna gidilmesi gerektiğini belirttiklerini, Arabuluculuk tutanağının ıslak imzalı aslı dosya içerisinde mevcut olduğu halde, dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle usulden red kararı verilmesinin müvekkili şirketin hak ve zaman kaybına uğramasına yol açtığını, yargı kurumlarının güvenilirliğini sorgulattığını, bu nedenle dosyanın öne alınması gerektiğini, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın esastan incelenerek karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, navlun faturasına dayalı fatura alacağının tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince, zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucu, yani neticei talep esas alınarak belirlenir. Neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminata ilişkin olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartıdır. Alacak davalarında davacı, bir para alacağının tahsilini amaçladığından, dava açılmadan önce, yukarıdaki yasal düzenlemeye göre arabulucuya başvurulmuş ve arabulucu tarafından onaylanmış anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın dava dilekçesine eklenmiş olması dava şartıdır. Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; itirazın iptali davalarında arabulucuya başvurulmasının TTK’nın 5/A maddesi uyarınca dava şartı olduğuna dair ilk derece mahkemesinin değerlendirmesi isabetli ise de; davacının, iş bu davayı açmadan önce arabulucuya başvurduğu, arabulucunun katılımıyla düzenlenmiş olan anlaşmaya varılamadığına ilişkin 19/06/2019 tarihli tutanağın dosyada mevcut olduğu ve arabuluculuğa başvurulup 19/06/2019 tarihli görüşmede tarafların anlaşamadığının dava dilekçesinde de bahsedilmiş olmakla birlikte, İDM.’nin, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğine yönelik tespiti dosya kapsamına uygun olmayıp davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmüştür. Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesince dava şartlarına aykırı karar verildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a4. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 14/10/2019 tarih ve 2019/532 Esas – 2019/984 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-a4 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf aşamasında sarfedilen 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafı 23,50.TL olmak üzere toplam: 144,80.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5- Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/01/2020 tarihinde HMK 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.