Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/387 E. 2022/518 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/387
KARAR NO: 2022/518
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 04/12/2019
DOSYA NUMARASI: 2018/123 Esas – 2019/1101 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/03/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davalıya 09/04/2011 ve 12/08/2011 tarihlerinde seramik ürünler satıldığını ancak bedellerinin tahsil edilemediğini, davalı şirkete bu hususta ihtarname de çekildiğini, faturaların vade tarihlerinin 09/04/2011 ve 12/08/2011 olarak düzenlendiğini belirterek, söz konusu faturalardan doğan 35.700,10 TL alacağın vade tarihleri olan 09/04/2011 ve 12/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından davacıdan 2010 ve 2011 yıllarında bazı ürünler alındığını ve bedellerinin eksiksiz olarak ödendiğini, davacının müvekkiline taklit ve eksik ürünler verdiğini, bunun üzerine davacıya noter ihtarnamesi gönderildiğini ve ayıplı mal nedeniyle tazminat davası açıldığını, davaya konu faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, fatura içeriklerinin gerçeği yansıtmadığını, faturalarda yazan malların müvekkili tarafından alınmadığını, davacının söz konusu malları teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 04/12/2019 tarih ve 2018/123 Esas – 2019/1101 Karar sayılı kararı ile; ” ….davacının 2 adet faturaya dayalı olarak alacak talebinde bulunduğu, faturanın tek başına alacağın varlığını ispat etmediği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ticari defterlerin, ticari davalarda sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, bu nedenle her ne kadar davacı tarafın usulüne uygun ticari defterlerinde faturalar kayıtlı ise de davalı tarafın ticari defterleri incelenemediğinden kendi defterlerindeki kayıtların davacı lehine kesin delil teşkil etmeyeceği, davacının faturalara konu malların teslimine dair evrak sunmadığı, her ne kadar davalı tarafından ödeme makbuzları, sipariş formu ve ayıp ihtarnamesi sunulmuş ise de, sunulan belgelerdeki malların dava konusu fatura içeriklerindeki mallarla birebir örtüşmediği, davalı tarafça gönderilen noter ihtarnamesi tarihinin 12/08/2011 tarihli faturadan önce olduğu, bu nedenle davalının beyan ettiği gibi söz konusu ödeme ve sipariş formlarının daha önce alınan mallara ilişkin olduğu kanaatine varılarak davacı tarafça alacağın varlığı ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, detaylı bir tahkikat yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, bilirkişi incelemesi yapılmış ise de, raporda belirtilen çelişkili ifadelerin giderilmediğini, rapora karşı sunmuş oldukları beyanların dikkate alınmadığını, müvekkili şirketin davalı yana fatura konusu ürünleri teslim ettiğini, ayrıca davalı yanın da ürünlerin teslim alındığını ikrar ettiğini, davalı yan tarafından keşide edilen İstanbul … Noterliği’nin 07.03.2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde “fayanslar büyük bir zahmetle otelin banyolarına döşendikten sonra” denilerek ürünlerin tesliminin ikrar edildiğini, davalı yanca fatura içerikleriyle ürünlerin uyuşmadığı iddia edilmiş olmasına ve faturaların dava konusu ürünlere ilişkin olduğu konusunda her iki taraf da mutabık olmasına rağmen, mahkemece belirsizlik olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, Gerekçeli kararın, yetersiz ve maddi gerçeği ortaya çıkarmak açısından eksik kaldığını, davalı yanın ticari defterlerinin dahi incelenmediğini, inceleme yapılmaması nedeniyle müvekkili şirket ticari defter ve kayıtlarının delil teşkil etmeyeceğinin belirtildiğini, ancak davalı yanın ticari defter ve kayıtlarının incelenememesinin, davalı yan bünyesinde çalışan muhasebecinin mazeretli olmaması sebebiyle gündeme geldiğini, yeni bir bilirkişi raporu tanzim edilmesi için dosyayı bilirkişiye tevdi etmek yerine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Yeni bir bilirkişi raporu tanzim edilerek her iki tarafın da 2011 yılına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının yapılacak ayrıntılı bir rapora konu edilmesi ve müvekkili şirket lehine karar verilmesi gerektiğini, aksi takdirde müvekkili şirketin hak arama özgürlüğünün zedeleneceğini belirterek, hükmün bozulmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticari satım iddiasından kaynaklanan faturaya dayanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Faturadan kaynaklanan alacağın talep edilebilmesi için, öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması, faturanın karşı tarafa tebliğ edilmesi, sekiz gün içerisinde itiraza uğramaması ve karşı tarafça akdi ilişkinin inkar edilmemesi gerekmektedir. Davalı vekili mahkemenin 04/12/2019 tarihli duruşmasında, taraflarınca dosyaya sunulan sipariş formları, ödeme belgeleri ve ayıp ihtarnamelerinin, dava konusu faturalarla ilgili olmadığını, daha önce aldıkları mallarla ilgili olduğunu, dava konusu malların kendilerine tesliminin yapılmadığını beyan etmiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davalı tarafça gerek cevap dilekçesinde gerekse duruşmadaki beyanla, dava konusu faturaların tebliğ edilmediği, faturalara konu malların teslim edilmediğinin savunulduğu; sırf fatura tanzimi alacak talebi için yeterli olmayıp, dosya kapsamı ile davacı tarafça faturaların davalıya tebliği ve faturalara konu malların teslim edildiğinin ispatlanamadığı; davalı tarafça gönderilen 27/07/2011 tarihli ihtarnamede, 07/03/2021 tarihinde gönderilen ihtarnameye binaen talepte bulunulmuş olup, buna göre ihtarnamelerin dava konusu faturalara ilişkin olmadığı; mahkemece alınan bilirkişi raporundaki tespitlerle birlikte diğer deliller de değerlendirilerek ve gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davacı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,3 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/03/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.