Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/369 E. 2020/725 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/369 Esas
KARAR NO : 2020/725 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 10/12/2019 ( Ek Karar )
DOSYA NUMARAS : 2016/1163 Esas 2017/390 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı borçlu şirket …San ve Tic Ltd Şti arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı …de genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, davaclı borçlu şirketin sözleşmeye aykırı hareket ettiğini,bu nedenle hesabın kat edildiğini, borçlulara ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, borçlular aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların takibe haksız olarak itiraz ettiklerini bildirerek: itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, HMK 50. maddesi gereğince itirazın iptali davalarında davalıların yerleşim yeri mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı tarafın dayandığı kredi sözleşmelerinin söz konusu takip dosyasında bulunmadığını ve müvekkillere de ihtar edilmediğini, müvekkillerinin temerrüde düşürülmeden haklarında takip açıldığını bildirerek: yetkisizlik itirazlarının kabulüne, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 22/05/2017 tarih ve 2016/1163 Esas- 2017/390 Karar sayılı kararında;”…Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davalı ….San ve Tic Ltd Şti’nin “…Mah. … Cad.No. … Gebze/Kocaeli ”adresinde faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinin 6.2 maddesinde de ihtilaf halinde yetkili olan icra daireleri ve mahkemeler belirlenmemiştir.Davalının adresinin mahkememizin yetkisinde olmadığı anlaşılmakla, HMK 6. maddesine göre, yetkili mahkeme dava açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Davalı süresinde HMK 19/2 maddesine göre yetki itirazında bulunmuştur. Dava açıldığı tarihte davalının adresi “ … Mah. …Cad.No. …Gebze/Kocaeli” olduğundan ve süresinde yetki itirazı yapılmış olduğundan, davaya bakmaya Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğundan, mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş…”gerekçesi ile;”1-Mahkememizin yetkesizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, 2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, ” karar verilmiş ve karara karşı temlik alan davacı vekili tarafından talepte bulunulması üzerine mahkemece ek karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/12/2019 tarih ve 2016/1163 Esas – 2017/390 Karar sayılı e kararı ile; ”Mahkememizin dosyasının 22/05/2017 Tarihinde karara çıktığı, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine yetkisizlik kararı verildiği, davacı … T.A.Ş vekili tarafından 15/10/2018 Tarihli talep dilekçesi üzerine kararın taraflara tebliğe çıkartıldığı, davacı vekiline 22/10/2018 Tarihinde, davalılar vekiline 22/10/2018 Tarihinde tebliğ edildiği hükmün istinaf edilmemesi üzerine kesinleştiği, kesinleşmeye müteakip 2 hafta süre içerisinde herhangi bir gönderme talebinde bulunulmadığı, 21/10/2019 Tarihi itibariyle Davacı … T.AŞ.’den temlik alan … A.Ş. Vekili Av…. vekaletnamesi ve ekinde temlikname ile 21/11/2019 Tarihinde yetkisizlik kararının gönderilmesini içeren talep dilekçesi gönderdiği sürenin geçirildiği anlaşılmakla, 6100 Sayılı HMK 20/1 hükmünün l. Maddesinde yer alan “Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde taraflardan birinin bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise, kararın kesinleştiği tarihten: kanun yoluna dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini tale etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.” hükmü uyarınca, iş bu davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleriyle; “Davanın HMK 20/1 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,… ” karar verilmiş ve verilen bu ek karara karşı da temlik alan davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
EK KARARA KARŞI İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Temlik Alan Davacı Vekili ek karara karşı sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 143. Madde 5. Fıkrası gereğince müvekkili şirketin harçtan muaf olduğunu,İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dosya alacağı 03/01/2018 tarihinde … T.A.Ş tarafından temlik edildiğini, Temlik sözleşmesi uyarınca mahkeme dosyasının temlik alan davacı tarafa bildirilmediği gibi, 03/01/2018 tarihi itibariyle dosya alacağı temlik edilmesine ve tek yasal alacaklı müvekkili şirket olmasına karşın temlik eden … T.A.Ş tarafından 15/10/2018 tarihli talep dilekçesi ile gerekçeli kararın tebliğe çıkarılması talep edildiğini ve yerel mahkeme tarafından gerekçeli kararın tebliğe çıkarıldığını,Temlik eden tarafından gerekçeli kararın tebliğe çıkarılması talebine ilişkin yerel mahkeme tarafından yapılan tebliğ işlemi temlik edenin temlik tarihinden itibaren davacı sıfatını yitirmiş olması nedeniyle batıl olduğunu,Yerel mahkeme tarafından yapılan tebligat işleminin hükümsüz olduğunu, dilekçe ekinde de yer verdikleri 03/01/2018 tarihli temlik sözleşmesi akabinde yerel mahkeme dosyasında davacı sıfatına haiz tek tarafın müvekkili şirket olduğunu,Alacağın temliki sonrasında temlik edenin tasarruf yetkisi bulunmadığından, temlik edenin gerekçeli kararın tebliği talebinde bulunamayacağının açık olduğunu, nitekim Yargıtay kararlarının da beyanları yönünde olduğunu, ( Yargıtay 17. HD. 26.09.2018 T. E: 2017/5113, K: 8231 – Yargıtay 19. HD. 10.12.1998 T. E: 6886, K: 7513 ) Yargıtay kararları ile de ispatlandığı üzere, dosya alacağı temlik edildikten sonra Temlik Eden … T.A.Ş. tarafından yapılan işlemler batıl olduğundan, temlik belgesinin ibrazı akabinde gerekçeli kararın temlik alan tarafa tebliğe çıkarılması ile yetkili mahkemeye gönderme talebinin kabulü ile dosyanın yetkili Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken yerel mahkeme tarafından ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ek kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, temlik eden davacı banka ile davalı şirket arasında yapılan ve diğer davalının kefil olarak imzaladığı GKS. gereği davalı şirkete kullandırılan çek bedeli kredisinden kaynaklı borcun kat edilip ödenmemesi üzerine alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.İlk derece Mahkemesi 22/05/2017 tarih ve 2016/1163 Esas- 2017/390 Karar sayılı kararı ile; Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve karara karşı temlik alan davacı vekili tarafından talepte bulunulması üzerine mahkemece ek karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi 10/12/2019 tarih ve 2016/1163 Esas – 2017/390 Karar sayılı ek kararı ile; davanın HMK 20/1 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve verilen bu ek karara karşı temlik alan davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dava ve takipte istenen alacak miktarı 1.483,00 TL.’ dir. Mahkemece 10/12/2019 tarih ve 2016/1163 Esas – 2017/390 Karar sayılı ek kararı ile; davanın HMK 20/1 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.02/12/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu (01/01/2019 tarihinden itibaren verilen hükümlerde geçerli olmak üzere ) HMK’ nun 341/2 maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00.TL olarak belirlenmiştir. İstinafa konu edilen davada, davacı tarafından istinaf edilen istinafa konu alacak miktarı 1.483,00 TL. olup karar tarihi itibarıyla HMK 341/2. maddesine göre kesinlik sınırı 4.400,00 TL’ dir. HMK 341/2 maddesine göre mahkeme kararı kesin olduğundan temlik alan davacının istinaf dilekçesinin HMK. 352 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekir. Sonuç itibariyle, istinaf edilen karar kesin olduğundan, temlik alan davacının istinaf dilekçesinin HMK 352 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Temlik alan davacının istinaf başvuru dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince 148,60.TL istinaf başvuru harcının istinaf eden temlik alan davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcının istinaf eden temlik alan davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/07/2020 tarihinde HMK’nın 352. ve 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.