Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/335 Esas
KARAR NO : 2020/715 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2019 Tarihli Ek Karar
NUMARASI : 2015/66 Esas 2018/139 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Çatmadan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin donatanı olduğu … gemisinin 08/02/2013 tarihinde saat 19:00’da Bostancı – Kabataş seferini yapmak üzere Bostancı iskelesinden sefere çıktığını, geminin saat 19:26 sıralarında Kabataş iskelesine yaklaştığı sırada gemi kaptanı tarafından çevrede seyreden gemilerin kontrol edildiğini, önce Eminönü istikametine seyreden vapurun kıç tarafından geçecek şekilde manevra yapıldığını, müvekkiline ait şehir hatları vapurundan neta olduktan sonra vapurun arkasından çıkan ve radardan tespit edilemeyen silik fenerli boğaz seyri yapan … gemisinin üzerine doğru dönüş yaptığının tespit edildiğini, gemi kaptanı çatışma tehlikesini fark eder etmez dümene iskele alabanda talimatı verdiğini, ses ve ışık işaretleri ile … gemisi kaptanının dikkatini çekmeye çalıştığını, ancak … gemisinin kusurlu şekilde … gemisinin sancak kıç omuzluğuna çattığını, kazanın Genel Trafik Hizmetlerine derhal bildirildiğini, diğer gemi ile telsiz bağlantısı kurulmaya çalışıldığını ancak yanıt alınamadığını, çatma olayı nedeniyle müvekkiline ait gemide büyük hasar meydana geldiğini, ayrıca birçok sayıda yolcunun da yaralandığını, …. gemisinin olayda Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğüne aykırı seyretmesi nedeniyle ağır kusurlu olduğunu, kazadan sonra İstanbul 52 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/27 D İş sayılı dosyasında alınan tespit raporu ile gemilerde meydana gelen hasarın belirlendiğini, çatmadan dolayı müvekkilinin toplam 2.487.623,02 TL zarara maruz kaldığını, ayrıca yaralı yolcuların tüm hastane masraflarının da müvekkili tarafından karşılandığını, yolculardan … 250.000,00 TL maddi ve manevi zarar ödendiğini, … gemisinin 181 gün süren tamiratı nedeniyle sefer yapamadığını, bundan dolayı da müvekkilinin 1.052.496,90 TL kar kaybına uğradığını, ayrıca yaralanan yolculardan … tarafından müvekkili aleyhine 400.000,00 TL tutarında maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, bu nedenle tazminat ödeme riski ile karşı karşıya olduğunu, çatma hadisesi sonucu ortaya çıkan tüm zararlardan … gemisi donatanı ve işleteninin sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.243.811,51 TL tazminat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline, … gemisi üzerine kanuni rehin hakkı tanınmasına, ayrıca bu geminin talep edilen alacak üzerinden ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı donatanı temsilen gemi kaptanı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ile, … gemisinin çatma hadisesinin meydana gelmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığını, geminin 05/02/2013 tarihinde Gürcistan Batum Limanından İtalya seferini yapmak üzere hareket ettiğini, 08/02/2013 tarihinde saat 19:30 sularında İstanbul Boğazından transit geçişini tamamlamak üzere iken iskele tarafından kendisine doğru yüksek hızla yaklaşan … isimli gemiyi farkettiğini, … gemisinin önce rotasını değiştirme girişiminde bulunduğunu, daha sonra vazgeçip aynı rotada … gemisi üzerine doğru gelmeye devam ettiğini, müvekkili kaptanın çatmayı önlemek için sinyal ve gemi düdüğü ile uyarı yaptığını, ancak karşı taraftan yanıt alamadığını, bunun üzerine derhal ana makinalarını stop ettirdiğini, ancak … gemisinin çatmasına maruz kalmaktan kurtulamadığını, çatmanın … gemisinin sancak kıç omuzluğunun, … gemisinin iskele baş omuzluğundan başlayarak sancak baş omuzluğuna vurması suretiyle meydana geldiğini, davacı yanca hernekadar … gemisinin silik fenerli olduğu çatmayı önlemek için gerekli manevrayı yapmadığı ileri sürülmekte ise de bu beyanların 2013/27 D İş sayılı tespit dosyasına sunulan VTS ve kamera kayıtları ile örtüşmediğini, 2013/27 D İş sayılı tespit raporunda … gemisinin seyir fenerlerinde herhangi bir problem saptanmadığının tespit edildiğini, … isimli geminin kendi kusuru ile sebebiyet verdiği çatmadan doğan zararlarını müvekkilinden isteyemeyeceğini, yaralanan yolcular için yapılan hastane masrafları ve maddi manevi tazminat taleplerinin TTK ‘nun 1297. maddesine göre zamanaşımına uğradığını, geminin tamirat bedelinin de ispat edilemediğini, kanuni rehin hakkı talebinin bir yıllık süreye tabi olup, bu sürenin çatmanın vuku bulduğu tarihten itibaren 08/02/2014 tarihinde doğduğunu savunarak haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle … gemisi üzerine konulan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, davanın reddine ve … gemisi üzerine kanuni rehin hakkı tesisine ilişkin talebin reddine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesi 28/03/2018 tarihli kararı ile,1-Davanın kısmen kabulü ile 542.442,72 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Kabul edilen alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere 6102 sayılı TTK nun 1320/e maddesi gereğince 8721478 IMO nolu … gemisi üzerine davacı lehine kanuni rehin hakkı tesis edilmesine, karar verilmiş, karara karşı davalı donatanı temsilen gemi kaptanı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiştir. Dairemiz 10/07/2019 tarih 2019/1162 Esas 2019/1018 Karar sayılı kararı ile; İstinafa konu dosya içerisinde ve UYAP sistemi üzerinde yapılan incelemede; ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının 2 nolu davalı “… IMO NUMARALI “…” İŞLETENİ MD SHİPPİNG CO.” ‘na tebliğine ilişkin dosyada herhangi bir belge bulunmadığı görülmekle;İstinafa konu ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının dosyanın tüm taraflarına tebliği zorunlu olmakla; 2 nolu davalıya gerekçeli karar tebliği yapılmış ise tebligat parçasının dosya içerisine konması, tebligat yapılmamış ise istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının 2 nolu davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilerek ve HMK’nın 345. ve 347. maddesindeki süreler de dolduktan sonra yeniden gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan 23/10/2019 tarihli dilekçe ile; gerekçeli kararda yargılama sürecinde iki tane davalı varmış gibi, tek davalısı bulunan davada davalının ayrı ayrı yazılmış olmasının maddi hata teşkil ettiğini, bu nedenle 28/03/2018 tarih 2015/66 Esas 2018/139 Karar sayılı kararın tavzihine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 24/10/2019 tarih 2015/66 Esas 2018/139 Karar sayılı ek kararında;”Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Çatmadan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, 2015/66 Esas, 2018/139 karar 28/03/2018 tarihli karar ile: “Davanın kısmen kabulü ile 542.442,72 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Kabul edilen alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere 6102 sayılı TTK nun 1320/e maddesi gereğince … IMO nolu …. gemisi üzerine davacı lehine kanuni rehin hakkı tesis edilmesine,” mütedair karar verilmiş iş bu karar 1 nolu davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı tarafından 2 nolu davalı ile ilgili olarak müteahdit kereler gerekçeli kararın yurt dışı adresine tebliğ edilmesi yönünde muhtıra çıkarılmasına rağmen tebliğ işlemi gerçekleştirilmemiştir.1 nolu davalı vekilinin talebi üzerine dosya 2 nolu davalıya yurt dışı adresine karar tebliğ edilmeden istinaf mahkemesine gönderilmesi talebi üzerine gönderilmiş İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesinin 10/07/2019 tarih 2019/1162 Esas, 2019/1018 karar sayılı ilamı ile 2 nolu davalı 8721478 IMO numaralı “…”İşleteni …. “gerekçeli karar tebliğ edilmediğinden bahisle dosyamız geri çevrilmiştir.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin geri çevirme ilamı davacı yana gönderilmiş davacı vekili tarafından verilen 23/10/2019 tarihli dilekçe ile; Dosyada iki ayrı davalının bulunmadığını dava safhasında hiçbir aşamada…. tebligat yapılmadığını, iki ayrı davalısı bulunmayan ve aslen donatana husumet yöneltilmiş olan davaya donatan adına davalı tarafça cevap verildiğinden, çatmadan kaynaklı zarar talebi olduğu gözönüne alındığında işletene ayrıca tebligat yapılmaması gerektiğini, gerekçeli kararda yargılama sürecinde iki tane davalı varmış gibi tek davalısı bulunan davada davalının ayrı ayrı yazılmış olması maddi hata teşkil ettiğinden iş bu maddi hatanın düzeltilmesi amacıyla gerekçeli kararın tavzihini talep etmiş olmakla, dosya ele alındı incelendi. Mahkememiz gerekçeli kararında belirtildiği üzere davalı gemi işleteni … Ukrayna da bulunan adresine istinabe yoluyla tebligat yapıldığı, donatan … Ltd ile işleten … iki farklı adreste mukim tüzel kişilik olduğu açıktır. Kaldı ki hüküm kısmında iki davalı hakkında da hüküm kurularak kabul edilen miktarın davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiş olmakla … “gerekçesi ile, HMK nun 305 Tavzih hükmüne uymayan davacı vekilinin Tavzih talebinin REDDİNE Davacı tarafından 2 nolu davalı … IMO numaralı “…”İşleteni …. “nın yurt dışı adresine gerekçeli kararın tebliğ işleminin yaptırılmasına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkemenin yukarıda esas numarası yazılı dosyası tahtında, 05.02.2015 tarihinde 1.243.811,51-TL’nin tahsili zımnında taraflarınca tazminat davası ikame edilmiş olup, işbu dava “… IMO numaralı “…” gemisi donatanı … Ltd. / işleteni ….” aleyhine husumet yöneltilerek ikame edildiğini, Bu bağlamda, yargılamanın hiçbir aşamasında ….’ya herhangi bir tebligat yapılmaksızın ve tebligat yapılmasına ilişkin herhangi bir ara karar olmaksızın 28.03.2018 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, akabinde, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2019/1162 E. – 2019/1018 K. sayılı ilamı ile yerel mahkemenin gerekçeli kararının ….’ye tebliğ edilmediğinden bahisle dosyanın yerel mahkemesine geri gönderilmesine karar verildiğini, bunun üzerine gerekçeli kararda yargılama sürecinde iki tane davalı varmış gibi, tek davalısı bulunan davada davalının ayrı ayrı yazılmış olmasının maddi hata oluşturduğundan taraflarınca işbu maddi hatanın düzeltilmesi amacıyla gerekçeli kararın tavzihinin talep edildiğini, söz konusu tavzih talebinin reddine karar verildiğini, Davalı tarafın 03.05.2019 tarihli dilekçesinde de belirttiği üzere, dava safahatında hiçbir aşamada ….’ya tebligat yapılmadığını, iki ayrı davalısı bulunmayan ve aslen donatana husumet yöneltilmiş olan davaya donatan adına davalı tarafça cevap verildiğini, ayrıca yerel mahkemenin anılı dosyası tahtında düzenlenen 12.02.2015 tarihli tensip tutanağında da davalı olarak “… IMO numaralı “…” gemisi donatanı …. Ltd. / işleteni ….” gösterilmek suretiyle 4 no.lu ara karar ile davalının adresinin yurtdışında olması sebebiyle tensip tutanağının taraflarına tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde gerekli tercümeleri ibraz etmeleri hususunda taraflarına mehil verilmesine ve tercümeler ibraz edildiğinde Adalet Bakanlığı Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü vasıtası ile yurt dışı tebligatı yapılmasına karar verildiğini, Bu bağlamda 17.03.2015 tarihinde Yerel Mahkemece tercüme evraklarının … IMO numaralı “….” gemisi donatanı … Ltd. / işleteni ….’ya tebliği amacıyla Adalet Bakanlığı Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığını, (Ek 1: 12.02.2015 tarihli tensip tutanağı)Yine davalı tarafın 03.05.2019 tarihli dilekçesinde de belirttiği üzere, çatmadan kaynaklı zarar talebi olduğu göz önüne alındığında işletene ayrıca tebligat yapılmaması gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi 24/10/2019 tarihli ek kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, tavzih talebinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/66 Esas 2018/139 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, mahkemece verilen tavzih talebinin reddi kararının istinafına dairdir.Davacı, ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesi ile çatmadan dolayı oluşan zararlarının tazminini talep etmiş, dava dilekçesinde davalı olarak “… IMO numaralı … gemisi donatanı … LTD/ işleteni ….” olarak gösterilmiştir. Dava dilekçesinde davalı olarak … gemisi donatanı ve işleteni olarak ayrı ayrı iki şirket gösterilmiş olup, bunlar hakkında dava açılmıştır. Mahkeme kararının hüküm kısmında da “Davanın kısmen kabulü ile 542.442,72 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” denilmiş, yargılama harç ve giderlerinden de davalılar sorumlu tutulmuştur. Hükmün tavzihi HMK’nın 305. Maddesinde “(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. ” şeklinde düzenlenmiştir.Buna göre, HMK 305/2 fıkrasında yer alan hüküm fıkrasının taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez hükmü gereğince mahkemece karar verildikten sonra hüküm fıkrasının taraflara yüklenen borçlar ve tanınan haklar tavzih yoluyla değiştirilemeyeceğinden ilk derece mahkemesince davacı vekilinin tavzih talebini reddetmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.Buna göre, ilk derece mahkemesinin 24/10/2019 tarih 2015/66 E., 2018/139 K. Sayılı tavzih talebinin reddine dair ek kararı usul ve yasaya uygun olduğundan bu ek karara karşı davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibari ile Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 02/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.