Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/330 E. 2020/344 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/330 Esas
KARAR NO: 2020/344 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 05/11/2019 ( Ara karar )
DOSYA NUMARASI: 2018/930 Esas
TALEP: İhtiyati tedbir kararına itiraz
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati Tedbir isteyen vekili tarafından verilen dilekçede özetle; davacı şirket sektöründe önde gelen firmalardan olduğunu, davacı şirket ile dava dışı ve dava konusu çekin keşidecisi olan … Ltd. Şti’den ileri tarihli olarak dava konusu çeki aldığını, davacı şirket tarafından çekin keşide tarihi gelmeden herhangi bir mağduriyete sebep olunmaması adına çekin davacı rızası dışında elinden çıkması sebebiyle İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/515 E. Sayılı dosyası ile hasımsız olarak çek iptali davası açıldığını, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince ödeme yasağı verildiğini bu kararın ilgili bankaya bildirildiğini, davalı tarafından çek bedelinin haksız olarak tahsilini engellemek amacıyla dava konuna kadar icra veznesine yatacak olan paraların davalıya ödenmemesine ve davalı tarafça açılan icra takibinin durdurulmasına dair İhtiyati Tedbir kararı verilmesini talep ettiği, bu talep üzerine ilk derece mahkemesinin 16/10/2018 tarihli kararı ile; ” …İİK 72/3 maddesi uyarınca icra dosyası kapak hesabının %100’ünün icra dosyasına, %15’inin mahkememiz dosyasına yatırılması halinde icra dosyasına yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünden tedbir kararı verilmesine, ” karar verdiği anlaşılmıştır. Davacı vekili 24/12/2018 tarihli dilekçede özetle; birleşen dosyaların tarafları ve konusu aynı olup, sadece istidadı istenen çeklerin farklı olduğunu, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.12.2018 tarihinde açtıkları davalara dair kararını makul süreyi epeyce geçtikten sonra vermiş olması, davacı müvekkili oldukça müşkül duruma soktuğunu, davacı, çek keşidecisi ve gerçek cirantalar zor durumda olup, kötü niyetli davalının haciz tehdidi altında olduğunu, bu nedenle telafisi imkansız zararlara mani olmak için; asıl dosya ile birleşmesine karar verilen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1153, 1155 ve 1157 Esas sayılı dosyalarından talep ettikleri ihtiyati tedbir taleplerinin makul teminat karşılığında kabulüne acilen karar verilmesini talep ettiği bu talep üzerine ilk derece mahkemesinin 02/01/2019 tarihli kararı ile; “Davacının İhtiyati Tedbir talebinin KABULÜNE; İİK.nun 72/3 maddesi uyarınca, alacak miktarının tamamı (%100) icra veznesine depo edildiğinde ve ayrıca mahkememiz veznesine %20 teminat yatırıldığında icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya dava sonuna kadar ödenmemesine, ” karar verdiği anlaşılmıştır. Davalı vekili 16/09/2019 tarihli dilekçesi ile; mahkemece verilen 16/07/2019 tarihli yazıda “ciranta tarafından yapılan ödeme sonrası davacının dava sonunda haklı çıkması halinde davalının sebepsiz zenginleşeğinin anlaşıldığından tedbirin tüm borçlular tarafından yapılan ödemeyi kapsadığı” yönünde karar verildiği, bu kararı Uyap üzerinden öğrendiklerini, verilen tedbir kararına itiraz ettiklerini, mahkemenin 02/01/2019 tarihli ara kararında “Davacının İhtiyati Tedbir talebinin KABULÜNE; İİK.nun 72/3 maddesi uyarınca, alacak miktarının tamamı (%100) icra veznesine depo edildiğinde ve ayrıca mahkememiz veznesine %20 teminat yatırıldığında icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya dava sonuna kadar ödenmemesine” dair kararınında tedbir talebinin sadece davacı yönünden talep edildiğinden tedbir talebinin diğer borçluları kapsayacak şekilde genişletilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla, tedbir kararına itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 05/11/2019 tarih ve 2018/930 Esas sayılı ara kararında; “…Mahkememizin 16/10/2018 tarihli kararı ile İİK 72/3 maddesi uyarınca icra dosyası kapak hesabının %100’ünün icra dosyasına %15’inin mahkememiz dosyasına yatırılması halinde icra dosyasına yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünden tedbir kararı verildiği, yine Mahkememizin 05/02/2019 tarihli kararı ile, mahkememizce 02/01/2019 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararının, takip dosyasına yapılan ödemenin keşideci tarafından gerçekleştirilmesi ve işbu davada yer alan davacı tarafın haklı çıkması halinde, sebepsiz zenginleşmenin meydana gelebileceği ihtimaline binaen, tedbir kararının keşideci tarafından yapılan ödemeyi de kapsadığı yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Öte yandan, HMK. 394/2 maddesinde; ihtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. Mahkememizin 02/01/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararına karşı davalı vekilince 16/09/2019 tarihli dilekçe ile itiraz edilmiş olduğu görülmüş olup, HMK. 394/2 Maddesi uyarınca süresi içinde yapılmayan ve yerinde bulunmayan itirazın yukarıdaki gerekçelerle reddine karar vermek gerekmiştir. …”gerekçesi ile; ”Davalı vekilinin mahkememizin 02/01/2019 tarihli tedbir kararına yaptığı itirazının REDDİNE, ” karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı tarafa verilen yerel mahkemenin verdiği 02.01.2019 tarihli tedbir kararına itiraz edilmediğini, yerel mahkemenin 16.07.2019 tarihli tedbirin genişletilmesi kararına itiraz edildiğini, HMK 396 maddesinin 2. fıkrası yarınca tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması durumunda itiraza ilişkin HMK 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanacağının belirtildiğini, Yerel mahkemece tedbir talebi haksız ve hukuka aykırı olarak davaya konu icra takibindeki tüm borçlular yönünden genişletildiğini, yerel mahkemenin 02.01.2019 tarihli ara kararında sadece davacının tedbir talebini kabul ettiğini, davalı tarafça da iş bu tedbir kararına değil 16.07.2019 tarihli tedbirin tüm borçlular yönünden genişletilmesi kararına itiraz edildiğini, davanın tarafı olmayan 3. kişiler yönünden ihtiyati tedbir kararının verilemeyeceğinden itirazının kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ( Yargıtay 19. HD. 31.05.2012 T. 4613/9263) İleri sürerek, istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi 16.07.2019 tarihli tedbirin tüm borçluları kapsadığı şeklinde genişletilmesi kararına yaptıkları itirazın reddi yönünde verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. İstanbul 10 ATM. Nin 2018/930 Esas sayılı dosyasında, 16/10/2018 tarihinde ve birleşen İstanbul 12 ATM.nin 2018/1153, 2018/1155, 2018/1157 Esas sayılı dosyaları yönünden de 02/01/2019 tarihinde İİK 72/3 maddesi uyanınca icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya dava sonuna kadar ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmüştür. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yazılan 17/01/2019 tarihli müzekkere ile; mahkemece verilen 02/01/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının mürdürlüklerine ait 2018/41650 Esas sayılı dosyasının tüm borçluları tarafından yatırılan paraları kapsayıp kapsamadığının bildirilmesi talep edilmiş olmakla, İDM.ce verilen 05/02/2019 tarihli cevabi yazıda, takip dosyasına yapılan ödemenin keşideci tarafından gerçekleştirilmesi ve işbu davada yer alan davacı tarafın haklı çıkması halinde, sebepsiz zenginleşmenin meydana gelebileceği ihtimaline binaen, mahkemece verilen tedbir kararının keşideci tarafından yapılan ödemeyi de kapsadığı belirtilmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yazılan 08/07/2019 tarihli müzekkere ile; mahkeme dosyasında verilen tedbir kararının sadece talep eden yönünden mi yoksa tüm borçlular yönünden mi verildiği hususunda tereddüte düşüldüğünden, borçlulardan … tarafından 29/01/2019 tarihinde yatırılan 28.180,63 TL.nin alacaklıya ödenmesinde sakınca olup olmadığı hususunda bilgi verilmesi istenmiş olup İDM.ce verilen 16/07/2019 tarihli cevabi yazıda, mahkeme dosyası incelendiğinde; ciranta tarafından yapılan ödeme sonrası davacının dava sonunda haklı çıkması halinde davalının sebepsiz zenginleşeceği anlaşılmakla, tedbirin tüm borçlular tarafından yapılan ödemeyi kapsadığı hususu bildirilmiştir. Davalı vekili 18/09/2019 havale tarihli itiraz dilekçesi ile; 02/01/2019 tarihli tedbir kararındaki talep sadece davacı yönünden olduğundan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yazılan müzekkere üzerine tedbirin diğer borçluları kapsayacak şekilde genişletildiği belirtilerek 16/07/2019 tarihli cevabi müzekkereye itiraz edilmesi üzerine İDM. Ce itirazın duruşma açılarak incelendiği ve 05/11/2019 tarihli ara karar ile süresinde yapılmayan ve yerinde görülmeyen itirazın reddine karar verilmiş isede İDM. Ce icra müdürlüğüne verilen cevabi yazı ile HMK. 396/1 Maddesi kapsamında ihtiyati tedbirin değiştirildiği ve ihtiyati tedbir kararının kapsamının genişletildiği anlaşılmıştır. Teminat karşılığında İhtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması HMK’nın 395. maddesinde düzenlenmiş olup, 1. fıkrasında aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilenin veya ihtiyati tedbir kararı uygulananın, mahkemece kabul edilecek teminatı göstermesi halinde, mahkemenin duruma göre tedbiri değiştirebileceği ve kaldırabileceği düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin 2. fıkrasında teminatın tutarının 87. maddeye göre tayin edileceği, 3. fıkrasında itiraza ilişkin 394. maddenin 3 ve 4. fıkralarının uygulanacağı düzenlenmiştir. 6100 Sayılı HMK.nın 396 Maddesinde;” (1) Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. (2) İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır,” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu yasal düzenlemeler gözetildiğinde, teminat karşılığında tedbir kararının değiştirilmesinin veya kaldırılmasının istenebileceği, mahkemece bu konuda verilecek kararlara karşı itiraz edilebileceği düzenlenmiş olup, teminat karşılığında tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talepleri üzerine verilen kararlara karşı istinafa başvurulacağına ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Aksine 395. maddenin 3. fıkrası ile itiraz hususunda 394. maddenin 3 ve 4. maddelerine yollama yapılmış olup, 394. maddede tedbire itiraz üzerine verilecek kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceğine dair 5. fıkraya yollama yapılmamıştır. Bundan da kanun koyucunun teminat karşılığında tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talepleri üzerine verilecek kararlara karşı sadece itiraz yolunu öngördüğü, bu kararlara karşı istinafa başvurulmasına imkan vermediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece dava sırasında verilen ihtiyati tedbir kararının HMK 396 maddesine göre durum ve koşulların değiştiğinden bahisle değiştirilmesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacaktır. Bu nedenle davalı vekilinin itirazı üzerine İDM.ce verilen 05/11/2019 tarihli mahkeme ara kararı istinafa tabi değildir. Sonuç itibariyle, Mahkemece verilen ara karar istinafa tabi kararlardan olmadığından davalının istinaf dilekçesinin HMK 346, 352/1 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvuru dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 352/1 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/03/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.