Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/329 Esas
KARAR NO: 2022/217 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/05/2019
NUMARASI: 2016/917 Esas 2019/527 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının müvekkili şirkette 2007/2016 tarihleri arasında çalıştığını 01/06/2016 tarihinde istifa ederek ayrıldığını, bu tarihler arasında müvekkili şirketin yazılım uzmanı olarak çalıştığını, müvekkili şirketin geliştirdiği bir uygulamada ekip yöneticisi olduğu dönemde bu programın karar vericileri de dahil olmak üzere herkes ile görüşmeler yaptığnıı iş akdinde yazmasına rağmen rekabet yasağı hükümlerine aykırı olarak rakip bir firmada işe başlanacağı hususunun istihbar edilmesi üzerine noter aracağılıyla rekabet yasağı hükümlerine aykırı olacağından kendisine cezai şart hükümleri uygulanacağı ihtar edildiğini, buna rağmen rakip firmada işe başladığını, davalının iş akdinde yazan rekabet yasağı hükümlerine aykırı davarındığı için huzurdaki davanın açılarak cezai şart talebinde bulunduklarını, davalıdan 121.760,76 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsilini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğine rağmen süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/05/2019 tarih ve 2016/917 Esas – 2019/527 Karar sayılı kararında;”….Netice olarak bilirkişi raporunun dosyaya temin edilmiş olan bilgi ve belgelere müzekkere cevabına, davalı tarafından gönderilmiş olan bilgi ve belgelere, mevzuata ve uygulamaya göre hazırlandığı, hükme esas alınmaya elverişli olduğu kanaatine varılmış, raporda da belirlendiği üzere, davalı davacı şirketten ayrıldıktan sonra dava dışı …AŞ isimli şirkette işe başlangıç tarihi olan 23/05/2016 tarihinden itibaren çalıştığı ilk 6 aylık programda, ilk iki ayı şirketin altyapı uygulama geliştirme metodolojilerini öğrenmek üzere diğer yazılım mimarları ile birlikte çalıştığı, bir ayı … sektöründe … ile …’in birlikte geliştirdiği uçtan uca yazılım uygulaması olan ve 10/04/2012 tarihinde canlıya alınan … programının incelenmesi ve mimari açıdan değerlendirilmesi üzerine çalışma yaptığı, son üç ayı ise … uygulamasının …’e ait olan ekran ve süreçlerinin ayrıştırılması çalışmalarına katkı sağladığı hususları …’in mahkememize verdiği müzekkere cevabında belli olup, davalının yapmış olduğu bu çalışmalar davacı şirkette edindiği bilgileri haksız rekabet kapsamında başka bir şirkette kullandığı şeklinde yorumlanmış ve bilirkişi raporunda belirlenmiş olan bedeller üzerinden dava dilekçesindeki talep miktarı ve niteliği de gözetilerek davacı lehine brüt ücret üzerinden hesaplanan 121.760,76 TL den, davacı tarafından talep edilen brüt ücret üzerinden ödeme talebi, davalının eline geçen net ücretten fazla olacağı için, davalıyı ödeme zorluğuna düşüreceğinden %50 hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle neticeten 60.880,38 TL cezai şart alacağını dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmolunmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, Davanın kısmen kabulü ile brüt ücret üzerinden hesaplanan 121.760,76 TL den %50 hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle neticeten 60.880,38 TL cezai şart alacağını dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Fazla talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İşverenin ancak işçinin kusurunu ve uğradığı zararı kanıtlayarak TBK mad.444 uyarınca zararının tazminini talep edebileceğini, Dava sürecinde gerek davacı taraf gerekse davacı tanıkları, verdikleri ifadelerde davalı müvekkilinin işyeri olan …’in, müvekkilinin sağladığı bilgi ve teknik veriler sayesinde bir leasing programı geliştirdiğini iddia etmekte olduklarını, … firmasının, davacı firma ile çalışmak istememesinin sebebinin bu olduğu yönünde beyanda bulunduğunu, davacı firmanın geliştirdiği algoritmaların, müvekkili tarafından sonraki işyerine götürüldüğü iddia edildiğini, Hazırlanan bilirkişi raporunda davacı tarafın bu iddialarının incelenmesi gerektiği ile ısrarlı itirazlarına rağmen bilirkişi heyeti bu itirazları dikkate almadığını, bizzat davacı firmanın “algoritmaların kopyalandığı” ve dolayısıyla rekabet yasağına aykırı hareket edildiğine dair iddiaların araştırılmadan hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğunu, 1982 Anayasası mad. 49: “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır.” şeklinde olduğunu, Yazılım gibi uzmanlık gerektiren bir sektörde çalışmakta olan bir kişinin, herhangi bir sebepten ötürü işten ayrılması halinde iş tecrübesi ve birikimlerinin doğal sonucu olarak yine uzmanlık alanı olan bilgisayar yazılımı ile ilgili bir işte çalışacak olmasının doğal olduğunu, davacının bu sebeple zarara uğradığı addiasının ispatı bir yana bu hususun hiç araştırılmadan hüküm kurulmuş olması Anayasal bir güvence olan çalışma özgürlüğüne aykırı olduğunu, Yargıtay’ın yakın tarihli bir kararında; ”İşverenin hizmetinde çalışan bir işçinin çalışma süresince doğal olarak edinmiş olduğu bilgi birikimini ve teknik gelişmesini yeni çalıştığı şirkette veya kendi adına kuracağı bir işletmede kullanması bu bilgi ve tecrübelerden faydalanmasının kişisel gelişim kapsamındadır (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 24.03.2017 tarih ve 2016/4202 E ve 2017/1782 K) ” kararını verdiği, kişinin çalışması nedeni ile edindiği mesleki bilgilerin sır kapsamında değerlendirilemeyeceği yönünde görüş bildirdiğini, Davacının amacının uğradığını iddia ettiği zararının tazmini değil diğer çalışanları üzerinde baskı kurmak olduğunu, Davacı taraf, müvekkilinin iş yerinden ayrılırken davacı firmaya ait, yazılım ve algoritmaları yeni iş yerine götürdüğü, bu sebeple haksız rekabete maruz kaldığı ve müşteri kaybettiği iddiasında olduğunu, nitekim davacı firma yöneticilerinin tanık beyanları da bu yönde olduğunu, Ancak davacı taraf, haksız rekabete neden olan müvekkilinin sonraki iş yeri olan …’ e uğradığı zarar dolayısıyla haksız rekabet davası açmak yerine, rekabet yasağına aykırı hareket ettiği iddiasıyla müvekkili aleyhine dava açtığını, yine davacı … firması, bundan bir kaç ay önce … Ürün Yöneticisi …’i şirket kadrosuna katmakta herhangi bir sakınca görmediğini, yine benzer şekilde, halen davacı firmada çalışmakta olan … ‘da davacı şirketin sektörel rakibi olan bir leasing yazılım firmasından transfer olduğunu, davacı firmanın tüm bunlara rağmen “rekabet yasağı” na aykırılık iddiası ile müvekkilim aleyhine dava açması, en hafif tabiri ile “hakkın kötüye kullanılması” olduğunu, Yerel mahkemenin karar verdiği tazminat miktarı somut olay dahilinde aşırı olduğunu, Karara dayanak teşkil edilen bilirkişi raporunun 4. Sayfasında aynen alıntı yaparak: “Yukarıdaki hesaplamalara göre, davalı kişinin hakkaniyet gereği ödemelerini brüt ücret yerine eline geçen net maaş üzerinden hesaplanması gerekir kanaatindeyiz” şeklinde görüş bildirilmiş olmasına rağmen kararın brüt ücret üzerinden indirim yapılarak kurulması hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemenin bilirkişi raporundan hangi sebeple ayrılarak bu kararı verdiğini de gerekçeli kararında açıklamadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının tazminata yönelik kısmen kabul olunan kısmının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı işçinin hizmet sözleşmesindeki rekabet yasağı düzenlemesine aykırı davrandığı iddiasına dayalı cezai şart alacak istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile brüt ücret üzerinden hesaplanan 121.760,76 TL den %50 hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle neticeten 60.880,38 TL cezai şart alacağını dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında 15/07/2007 tarihli İş Sözleşmesi başlıklı sözleşme imzalandığı, hizmet akdinde davalının göreceği işin yazılım uzmanı olarak yazıldığı ve sözleşmenin Rekabet Yasağı başlıklı c maddesinde;” Şirketin sahip olduğu fikri haklara ilişkin yazılım (iş akışı, CRM. Hizmet yönetimi, e eğitim,leasing) ve proje yönetimi konularında görev alan çalışan işten ayrıldıktan sonra asgari 1 yıl aynı konuda hizmet veren bir firmada çalışmamayı kabul eder,” hükmünün düzenlendiği,Mali Yükümlülükler başlıklı b maddesinde ise;” Bu sözleşmenin Gizlilik İlkeleri ve Rekabet Yasağı maddelerinde belirlenen koşulları ihlal eden çalışanın iş sözleşmesi, mehil tayinine gerek olmaksızın feshedilir. Böyle bir durumda Çalışan, o tarihteki geçerli aylık brütücretinin 12 katını cezai şart olarak Şirket’e derhal nakden ve defaten ödemeyi…,kabul ve taahhüt etmiştir,” hükmünün düzenlendiği tesbit edilmiştir.Taraflar arasında imzalanan 15/07/2007 tarihli İŞ SÖZLEŞMESİ başlıklı hizmet akdinde davalının göreceği işin yazılım uzmanı olarak yazıldığı, davalının 05/04/2016 tarihli istifa dilekçesi ile 20/08/2007 tarihi itibariyle başlamış olduğu görevinden 12/04/2016 itibariyle işten ayrılmak istediğini belirtip istifa etmiştir. Davalının dava dışı şirkette 02/05/2016 tarihli iş sözleşmesi imzalayarak dava dışı şirkette SGK kaydına göre 23/05/2016 tarihi itibariyle uzman pozisyonunda işe başladığı anlaşılmıştır. 6101 sayılı Yasa’nın 1. maddesi uyarınca olaya uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 444 maddesinde; “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.”, devam eden 445. maddesinde ise; “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” düzenlemesi mevcuttur.Mahkemece alınan bilirkişi heyet raporunda;” iş sözleşmesine ve dosyada geçen taraf iddia ve savunmalarına göre, davalı …’ın davacı şirkette … leasing ürününü geliştirmiş bir yazılım uzmanı olarak görev aldığı ve davacı şirketin leasing yazılımına dair know how ve teknik bilgilere sahip olduğu, tanık beyanlarınında bu iddiaları doğrular mahiyette olduğu, davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra dava dışı … A.Ş.’de de leasing yazılımları alanında çalışmaya başladığı, davalının bu eyleminin taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin rekabet yasağı başlıklı c bendinde ifade bulan hükmün ihlalini oluşturduğu…’belirtilmiş olup bu tesbitlerde gözetildiğinde, bu durumda TBK 444/2 hükmü uyarınca rekabet yasağı düzenlemesinin geçerli olduğu ve davalının sahip olduğu bilgileri yeni işe girdiği davacı ile aynı işkolunda faaliyet gösteren dava dışı … A.Ş.’de kullanmaya başladığı takdirde, davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunduğu açıktır. Davalının davacı şirketten istifa ile ayrılıp, kısa süre sonra aynı faaliyet alanında dava dışı şirkette çalışmaya başladığı gözetildiğinde, bu tehlikenin var olduğunun ve haksız rekabet yasağının ihlal edildiği tesbit edilmekle, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Mahkemece, cezai şart miktarının fahiş olduğuda gözetilerek TBK 182.m. uyarınca %50 tenkisi yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş isede, davalının davacı şirkette çalıştığı süre, davalının ekonomik durumu, gözetildiğinde tenkis edilen oranın az olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin mahkemece hükmedilen cezai şart miktarının fahiş olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde görülmüştür.Sonuç itibariyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak dairemizce cezai şart miktarının fahiş olduğuda gözetilerek TBK 182.m. uyarınca tenkisi yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/05/2019 tarih ve 2016/917 Esas 2019/527 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle,1-Davanın kısmen KABULÜ ile brüt ücret üzerinden hesaplanan 121.760,76.TL’den hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle neticeten 30.000,00.TL cezai şart alacağını dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,2-Fazla talebin reddine,
İLK DERECE YÖNÜNDEN: 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle alınması gerekli 2.049,30.TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.079,37.TL harçtan mahsubu ile bakiye 30,07.TL’nin talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yatırılan 2.049,30.TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Cezai şart tutarında dairemizce takdiren indirim yapılarak hüküm kurulduğu gözetilerek ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edilen 211,90.TL tebligat / posta gideri, 1.800,00.TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.011,90.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Cezai şart tutarında dairemizce takdiren indirim yapılarak hüküm kurulduğu gözetilerek red edilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 9-Bakiye gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 10-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, (44,40.TL+995,29.TL=) 1.039,69.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,11-Davalı tarafından sarf edilen 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile (45,00.TL+56,50.TL=) 101,50.TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam 222,80.TL ‘ nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,12-Artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine, 13-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/02/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.