Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/326 E. 2020/728 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/326 Esas
KARAR NO : 2020/728 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 26/11/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/20 Esas – 2018/1132 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ihyası istenilen şirkete, temlik eden banka ile 27.06.2005 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, kullandırılan kredinin süresinde ödenmediğini, bu sebeple temlik eden banka tarafından İstanbul …. Noterliğinin 30.04.2007 tarih, … ve … yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamelerinin düzenlendiğini ve şirkete gönderildiğini, borcun süresinde ödenmemesinden dolayı İstanbul …. İcra Müd. … E. Sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin Tasfiye Halinde … Ticaret Limited Şirketi’nden alacaklı olduğunu, borçlu tarafından borca itiraz edildiğini, itirazın iptali için 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/536 E. Sayılı dosyası ile dava açtıklarını, müvekkilinin alacağını tahsil edebilmesi için ve itirazın iptali davasının ilerleyebilmesi için dava konusu şirketin ihyasının gerektiğini açıklanan nedenlerle; itirazın iptali davasında taraf teşkili sağlanması gerektiğinden İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı olan Tasfiye Halinde …Ticaret Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü Vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Memurluğunun TTK’nun 34.maddesi ve Ticaret Sicil Tüzüğünün 28.maddesi hükümleri çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye süresinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memuruna ait olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını beyanla müvekkili yönünden açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı tasfiye memuruna dava dilekçesinin tebliğ edildiği ve davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 26/11/2018 tarih ve 2018/20 Esas – 2018/1132 Karar sayılı kararında; “…Davacı tarafça açılan davada ihyası talep edilen Tasfiye Halinde …San. ve Tic. Ltd. Şti’nin ihyası için yaptığı başvuru dilekçesinde davalı olarak sadece İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünü gösterdiği ancak ihyası istenilen limited şirketin daha önce doğrudan tasfiyesi suretiyle tasfiyenin tamamlandığından bahisle Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvurularak tasfiyesi yapılmış olduğundan ve 31.12.2008 tarihinde tasfiyenin sona erdiği tescil edilmiş olduğundan şirketin tasfiyesini yapan tasfiye memuru …da davalı kılınması gerekir. Zira 6100 sayılı HMK’nun 59. Maddesi uyarınca davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü ile tasfiye memuru arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmakta olup tek başına ticaret sicil memurluğuna yöneltilen davanın 6100 sayılı HMK’nun 60. maddesi uyarınca görülme imkanı yoktur. Bu husus 01.10.2018 tarihli oturumda fark edilmiş ve davacı vekiline tasfiye memurunu davaya dahil etmesi için ihtarda bulunulmuş, ihtar üzerine davacı vekilince tasfiye memurunun davaya dahili sağlanmış ve buna göre de taraf teşkili tamamlanmıştır.Tasfiyesi tamamlanmış olan Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti’nin tasfiyesi, tasfiye memuru … eliyle tamamlanmış olmasına rağmen, alacağı temlik eden … ile tasfiyesi yapılan arasındaki GKS’ye istinaden alacağın bulunduğu, alacağın ödenmemesi nedeniyle ihtar edildiği, ihtarın karşılıksız kalması nedeniyle de hakkında icra takibine başlanıldığı, buna göre de tasfiyenin eksik yapıldığı sabit olmakla 6102 sayılı TTK’nun 643. Maddesi yollaması ile 6102 sayılı TTK’nun 547. Maddesi uyarınca ek tasfiye işlemi için tasfiye edilmiş olan Tasfiye Halinde … San. ve Tic. Ltd. Şti’nin merkezinin bulunduğu adresin mahkememiz yetki sınırları içerisinde olduğu, buna göre de davanın kesin yetki kuralı uyarınca yetkili mahkemede açıldığı, davacının icra takibinin itirazın iptali şeklindeki İstanbul 8. ATM de görülen davaya hasreten ihyası gerektiğine ve tasfiye memuru olarak … atanmasına, ücret takdirine yer olmadığına, kararın ticaret sicilde tescil ve ilanına, davalı ticaret sicil müdürlüğünün mecburi dava arkadaşı olması nedeniyle aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş…”gerekçesi ile;”1-Davacının davasının kabulü ile İst. 8. ATM’nin 2015/536 E. Sayılı dosyasındaki İst. …. İcra Müd. … E. Sayılı dosyasındaki takibe itirazın iptali davasına haseten, İstanbul Ticaret Sicil Müd. … no’sunda kayıtlı Tasfiye Halinde … San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin İHYASINA, 2-Tasfiye memuru olarak önceki tasfiye memuru … TC no’lu… tasfiye memuru olarak atanmasına, ücret takdirine yer olmadığına,3-İhya ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin kararın sicilde tescil ve ilanına,4-Davanın niteliği gereği davalı İst. Ticaret Sicil memurluğu aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına, 5-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL başvuru harcı ve 35,900 TL ilam ve karar harcının davalı … tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, 6-Davacı tarafça yapılan 76,50 TL tebligat posta giderinin davalı … alınarak davacıya verilmesine, 7 Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı … alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş ve karara karşı davalı tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili kararın kendisine tebliğ üzerine haberinin olduğunu, usulüne uygun olarak dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilmediğini, cevap hakkını kullanamadığını, usulüne uygun olarak dava dilekçesinin müvekkiline tebliğinin gerektiğini, İhyası istenilen şirketin tasfiyesi için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvurularak 31/12/2008 tarihinde doğrudan tasfiyesinin tamamlandığını, 27/06/2005 tarihli kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığı, kredinin süresinde ödenmediği, banka tarafından İstanbul …. Noterliğinin 30/04/2007 tarih … ve … yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamelerinin şirkete gönderildiği borcun ödenmemesinin üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibinin yapıldığını, şirket tarafından borca itiraz edildiğini, İstanbul 8. Asliye Ticaret MAhkemesinin 2015/536 E. Sayılı dosyasında itirazın iptali davasının açıldığını, Şirketin tasfiyesi 31/12/2008 tarihinde tamamlandıktan 7 yıl sonra itirazın iptali davasının açıldığını, itirazın iptali davası borçlunun borca itirazının alacaklıya tebliği tarihinden 1 yıl içinde açılmasının gerektiğini, itirazın üzerinden 7 sene geçtikten sonra itirazın iptali davasının açıldığını, itirazın iptali davasının süresinde açılmadığını, bu nedenle süresinde açılmayan itirazın iptali davası nedeniyle şirketin ihyasına karar verilmesine ilişkin talebin yerine kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili aleyhine masraf ve vekalet ücretine karar verilmiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesinde düzenlenen tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılamasının zorunlu olduğunun anlaşılması üzerine ticaret sicilden terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. Tasfiye edilerek ticaret sicilden terkin edilen şirkete karşı İstanbul 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/536 Esas sayılı dosyasında ilgili şirketin ihyası için dava açmak üzere davacıya yetki ve süre verilmiştir. Uyuşmazlık, tasfiye memurunun davalı sıfatının olup olmadığı ve davalı tasfiye memuru aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesinin hukuka uygun olup olmadığı, noktasındadır.Dava dilekçesinde davalı olarak İSTANBUL TİCARET SİCİL MÜDÜRLÜĞÜ gösterilmiş olup dava dilekçesinde tasfiye memurunun davalı olarak gösterilmediği ve ilk derece mahkemesince 01/10/2018 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı ile; davacı vekilince davaya dahil edilmesi gereken tasfiye memuru dahili dava dilekçesi sunulması halinde adına tebliğ çıkartılmasına, daha önce dönen tebliğ parçası dikkate alınarak mümkünse mernis adresi ise TK 21/2 ye göre yapılmak üzere posta memuruna tebliğ üzerine uyarı yazılmasına karar verildiği ve davaya dahil edilen tasfiye memuruna ara karar gereği dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğe çıkartıldığı, tasfiye memuruna 15/10/2018 tarihinde tebligatın TK. 21/2 Maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmıştır.İhyası istenilen İstanbul Ticaret Sicil Müd. … no’sunda kayıtlı Tasfiye Halinde … San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin 26/10/2007 tarihinde tasfiyesine karar verildiği, 07/11/2007 tarihinde tescil ve tasfiyenin sona erdiği 31/12/2008 tarihinde tescil edildiğinden ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. İstanbul 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/536 Esas sayılı itirazın iptali davasına konu İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi dikkate alınmadan tasfiye sonuçlandırılıp 31/12/2008 tarihinde sicilden terkin edilmiştir. TTK 547. maddesine göre ” (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Bir şirket veya kooperatifin ihyası davasında davacı taraf, şirket ortaklarından herhangi biri, şirket veya kooperatifin en son yetkilileri, o şirkette veya kooperatifte daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi, şirket veya kooperatiften alacağı bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi alacaklı, özetle hukuki menfaati bulunan herhangi bir kişi olabilir. İhya davalarında davalı taraf ise şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. Tasfiyenin kapatılabilmesi için, tüm tasfiye işlemlerinin tamamlanmış olması, tüm borçların ödenmiş olması, şirket aleyhindeki tüm dava ve takiplerin sonuçlanmış olması gereklidir. Bu zorunluluğa uyulmadan tasfiyenin kapatılması halinde ihya talebi haklıdır. İhya kararı ile birlikte, ihyası istenen şirket tüzel kişilik kazanacaktır. Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Somut olayda davacı ile ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu ve devam eden İstanbul 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/536 Esas sayılı dosyanın görülüp sonuçlandırılması için terkin edilmiş şirketin yeniden tescili zorunludur. Davacının açtığı dava sonucunda davanın kabulüne karar verildiği taktirde tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/1277 E.)TTK’nın 547. Maddesinde ihya davasını açabilecek kişiler sayılmış olup bunlar arasında alacaklılar da vardır. İstanbul 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin de görülecek dava sonucunda davacının ilgili şirketten alacaklı olup olmadığı belirlenecek olup ihya söz konusu yargılamada taraf teşkilinin sağlanabilmesi için gereklidir. Mahkemece bu dava ve kararın infazı ile sınırlı olmak üzere ihya kararı verilmiştir. Buna göre İstanbul 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/536 Esas sayılı itirazın iptali davasında verilen yetkiye dayalı olarak davacının ihya davası açmakta ehliyeti bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı tasfiye memuru vekilinin İstanbul 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/536 Esas sayılı itirazın iptali davasına yönelik istinaf sebepleri ise asıl yargılamanın yapılacağı İstanbul 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/536 Esas sayılı itirazın iptali davasında çözümlenecek olan davanın esasına ilişkin sebepler olduğundan ihya davasında bunların ileri sürülmesine olanak bulunmamaktadır. Davacının şirket aleyhine açtığı dava sonuçlanmadığına göre tasfiye eksik yapılmıştır. İhya davası şirketin aktif hale gelmesi için değil, söz konusu hukuk davasına münhasır olmak üzere davanın sonuçlandırılması ve sonrasında tasfiyenin tamamlanmasını temin için açılmıştır. Tasfiye işlemi eksik yapıldığı ve davacının dava açmasına sebebiyet verildiği için yargılama giderlerinin tasfiye memurundan alınmasına karar verilmiş ise de tasfiye memuru ihyasına karar verilen şirketi temsilen davalı olarak gösterilmiş olup yargılama giderinin ihyasına karar verilen şirketten daha sonra tahsil edilmek üzere tasfiye memuru üzerinde bırakılmasında ve vekalet ücreti takdirinde bir usulsüzlük olmayıp davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden arç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/07/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince(YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) kesin olarak oy birliği ile karar verildi.