Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/318 E. 2020/283 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/318 Esas
KARAR NO : 2020/283 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELEMENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/507 Esas
TARİH: 08/05/2019 Tarihli Ara Karar
DAVA: Tedbiren Takibin Durdurulması
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı şirket yetkilisi … tarafından sunulan 29/04/2019 tarihli talep dilekçesi ile, mahkemece, davalı banka aleyhine açtıkları menfi tespit davasının reddine karar verildiğini, dosyada yaptıkları incelemede bilirkişi heyetinin mahkemeyi bilerek kasıtlı ve yalan beyan ile yanılttıklarını, bu kasıtlı beyanların mahkeme kararına esas teşkil ettiğini, dava konusu takip dayanağı olan senedin genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, genel kredi sözleşmesi nedeniyle borcunun bulunmadığını, bilirkişilerin kasıtlı beyanı ile kredi sözleşmesi ile borçlu gösterildiğini, mahkemece davalarının reddine karar verildiğini, bu konuda Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, daha önce mahkeme beyanlarını haklı çıkaran İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının delil teşkil eden 2018/93681 nolu kararının da değerlendirilerek, şirket ile kefil sıfatı ile …, … ve … olarak kötü niyetle taraf olmadıkları 28/01/2016 tarihli kredi sözleşmesine bağlı usulsüz olarak 227.429,35.TL borçlandırıldıkları mahkeme hükmünün kaldırılmasına, ayrıca bankanın 28/01/2006 tarihli kredi sözleşmesine bağlı olarak, İstanbul …. İcra Müdürlüğü … Esas dosyasından ipoteklere bağlı, İstanbul …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasından 28/07/2006 tarihli boş teminat senedi ile İstanbul …. İcra Müdürlüğü… Esas sayılı dosyasından 18/01/2005 tarihli boş ve borç hükmü olmayan aleyhlerine yapılan usulsüz takiplerin iptaline karar verilmesini, usulsüz olarak tahsil edilen paraların yasal faizleri ile birlikte tahsiline, her bir davacı lehine kötü niyet tazminatına, maddi ve manevi tazminata ve haklarında devam eden takiplerin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı … tarafından sunulan 30/04/2019 tarihli talep dilekçesi ile, bilirkişinin kasıtlı raporu ile taraf olmadığı bir sözleşmeye bağlı olarak aleyhine kötü niyetle İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas dosyasından yapılan takiple haberi dahi olmadan evinin satılması, eşyalarının haczi ile, İstanbul …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasından kefil imzasının olduğu 28/07/2006 tarihli boş ve hükümsüz teminat senedi ile yapılan kambiyo haczi ile maaşına konulan haczin yılardır şahsını mali ve hukuki olarak mağdur ettiğini, yeniden muhakeme davasının açılış tarihinden sonra henüz eline geçlen savcılık kararı ve bu kararı kesinleştiren mahkeme kararının değerlendirilerek, mağduriyetine neden olan haczin HMK’nın 381. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi 08/05/2019 tarih 2017/507 Esas sayılı ara kararında;İade-i muhakeme isteyenler tarafından tedbiren takiplerin durdurulması talep edilmişse de,HMK’nın 381. maddesi uyarınca iade-i muhakeme talepli işbu davada tedbir kararı verilmesini gerektirir yaklaşık ispata delalet teşkil edebilecek nitelikte herhangi bir delil sunulmadığı gibi, savcılık soruşturmasının da bilirkişiler hakkında yapılıp yapılmadığının şu aşamada anlaşılamadığı görüldüğünden, bilirkişiler hakkında kesinleşmiş herhangi bir ceza mahkumiyeti bulunmadığından, davacıların iddialarının dayanaklarının araştırılması yargılamayı ve muhakemeyi gerektirdiği anlaşıldığından, takibin tedbiren durdurulması ya da iptali istemlerinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar istinaf dilekçesi ile, Devam eden iade-i muhakeme davasında davalı bankanın bilirkişinin kasıtlı raporu ile davacıları borçlandırdığı, 26/01/2006 tarihli soyut kredi sözleşmesinin varlığını, davanın hazırlık aşamasından bugüne kadar mahkemeye ibraz edemediği, bu durumun takiplerin iptali sebebi olduğunu, Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan detaylı soruşturma neticesinde asıl firmanın borçlu olmadığı, bankanın firma aleyhine yaptığı tüm takiplerin usulsüz olarak icranın kesinleştirilmesi sonucu gerçekleştirildiği, ayırca bankanın senetlerle gerçekleştirdiği takipler için de bankanın suçlu bulunduğu, bu kararın İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2019/272 D.iş sayılı kararı ile kesinleştiğini, Cumhuriyet Başsavcılığı şikayet talebi sonucu firmanın borçlu olmadığı, takiplerin usulsüz bir şekilde gerçekleştirildiği ve senetlerin takibinde bankanın suçlu bulunması sonucu ve mahkemede huzurda devam eden iade-i muhakeme davasının dilekçesindeki mahkeme hükmüne esas bilirkişinin kasıtlı raporu ve borçlu olmadıkları için aleyhlerine yapılan takiplerin iptali talebi ile ilgili iddia ve sonuçları ile aynen örtüştüğünü, Her iki davanın taraflarının aynı kişiler olduğunu, HMK’nın 303.maddesi hükmü dava için kesin delil niteliğinde olduğu, bu karar ile devam eden mahkemenin derdest duruma geldiği, 6100 sayılı HMK 115-1.maddesi ve aynı kanunun 115-2 maddesi dava şartları yönünden davanın usulden reddi durumuna geldiğini, Mahkemenin cezai bir durumun varlığı için bilirkişiler hakkında araştırma kararı aldığını, İleri sürerek mahkemece tekrar değerlendirilmek, kesinleşmiş Başsavcılık kararının HMK 303/1.madde hükmü şartlarını sağlaması sebebi ile kesin delil teşkil ettiği, takiplerin iptalini gerektirdiği ve bu iptal için HMK 381.maddesi hükmü gereği mahkemece İstanbul …. İcra Müdürlüğü … Esas dosyasından, İstanbul …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından ve İstanbul …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasından yapılan takiplerin iptali veya tedbiren durdurulması talebinin reddine dair kararın istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, usulsüz takiplerin iptaline veya mağduriyet nedeni ile tedbiren durdurulmasına, …’in maaşından yapılan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/507 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep yargılamanın iadesi talebinde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.Talep eden, mahkeme kararının kesinleştiğini, asıl davada alacaklı aleyhine usulsüz işlemler yapması nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, mahkeme hükmüne esas teşkil eden bilirkişi raporunun, bilirkişilerin kasıtlı ve yalan beyanı ile düzenlenerek mahkemenin yanıltıldığını, mahkeme kararına esas alınan kredi sözleşmesinde borçlu şirket ve müteselsil kefillerin imzasının bulunmadığını ileri sürerek yargılamanın iadesini, ayrıca ilk hükme göre haklarında yapılan takiplerin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Mahkemece ara kararla, iade-i muhakeme talepli iş bu davada tedbir kararı verilmesini gerektirir yaklaşık ispata yeterli delil sunulmadığı, bilirkişiler hakkında soruşturma yapılıp yapılmadığının bu aşamada tespit edilemediği, bilirkişiler hakkında kesinleşmiş ceza mahkumiyeti bulunmadığı, davacıların iddialarının yargılamayı gerektirmesi sebebiyle talebin reddine karar verilmiş, karara karşı tedbir talep edenler istinaf başvurusunda bulunmuştur.Yargılamının iadesi HMK’nın 374 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 381. maddesinde yargılamanın iadesi davasının hükmün icrasını durdurmayacağı, ancak dava veya hükmü niteliğine ve diğer hallere göre talep üzerine icranın durdurulmasına ihtiyaç duyulursa mahkemece icranın durdurulmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir.İhtiyati tedbir genel olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’ nın 390/3 maddesinde ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” hükmü düzenlenmiştir. İhtiyati tedbirin şartlarından biride tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesidir. Davacı tarafça talep dilekçesi ekinde sunulan belgeler davacıların haklılığını yaklaşık ispata yeterli değildir. Yargılamanın iadesini talep eden, talep dilekçesi ekinde kesinleşen mahkeme kararında hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişiler hakkında verilmiş kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunduğuna, karşı taraf hakkında yaptıkları suç duyurusu sonucu ceza davası açıldığına ilişkin her hangi bir belge sunmamıştır. Sunulan savcılık kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararları yaklaşık ispata yeterli değildir. Bu nedenle bu aşamada ihtiyati tedbir verilmesi şartları oluşmamıştır. Tedbir talep edenlerin istinaf sebepleri yerinde değildir.Dava dosyası içindeki belge ve bilgilere, yargılamanın bulunduğu aşamaya, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, talep edenlerin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından istinaf edenler tarafından yatırılan 44,40.TL harcın ahsubu ile bakiye 10,00.TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/02/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.