Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/317 E. 2022/419 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/317
KARAR NO: 2022/419
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 20/05/2019
DOSYA NUMARASI: 2013/318 Esas – 2019/515 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket yetkilisi …’in 13.07.2013 günü Silivri … Mahallesinde … Restaurant park yerine bıraktığı … plakalı aracın içinden çek yapraklarının hırsızlandığını, şikayet üzerine açılan Silivri Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/5577 Soruşturma numaralı dosyasının derdest olduğunu, çalınan 10 adet çek yaprağı için Bakırköy 15 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/327 E.sayılı dosyasında açılan kıymetli evrak iptali davasının devam ettiğini ve ödeme yasağı kararı verildiğini, davaya konu çekin iptal talepli davaya müdahale dilekçesi verildiğini, çekin davalıda olduğunun bu şekilde öğrenildiğini, çek üzerindeki müvekkili adına olan kaşenin ve ciro imzasının sahte olduğunu, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde, takip eden ciranta … Ltd. Şti. isimli şirketle ticari ilişkinin bulunmadığının görüleceğini, takip eden ciranta … Taşımacılık – … ile de herhangi bir ticari ilişkileri olmadığını, davacı müvekkili şirketin Ambalaj, Ofset Baskılı Kutu ve Koli imalatı yaptığını, yaptığı işlerin karşılığı olarak faturalı ve kayıtlı olarak iptal davasına konu çekleri aldığını, “… Bankası Beylikdüzü Şubesine ait … numaralı 17.746-TL bedelli, keşidecisi_ … Ltd.Sti.“ olan çek keşidecisi tarafından müvekkili şirket namına yazılarak kayıtlı ve faturalı olarak alındığını, çekin hem keşideci şirket ticari defter ve kayıtlarında hem de müvekkili şirket ticari defler ve kayıtlarında mevcut olduğunu, davalı …’nin uymakla yükümlü bulunduğu kanun ve yönetmeliklere uymadığını, en basit bir araştırmayı dahi yapmadığını, ticaret sicil kayıtlarını incelemediğini,çek sahibi bankayı aramadığını, olmayan bir şirketin imzasına itibar ettiğini, davalının 6361 sayılı kanunun 9/2 ve 9/3 maddesi gereği ağır kusurlu hareket ettiğini belirterek; yargılama ile çekin meşru hamili olduklarının, alacaklarının fatura ve defterlerle sabit oluşu ve imzanın müvekkili şirkete ait olmayışı (sahtecilik defi) gözönüne alınarak, dava konusu çekin meşru hamilinin müvekkili şirket olduğunun tespitine ve çekin sahtecilik nedeniyle müvekkiline iadesine, aksi kanaatte olunması halinde ise, işbu çek ile ilgili olarak davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, dava konusu çeki dikkatsiz ve özensiz olarak ele geçiren davalılar aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, Türkiye’de faktoring hizmeti veren sayılı şirketlerden biri olduğunu, … Bankası, Beylikdüzü Şubesi … nolu, 17.746 TL bedelli, 04/11/2013 tarihli çekin, ciranta … Taşımacılık – … tarafından, faktoring sözleşmesi kapsamında müvekkili şirkete verildiğini, çekin bankaya ibrazı ile ödemeden men kararını öğrendiklerini, Bakırköy 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/327 E. sayılı dosyasına ve Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/5577 soruşturma numaralı dosyasına müdahil olma talebinde bulunulduğunu, müvekkilinin elindeki çeki tahsil edememekle zarara uğradığını, müvekkili şirketin davaya konu çeki ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde … ile sözleşme imzalayarak iktisap ettiğini, ciranta … ve öncesindeki ciranta … Ltd.Şşti. arasında düzenlenmiş olan faturanın, sözleşme ekinde mevcut olduğunu, davacının iddia ettiği üzere 6361 sayılı kanunun 9. Maddesinin 2 ve 3. Fıkralarına aykırı herhangi bir işlemin söz konusu olmadığını, davacının çekteki imzanın sahteliği hususunun şu aşamada bilinmediğini belirterek; davacının istirdat ve menfi tespit talebinin reddine, alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/05/2019 tarih ve 2013/318 Esas – 2019/515 Karar sayılı kararı ile; “… davacı …’ nin davaya konu çekin yasal hamili olduğu, davacı şirketin lehdarı olduğu çek üzerinde bulunan ciro imzasının şirket yetkilisi … e ait olmadığı, davalı … Ltd Şti ile davacı şirket arasında ticari ilişki bulunmadığı, davaya konu çekin davacı şirketin iradesi dışında elinden çıktığı, bu nedenle davalı … Ltd Şti nin çekin yasal hamili olmadığı, davacının kendisinden sonra gelen tüm davalı cirantalara borçlu olmadığı, davalı … Ltd Şti nin davaya konu çeki kötüniyetli olarak ele geçirdiği bu nedenle bu davalı yönünden kötü niyet tazminatı talebinin kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Davacı çekin iadesini de istemiştir. Ancak çekin son hamili olan … A.Ş nin yaptığı işlemlerin 6361 sayılı yasanın 9. maddesi ve Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliği nin 22/2. maddesine uygun olduğu bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Davalı … A.Ş nin kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğuda ispat edilememiştir. Bu nedenle davacının iade talebi kabul edilmemiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-04/11/2013 keşide tarihli, 17.746,00 TL bedelli muhatabı … bankası Beylikdüzü şubesi, çek numarası … olan çek nedeni ile davacı … LTD ŞTİ ‘nin borçlu olmadığının tespitine, davacının çekin iadesi isteminin reddine, davacının kötü niyet tazminat talebinin davalı … LTD ŞTİ yönünden kabulü ile 17.746,00 TL nin %20 si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, diger davalılar yönünden reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili ile dava dışı … arasındaki Faktoring işleminin yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapıldığı, işlemin yasal mevzuata uygun olduğu hususunun dosya kapsamında sabit olduğunu, bu bağlamda müvekkili ile dava dışı müşterisi ile usulüne uygun faktoring sözleşmesi akdedildiği, faktoring sözleşmesi kapsamında fatura ile tevsik edilen alacağın temlik alındığı ve ödeme aracı olarak da dava konusu çekin verildiği hususunun tespit edildiğini, Müvekkilinin çeki iktisapta kötü niyetini ispat yükünün davacıda olup, davacının dosyaya buna ilişkin hiçbir belge ve bilgi sunamadığını, müvekkili şirketin yasal mevzuata uygun tüm sorumluluklarını yerine getirmek sureti ile işlem yaptığını, bu nedenlerle ispatlanamayan davanın reddi gerekirken müvekkili açısından da kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacının imza incelemesine esas tutulacak olan ve celbini talep ettikleri delillerin celp edilmediğini, hükmün eksik inceleme ile tesis edildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak talepleri doğrultusunda yeniden bir hüküm tesis edilerek davanın müvekkili açısından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, İİK’nın 72. maddesi uyarınca açılmış olan menfi tespit ve çek istirdatı istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu çek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, çekin iadesi isteminin reddine karar verilmiş. Karara karşı davalı … Vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı lehtar konumunda olduğu çekteki ciro imzasının sahte olduğu, çekin çalıntı olduğu iddiasıyla menfi tespit ve istirdat isteminde bulunmuştur. Dava konusu çekin dava tarihinde yürürlükte bulunan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2 maddesi uyarınca temlike konu olduğu ve çekte mündemiç alacağın bir mal satışından kaynaklandığının fatura ile tevsik edildiği, ciro silsilesinde dış görünüş itibariyle kopukluk bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Sahtecilik def’i mutlak def’ilerden olduğundan, davacı lehtarın kendisine atfen atılan imzanın sahteliğini ileri sürmesi mümkündür. Bu kapsamda mahkemece alınan bilirkişi raporunda, dava konusu çekteki davacı lehtarın ciro imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği nazara alındığında, mahkemece davacının dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi, yine çek üzerinde davacıdan sonra cirantaların da bulunduğu dikkate alınarak imzaların istiklali prensibine göre davalı hamilin kendisinden önceki cirantalara başvurma hakkını engellemeyecek şekilde istirdat kararı verilmemesi usul ve yasaya uygundur. HMK 282. maddesi uyarınca hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer deliller ile birlikte serbestçe değerlendirir. Mahkemece imza incelemesi için gerekli deliller toplanmak suretiyle alınan bilirkişi raporundaki tespitlerle birlikte diğer deliller de değerlendirilerek ve gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davalı vekilinin eksik inceleme ile tanzim edilen bilirkişi raporuna göre karar verildiği yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı …’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı … tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.212,23 TL istinaf karar harcından, davalı … tarafından yatırılan toplam 303,1 TL (44,40.TL+258,70.TL) istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 909,13 TL harcın davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı … üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/03/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.