Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/301 E. 2020/727 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/301
KARAR NO : 2020/727
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 24/10/2019
DOSYA NUMARASI: 2017/539 Esas – 2019/1168 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … adına … emlakcılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili ile davalı arasında komisyon sözleşmesi yaptıklarını, davalının komisyon bedelini ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine ikame edilen davayı kabul etmediklerini, davanın asılsız ve mesnetsiz olduğunu, davacının ev alma sırasında müvekkilime vermiş olduğu herhangi bir hizmet bulunmadığını, hizmet vereceklerini söylemelerine rağmen herhangi bir hizmet vermediklerini, dosyaya sundukları sözleşme suretinde gayrimenkulun adresi olarak “….” şeklinde bir ibare bulunduğunu, bu ibare geçerli bir adres olmayıp, müvekkilimin satın aldığı adrese ilişkin olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/10/2019 tarih ve 2017/539 Esas – 2019/1168 Karar sayılı kararı ile; ” … Yetki ve görev yönünden dosya incelenmiştir6102 sayılı TTK Madde 4 uyarınca mahkememizin görevini belirlemiştir. Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;TTK nda yer alan , Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,, Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.denmiştir.Davanın komisyon sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olduğu TBK.520 vd gereğince simsarlık sözleşmesi gereğince mahkememiz görevi kapsamında olduğundan ,genel yetkili ve görevli Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi ve yetkisi kapsamında bulunduğu … ” gerekçeleri ile; ” 1-HMK 4/1-a maddesi uyarınca Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BÜYÜKÇEKMECE NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, 3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, 4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Gerekçeli kararda davanın görevsiz mahkemede açılmış olması sebebiye usulden reddine karar verildiğini, bu durumda kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekiyorken böyle bir hükmün kurulmamasının mevzuata aykırı olduğunu, kendileri lehine doğan karşı vekalet ücreti hakkına değinilmeden eksik olarak kurulan kararın bozulması ve karşı taraf vekalet ücreti haklarına hükmedilerek yeniden karar verilmesi talepleri bulunduğunu beyanla; Açıklanan ve re’ sen gözetilecek nedenlerle; Kararın bozularak yargılama sonucunda kendilerine doğan karşı taraf vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendilerine verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalının imzaladığı beyan edilen simsarlık (tellallık) sözleşmesi gereğince davalı tarafın, davacıya ödemesi gereken hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, HMK 4/1-a maddesi uyarınca Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Büyükçekmece Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanun’ un 2. maddesinde; “bu kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” denilmekte, aynı Kanun’ un 3. maddesinde “tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade eder” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 3/1. maddesinin (l) bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukukî işlemin Kanun kapsamına (m.2) alınmış olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre simsarlık ve benzeri sözleşmeler denilmek suretiyle tellallık sözleşmeleri de tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir. 6502 sayılı Kanuna göre, davacı ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden emlak komisyoncusu, davalı ise tüketicidir.Taraflar arasında yapılan simsarlık (tellallık) sözleşmesi ise kanunun tanımladığı anlamda tüketici işlemidir. 6502 Sayılı Kanunun; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini” düzenleyen 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle somut uyuşmazlığa bakma görevi Tüketici Mahkemelerinin görev alanına girmiştir. Dosya arasında bulunan ” Gayrimenkul yer gösterme tutanağı ve komisyon sözleşmesi” başlıklı sözleşme fotokopisi incelendiğinde; tarafları davacı … – … ve davalı … olduğu, söz konusu sözleşmenin … adresindeki gayrimenkulün satılmasına aracılık edilmesine ilişkin olduğu görülmektedir. Somut olayda, davacının, tellallık sözleşmesine dayanarak icra takibi başlattığı , davalının itirazı üzerine duran takibin devamı için davacı tarafından icra iflas kanunu 67 maddesi gereği itirazın iptali davasının açıldığı, davacı simsar olup, davalı ise bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu, simsarlık sözleşmesine konu taşınmazın konut niteliğinde bulunduğu, davalının bu konutu ticari veya mesleki amaçlarla edindiğine dair dosya kapsamında bir iddia ve delilin bulunmadığı, davalının tüketici sıfatı bulunduğu görülmektedir. Bu nedenle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğu ve bu itibarla davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli bulunduğu anlaşılmaktadır. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. O halde mahkemece, davaya bakmakla Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararının buna göre verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olarak gösterilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. (Yargıtay 13 HD.nin 2014/47409 Esas, 2015/2172 Karar sayılı çtihadı da benzer mahiyettedir.) Bu açıklamalar doğrultusunda, ilk derece mahkemesinin görevsiz olduğuna dair tespiti isabetli olmakla birlikte, görevli mahkemenin yanlış gösterildiği ve zimmen de yetkisizlik kararı da verilmiş olup aynı anda hem görevsizlik hemde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının gerekçe ve gönderilecek mahkeme yönünden düzeltilmesi gerekir. Davalı vekili her ne kadar istinaf dilekçesinde vekalet ücreti yönünden istinafta bulunmuş ise de, HMK 323/1-ğ maddesine göre vekalet ücreti yargılama giderleri içinde olduğundan ve 331/2 maddesine göre görevsizlik kararı üzerine davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece karar verilecek olmasına, başvurulmaması halinde ise talep üzerine istinafa konu kararı veren mahkemeye başvurarak ek bir kararla vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte olup, görev dava şartı yokluğu nedeniyle verilen kararda mahkemenin vekalet ücretine hükmetmesi mümkün değildir. Sonuç olarak; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’ nın 355 ve 353/1-a3 maddeleri gereğince kaldırılarak, kayıtların kapatılarak dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun Kısmen KABULÜ ile; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2019 tarih ve 2017/539 Esas – 2019/1168 Karar sayılı kararının HMK’ nın 355 ve 353/1-a3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Kayıtların kapatılarak dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemeleri’ne gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davalı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/07/2020 tarihinde HMK’ nın 355 ve 353/1-a3 maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.