Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/283 E. 2022/174 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/283 Esas
KARAR NO: 2022/174 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2019
NUMARASI: 2015/1014 Esas 2019/31 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili banka tarafından, davalılardan … Ltd. Şti. ile imzalanmış bulunulan 14.01.2014 tarih ve 156.000,-TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca, … LTD. ŞTİ.ne gayrinakdi kredi kullandırıldığını, diğer davalı …’nun da müşterek borçlu mütesel kefil sıfatı ile bu sözleşmeyi imzalamış olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında; Davalı borçlu … LTD. ŞTİ.nin, muhatabı … A.Ş. olan 100.000.-TL tutarlı, kesin, süreli acentalık teminat mektubu düzenlenmesini 15.01.2014 tarihinde talep ettiğini, 20.01.2014 tarihinde ise aynı tutar ve metin ile mektubun … A.Ş, namına düzenlenmesini talep ettiğini, müvekkili Banka tarafından, davalının talebine uygun olarak, 21.01.2014 tarih ve … referans numaralı, kesin ve 15.01.2015 tarihine kadar süreli, muhatabı … A.Ş. olan 100.000.-TL. tutarlı teminat mektubu düzenlendiğini ve muhataba teslim edildiğini, davalının, 07.01.2015 tarihli talebi ile bu kere söz konusu teminat mektubunun vadesinin 07.01.2016 tarihine kadar uzatılmasını talep ettiğini, bunun üzerine, Müvekkili Bankaca işbu talebe uygun olarak da teminat mektubunun vadesinin uzatıldığını ve … A.Ş lehine vade uzatım yazısı düzenlendiğini, teminat mektubu muhatabı … A.Ş.nin, 20.02.2015 tarihli yazıları ile borçlunun borcunu ödeyememesi sebebini bildirerek, 100.000.-TL’lik teminat mektubunun tazminini talep ettiğini, müvekkili Bankaca, teminat mektubu muhatabının tazmin talebinin, davalı borçlu … LTD. ŞTİ.’ne, İstanbul … Noterliğinin 23.02.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiğini ve akabinde teminat mektubu tazmin edilerek tazmin bedelinin muhataba ödenmiş olduğunu, teminat mektubunun tazmini ile birlikte nakde dönen müvekkili banka alacağının, davalı borçlular tarafından müvekkili bankaya ödenmeyince, Beşiktaş … Noterliği’nin, 22.05.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile davalılara tazmin bedeli ile birlikte işlemiş faizin ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini, davalı borçlulara işbu kat ihtarnamesinin tebliğine rağmen yine müvekkili Bankaya ödeme yapılmayınca, davalı borçlular aleyhine, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, Davalı borçlular tarafından, yetkiye, takip aslına, faize, oranına ve sair ferilerinin tamamına itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiğini, Borçlu şirket hakkında yapılan takibin 08.06.2015 tarihli haksız itiraz ile durdurulduğunu, Müvekkilinin işbu alacağının tahsilini teminen Mahkememiz nezdinde iş bu alacak davasını açma mecburiyetinin doğduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, tazmin olan teminat mektubundan doğan dava tarihi itibariyle; 124.464,00 TL, alacağın, asıl alacak 105,570,47 TL.Iık kısmına, dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 41,20 oranında faizi, faizin %5’i oranında gider vergisi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine, karar verilmesini,” talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, davacının dava dilekçesi içeriğinden davasının bir alacak davası mı, yoksa icra takibine yapılan itirazın iptali davası mı olduğunun anlaşılamadığını, dava dilekçesindeki açıklamalar bölümünde alacağın icra takibi ile talep edildiği ve takibe haksız yere itiraz edildiği belirtilmekte, sonuç ve istem bölümünde alacağın tahsiline karar verilmesinin talep edildiğini, itirazın iptali davası (tespit) ile eda davası sonuçları itibariyle davacı ve davalı yönünden farklı neticeler doğuracağından davacıya dilekçedeki talebinin açıklattırılmasına karar verilmesini, zira itirazın iptali davasında tahsil hükmü kurulamayacağından ve icra takibinin devamına karar verilmekle yetinileceğinden icra takibinde belirtilen alacak kalemlerinin değiştirilemeyeceğini, ek yapılamayacağını, eğer dava icra takibinden bağımsız bir alacak davası ise bu durumunda icra takibine değinilmesi, icra takibinin deliller arasında gösterilmesi ve takibin haksızlığının ileri sürülmesinin mantıksız olacağını, bu sebeple davacıya talebinin açıklattınlması için süre verilmesine karar verilmesini, dava dilekçesi ekinde, genel kredi sözleşmesi, teminat mektubu talep formu, 20.01.2014 tarihli talep, teminat mektubu örneği, vade uzatım talebi yazısı örneği, tazmin talebi, ihtarname örneği, kat ihtarnamesi, takip örneği, itiraz dilekçesinin ekli olduğunun yazılı olduğu halde bu belgelerin bir suretinin taraflarına gönderilmediğini, HMK 121. madde uyarınca dilekçeye eklenecek belgelerin davalı sayısından bir nüsha fazla düzenlenmiş örneklerinin dilekçeye eklenerek verileceği, HMK 122 uyarınca da dilekçe ekleri ile birlikte davalıya tebliğ edileceği hükmü uyarınca belirtilen bu belgelerin taraflarına tebliğini talep ettiklerini, tebliğ edilinceye dek bu belgelere karşı beyan ve itirazda bulunma hakkını saklı tuttuğunu, Müvekkil davalıya kefil sıfatıyla rücu edilebilmesi için öncelikle asıl borçlunun davacıya hukuken geçerli bir borcun bulunması gerektiğini, diğer davalı şirketin, davacı bankadan gayri nakdi kredi sözleşmesi kapsamında 21.01,2014 tarih, … referans no.lu 15/01/2015 tarihine kadar geçerli teminat mektubu aldığını, vade bitiminde teminat mektubunun vadesini 07/01/2016 tarihinde kadar uzatan 07/01/2015 tarihli, … no.lu vade uzatım yazısının, davacı bankadan alınmış olduğunu, davalı firmanın, 07/01/2015 tarihli, … nolu vade uzatım yazısını, İstanbul … Noterliğinin 23.02.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacı bankaya 23.02.2015 tarihinde teslim ettiğini ve kullanılmayan vade uzatım yazısının iade edildiğini, işlem yapılmamasını, işlem yapılması halinde sorumluluğun bankada olacağının bildirildiğini, davacı bankanın, davalı şirkete 26.02.2015 tarihinde tebliğ edilen, İstanbul … Noterliğinin 23.02.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile teminat mektubunun tazmininin talep edildiğinden dolayı teminat mektubunun paraya çevrileceğini bildirdiğini, bunun üzerine davacı bankaya, Bakırköy … Noterliğinin 05.03.2015 tarih ve … nolu ihtarnamesi ile teminat mektubu vade uzatım yazısı aslının taraflarına iade edildiğini, muhatap … A, Ş.ye hiçbir borcun bulunmadığı, teminat mektubu sözleşmesine göre vade uzatım yazısının herhangi bir şekilde kopyası üzerinden ödeme yapılamayacağı, bu sebeple ödeme yapılması halinde sorumluluk kabul edilmeyeceğinin bildirildiğini, davacı bankanın, kendisine vade uzatım yazısı aslının iade edilmesi ve ödeme yapmaması bildirilmesinden sonra, 02.03.2015 tarihinde teminat mektubunu nakde çevirerek … A.Ş ödeme yaptığını, akabinde davacı tarafından, kat ihtarnamesi gönderildiğini ve davalılar hakkında icra takibi başlatıldığını, kat ihtarnamesine ve icra takibine karşı haklı olarak itiraz edildiğini, 07/01/2015 tarihli, … nolu vade uzatım yazısının üç nolu bendinde …” iş bu vade uzatım yazısı 21/01/2014 tarih, … referanslı … filigranını, hologramını ve orijinal imzaları taşıyan teminat mektubunun asıl nüshası ile birlikte geçerli olduğunu, dört nolu bendinde ” Bu vade uzatım yazısı; basılı olduğu kağıdın üzerinde, ışığa tutulduğunda görülebilen Bankamız amblemini içeren filigranı, Bankamız amblemi bulunan hologramı ve Bankamız yetkililerinin orijinal imzalarını taşıyor ise, asıl nüsha addedilir. Bu vade uzatım yazısının herhangi bir şekilde çoğaltılmış kopyası üzerinden işlem yapılamaz. … filigranını, hologramını ve orijinal imzalarım taşıyan teminat mektubunun ve işbu vade uzatım yazısının asıl nüshalarının Bankamıza iadesi halinde Bankamız teminat mektubu kapsamındaki bütün yükümlülüklerinden kurtulmuş olur.” yazılı olduğunu, teminat mektubu sözleşmelerinin herhangi bir şekil şartına tabi olmaksızın serbestçe düzenlenebileceğini ve teminat sözleşmesi metnine şartlar konulabileceğini, teminat mektubu metnine konulan bu şartların geçerli olup teminat mektubunun bu şartlara göre işlem göreceğini, bankanın, muhataba ödeme yaparken teminat mektubunda belirtilen şartların yerine getirilip getirilmediğini incelemekle yükümlü olduğunu, 07/01/2015 tarihli, … nolu vade uzatım yazısında, bu vade uzatım yazısının herhangi bir şekilde çoğaltılmış kopyası üzerinden işlem yapılamaz denilmekte olduğunu, davacı bankanın, muhataba kopya belge üzerinden işlem yaparak ödeme yaptığını, zira aslının diğer davalı elinde olduğu, davacı bankaya ödemeden önce iade edildiğini, bu sebeple davacı teminat mektubu metnine aykırı olarak yapmış olduğu ödemeyi taraflarından talep etmesinin mümkün olmadığını, teminat mektubunun borç doğurabilmesi için düzenlenmiş olmasının tek başına yeterli olmadığı, zamanında muhataba teslim edilmiş olması gerektiğini, süresi dolan asıl teminat mektubunun, vade uzatım yazısı ile birlikte muhataba teslimi ile talep edilebilir hale geleceğini, diğer davalının, vade uzatım yazısını kullanmayarak iade ettiğini, 21.01.2014 tarih, … referans nolu, 15/01/2015 vade tarihli yazısının vadesi dolduğundan tek başına hiç bir hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, vade uzatım yazısının da muhataba teslim edilmeyip, iade edildiğinden teminat mektubundan kaynaklanan hukuki sorumluluğun sona erdiğini, bu sebeple geçerliliği kalmayan teminat mektubunun paraya çevrilmesi talebinin reddetmesi gerekirken talebi kabul edip ödeme yapan davacının, müvekkilinden bu miktarı talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davada talep edilen alacağın, üçüncü kişi olan … A.Ş. tarafından hiçbir alacağı bulunmadığı halde ve geçersiz teminat mektubunu nakde çevirip tahsil etmiş olması nedeniyle sebepsiz zenginleşen üçüncü kişi olarak … A.Ş’ye ( … Mah. … Sok. N:… … Blok Esenetepe-Şişli/İstanbul) davanın ihbar edilmesini talep etiklerini, davacıya bir borcun bulunmamakla beraber ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının talep ettiği miktarların fahiş olduğunu, itirazın iptali taleplerinde takipteki talebin artırılamayacağı gibi talep edilen faiz oranı miktarı ve diğer ek taleplerin de yerinde olmadığını,açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/01/2019 tarih ve 2015/1014 Esas – 2019/31 Karar sayılı kararında; “….Buna göre davalı şirketin kendi isteği ile teminat mektubunun süresinin uzatılmasını talep ettiği, davacı bankaca süre uzatım yazısının düzenlenmesinden ve davalı şirkete ve muhatap şirkete bildirilmesinden sonra ve muhatap … A.Ş.nin tazmin talebinde bulunmasından sonra hiçbir gerekçe göstermeksizin teminat mektubu süre uzatımına ilişkin belgenin aslını iade etmesinin taraflar arasında akdedilen sözleşme ve teminat mektubunun süresinin uzatılmasına ilişkin taraf iradelerine uygun bulunmadığı, muhatap tarafından teminat mektubu bedelinin ödenmesi isteminden sonraki bir tarihte davalı şirketin süre uzatımına ilişkin talebinden vazgeçmesinin anılan müessesenin amacına aykırı olduğu ve yerinde bulunmadığı gözetilerek ve Mahkemece alınan 26.01.2018 tarihli Bilirkişi Raporu ve13.08.2018 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda yer alan tespitler yerinde bulunmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, Davacının davasının KABULÜ İLE ,105.570,47-TL asıl alacak, 17.993,84-TL işlemiş faizi ve 899,69-TL BSMV’ si ile ve asıl alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek %41,20 faiziyle davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, Mahkemenin 17.01.2019 tarihli kararında “…Buna göre davalı şirketin kendi isteği ile teminat mektubunun süresinin uzatılmasını talep ettiği, davacı bankaca süre uzatım yazısının düzenlenmesinden ve davalı şirkete ve muhatap şirkete bildirilmesinden sonra ve muhatap … A.Ş.nin tazmin talebinde bulunmasından sonra hiçbir gerekçe göstermeksizin teminat mektubu süre uzatımına ilişkin belgenin aslını iade etmesinin taraflar arasında akdedilen sözleşme ve teminat mektubunun süresinin uzatılmasına ilişkin taraf iradelerine uygun bulunmadığı, muhatap tarafından teminat mektubu bedelinin ödenmesi isteminden sonraki bir tarihte davalı şirketin süre uzatımına ilişkin talebinden vazgeçmesinin anılan müessesenin amacına aykırı olduğu ve yerinde bulunmadığı gözetilerek ve Mahkemece alınan 26.01.2018 tarihli Bilirkişi Raporu ve13.08.2018 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda yer alan tespitler yerinde bulunmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” denilmekle davanın reddine karar verildiğini, Ancak yerel mahkemece verilen işbu karar haksız ve hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece yeterince inceleme yapılmadan bilirkişi raporu uyarınca karar verildiğini, daha önce defalarca dilekçelerde belirtildiği gibi dosyaya sunulan bilirkişi raporları hükme esas almaya elverişli olmadığını, Mahkemenin vermiş olduğu kararın gerekçesinde “…davacı bankaca süre uzatım yazısının düzenlenmesinden ve davalı şirkete ve muhatap şirkete bildirilmesinden sonra ve muhatap … A.Ş.nin tazmin talebinde bulunmasından sonra hiçbir gerekçe göstermeksizin teminat mektubu süre uzatımına ilişkin belgenin aslını iade etmiş…” denilse de bu husus gerekçede belirtildiği gibi olmadığını, vade uzatım yazısı muhatap şirketin tazmin başvurusundan önce davacı bankaya teslim edildiğini, Ancak vade uzatım yazısının metninde açıkça; “Bu vade uzatım yazısı 21/02/2014 tarih, … referanslı … filigranını, hologramını ve orijinal imzalarını taşıyan teminat mektubunun asıl nüshası ile birlikte geçerlidir. Bu vade uzatım yazısı; basılı olduğu kağıdın üzerinde, ışığa tutulduğunda görülebilen bankamızın amblemini içeren filigranı, Bankamızın amblemi bulunan hologramı ve bankamız yetkilerinin orjinal imzalarını taşıyor ise asıl nüsha addedilir. Bu vade uzatım yazısının herhangi bir şekilse çoğaltılmış kopyası üzerinden işlem yapılamaz. … filigranını, hologramını ve orijinal imzalarını taşıyan teminat mektubunun ve vade uzatım yazısının asıl nüshalarının Bankamıza iadesi halinde Bankamız teminat mektubu kapsamındaki bütün yükümlülüklerinden kurtulmuş sayılır” ibareleri yer aldığını, Öte yandan yine mahkeme kararının gerekçesinde “..davalı şirketin süre uzatımına ilişkin talebinden vazgeçmesinin anılan müessesenin amacına aykırı olduğu ve yerinde bulunmadığı gözetilerek …” denildiğini, ancak söz konusu müessesin amacına neden aykırı olduğu ve yerinde bulunmadığına ilişkin bir açıklamada bulunulmadığını, Hal böyle iken mahkemece verilen karar haksız ve hukuka aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını, zira vade uzatım yazının aslı teminat mektubun paraya çevrilmesi talebinden önce müvekkilince davacı bankaya teslim edildiğini, vade uzatım yazısında da açıkça teminat mektubunun ve vade uzatım yazısının aslının birlikte sunulması ile işlem yapılacağının anlaşıldığını, hal böyle iken davacı bankanın basiretli bir tacir gibi davranmadığı, gerekli araştırma ve incelemeyi yapmadan teminat mektubunu paraya çevirerek kusurlu hareket ettiğini, Mahkemece her ne kadar bilirkişi raporları göz önüne alınarak hüküm kurulmuş ise de; dosyaya sunulan bilirkişi raporlarının hiçbirinde vade uzatım yazısının aslının iade edilmiş olması halinde ve üzerinde fotokopi ile işlem yapılamaz ifadesinin yer alması durumunda teminat mektubunun paraya çevrilip çevrilmediği hususunda uygulamaya yönelik bilgi sunulmadığını, Cevap dilekçelerinde defaatle belirtildiği üzere davacı bankaca teminat mektubunun paraya çevrilmesi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Öncelikle ortada geçerli bir garanti sözleşmesi bulunmadığını, Banka ile muhatap arasındaki teminat mektubu sözleşmesinin kurulabilmesi için, mektubun muhataba verilmesi ve muhatap tarafından kabul beyanının açıklanması yani, banka ile muhatap arasında irade uyuşumunun oluşmasının gerektiğini, şayet mektup lehtara verilmiş ise, mektubun muhataba ulaşmış ve kabul edilmiş olduğu bankaca tespit edildiğinde teminat mektubu sözleşmesi kurulmuş olacağını, ( Prof. Dr. Vahit Doğan Banka Teminat mektupları sayfa 123)
“..olayda garanti sözleşmesi oluşmuş mudur ? Banka, teminat mektubunu düzenledikten sonra muhataba ulaştırmak üzere lehtara vermiştir. Kural olarak bankanın, garanti sözleşmesi ihtiva eden teminat mektubunu kendi elemanları vasıtası ile muhataba ulaştırması gerekir. Ancak uygulamada, bazen muhataba iletilmek üzere teminat mektubunun lehtara teslim edildiği de görülmektedir. Bu durumda lehtarın, teminat mektubunu muhataba ulaştırması ve muhatabın da teminat mektubunu alması ve reddetmemesi ile garanti sözleşmesi oluşur.” ( 11. HD. 27.12.1990 T. Ve E. 1989/4046-K. 1990/8459) Vade uzatım yazısının aslının teslimi veya teyidi sözleşmenin kurulması için şart olduğunu, davacı banka cevap dilekçesinde teminat mektubu aslını düzenleyerek muhatap … A. Ş. ne teslim ettiğini belirttiğini, ancak vade uzatım yazısının aslının muhataba teslim edildiğine ve muhatap tarafından kabul edildiğine ilişkin bir delil sunmadığını, cevap dilekçesinde temel ilişkinin kurulmadığı gerekçesi ile vade uzatım yazısının aslının muhataba verilmediğini ve bankaya iade edildiğini belirtmiştik. Bu sebeple henüz muhataba sunulmayan muhatap tarafından kabul edildiği teyit edilmeyen vade uzatım yazısının hiçbir geçerliliği bulunmadığını, Dolayısıyla ortada geçerli bir vade uzatım yazısı ve garanti sözleşmesi bulunmamasına rağmen; davalı banka süresi dolmuş bir teminat mektubunu paraya çevirdiğini, Ortada geçerli bir garanti sözleşmesi olduğunu kabul etmemek ile birlikte, bir an için garanti sözleşmesinin geçerli olarak kurulduğunun varsayıldığı düşünülse dahi, davacı bankanın vade uzatım yazısının aslı olmaksızın ödeme yapması davacı bankanın kusuru olduğ ve bu durum haksız ve sözleşmeye aykırı olduğunu, Dava konusu uyuşmazlıkta davacı banka vade uzatım yazısının üzerindeki “İş bu vade uzatım yazısı…. Referanslı … filigramını, hologramını ve orjinal imzalarını taşıyan teminat mektubunun asıl nüshası ile birlikte geçerlidir. BU VADE UZATIM YAZISININ HERHANGİ BİR ŞEKİLDE ÇOĞALTILMIŞ KOPYASI ÜZERİNDEN İŞLEM YAPILAMAZ.” şeklindeki kayda rağmen basiretli tacir hükümüne aykırı olarak; muhatabın talebiyle vade uzatım yazısının aslı olmaksızın fotokopi ile işlem yaparak muhatapa ödeme yaptığını, Dosyadaki mevcut deliller incelendiğinde görüleceği gibi; müvekkilinin muhatap firmanın paraya cevirme talebinden habersiz olarak ve henüz davacının ihtarnamesi eline ulaşmadan önce vade uzatım yazısını davacı bankaya teslim ettiğini, hal böyle iken davacı banka üstüne düşen araştırma ve inceleme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve kusurlu hareket ettiğini, üstelik kendi koyduğu kayıtla dahi çelişen bir işlem yaptığını, Teminat mektubunun 3. kişinin fiilini taahhüt niteliğinde bir garanti sözleşmesi olduğu kabullerinde olduğunu, hukuki ilişkinin sözleşme ilişkisi olduğu kabul edildikten sonra bu sözleşme ilişkisinin Borçlar Kanunu genel hükümlerinde düzenlenen sözleşmenin kuruluşuna, şekline ve sona ermesine ilişkin hükümlerinden bağımsız olarak değerlendirilmesi düşünülemeyeceğini, sözleşme hukuku çerçevesinde taraflarının garanti sözleşmesi metnine koydukları şartlar tarafları bağladığını, teminat mektubu sözlesmelerinde metne sıkı sıkıya baglılık ilkesinin geçerli olması sebebiyle, muhatabın vadesinde ve usulüne uygun olarak ödeme talebinde bulunması halinde bankanın teminat mektubu metninde yer alan sartları tasıyan bir ödeme talebinde bulunulup bulunulmadıgını inceleme yükümlülügü olduğunu,. (Prof.Dr. Ünalp Tekinalp, Banka Hukukunun Esasları sayfa 388) Vade uzatım yazısı banka ile yapılmış yeni bir garanti sözleşmesi olduğunu, bu vade uzatım sözleşmesi olmazsa teminat mektubu ilişkisi sona ereceğini, teminat mektubunun varlığı bu vade uzatım sözleşmesine bağlı olduğunu, vade uzatım sözleşmesinin metninde yer alan kayıtlar tarafları bağlamakta olduğunu, bu nedenle uyuşmazlık konusu olayda da bankanın basiretli tacir gibi davranmayarak vade uzatım yazısının aslı olmaksızın işlem yapması sözleşmeye aykırı olduğunu, Fotokopi üzerinden işlem yapılacak ise vade uzatım yazısında böyle bir kayda neden yer verildiğini, vade uzatım yazısının üzerinde böyle bir kayıt olduğuna göre davacı banka tarafından neden uygulanmadığının anlaşılamadığını, Teminat mektubunun süresinin uzatılmasına ilişkin banka ile lehtar arasındaki vade uzatım anlaşması kuruluşu itibariyle asıl teminat sözleşmesinden bağımsız, sonuçları itibariyle asıl sözleşme ile bağlantılı olduğunu, diğer bir anlatımla vade uzatım yazısı içerdiği şartlar ve yükümlülükler itibariyle yeni bir sözleşme olduğunu, bu sebeple vade uzatım yazısı metnindeki belirlemelerden bağımsız olarak teminat mektubunun hiçbir hukuki geçerliliği olmadığını, teminat mektupları düzenlenmelerine sebep olan temel ilişkiden (asıl ilişkiden) bağımsız oldukları hem doktrinde hem de Yargıtay kararları ile kabul edilmekte olduğunu, aynı şekilde banka teminat mektuplarında da lehdarın fiilini taahhüt eden bankanın, lehdar ile muhatap arasındaki sözleşmeden bağımsız olarak taahhüt altına girdiği kabul edilmekte olduğunu, bu sebeple vade uzatım yazısı olmazsa temel ilişki olmayacağını, garanti sözleşmeleri, garanti verenin, garanti alanın bir teşebbüse girişmesinden veya kendisiyle bir borç ilişkisine girdiği üçüncü kişinin borcunu ifa etmemesinden doğacak zarar tehlikesini üstlendiği asli nitelikte bir sözleşme olarak tanımlanmakta olduğunu, sözleşmenin temel ilişkiden bağımsız olması sebebiyle uygulamada temel ilişkinin kurulamaması veya temel ilişkideki herhangi bir sakatlık nedeniyle oluşacak riskleri bertaraf etmek üzere teminat mektubu metnine, aslının sunulması halinde geçerlidir, şartları konulmakta olduğunu, Geçerli olmadığı iddia edilen şartları teminat mektubu ve vade uzatım yazısı metnine koyarak lehtarı yanıltacak şekilde metne güven oluşturan ve bu şekilde dürüst davranmayan davacıyı yasanın korumayacağını, bankanın lehtar tarafından iade edilen vade uzatım yazısının ancak aslı ile işlem yapılabilir denmesine rağmen fotokopi işlem yapmış olması kabul edilemez olduğunu, Bu nedenlerle kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak tüm talepler doğrultusunda davanın kabulüne, yeniden yargılama yapılması mümkün değil ise kararın kaldırılarak dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, 21.01.2014 tarih ve … referans numaralı, kesin ve 15.01.2015 tarihine kadar süreli ve süresi 07/01/2016 tarihine kadar uzatılan muhatabı … A.Ş. olan 100.000.-TL. tutarlı teminat mektubu tutarının muhataba ödenerek nakde dönüşmesi nedeniyle, ödenen tutarın faiziyle tahsiline yönelik alacak davasıdır. Mahkemece, davacının davasının kabulü ile ,105.570,47-TL asıl alacak, 17.993,84-TL işlemiş faizi ve 899,69-TL BSMV’ si ile ve asıl alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek %41,20 faiziyle davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, Davacı Banka ile davalı … Limited Şirketi arasından 14.01.2014 tarihli Genel kredi Sözleşmesinin imzalandığı, diğer davalı …’nun bu sözleşmeye kefil olarak imza attığı, davalı şirketin 15.01.2014 tarihinde müracaat ederek muhatabı … A.Ş. Olan 100.000-TL miktarlı teminat mektubu verilmesini talep ettiği, davalı şirketin 07.01.2015 tarihinde müracaat ederek 21.01.2014 tarihli ve 15.01.2015 tarihine kadar süreli olan 100.000-TL tutarlı Teminat mektubunun süresinin 07.01.2016 tarihine kadar uzatılmasını talep ettiği, davacı Banka tarafından da mezkur teminat mektubunun süresinin 07.01.2016 tarihine kadar uzatıldığı tarafların da kabulündedir. Bankanın süre uzatım yazısının aslının davalı lehtar şirkete teslim edildiği, muhatap şirkete de elektronik ortamda bildirildiği anlaşılmıştır. Hukukumuzda banka teminat mektupları konusunda açık bir düzenleme bulunmamakta, 6098 sayılı TBK’nun 128. maddesinde düzenlenen Üçüncü Kişinin Fiilini Üstlenme kapsamında bir tür Garanti Sözleşmesi olarak değerlendirilmektedir. Garanti veren banka, muhatabın ödeme talebi halinde ancak kendisine ait olan def’ileri ileri sürebilir(teminat mektubunun zamanaşımına uğraması, sahte olması gibi) veya teminatın ödenmemesi hususunda mahkemece verilen bir tedbir kararının bulunması halinde ödemekten kaçınabilir. Bu durumların söz olmaması halinde ise, banka ancak ödeme talebinin hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğuna dair elinde likit delil bulunması halinde ödeme talebini reddedebilir. Somut olaya döndüğümüzde, dosya kapsamında mevcut deliller incelendiğinde, dava konusu olup 21/01/2014 tarihinde düzenlendiği anlaşılan ve 15/01/2015 tarihine kadar geçerli olan banka teminat mektubunda, lehdar ile muhatap arasında ortaya çıkacak her türlü akdi ve sair ticari münasebetten dolayı doğmuş ve doğacak hangi bir uyuşmazlık ve bunun akıbet ve kanuni sonuçları dikkate alınmaksızın, yazılı tutarın ilk yazılı talep üzerine derhal ve gecikmeksizin davacıya nakden ve tamamen, talep tarihinden ödeme tarihine kadar geçen günlere ait yasal faiziyle birlikte ödeneceğinin taahhüt edildiği, davalı lehtar … LTD. ŞTİ’nin talebi üzerine davacı bankanın 07/01/2015 tarihli yazısı ile teminat mektubu süresinin 07/01/2016 tarihine kadar uzatıldığı, dava dışı muhatap … AŞ.’nin 20/02/2015 tarihinde tazmin talebinde bulunulduğu, bunun üzerine davacı banka tarafından davalı lehtar … LTD. ŞTİ’nin adresine göndermiş olduğu İstanbul … Noterliğinin 23/02/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, muhatap tarafından teminat mektubunun tazmini talebinde bulunulduğu ihtaren bildirilmiştir.İhtarnamenin 26.02.2015 tarihinde davalı lehtar şirkete tebliğ edilmiştir. Davalı Lehtar Şirket 23.02.2015 tarihli ihtarname ile; teminat mektubu süre uzatım yazısını kullanmayarak iade ettiklerini davacı bankaya bildirdiği, davacı bankanın 02.03.2015 tarihinde teminat mektubu tutarını dava dışı muhatap şirkete ödediği anlaşılmıştır. Banka teminat mektubunun süresinin uzatılmış olduğu davacı banka ve davalıların da kabulünde olup bu anlamda bir sahtelik iddiası söz konusu değildir. Süre uzatım yazısı teminat mektubunun eki niteliğinde olup ancak teminat mektubu ile birlikte hüküm ifade eder. Dolayısıyla tek başına hüküm ifade etmeyecek olan süre uzatım yazısının aslının davalı lehtar … LTD. ŞTİ’nin elinde olup bankaya ibraz etmesi garantiyi sona erdirmez. Bu durumda, dava dışı muhatabın teminat mektubu aslını bankaya ibraz ederek teminat mektubunun tazminini ve bedelinin ödenmesi talebi üzerine davacı bankanın ibraz edilen teminat mektubunu nakde dönüştürüp bedelini dava dışı muhataba ödemesinde usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığı anlaşılmıştır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/5317 Esas- 2021/3560 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/16473 Esas- 2014/5206 Karar sayılı kararı benzer mahiyettedir.) Yukarıdaki tesbitlere göre davacı bankanın nakde dönüşen teminat mektubundan kaynaklı alacağını GKS.’nin asıl borçlusu davalı şirket ve GKS.’ni müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalayan diğer davalı gerçek kişiden talep edebilecektir. İlk derece mahkemesince, davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesince sunulan deliller, bankacı bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında mahkemece verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalılar vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve davalılar vekilinin istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.502,14.TL istinaf karar harcından istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırılan (44,40.TL+2.081,14.TL=) 2.125,54.TL harcın mahsubu ile bakiye 6.376,60.TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 02/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.