Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/257 E. 2022/372 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/257
KARAR NO: 2022/372
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2019
DOSYA NUMARASI: 2016/463 Esas – 2019/454 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, ancak fatura borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … icra müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden takibe geçmiş ise de, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının icra takibindeki alacağını 09.09.2015 tarih … seri no’lu faturaya dayandırdığını, müvekkilinin 09.09.2015 tarihli faturadan 09.10.2015 tarihinde davacı satış temsilcisi île hesaplaşıldığını, davacı temsilcisine tüm borçlarına karşılık ekte sunulan 09.10.2015 tarihli 6734 sayılı tahsilat makbuzu ile bir kısım evraklarla ödeme yapıldığını, müvekkilinin davacıya bir borcunun kalmadığını, borcun kapatıldığı hususunun ise tahsilat makbuzuna yazıldığını belirterek, davanın reddine ve % 20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/04/2019 tarih ve 2016/463 Esas – 2019/454 Karar sayılı kararı ile; “…Verilen süreye rağmen davalı taraf defterlerini ibraz etmemiştir. Davacı taraf ise 2015 yılı defterlerden zorunlu kapanış tasdikine tabi yevmiye defterinin noter kapanış tasdikini ibraz etmediği gibi Envanter defterini de ibraz etmemiştir. İncelenen kayıtlara göre , taraflar arasında 2015 yılı öncesine dayanan ticari ilişki olduğu, davacının 2014 yılından kalan bakiye 39.319,27 TL alacağının 2015 yılına devrettiği, davacının 2015 yılında davalıya, 161.167,09 TL tutarında 33 adet fatura kestiği, davacının 110.00,00 TL borç virmanı ve 6.800 TL iade senet tutarı ile birlikte, toplam alacağının 128.757.82 TL olduğu, buna mukabil davalıdan 119.376,75 TL tahsil ettiği, davacının davalı şirketten bakiye 9.381,07 TL alacağının olduğu tespit edilmiştir. Ancak davacı takipteki alacağını, ödeme emri üzerinde açıkça beyan ettiği, 09/09/2015 tarih 10.341 TL bedelli bir adet fatura ve cari hesap ekstresine dayandırdığı anlaşılmaktadır. Davalı ise takipteki 10.341,00 TL tutarlı fatura borcunu, 09/10/2015 tarih 6734 sayılı tahsilat makbuzu ile verdiği evrak ile kapattığını öne sürmektedir. Dosyaya ibraz edilmiş olan 09/10/2015 tarihli tahsilat makbuzu davacı tarafından düzenlenmiş olup, 25.05.2016 tarihli 10.000 TL bedelli çek, 25/06/2016 tarihli 10.000 TL bedelli çek, 25/07/2016 tarihli 4.600 TL bedelli senet, 25/08/2016 tarihli 4.600 TL bedelli senet olmak üzere toplam 29.200 TL tutarlı çek/senet tahsilatı bulunmaktadır. Davacının incelenen defterlerin söz konusu bedellerin 09/10/2015 tarihinde davalı ödemesi olarak kayda alındığı görülmektedir. Davacı, 09/09/2015 tarih 10.341,00 TL tutarlı faturayı kestiğinde davalıdan 38.355,20 TL alacağının bulunduğu görülmüş ise de, davacının, 2014 yılından 2015 yılına devreden 39.319,27 TL bakiye alacağı, davacı tarafça ispat edilmemiştir. Kısacası davacı ne 2014 yılından devreden alacak için ve ne de 2015 yılında kestiği fatura ve içeriği malların davalıya teslimini gösteren sevk irsaliyeleri için herhangi bir delil dosyaya sunmuş değildir. Davacı tarafından dosyaya sunulan özel bilirkişi raporunda da bu hususa değinilmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle davacının talepleri yerinde görülmemiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” Davanın reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece gerekçeli kararında alınan ilk bilirkişi raporundan alıntı yapılarak, verilen süreye rağmen davalı tarafın defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafın ise 2015 yılı defterlerden zorunlu kapanış tasdikine tabi yevmiye defterinin noter kapanış tasdikini ibraz etmediği gibi Envanter defterini de ibraz etmediğini, incelenen kayıtlara göre, taraflar arasında 2015 yılı öncesine dayanan ticari ilişki olduğu, davacının 2014 yılından kalan bakiye 39.319,27 TL alacağını 2015 yılına devrettiği, davacının 2015 yılında davalıya, 161.167,09 TL tutarında 33 adet fatura kestiği, davacının 110.00,00 TL borç virmanı ve 6.800 TL iade senet tutarı ile birlikte, toplam alacağının 128.757.82 TL olduğu, buna mukabil davalıdan 119.376,75.TL tahsil ettiği, davacının davalı şirketten bakiye 9.381,07 TL alacağının olduğunun tespit edildiğini, her ne kadar kendileri tarafından bir kısım defterlerin sunulmadığından bahsedilse bile alınan kök raporda bunların tamamlandığı, yine defterleri üzerinde yapılan inceleme sonrasında 9.381,07-TL alacağın tespit edildiği, ancak bu sefer de yapılan tespitteki malların ve faturaların davalıya teslim edilip edilmediğinin ispatlanması gerektiğinin belirtildiğini, Davalının icra dosyası sonrasında yaptığı itirazlar ve dava içerisindeki itirazları incelendiğinde, malların veya faturaların teslim edilmediği ile ilgili bir iddialarının olmadığını, tahsilat makbuzu ile borcun kapatıldığı ve bundan sonra da başka bir borç olmadığı iddiaları bulunduğunu, bu konu ile ilgili makbuzun müvekkili şirkette bulunan suretinde herhangi bir hesap kapanmıştır şeklinde ibare bulunmadığını, Davalı tarafın defterlerini ibraz etmediğini, müvekkili şirket kayıtlarına göre talep ettikleri alacakları bilirkişi incelemeleri ile kanıtlanmış ise de, davalının itirazının bile bulunmadığı bir nedenle alacaklarının tespit edilemediği kanaatine varıldığını, Davalıya yapılan satışın motorsiklet satışı olduğunu, davalı tarafından müvekkili şirketten satın alınan tüm motorların motor ve şase numaralarının belli olduğunu, hangi fatura ile hangi motorları aldığının da belli olduğunu, davacının fatura bilgileri ve karşılığında satın aldığı motorsikletlerin şase numaralarının sunulduğunu, ÖTV yatırılması zorunlu olan bu araçların ÖTV’lerinin kim tarafından ödendiği ilgili vergi dairesinden öğrenilebilecekken bu hususta da herhangi bir inceleme yapılmadığını, bu hususun ilgili vergi dairesinden sorulmasını talep ettiklerini, davalı tarafça bildirilen bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirimlerin ( BS formlarının ) ilgili vergi dairesine sorulması ile de davacıya yapılan satış ve iletilen faturaların kanıtlanabileceğini, Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden tarafın, bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirket defterlerinde davalının müvekkili şirkete olan borcunu ispatladıklarını, ancak davalının bunun aksini ispat edecek herhangi bir belgesi bulunmadığını, 2014-2015 davalı defter ve kayıtlarının da bilirkişi incelemesi sırasında mahkemeye sunulmadığını, Haricen yaptırılan bilirkişi incelemesinde, bilirkişilerce yapılmış olan incelemelerde müvekkili şirket defterlerinde alacak talep ettikleri miktarın …tarafından ödenmediği sabit olmasına rağmen şahsın fatura ve cari hesaba hiçbir itirazı olmadığı ve inceleme yapılmak üzere defterlerini dahi sunmadığı göz önüne alınmayarak eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının talepleri doğrultusunda yeniden incelenerek, talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, fatura ve açık hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunduğu iddia ve ispat edilmediğinden, açık hesap şeklinde işleyen bir ticari ilişki bulunduğu; davacı tarafça, icra takip dayanağı olarak 09.09.2015 tarihli … seri no’lu 10.341,00 TL bedelli fatura ve cari hesap ekstresi gösterilerek, 9.381,07 TL asıl alacağın davalıdan tahsilinin talep edildiği görülmektedir. Davalı taraf ise, söz konusu fatura bedelinin ödendiğini, bu hususta 09/10/2015 tarihli tahsilat makbuzu bulunduğunu savunarak. davanın reddine karar verilmesi talep etmiş, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilince borçlunun ödemelerinin son kesilen faturaya ilişkin olmadığı, tahsilat makbuzunda gösterilen ödemelerin borçlu hesabına işlendiği, tahsilat makbuzu üzerindeki “Hesabı kapatılmıştır.” yazısının, müvekkili şirket imza yetkilisine ait olmadığı, ayrıca taraflarında bulunan nüshada bu yazının bulunmadığı beyan edilmiştir. Bilirkişi ek raporunda davalının tahsilat makbuzunda yer alan 29.200,00 TL ödemeyi yapmakla tüm borçlarını tasfiye edecek olduğuna inandığı, halbuki davacının ticari defterlerinde ödemeyi yaptığı tarihte bakiye borcunun 38.469,43 TL olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir. Davalı, takibe dayanak fatura borcunu ödediğini, davacıya hiç bir borcu bulunmadığını belirterek ödeme savunmasında bulunduğundan ödemeyi ispat külfeti altındadır. 09/10/2015 tarihli tahsilat makbuzunda davacının takibe dayanak yaptığı faturaya istinaden ödeme yapıldığı hususunda bir kayıt bulunmamaktadır. Bilirkişi ek raporundaki tespit ve taraflar arasında açık hesap şeklinde yürüyen bir ticari ilişki bulunduğu dikkate alındığında dosya kapsamı ile davalı, takibe dayanak fatura ve bakiye açık hesap borcunu ödediğini yazılı delille ispatlayamadığı gibi yemin deliline de dayanmamıştır. Bu hali ile mahkemece davalının ödeme savunmasını ispatlayamadığı, alacağın faturaya dayalı ve likit olduğu gözetilerek davanın kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, davalı tarafça mal teslimine ilişkin bir itiraz ve savunma ileri sürülmemesine rağmen davacının mal teslimini ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/04/2019 tarih ve 2016/463 Esas – 2019/454 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; Davanın KABULÜ ile, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin aynı şartlarla devamına, 2-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (9.381,07 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 640,83 TL harçtan peşin alınan 160,21.TL harcın mahsubu ile bakiye 480,62 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan toplam 193,71 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında, davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan 169,00 TL tebligat/ posta gideri ile 1.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere; toplam 1.469,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 161,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 10-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 21,25 TL tebligat/ posta gideri olmak üzere; toplam 142,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 12-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/03/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.