Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/256 Esas
KARAR NO : 2020/251 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 27/03/2018
DOSYA NUMARASI : 2016/1126 Esas – 2018/271 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 25/08/2012 tarihli satış sözleşmesine istinaden davalıdan, iş makinesi satın alındığını, makine bedeli 180.000,00 TL olup, bu miktardan; 14.500 TL sinin 25.08.2012 tarihinde, 5.500 TL sinin 25.08.2012 tarihinde, 5.500 TL sinin ise 15.09.2012 tarihinde ödendiğini, bakiye kalan 160.000 TL için ise 25.11.2012 tarihli 160.000 TL bedelli çekin ciro edilerek davalıya teslim edildiğini, ancak satın alınan iş makinesinin, müvekkilinin taş ocağında çalıştırılması esnasında arıza gösterdiğini, arızanın giderilmesi için piyasadaki üçüncü şahıs kişi ve firmalara toplam: 14.189,44 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, taş ocağındaki işinin geri kalmaması için de piyasadan günlüğüne 800 TL iş makinesi kiraladığını, 25.08.2012 – 13.11.2012 dava tarihi arasında 80 gün için toplam 800 TL x 80 = 64.000 TL ödendiğini ileri sürerek, 25.11.2012 tarihli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, iş makinesi onarımı için ödenen 14.189.44 TL nin ve 64.000 TL kira bedelinin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili satıcı arasında 25.08.2012 tarihli satış sözleşmesi kapsamında davacıya iş makinesi satıldığını, satılan iş makinesinin ayıplı olduğu hususunda müvekkiline ayıp ihbarı yapılmadığını, talep edilen onarım bedelinin, kullanmaktan kaynaklı olduğunu, bu nedenle 64.000 TL kiralama bedelinin de talep edilemeyeceğini, kaldı ki davacının iş makinesi bedelini de ödemediğini, 160.000 TL. lik çekin 27.09.2012 tarihinde … teslim edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosya davacılar vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Elazığ …. Noterliğinden düzenlenen 16/01/2009 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletname ile … yetkilendirdiğini, yetkilendirilen vekilin davacı şirket adına ve şirketi temsilen dava dışı … ile 25/08/2012 tarihli satış sözleşmesi başlıklı belgede özellikleri yazılı bir adet iş makinesini …’a ait olduğunu zannederek satın aldığını ve satış bedeli olarak kararlaştırılan 180.000,00 TL’nin 14.500,00.TL’sini 25/08/2012 tarihinde nakden ödediğini, 5.500,00 TL karşılığında 15/09/2012 vade tarihli bir adet senet verdiğini, bakiye 160.000,00 TL karşılığında ise davacı … tarafından … emrine 25/11/2012 keşide tarihli, bir adet … seri numaralı çek teslim edildiğini, satın alınan iş makinesinin Yalova İli, … ilçesi, … beldesinde bulunan maden ocağına götürülerek kullanılmaya başlandığını, makinenin ilk günden arıza yaptığını, bu nedenle işlerin aksamaması için başkalarına ait makinelerin kiralanmak zorunda kaldığını, makinenin onarımı için … firmasına 2.808,40 TL ödeme yapıldığını, araçtaki arızanın tespiti bakımından Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesine başvurularak 2012/18 Diş dosyası üzerinden bilirkişi raporu alındığını, tespit sonrasında da arızaların devam ettiğini, farklı servislerden hizmet alınarak onarım bedellerinin ödendiğini, bu olumsuzluklar nedeni ile sözleşmenin feshi, olumsuz tespit, istirdat, senet iptali ve tazminat talepleriyle Kocaeli 3 ATM’nin 2012/271 E.sayılı dosyasında … aleyhine dava açtıklarını, mahkemece … emrine verilen 160.000,00 TL bedelli çekin ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ancak çekin muhatap bankaya davalı ….. Ltd. Şti tarafından ibraz edilmiş olması nedeni ile ihtiyati tedbir kararının uygulanamadığını ve bu şirket tarafından çekin Kadıköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takibe konu edildiğini, Kocaeli 3 ATM’nin 2012/271 E.sayılı dosyasında açtıkları davada davalı vekilinin sunduğu cevap dilekçesi ekinde yer alan belgelerden müvekkili tarafından satın alınan iş makinesinin davalı … Ltd. Şti’ye ait olup, satılmak üzere …’a teslim edildiğini, davalı şirket tarafından aracın davalıya satıldığına dair 10/08/2012 tarihli satış sözleşmesi, müvekkili ile … arasında düzenlenen 25/08/2012 tarihli satış sözleşmesi, davalı firma tarafından … adına kesilmiş 160.000,00 TL bedelli fatura örneğinin sunulduğunu, bu şekilde … ile davalı … Ltd. Şti arasında danışıklı bir menfaat birliği bulunduğunu, …’a teslim edilen çekin salt temel ilişkiden kaynaklanan sakatlığı kurtarmak ve kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesinden yararlanmak amacıyla muvazalı olarak ciro edildiğini belirterek öncelikle açtıkları bu davanın Kocaeli 3 ATM’nin 2012/271 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine, müvekkillerinden … tarafından keşide edilen 25/11/2012 tarihli 160.000,00 TL bedelli, 3151192 numaralı çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, çekin bedelsiz olması nedeni ile iptaline ve Kadıköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında müvekkillerinden … aleyhine yürütülen takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dosya davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacılardan … Ltd Şti’nin müvekkiline karşı husumet ehliyeti bulunmadığını, ihtilaf konusu çekin borçlularının İstanbul Anadolu … İcra Müd. … sayılı dosyasından da görüleceği üzeri dava dışı … ile davacılardan … olduğunu, davacı şirket temsilcisi …’in çekte cirosu bulunmadığını, dava dışı … ile davacı şirket arasında düzenlenen satış sözleşmesine dayanılarak 3. Şahıs durumundaki müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın bu nedenle davacı şirket yönünden reddi gerektiğini, davacı şirket ile hiçbir ticari ilişkileri olmadığından davanın Kocaeli 3 ATM 2012/271 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesi talebinin de yerinde olmadığını, 11/04/2011 tarihli teslim tutanağı doğrultusunda hidrolik paletli ekskavatörün …’a teslim edildiğini, müvekkili ile … arasında düzenlenen 10/08/2012 tarihli satış sözleşmesi ile iş makinesinin …’a satıldığını ve karşılığında … Bankası Horasan Erzurum Şubesine ait 25/11/2012 keşide tarihli … nolu 160.000,00 TL bedelli çekin alındığını, çekin karşılıksız çıkması nedeni ile İstanbul Anadolu … İcra Müd. … sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, müvekkil ile davacı … arasındaki borç ilişkisinin bu çeke dayandığını, müvekkilinin … ile de ticari ilişkisi olmayıp çekte ciro silsilesi ile müvekkilinin yetkili hamil olduğunu, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, iş makinesinin ayıplı olduğunu kabul etmediklerini, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, belirterek açılan davanın reddine ve davacıların %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 27/03/2018 tarih ve 2016/1126 Esas – 2018/271 Karar sayılı kararında;”…Yapılan bu değerlendirmeler kapsamında; asıl davada, ayıplı satış iddiasına dayalı olarak yalnızca sözleşmenin tarafları talepte bulunabileceği, satış sözleşmesinin tarafları davacı şirket ile davalı olduğu, davacı asilin, sözleşmenin tarafı olmaması sebebiyle ayıp iddiasına dayalı olarak talepte bulunamayacağı değerlendirilmekle, davacı asil yönünden açılan davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı şirket yönünden açılan davanın ise, davacı şirketin yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere, ayıba dayalı olarak talepte bulunamayacağı değerlendirilmekle açılan davanın ispatlanamamış olması sebebiyle reddine karar verilmiştir.Birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede; davacı şirketin, davaya konu çekte herhangi bir sıfatının olmayışı ve icra takibinde de borçlu olmadığının anlaşılması nedeniyle davacı şirket yönünden açılan davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı asil yönünden açılan davada ise, satış sözleşmesine dayalı olarak davaya konu çekin asıl dosya davalısına verildiği, davalı asil tarafından da işbu çekin birleşen dosya davalısına satış sözleşmesi karşılığında verildiği hususunun anlaşılması karşısında, davalının, davaya konu çeki iktisap ederken ağır kusurlu veya kötüniyetli olmadığının değerlendirildiği, bu haliyle sebepten yoksun kambiyo senedine dayalı olarak keşideci davacı asilin borçlu olmadığı yönündeki iddiasının yerinde olmadığı…”gerekçesi ile;1-Asıl davada;Davacı asil … in açmış olduğu davanın aktif husumet yokluğu sebebi ile HMK 114/1-d md delaletiyle 115/2 md gereğince usulden reddine, Davacı … Ltd. Şti. nin açmış olduğu davanın ispatlanamamış olması sebebi ile reddine, 2-Birleşen davada;Davacı … Ltd. Şti nin açmış olduğu davanın aktif husumet yokluğu sebebi ile HMK 114/1-d md delaletiyle 115/2 md gereğince usulden reddine, Davacı asil … in açmış olduğu davaınn ispatlanamamış olması sebebi ile reddine, karar verilmiş ve karara karşı asıl ve birleşen dava davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen dava davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, bozulmasının gerektiğini, İlk derece mahkemesi kararının gerekçesinde ayıp ihbarı yapılmadığı yönündeki gerekçenin hiçbir dayanağının olmadığını, ayıp tespitinden sonra 19/11/2012 tarihinde dava açmak sureti ile karşı tarafa ayıbın bildirildiğini,İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddinde ” Davacılar arasında müşterek sorumluluk hususu dikkate alınarak” gerekçesi ile her iki davalı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir ettiğini, ancak 30/12/2017 T. 30286 sayılı resmi gazetede yayımlanan ”Avukatlık asgari ücret tarifesinin 3/2 maddesi gereğince ayrı ayrı vekalet ücretinin hatalı olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yapılacak istinaf incelemesi sonucunda bozulmasına, davalı ”…San. Ve Tic. Ltd. Şti” tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E- … e. Sayılı takip dosyaları üzerinden başlatılan icra takibine sunulacak mehil vesikasına dayalı olarak icra takibinin inceleme sonuna kadar geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Asıl dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu aracın gizli ayıplı olduğundan bahisle, ayıplı satıştan kaynaklı satış sözleşmesinin feshi ile alacak ve istirdat davası olup birleşen dava ise, çekten kaynaklı İİK 72 maddesine göre açılan menfi tespit davasıdır. Mahkemece,yukarıdaki gerekçe ile 1-Asıl davada; Davacı asil … in açmış olduğu davanın aktif husumet yokluğu sebebi ile HMK 114/1-d md delaletiyle 115/2 md gereğince usulden reddine, Davacı … Ltd. Şti. nin açmış olduğu davanın ispatlanamamış olması sebebi ile reddine, 2-Birleşen davada; Davacı … Ltd. Şti nin açmış olduğu davanın aktif husumet yokluğu sebebi ile HMK 114/1-d md delaletiyle 115/2 md gereğince usulden reddine, Davacı asil … in açmış olduğu davaınn ispatlanamamış olması sebebi ile reddine, karar verilmiş ve karara karşı asıl ve birleşen dava davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasındaki somut uyuşmazlık, satıcı … tarafından alıcı ….’ne 25/08/2012 tarihli satış sözleşmesi ile satılan iş makinesinin ayıplı olup olmadığı, ayıp var ise gizli ayıpmı açık ayıpmı olduğu, süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı noktasındadır. Makine mühendisi bilirkişinin raporuna ve dosyadaki satış sözleşmelerine göre Birleşen dosyanın davalısı …. nin dava konusu iş makinasını 01/04/2011 tarihinde dava dışı ….Şirketinden satın aldığı ve 10/08/2012 tarihinde davalı …’a devrettiği, davalı …’da 25/08/2012 tarihinde davacı şirkete sattığı anlaşılmıştır. Dosya arasında bulunan 25/08/2012 tarihli adi satış sözleşmesi incelendiğinde; satıcı … tarafından alıcı ….’ne … MODEL Makinanın 180.000 TL. Bedelle, 14.500 TL. Nakit peşinat,160.000 TL. Bedelli 25/11/2012 tarihli çek, 5.500 TL. Bedelli 15/09/2012 tarihli senet ödeme şekliyle satıldığı, alıcı davacı şirket adına imzanın …tarafından atıldığı görülmüştür.ARAÇLARIN SATIŞ, DEVİR VE TESCİL HİZMETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA YÖNETMELİĞİN 20/4-b maddesinde; ” Özel veya tüzel kişilere ait olan iş makinelerinin işletme amacıyla veya ilgisine göre bu Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde belirtilen kuruluşlarca tescilleri araç sahibinin başvurusu üzerine iş makinası türünden araçların tescil defterine (EK-1/A) işlenmek suretiyle yapılır ve Maliye Bakanlığınca bastırılan iş makinası tescil belgesi tanzim edilerek verilir.1) Araç sahipleri, iş makinesinin tanıtım özelliklerini gösteren teknik belgeyi veya araca ait teknik bilgileri içeren bir belgeyi sahiplik belgesi ile birlikte ibraz etmek zorundadır.2) Bu iş makinesinin karayollarında sürülmesi, tescil belgesine ekli trafiğe çıkış izin belgesinin tescili yapan kuruluşça tasdik edilerek iş makinesi sahibine verilmesi ile mümkündür.3) Trafiğe çıkış izni verilirken iş makinesinin zorunlu mali sorumluluk sigortasının yapılmış olması ve Karayolları Genel Müdürlüğünden özel izin alınması zorunludur,” hükmü düzenlenmiş olup davaya konu iş makinasının tescil defterine işlenmediği anlaşılmıştır.Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf satışa konu aracın eksiksiz ve çalışır durumda teslim edilmediğini iddia etmiş olup taraflar TTK 16 madde hükmünce tacir olduğundan Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 13/10/2015 tarih ve 2015/8094 Esas, 2015/12630 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere ayıp ihbarının TTK’ nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’ nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak gizli ayıp olması halinde BK’ nın 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında belirtildiği üzere öğrenildiğinde derhal yapılması gerektiği gözetildiğinde, davacının ayıp iddiasını ispatlaması gerekmektedir. Tacirler arasında ayıp ihbarının yasal süre içerisinde ve TTK nun belirttiği yönde geçerli olarak yapılması gereklidir. Davacının satılan üründe ayıp olduğu ve davalıya yasal süresi içerisinde ayıp ihbarı yapıldığına dair bir belgenin sunulmadığı ve dava tarihinden önce açıkça bir ayıp ihbarının olmadığı görülmüştür.Asıl ve birleşen dosya Davacılar vekili tarafından mahkemece hükmedilen vekalet ücreti hakkındaki istinaf sebebi incelendiğinde; Yargıtay 11.H.D 15/09/2015 2014/12467 E-2015/9292 K sayılı kararına göre: Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesinde yer alan “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur,” düzenlemesi uyarınca, haklarındaki davanın red sebebi farklı olan asıl ve birleşen davada davalılar yararına her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmedilmesi yerinde olup bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Asıl ve birleşen dosya davacılar vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ilk derece mahkemesinin gerekeli kararında detaylı şekilde tartışılıp değerlendirildiği, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, asıl ve birleşen dosya davacılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle; dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde ilk derece mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan asıl ve birleşen dosya davacılarının istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl ve birleşen dosya davacılarının asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılar tarafından asıl ve birleşen dava yönünden yatırılan toplam: ( 121,30 TL x 4=) 485,20 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince asıl ve birleşen dava yönünden alınması gereken toplam ( 54,40 TL x 4 =) 217,60 TL istinaf karar harcından asıl ve birleşen dosya davacıları tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan toplam: (44,40TL*4=)177,60 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 40,00 TL ( 10,00TLx 4) harcın asıl ve birleşen dosya davacılarından tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4- Davacılar tarafından 12/06/2018 tarih ve … Sıra/ Özel Nolu Sayman Mutemedi Alındısı makbuzu ile fazla yatırılan 176,60 TL temyiz yoluna başvurma harcı ve 35,90.TL Temyiz Karar Harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacılar üzerinde bırakılmasına, 6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere olmak üzere 20/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.