Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/247 E. 2020/271 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/247
KARAR NO: 2020/271
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/12/2019
DOSYA NUMARASI: 2019/738 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA: Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 6102 Sayılı TTK’ nın 478/4 maddesi uyarınca sermayesinin tamamı Maltepe Belediye Başkanlığı’na ait yasa kapsamında özel hukuk hükümlerine tabi bir belediye iktisadi teşebbüsü olduğunu, özel hukuk yönünden bir ticari şirket olması sebebiyle İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne … sicil no ile kayıtlı olduğunu, şirketin Beyoğlu … Noterliğinin 09/10/2019 tarih ve … yevmiye numarasıyla onaylı 08/10/2019 tarihli Olağanüstü Genel Kurulu Kararının tescil ve ilanı talebinin davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından usul ve yasaya aykırı şekilde reddedildiğini, davalı yanca başvuru sürecinde 08/10/2019 tarihli genel kurulda, belediyenin kimin tarafından temsil edileceğine ilişkin belediye meclis kararının ibrazı istenmişse de tescil ve ilanı istenilen hususlara ilişkin karar alma yetkisinin belediye başkanında olduğunu, belediye meclisinin karar alma sürecinde görev ve yetkisinin bulunmadığını, 5393 sayılı yasadaki şartların oluştuğunu, davalının normlar hiyerarşisine aykırı olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü yazısına istinaden talebi reddettiğini beyanla açık ve ağır aykırılıktan dolayı dava sonuçlanıncaya kadar geçici tescile karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 30/12/2019 tarih ve 2019/738 Esas sayılı ara kararı ile; ” Geçici tescil, sicil müdürünün görevleri arasında sayılmış 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 32/4 maddesinde aynen; “Çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususlar, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil olunur. Ancak, ilgililer üç ay içinde mahkemeye başvurduklarını veya aralarında anlaştıklarını ispat etmezlerse geçici tescil resen silinir. Mahkemeye başvurulduğu takdirde kesinleşmiş olan hükmün sonucuna göre işlem yapılır.” şeklinde düzenlenmiş, Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 40.maddesinde de aynı hüküm yinelenmiştir. Bahsi geçen yasal düzenlemelerde geçici tescile karar verme görevi de sicil müdürüne verilmiştir. Davacı yanın sicil müdürlüğünden geçici tescil talebinde bulunulduğu yönünde bir iddiası bulunmadığı gibi, dosyaya ibraz olunan bilgi ve belgelerden de bu yönde bir sonuca varılamamaktadır. Yasal düzenlemeler kapsamında sicil müdürlüğüne yöneltilmiş geçici tescil talebi ile bu hususa ilişkin sicil müdürlüğünün red kararı olmadan, görülmekte olan itiraz davasında esası çözer mahiyette geçici tescil isteminde bulunulması, TTK 32, 34. maddeleri ve dahi HMK’nın 389 vd. maddeleri karşısında yerinde görülmediği … gerekçesi ile; “1-Yerinde görülmeyen geçici tescil talebinin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel Mahkeme tarafından geçici tescil talepleri ile ilgili verilen ara kararın haksız, usul ve yasaya aykırı olduğunu, Usule İlişkin Olarak; İlk Derece Mahkemesinin, kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğünü gözetmediğini, mahkeme tarafından kanun yolunun ve süresinin kararda gösterilmemesi sonucu davanın taraflarının kanun yolu başvuru yolu ile ilgili olarak eksiklere yol açacağının aşikar olup, bu durumun adil yargılanma hakkı kapsamında adalete erişim hakkının sınırlandırılması olduğunu, Anayasanın 40. maddesi hükmü uyarınca başvurulacak kanun yolu ile süresinin hükümde açıkça ve doğru olarak gösterilmemiş olmasının bu hakkın etkin bir şekilde kullanılmasını doğrudan etkileyecek ve hak arama hürriyetinin ihlal edilmesine sebep olacağını, ara kararın usul ve esasa aykırı olması nedeni ile bozularak ortadan kaldırılması ve geçici tescil taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Esasa ilişkin olarak; Müvekkili şirketin belediye iktisadi teşebbüsü olduğunu, sermayesinin tamamı (%100) Maltepe Belediye Başkanlığı’ na ait bir kamu tüzel kişiliği olduğunu, ancak 6102 sayılı Yasa kapsamında özel hukuk hükümlerine tabi bir belediye iktisadi teşebbüsü olduğunu, Müvekkili şirketin, özel hukuk yönünden bir ticari şirket olması sebebiyle İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ ne/ İstanbul Ticaret Odası’ na … sicil no ile kayıtlı olduğunu, Ticaret sicil memurunun red kararına ilişkin olarak iptal talepli dava dilekçelerinde açıkladıkları ve dava dosyasına mevcut belgelerden de anlaşılacağı üzere tescil ve ilan taleplerinin İstanbul Sicil Müdürlüğü’ nün 17.12.2019 tarih ve … sayılı kararı ile reddedildiğini, mahkemece her ne kadar geçici tescil talebinin bulunmadığı, buna ilişkin bir talebin de dosya kapsamında olmadığı belirtilmiş ise de müvekkili şirketçe 17.12.2019 tarihli red kararında tescil taleplerinin olduğunun görüleceğini, yerel mahkeme ara kararının usul ve esasa aykırı olması sebebi ile bozularak ortadan kaldırılmasına ve geçici tescil başvurularının kabulüne karar verilmesini müvekkil şirket adına talep ettiklerini, Tescil işlemlerinde kanunun aradığı şartlara uygunluk sağlayıp sağlamadığını inceleme yükümlülüğü olan davalı tarafın açıkça 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda belirtilen şartları sağlamalarına rağmen kanunda belirtilmeyen ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün yazısı/ genelgesini dikkate alarak usul ve yasaya aykırı şekilde tescil taleplerini reddetmesinin yasaya aykırı olduğu, işbu kapsamda Yerel Mahkemenin 30.12.2019 tarihli ara kararında belirtilen geçici tescil talebinin reddi gerekçesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğinden işbu ara kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, 5393 Sayılı Belediye Kanunu açısından gerek belediye meclisinin gerekse belediye başkanının görev ve yetkileri incelendiğinde; Belediye Meclisinin görev ve yetkilerinin sınırlı olarak sayıldığını yani tahdidi olduğunu, oysa Belediye Başkanının görev ve yetkilerinin ise madde 38/p hükmü gereği meclis ve encümen kararı gerektirmeyen diğer iş ve işlemler şekilde belirtilerek tadadi bir sayım yapıldığını, Ret kararının gerekçesine dayanak olarak gösterilen 08.10.2019 tarihli genel kurulda, Belediyenin kimin tarafından temsil edileceğine ilişkin Belediye Meclisi kararı ibrazının istenmesinin kanuna aykırılık taşıdığını, belediye meclisinin bu tür bir görev ve yetkisi bulunmadığını, bu yetkinin açıkça 5393 Sayılı kanun madde 38/p hükmü gereği Belediye Başkanının görev ve yetki alanında bulunup, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ ne ilgili yetki yazınının Belediye Başkanının imzası ile sunulduğunu, ancak davalı tarafça usul ve yasa hiçe sayılarak salt hukuka aykırı genelge ile hareket etmesinin kabul edilemez bir durum olduğunu, bu nedenle ret kararının iptali ile geçici tescil taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, Aynı vakıaya ilişkin olarak emsal yargı kararlarının sunulmasına rağmen davalı tarafça taleplerinin dikkate alınmadığını, Dilekçeleri ekinde sundukları ” Ticaret Sicil Müdürlüğü Kararına İtiraz ” konulu aynı nitelikteki emsal kararlar Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne sunulmasına rağmen kötü niyetli bir şekilde ve dürüst davranılmayarak tescil ve ilan taleplerinin reddedildiğini, ilgili kararlar incelendiğinde açıkça yapılan işlemin hukuksuz olduğunun görüleceğini, İtirazlarında haklı olduklarını, davalı tarafça dürüst davranılmayarak ret kararı verildiğini ve geçici tescil taleplerinin Yerel Mahkemece de usul ve esasa aykırı şekilde reddedildiğini, ara kararın bozularak ortadan kaldırılması ve geçici tescil taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ticaret sicil müdürlüğünün tescil talebinin reddi kararının iptali davasında, tescili talep edilen hususların TTK 32/4 maddesine göre geçici olarak tescili talebine ilişkindir. Davacı vekili, şirketin 08/10/2019 tarihli Olağanüstü Genel Kurulu Kararının tescil ve ilanı talebinin davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından usul ve yasaya aykırı şekilde reddedildiğini davalı ticaret sicil müdürlüğünün bu kararının iptali ile genel kurul kararının tescil ve ilanına, dava sonuçlanıncaya kadar genel kurul kararlarının geçici olarak tesciline dair tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece talep yukarıda belirtilen gerekçe ile reddedilmiş, ara karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. TTK’ nın 32/4 maddesinde çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususların, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil olunacağı düzenlenmiştir. Maddeye göre geçici tescil ilgililerin talebi üzerine ticaret sicil müdürlüğünce yapılacak bir işlemdir. Davacı, ticaret sicil müdürlüğünden geçici tescil talep ettiğini ispatlamamıştır. Davacı geçici tescil yönünden ticaret sicil müdürlüğüne bir müracaatta bulunmamıştır. Mahkemece geçici tescil talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacının istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç itibariyle, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/02/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.