Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/245 E. 2022/403 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/245 Esas
KARAR NO: 2022/403 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/307 Esas – 2019/1181 Karar
TARİH: 05/11/2019
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, … isimli işletmenin sahibi olan davalı …’in davalı … A.Ş.’ne ait eşyanın taşınması işi için müvekkili ile anlaştığını, müvekkilinin taşıma işini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve faturayı davalı …’e gönderdiğini, ancak taşıma bedelinin ödenmediğini, davalı … A.Ş.’nin ise müvekkilinin ücretinin davalı …’e ödendiğini bildirdiğini, müvekkilince yapılan araştırmada davalı …’in müvekkili gibi bir çok nakliyeciyi bu şekilde mağdur ettiğinin, nakliyecilerin ücretlerini ödemediğinin ve adeta dolandırdığının öğrenildiğini, diğer davalının ise bu durumu bildiği halde uzun süre davalı … ile çalışmaya devam etmekte olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek itirazların iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, zira taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin ürünlerinin taşıma işini genelde diğer davalıya yaptırdığını, bu davalının söz konusu taşıma işini 3.firmalara taşere etmiş olmasının müvekkilinin bilgisi ve talimatı dışında olduğunu, müvekkilinin diğer davalı tarafından düzenlenen nakliye bedeli açıklamalı faturaları ödemekte olduğunu, dava konusu taşıma işi bedelinin de başka bir taşıma işi bedeli ile birlikte fatura edildiğini ve ödendiğini, müvekkilinin diğer davalı hakkında kambiyo takibi başlatmış olmasının da davacının iddialarını gerçeği yansıtmadığını gösterdiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili, davaya cevap vermemiş, öninceleme duruşmasında borcu kabul etmediklerini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/11/2019 tarih ve 2019/307 Esas 2019/1181 Karar sayılı Kararı ile; ” ….…Toplanan tüm delillerden davacı ile davalı … arasında taşıma sözleşmesi ilişkisi kurulduğu bu kapsamda davalılar arasındaki sözleşme kapsamında davalı şirkete ait yükün taşınmasının davalı …’e verildiği bu kişi ile davacı arasında ki taşıma sözleşmesine göre fiili taşımanın davacı tarafından yapılarak … adına taşıma faturası düzenlendiği, davalı şirketin taşıma bedelinin davalı akitine ödediği sabittir. Davalı şirket ile davacı arasında taşıma sözleşmesi ilişkisi bulunmadığı gibi her iki davalının birlikte hareket ederek davacı alacağının sonuçsuz bırakmaya yönelik bir eylemi delilleri ile kanıtlanmamıştır. Bu durumda davacının …A.Ş’ye yönelik davasının sabit olmaması nedeniyle reddine, davalı …’e yönelik davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının asıl alacak üzerinden iptaline, takibin devamına, işlemiş faiz yönünden borçlunun daha önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle işlemiş faize yönelik talebin reddine, taşıma sözleşmesinden kaynaklı alacağın likit olması nedeniyle %20 oranındaki icra inkar tazminatın davalıdan tahsiline ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile; “1-Davacının, davalı … A.Ş’ne yönelik davasının sabit görülmemesi nedeniyle reddine, 2-Davacının davalı …’e yönelik davasının kısmen kabulü ile; davalının Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 4.720,00TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin takipteki koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Hükmedilen alacağın %20’i olan 944,00TLicra inkarın tazminatının, davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, 4-Davalı … A.Ş’nin kötüniyet tazminat talebinin reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı …’in arabuluculuk görüşmelerine katılmamış olması nedeniyle Yasa hükmü uyarınca davalı … lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderinden davalı …’in sorumlu olduğunu, Davalı … A.Ş.’ye yönelik davanın reddinim doğru olmadığını, adı geçen davalının eşyaların dava dışı şirketlerle taşındığını ve teslim edildiğini kabul etmekte olduğunu, taşıma işine ilişkin sevk irsaliyelerinin bu davalı tarafından tanzim edildiğini, müvekkilinin taşıma için her iki davalıyla da anlaştığını, eşyayı ve sevk irsaliyelerini davalı … AŞ.’den aldığını, davalıların uzun yıllardan beri birlikte çalışmakta olduklarını, davalı …’in davalı …’in bilgisi ve talimatı dışında taşıma işini 3.kişilere yaptıramayacağını, Davalılar arasındaki ticari ilişkiye bakıldığında borçlu olanın davalı … olmasının da düşündürücü olduğunu, bu durumun dahi davalıların muvazaalı ve kötüniyetli hareket ettiklerini gösterdiğini, davalı … diğer davalı hakkında icra takibi başlattığı halde alacağından mahsup etmek yerine ödeme yapmaya da devam ettiğini, davalıların daha önce çalışmadıkları kişilerle çalışarak mağdur etmeyi alışkanlık haline getirdiklerini, Davalı … tarafından diğer davalıya ödenen tutar ile müvekkilinin alacak tutarının da örtüşmediğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taşıma ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı …’e yönelik davanın kısmen kabulüne, davalı … A.Ş.’ye yönelik davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı sadece davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur. Davacı ile davalı … arasında, davalının üstlenmiş olduğu davalı … A.Ş.’ye ait ürünlerin taşıma işinin davacı tarafından yapılması hususunda anlaşma akdedilmiş olup, taşıma işinin davacı tarafça ifa edildiği, ancak taşıma ücretinin ödenmediği, davalıların birlikte hareket ettikleri ileri sürülmüştür. Davacı ile davalı … A.Ş. arasında akdi ilişki bulunmadığı yargılama sırasında tarafların kabulünde olup, davacının iddianın genişletilmesi mahiyetinde olan her iki davalı ile de anlaşma yaptığı yönündeki istinaf sebebine itibar edilmemiştir, kaldı ki bu yönde bir delil de sunulmamış, davalı … A.Ş.’nin ticari defterlerinde de davacıya ait bir kayda rastlanılmamıştır. Davacının ödeme talebini ancak akidi olan davalı …’e yöneltebileceği, akdi ilişki içinde olmadığı davalı … A.Ş.’den ilke olarak bir talepte bulunamayacağı açıktır. Ne var ki davacı aynı zamanda davalıların muvazaalı ve kötüniyetli olarak birlikte hareket ettiklerini, kendisi gibi başka firmaları da bu şekilde mağdur ettiklerini ileri sürmekte ise de, bu iddiasına yönelik herhangi bir delil sunmamıştır. Davalılar arasındaki cari hesap ilişkindeki alacak borç durumunun da davacının iddiasının ispatına yani davanın esasına bir etkisi bulunmamaktadır. Öte yandan davalı …’in dava öncesi arabuluculuk görüşmelerine katılmamış olması ancak kendisi aleyhine açılan dava ile ilgili yargılama gideri ve vekalet ücreti bakımından önemi haiz olup, diğer davalı … A.Ş. lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderinden davacı sorumlu olacaktır. Bu itibarla mahkemece davalı … A.Ş.’ye yönelik davanın reddi yönünde verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakta olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/03/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.