Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/238 E. 2022/402 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/238 Esas
KARAR NO: 2022/402 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/415 Esas – 2019/817 Karar
TARİH: 24/10/2019
DAVA: Çek İstirdatı
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı şirketlerle olan ticari ilişkileri gereği almış olduğu dört adet çekin müvekkili işyerinden 03/03/2017 tarihlerinde çalındığını, bunun üzerine çek iptali davası açıldığını, yargılama devam ederken davalının ibraz ederek meşru hamil olduğunu ileri sürdüğünü ve mahkemece istirdat davası açmaları yönünde ara karar oluşturulduğunu, davaya konu çeklerin sahte yazı ve işlemlerle ciro edilerek piyasaya sürüldüğünü, müvekkilinin ve müvekkilinin çeki aldığı firmaların çekte lehtar olarak görünen cirantalarla ticari ilişkisinin bulunmadığını, ciro silsilesinde kopukluk olduğunu, davacının piyasada .alıntı çeklerin dolaştığını bilebilecek durumda olduğunu ileri sürerek dava konusu çeklerin istirdatına ve müvekkilinin alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkiline yüklenebilecek bir kusur veya kötüniyetin söz konusu olmadığını, müvekkili çekleri 06/03/2017 ve 14/03/2017 tarihlerinde iktisap ettiğini ve iktisap ederken bankalardan sıhhatini sorduğunu, ancak olumsuz cevap almadığını, çeklerin çalındığına dair ilk ilanın ise 21/03/2017 tarihinde yayımlandığını, söz konusu ikanda da çek sahiplerinin yanlış yazıldığını, dolayısıyla müvekkilinim çekleri iktisabı anında çalıntı olduğunu bilebilme ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin çeklerin tamamını dava dışı … Ltd. Şti.’nden cari hesap borcuna karşılık ciro yoluyla iktisap ettiğini, hatta bu firma tarafından verilen bazı çeklerde tahrifat olduğunun anlaşılması üzerine firma yetkililerini yakalayıp polise teslim edenin de müvekkili olduğunu, şikayetleri üzerine açılan kamu davasının da İstanbul 22.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/67 E. sayılı dosyası üzerinden devam etmekte olduğunu, müvekkilinin anılan suçun ve sahteciliğin mağduru olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/10/2019 tarih ve 2018/415 Esas 2019/817 Karar sayılı Kararı ile; ” ….…6102 Sayılı TTK 792. Maddesince çekin yetkili hamili olduğunu ve davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat yükünün davacıya ait olduğunun kabulü gereklidir. Mali bilirkişiden alınan raporda; dava konusu edilen çeklerden 20/07/2017 tarihli 20.000,00 TL bedelli çekin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, diğer çeklerin ise kaydına rastlanmadığı ifade edilmiştir. Davalı firmanın ticari iş ilişkisi içerisinde bulunduğu dava dışı … Ltd. Şti. f irmasına kesmiş olduğu faturalar kapsamında dava konusu çekleri aldığı ve ticari defterlerine işlediği, bu surette çek bedellerinin cari hesap borcundan düşülmüş olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu çeklerin şeklen geçerli ciro silsilesini haiz olduğu yapılan incelemeyle de sabit hale gelmiştir. Davalının ticari iş ilişkisi içerisinde tanzim ettiği ve kayıtlarına işlediği faturalar dahilinde dava konusu edilen çekleri teslim aldığı ve defterlerine işlediği, çekleri kötü niyetle iktisap ettiği ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğuna yönelik dosyaya kesin ve somut bir delil sunulmadığı bu minvalde TTK 792. Maddesinin yasal şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddi gerektiği takdir edilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.” gerekçeleri ile; “Davanın reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ceza soruşturma dosyası, çek iptali dava dosyası ile davalının çekleri usulsüz bir şekilde kendisine teslim eden dolandırıcılar hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine açılan ve karara bağlanan İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/67 Esas sayılı dosyası ile davaya konu çeklerin müvekkilinin rızası dışında elinden çıktığının, çeklerin çalındığının ispatlandığını, Davalının çekleri hukuka aykırı bir şekilde çekleri ele geçirdiğini, çekler üzerindeki ciro silsilesini sıhhatli olmadığını, Davalı ticaret ile uğraştığından piyasada çalıntı çeklerin dolaştığını bilebilecek durumda olduğunu, kendisine çek veren firma ile bir kaç kez alışverişleri olduğunu beyan ettiğini, ticarette birkaç kez alışverişte bulunduğunuz bir firmaya sonsuz bir güven duyamayacağınızı, çeklerin keşide tarih aralıklarına bakıldığında 7. aydan 12. aya kadar keşide tarihleri olan çekler olduğunun görüleceğini, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/67 Esas sayılı dosyasındaki çeklerin keşide tarihlerinin 10. Ay olduğunu, davalının bu kadar fazla çeki güven ilkesine dayanarak almasının kabulünün mümkün olmadığını, basiretli bir tacirin bu kadar yüksek meblağlı bir işte 6 adet farklı çek aldığında en azından çeklerden birini düzenleyen kişi ile irtibat kurmasının gerektiğini, davalının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, Bilirkişi raporunda davaya konu çekleri keşide eden tüm firmalar ile müvekkili arasında ticari ilişkinin olduğunun tespit edildiğini, müvekkili defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığını, Bilirkişi tarafından yapılan incelemede davalı tarafın gelmediğini, bilgi ve belge sunmadığını, raporda yerinde inceleme kararı verildiğinin ve bu karar çerçevesinde yerinde inceleme yapıldığının belirtildiğini, ancak dosyada yerinde inceleme yapılması için ara karar oluşturulmadığını, yokluklarında yapılan incelemeyi ve sunulan evrakları kabul etmemiş olmalarına rağmen taleplerinin değerlendirmeye alınmadığını, Bilirkişi tarafından hazırlanan raporda çeklerin asılları olmadığından dolayı gerekli incelemelerin yapılmadığının söylendiğini, 30/05/2019 tarihinde davalı vekili tarafından çeklerin asıllarının mahkemeye sunulduğunu, ancak bilirkişi tarafından şirketin uhdesinde bulunan çeklerin incelenemediğini, çeklerin inceleme yapılması için bilirkişiye tevdi edilmediğini, rapordaki eksiklikler giderilmeden karar verildiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, rıza dışı elden çıktığı ve kötüniyetli olarak iktisap edildiği ileri sürülen çeklerin istirdatı istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, dava konusu çeklerin işyerinden çalındığını, sahte cirolarla piyasaya sürüldüğünü, davalının kusurlu olduğunu ileri sürmüş, davalı ise, çekleri ticari ilişki içinde olduğu ciranta … firmasından ciro yoluyla teslim aldığını, iktisap anında çeklerin çalıntı olduğunu bilebilecek durumda olmadığını savunmuştur. Dava konusu çekler incelendiğinde, davacının taraf olarak görünmediği, üç tanesi hamiline, bir tanesi dava dışı firma adına düzenlenen, ciro silsilesi düzgün olup … cirosu olan çekler olduğu görülmüştür. Bilirkişi incelemesi sonucu, çeklerden bir tanesinin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, diğerlerinin kayıtlı olmadığı, çeklerde taraf olan firmalarla davacı arasında ticari ilişki kaydı bulunduğu, davalı defterlerinde ise çeklerin tamamının … firmasından cari hesap borcuna karşılık alınmış olarak kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davacının şikayeti üzerine başlatılan ceza soruşturma dosyasında hırsızlık suçu nedeniyle daimi arama kararı verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir. Ceza soruşturmasında alınan daimi arama kararı nedeniyle davacının çeklerin yetkili hamili olduğunun ispatı halinde rızası hilafına elinden çıktığı kabul edilebilir. Ne var ki davacı çeklerde taraf olarak görünmediği gibi, çekleri beyaz ciro veya teslim yoluyla aldığına dair yazılı bir delil de sunmamış, salt çeklerden birinin ticari defterlerinde kayıt olması veya çeklerde taraf olan firmalarla ticari ilişkisinin bulunması da yetkili hamil olduğunun ispatı için yeterli görülmemiştir. Bununla birlikte davacı davalının çekleri ağır kusurlu veya kötüniyetli olarak iktisap ettiğine dair bir delil de sunamamıştır. Öte yandan davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin mücerretlik vasfını ortadan kaldırır. Dolayısıyla davalı ticari defter kayıtlarının davanın esasına bir etkisi bulunmamakta olup, davacının davalı defterlerinin yokluklarında incelendiği yönündeki istinaf nedeni de haklı görülmemiştir. Bu itibarla mahkemece davanın reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/03/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.