Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/235 E. 2022/358 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/235 Esas
KARAR NO: 2022/358 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/516 Esas – 2019/661 Karar
TARİH: 22/10/2019
DAVA: Alacak (Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kullanmış olduğu iki ayrı ticari kredi borcuna ilişkin olarak erken ödeme talebinde bulunduğunu, davalı bankanın müvekkiline herhangi bir ön bilgi vermeden ve aldığı miktarın yerinde olup olmadığının müvekkilince araştırılmasına izin vermeden müvekkilinden erken kapama bedeli olarak 05/05/2017 tarihinde 235,00 TL, 67.554,00 TL ve 115,24 TL kesinti yaptığını, alınan bu bedellerin sözleşmeye ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşme hükümlerine aykırı olarak kredilerini vadesinden önce kapatmak istemesi üzerine erken kapama maliyeti hususunda varılan mutabakat ile kredilerin kapatıldığını, sözleşmenin ilgili hükmünün her iki tarafın menfaatini de korumakta olduğunu, erken ödeme maliyeti hesaplanırken bankanın mahrum kaldığı faiz ve davacı menfaatinin dikkate alındığını, erken kapama maliyeti talep edilmesinin sözleşmeye, yasal düzenlemelere ve ticari teamüllere uygun olduğunu, hesaplamada banka tarafından TCMB’ye bildirildiği üzere kredi özelinde değerlendirme yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/10/2019 tarih ve 2018/516 Esas 2019/661 Karar sayılı Kararı ile; ” ….….Taraflar arasında yapılan sözleşmelerde davalı bankaya açıkça kredilerin erken kapatılması durumunda erken kapama bedeli alınması hakkı tanındığı görülmektedir. Bu nedenle davalı bankanın erken kapama bedeli almasında sözleşmeye ve hukuka aykırı bir durum söz konusu değildir. Gerek sözleşmede gerekse bankanın genele arz ettiği bankacılık işlemleri ücret çizelgelerinde erken kapama bedellerine ilişkin bir oran ya da maktu bedel yer almamakta, her kredinin vadesi ve miktarı ile kendine özel durumları değerlendirilmek suretiyle belirlenmeye çalışılmaktadır. Davalı bankanın yapmış olduğu bu değerlendirme sonucunda tahsil ettiği erken kapama bedelinin piyasa koşullarında bankanın krediyi veren ve sözleşmenin hakim tarafı olarak genel işlem koşullarını davacı tarafın aleyhine olacak şekilde yorumlayarak fazla erken kapama bedeli almış olabileceği olasılığı ile bu durumun tespiti için yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davalı bankanın davacının iddia ettiği gibi fahiş nitelikte erken kapama bedeli almadığı tam tersine piyasanın altındaki oranlarda erken kapama bedeli aldığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla davalı bankanın taraflar arasında yapılan sözleşmede hakim konumda bulunan taraf olarak kötüniyetli hareket ettiğini gösterir bir kanıt bulunmadığından ve tahsil ettiği erken kapama ücretinin de piyasada ki diğer bankaların erken kapama bedeli oranlarının altında olduğu anlaşıldığından davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile; “Davanın reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişinin dosya kapsamında bir kısım bankalardan alınan sonuçlara göre üç bankanın %2, iki bankanın %4 bir bankanın ise %10 oranında erken kapatma ücreti kesintisinin yapılabileceğini bildirdiklerini beyan ederek, müvekkilinden %2,65 oranında yapılan kesintinin makul olduğu kanaatine vardığını bildirir rapor düzenlediğini, dosya kapsamında, bir kısım bankalardan toplanan erken kapatma ücreti kesinti miktarına cevaben gelen yazılarda çoğunlukla erken kapatma ücretinin %2 olması gerektiği bildirilmiş olmasına rağmen, sayın mahkemece davalı banka tarafından %2,65 oranında yapılan kesintinin makul olduğu yönündeki raporu hiçbir hukuki dayanak teşkil etmediğinden kabul etmediklerini, Taraflarınca dosyaya sunulan Yargıtay 11 HD 10/01/2018 tarih 2016/5903E- 2018/142 K sayılı yeni tarihli ilamında bankalarca her ne kadar farklı ve fahiş oranlar bildirilmiş olsa dahi hukukun temel ilkelerinden olan TMK 2 maddesinin esas alınması gerektiğinin açıkça vurgulandığını, yine benzer nitelikteki Yargıtay 11 HD 18/04/2017 tarih 2015/14651E- 2017/2234K sayılı ilamında da aynı yönde olduğunu,Davaya konu erken kapama ücreti de yukarıda izah edilen Yargıtay kararları ile orantılı olarak benzer dönemi kapsamasına rağmen, sayın bilirkişinin, işbu kararları göz ardı ederek, üstelik de cevap alınan altı bankadan üçünün de erken kapama ücretinin %2 alınması gerektiği yönünde cevap vermiş olmasına rağmen, Yargıtay ilamı ve çoğunluklu cevapları yok sayarak, hiç bir hukuki gerekçe göstermeksizin azınlıkla verilen oranı dikkate aldığını, Müvekkili tarafından 05/05/2016 tarihinde kullanmış olduğu 2.800.000,00-TL’lik kredisinin erken kapanmasından dolayı alınan komisyonda oranın %2,65 olarak kabul edilmesinin hakkaniyete usul ve yasaya aykırı olacağını, fazla kesilen 0,65 oranındaki komisyon bedelinin de yadsınamayacak bir rakam olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredilerin erken kapanması nedeniyle fazla ödenen erken kapama ücretinin tahsili istemine ilişkindir. 6098 sayılı TBK’nın 96. maddesi uyarınca sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlu, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak, kanun veya sözleşme ya da âdet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz. Taraflar arasında imzalanan ve erken ödeme halinde erken kapatma komisyonu tahsil edilebileceği düzenlemesini içeren sözleşmede oran belirtilmiş ise bu oran üzerinden hesaplama yapılmalıdır. Herhangi bir oran belirtilmemiş ise ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken Merkez Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2014/6 sayılı Tebliğ’in 4. maddesine göre değiştirilen 2006/1 sayılı Tebliğ’in 6. maddesi uyarınca ilan ve yayım yapılmışsa bankaların bu oranlar üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü ile hüküm kurulması, bu yönde ilan ve yayım yapılmamışsa emsal banka uygulamalarının uyuşmazlık konusu erken kapama komisyonu kesintilerde uyguladıkları oranlarda getirtilip diğer bankalarca uygulanan oranların araştırılması, alınan masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerekir. (Yargıtay11HD’nin 11/10/2018 tarihli 2016/12666 E-2018/6233K ve 25/09/2018 tarihli 2017/276 E-2018/5662 Karar sayılı emsal ilamları),Taraflar arasında akdedilen 05/05/2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin Erken Ödeme başlıklı 11.maddesinde erken kapama halinde erken kapama ücreti alınacağı düzenlenmiş ise de oranı veya tutarı açıkça belirlenmemiştir. Yine davalı banka tarafından TCMB’ye yapılan 06/01/2016 tarihli bildirimde de erken ödeme komisyonuna ilişkin açık oran veya tutar belirtilmemiş, kredinin özelliklerinin dikkate alınacağı bildirilmiştir. Bu durumda yukarıda belirtilen içtihat gereği diğer bankalarca uygulanan oranların araştırılması, alınan masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.Mahkemece çeşitli bankalara müzekkere yazılarak erken kapama komisyon oranları sorulmuş, gelen cevabi yazılar doğrultusunda düzenlenen bilirkişi heyeti ek raporunda 3 banka tarafından oran belirtilmediği, diğer 7 bankanın ise %2 ila %10 arasında alındığını belirttiği, 7 bankanın ortalamasının %4,14 olduğu, kalan 3 bankanın minimum %2 aldığı dikkate alınırsa 10 banka ortalamasının %3,60 olduğu, buna göre davalı bankanın üç ayrı kredi yönünden aldığı en yüksek oran olan %2,65 oranın uygun olduğu belirtilmiş olup, bilirkişi raporu denetime açık olduğu gibi hüküm kurmaya da elverişli bulunmuş, davalı banka tarafından davacıdan haksız ve fazladan tahsil edilen bir tutar olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu itibarla ilk derece mahkemesince davanın reddi yönünde verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden taraftan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/03/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.