Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/214 E. 2022/263 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/214
KARAR NO: 2022/263
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 17/09/2019
DOSYA NUMARASI: 2018/831 Esas – 2019/750 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 19.213,00 USD tutarındaki mal konusunda anlaştığını, müvekkilinin davalıya mezkur tutarda çek verdiğini, söz konusu çekin keşide edildiği tarihteki kur (3.6186) üzerinden yapılan hesaplamaya göre 69.524,16 TL ödemeyi müvekkili firmanın, 03.10.2017 tarihinde banka yoluyla davalıya yaptığını, ancak davalının müvekkiline 27.332,64-TL tutarında mal gönderdiği, 42.191,52-TL tutarındaki malı göndermediğini, davalının bu tutardaki malı müvekkili şirkete verdiğini ispat etmek zorunda olduğunu, tarafların ticari defter ve kayıtları incelemesi sonucunda davalının 42.191,52-TL tutarında fazla ödeme aldığının ortaya çıkacağını, davalı da olan alacakları için davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durduruğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine % 20 den aşağı icra – inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, davacının ispat yükü altında olduğunu, mal satış ilişkisinde peşin satış karinesinin aksini iddia eden tarafın bu iddiasını yazılı delil ile ispat etmesini gerektiğini, kıymetli evrakın illetten mücerret olduğunu, çekin kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge olduğunu belirterek, davanın reddine ve davalı aleyhine % 20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/09/2019 tarih ve 2018/831 Esas – 2019/750 Karar sayılı kararı ile; ” …Somut olayda davacı, belirtilen kuralların aksini iddia edip, verdiği çek karşılığında kendisine malın teslim edilmediğini, başka bir söylemle, çeklerin avans çeki olarak verildiğini ileri sürmüştür. Davacı bu iddialarını senete karşı senetle ispat kuralı gereğince yazılı delille ispat etmek zorundadır. Davacı taraf iddiasını yazılı delille ispatlayamamış olup, yemin deliline de dayanmadığından yemin delili hatırlatılmamış ve davanın reddine karar verilmiştir. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 2015/15877 Esas ve 2016/6184 karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır. Davalı tarafça, davacının takip başlatmasında kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacının davasının REDDİNE, 2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, ilaveten; mahkemece yazılı gerekçe ile davanın red edildiğini, davalı vekillerinin beyan dilekçelerinde belirttiği üzere “sebepten mücerretlik” ilkesi gereğince alacaklının, temelde yatan borç ilişkisinin varlığı ve dayanağını ispat etmek külfeti altında olduğunu, dava konusu çek ödemesinin sebepten mücerret olduğu konusunda bir itirazlarının olmadığını belirttiklerini, ancak önceden alınan bir borca karşılık çek verildiğinin ileri sürülmesinin, mahkemece, müvekkilinin davalıdan alacaklı değil davalıya borçlu olduğu yorumunun yapılmasına sebebiyet vereceğini, itirazın iptali için açılan davalara bu bakış açısı ile yaklaşılmasının, telafisi imkansız zararları doğuracağını, HMK md 222 ve TTK.md.83-85’da yapılan düzenlemeler uyarınca, dava bakımından ticari defterlerin incelenmesi gerekliliğinin, tahkikat basamaklarından biri olduğunu (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas : 2016/9601 Karar : 2017/5050 Tarih : 15.06.2017- Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas : 2013/17113 Karar : 2014/1453 Tarih : 20.01.2014- Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas : 2008/2132 Karar : 2008/9024 Tarih : 07.10.2008- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas : 2013/16393 Karar : 2014/739 Tarih : 22.01.2014- Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas : 2012/12131 Karar : 2012/15366 Tarih : 18.10.2012- Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas 2016/14796 Karar : 2017/8048 Tarih : 18.12.2017) Ticari defterlerinin tetkikinden bilirkişinin, davalıdan 42.191,52 TL alacaklı oldukları yönünde tespitte bulunduğunu, bu tespitin, usulüne uygun tutulmuş ve kapanış tasdikleri bulunan ticari defterlerinin incelenmesi sonucu ortaya çıktığını, HMK md. 222/3’e göre karşı yanın ticari defterlerini sunmamış olmalarının, dava konusu alacak bakımından aslında hiçbir kayıt içermediği hükmünde olduğundan, sundukları ticari defterlerinin yasa gereği müvekkili lehine (sahibi lehine) delil teşkil ettiğini, dava dosyasının, bilirkişi tarafından kapsamlı bir şekilde incelendiğini ve bu doğrultuda davalıdan 42.191,52 TL asıl alacakları bulunduğunu, ticari defterlerin, kat’i yazılı delil olup çekin avans çeki olarak verildiğinin ispatı için yeterli olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davacı tarafça, davalıdan alınacak mal karşılığı avans olarak verilip bedeli ödenen çekler karşılığında davalının eksik mal teslim ettiği, yapılan fazla ödemenin iadesi için başlatılan icra takibine de itiraz ettiği belirtilerek, İİK 67 vd maddeleri uyarınca davalının itirazının iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili, mal satış ilişkisinde peşin satış karinesinin aksini iddia eden tarafın bu iddiasını yazılı delil ile ispat etmesini gerektiği, kıymetli evrakın illetten mücerret olduğu, çekin kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge olduğu ve müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığı belirterek, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.Davalı tarafça ticari defterler ibraz edilmemiştir. Davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece de belirtildiği üzere, çek, bir ödeme aracıdır. TBK.’nın 207/2. fıkrasında da asıl olanın peşin satış olduğu düzenlenmiştir. Davanın dayanağını teşkil eden çeki avans olarak verdiğini, çeklerin bedeli kadar mal teslim almadığını iddia eden davacının, bu iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Dosya kapsamına göre davacı, HMK 200 ve 201. maddeleri uyarınca davalı ile aralarındaki sözleşmeyi, sözleşmeye istinaden bu çekin avans çeki olarak verildiğini ve çek bedeli kadar mal teslim edilmediğini kesin delillerle ispatlayamamıştır. Münhasıran davalı defterlerine delil olarak dayanılmadığından, davacının kendi defter kayıtları ile iddiasını ispatladığı kabul edilemez. Bu hali ile, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden taraftan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,3 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/02/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.