Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/203 E. 2020/264 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/203 Esas
KARAR NO: 2020/264 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİH: 31/10/2019
DOSYA NUMARASI: 2019/137 D.İş Esas, 2019/148 D.İş Karar
TALEP:Malın iadesi talebi
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …, …, …, … adresinde mukim …Ltd. Ünvanlı firmadan ana konişmento numarası … ara konşimento numarası … olan … sefer ve gemide yer alan Marport Limanında bulunan … numaralı konteynerda yer alan 09/08/2019 tarihli özet beyan muhteviyatı eşyalarını ithal ettiğini, Malı teslim almaları için gereken ordinoyu düzenlemesi gereken … A.Ş. ile diğer acenteler arasındaki alacak verecek anlaşmazlığı sebebiyle ordino düzenlenmediğini, bu nedenle yaklaşık bir aydır limana teslim edilen mallarını alamadıklarını, İç piyasadaki alıcılara olan taahhütlerini yerine getiremedikleri için yüklü cezai şartlar ödediklerini ve salça ve biber öğütme makinesi olması sebebiyle malların satış mevsiminin de geçmekte olup,büyük zararlarının oluştuğunu ve zararlarının her geçen gün arttığını, İş bu nedenlerle Marport Limanında bulunan … numaralı konteynerda yer alan 09/08/2019 tarihli özet beyan muhteviyatı eşyaların müvekkiline teslimine karar verilmesini talep talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 10/10/2019 tarih ve 2019/137 D.İş Esas, 2019/148 D. İş Karar sayılı kararı ile; ” …Talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile Çin’in Ningbo Limanından Panama Bayraklı … IMO numaralı … isimli gemiye yüklenerek İstanbul Marport Limanına getirilen, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından düzenlenen … nolu 09/08/2019 tarihli gümrük beyannamesine konu olan … nolu konteyner yükünün, gümrük harç masrafları talep eden tarafça karşılanarak alıcı … Anonim Şirketine teslimine, fazlaya ilişkin talebin Reddine, ” karar verdiği anlaşılmıştır. İtiraz eden … A.Ş vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uluslararası gemi acentalığı uluslararası deniz hava konteyner taşımacılığı yük ve navlun komisyonculuğu konularında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, Alt komisyoncu olan 2.nolu karşı taraf … İnş. A.Ş. (“…”) Müvekkil Şirket ile taşıma işleri komisyoncusu olarak hareket ederek, huzurdaki talebe konu taşıma işi ile ilgili olarak Müvekkili Şirket ile iletişime geçtiğini, müvekkili şirketin uyuşmazlık konusu yükün taşıyıcısı (3 no.lu karşı taraf) … A.Ş. ile; yükün Çin’den Ambarlı Limanı’na taşınması hususunda mutabık kaldığını, somut olay bakımından Müvekkili Şirket’in nihai alıcıları doğrudan bilmesinin söz konusu olmadığını zira nihai alıcılar ile arasında doğrudan bir ticari hukuki ilişki bulunmadığını, uyuşmazlık tahtında ise, …ın yük geldikten sonra yükün gerçek yükleyicisi …’den ordinoyu teslim alma talebinde bulunmadığını, bu süreçte, müvekkili şirket tarafından gerçek alıcıların gümrükçüleri vasıtasıyla taşımaya ilişkin ordinoların sahte olarak üretildiği bilgisinin edinildiğini, Müvekkili Şirket ile iletişime geçen gerçek alıcıların gümrükçülerinin; … Ltd. Şti. isimli şirketin alıcıları sahte olan …, sahte olan … ve … ordinolarını elden verdiği bilgisini Müvekkil Şirket’e ilettiğini ve bu bilginin Müvekkil Şirket tarafından edinilmesinin akabinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/141960 soruşturma nolu dosyası tahtında şüpheliler … ve … şirketlerinin yetkilileri aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu, Nitekim suç duyurusunda bulunulmasının akabinde işbu şüphe ile Savcılık’ta konteynerler hakkında el koyma kararı verilmesi talep edildiğini ve Savcılığın havalesiyle İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2019/3686 D. İş sayılı dosyası tahtında konteynerler hakkında el koyma kararı verildiğini, yükün gönderileni ve ilgili olarak Müvekkili Şirket’in ordinosu olmaksızın alıcıların işlem yapması mümkün olamayacağını, taşıma kapsamında ödenmesi gereken navlun bedelinin de Müvekkili Şirket’e ödenmediğinden alıcı …’nın yükü teslim alabilmek bakımından gerekli şartları yerine getirmediğini, bu doğrultuda her halükarda teslim talebinin reddi gerektiğini beyan etmişlerdir. Karşı taraf … A.Ş vekilinin itirazı üzerine yapılan mürafaa duruşmasında itiraz eden … A.Ş vekili; söz konusu talebin eda davasına konu olabilecek bir talep olduğunu, değişik iş dosyası üzerinden mal teslimi söz konusu olamadığını, talebin hem tevzi formunda hem de duruşma listesinde delil tespiti olarak görüldüğünü, çünkü tamamlayıcı merasimin gerçekleştirilmediğini, mahkemece müzekkere taraflarına tebliğ edilene kadar talep edenin talebinden haberi olmadığını, malın alıcısına teslimi açısından uygulanması gereken prosedürün belli olduğunu, esasa ilişkin itirazlarını tekrar ettiklerini, Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilmiş el koyma kararının halen devam ettiğini, tedbir kararının kaldırılması talepleri olduğunu ve yük teslimi yapılmadığını, sadece Ordinonun teslim edildiğini, yükün Marportta bulunduğunu müzekkere cevabı ile bildirdiklerini, konişmento ibrazının yük teslimi için yeterli olmadığını, huzurdaki itirazlarında da konşimento ibrazının mal teslimi için yeterli olmadığını gösterdiğini, hukuki prosedürün belli olmadığını, bu prosedüre uyulmadığını beyan etmiştir. Karşı taraf … vekili mürafaa duruşmasında ; talep edenin ne dilekçesi ne de değişik iş kararının taraflarına tebliğ edildiğini, söz konusu talepten mürafaa duruşması ile haberlerinin olduğunu, talep eden firmayı tanımadıklarını, gelen yükü … firmasına teslim ettiklerini, navlun sözleşmesini de … ile yaptıklarını, ayrıca malın taşındığı geminin işleteni ve donatanı olmadıklarını, bu nedenle aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini, tedbir kararına itiraz ettiklerini, kararın kaldırılması talepleri olduğunu, … şirketinin kendi bilgileri dışında yapmış olduğu işlemlerden müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Talep eden vekili mürafaa duruşmasında; TTK hükümlerine göre konişmentoyu ibraz edenin malı teslim alacağını, yasal düzenlemede malı teslim almak için ordinonun ibrazı şeklinde bir hüküm bulunmadığını, karşı tarafın malın bize ait olmadığına dair itirazı bulunmadığı gibi üstün hak iddiasında bulunmadığını, talep konusu yükün müvekkiline ait olduğunu, karşı tarafın Savcılığa sahte ordinolarla malın teslim edilmemesine ilişkin suç duyursunda bulunduğunu, malın sahibinin müvekkili olduğunu, … firmasına ait imza sirkülerini de ibraz ettiklerini, karşı tarafın … şirketi ile olan ilişkisinin kendilerini ilgilendirmediğini, itirazların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 31/10/2019 tarih ve 2019/137 D.İş Esas,2019/148 D.İş Karar sayılı ek kararında; “…Mahkememiz 10.10.2019 tarih ve 2019/137 Dİş- 2019/148K. Sayılı kararı ile, talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile Çin’in Ningbo Limanından Panama Bayraklı … IMO numaralı … isimli gemiye yüklenerek İstanbul Marport Limanına getirilen, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından düzenlenen … nolu 09/08/2019 tarihli gümrük beyannamesine konu olan … nolu konteyner yükünün, gümrük harç masrafları talep eden tarafça karşılanarak alıcı … Anonim Şirketine teslimine karar verilmiş olup, itiraz eden … A.Ş vekilinin 10/10/2019 tarihli dilekçesi ile mahkememizin 2019/137 D. İş, 2019/148 karar sayılı yükün teslimi talebinin kabulüne dair karara itiraz edilmiş ise de, dosyada mevcut 18.07.2019 tarihli faturada belirtildiği üzere, Panama Bayraklı … IMO numaralı … gemisi ile Çin Ningbo’dan İstanbul Kumport Limanına taşınan … numaralı konteynerda yer alan yükün …Ltd. isimli Çin firması tarafından … AŞ. Şirketine 73.800 USD bedel üzerinden satıldığı, satıcı/yükleten firmanın yükün gemi ile taşınması konusunda … Tic.İnş. Aş. ile alıcısı … olan … konişmento düzenlediği, alt taşıma ilişkileri sonucunda malın fiili olarak Panama Bayraklı … IMO numaralı … gemisi ile İstanbul’a taşındığı, talep eden … tarafından toplam 73.800 USD mal bedelinin 06/04/2019 ve 29/07/2019 tarihlerinde satıcıya ödendiği anlaşıldığından, malın teslimi talebinin kabulüne dair kararın kaldırılmasını gerektirecek delil sunulmadığı görülmekle, mahkememizin 2019/137 D. İş.-2019/148 Karar sayılı kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından itiraz eden vekilinin talebinin reddine karar vermek gerekmiş….” gerekçesi ile; ”İhtiyati tedbire itiraz edenin itirazının REDDİNE, ” karar verilmiş ve karara karşı karşı taraf … TİC A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İtiraz eden … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket … A.Ş.’nin savunma hakkı ve adil yargılanma hakkı ihlal edildiğini, Somut olayda yerel mahkeme tarafından yükün başvurana teslimine karar verildiğini ve gerekçeli kararın tebliğ edilmeksizin karar gereği Marport’a yükün teslimi için müzekkere yazıldığını, gerekçeli kararını yerel mahkeme kaleminden elden tebliğ alındığını, müvekkili şirketin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini,… tarafından yapılan değişik iş numarası alan başvurunun mahkeme tarafından bir tedbir olarak değerlendirildiğinin anlaşıldığını, ancak, söz konusu değişik iş dosyasının akabinde tamamlayıcı merasim olarak başlatılmış bir icra takibi ve/veya açılmış bir davanın bulunmadığını, Geçici hukuki koruma tedbirleri mevzuat kapsamında numerus clausus olarak düzenlendiğini, söz konusu tedbirler; ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti, aile hukukuna ilişkin bazı geçici düzenlemeler ve HMK’nın 406. maddesinde belirtilen diğer hukuki geçici koruma tedbirlerinin olduğunu ve tabii oldukları bir usulun olduğunu, ancak TTK kapsamında da yükün teslimi talebine ilişkin herhangi bir geçici hukuki koruma tedbiri düzenlenmediğini, bununla birlikte HMK ve İİK kapsamındaki gereklilikler de yerine getirilmediğini, (HMK’nın 389. maddesi) Tedbir kararı verilmediği takdirde … hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkânsız hâle gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması gibi bir durum söz konusu olmadığını, ihtiyati tedbir kararı verilirken bu hususlar göz ardı edildiğini ve malın …’na teslimine karar verildiğini, Tüm bunlara ek olarak; hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için yerel mahkemenin; başvurucunun talebini ihtiyati tedbir olarak değerlendirip karar verdiği düşünülseydi dahi; ihtiyati tedbir kararının icrası için anılı kararın İcra Müdürlükleri vasıtasıyla yerine getirilmesinin gerektiğini, somut olayda yerel mahkeme adeta bir cebri icra mercii imiş gibi davranarak ceza soruşturması kapsamında verilen el koyma kararına rağmen Marport Limanı’na müzekkere yazarak konteyner yükünün …’na teslim edilmesini belirttiklerini, bunun üzerine … tarafından ilgili yük teslim alındığını, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için başvuruya ihtiyati tedbire dair hükümler uygulandığı düşünüldüğünde; …nın ihtiyati tedbirin devamı için esas dava ikame etmesi gerekeceğini, ancak esas davanın içeriğinin ne olabileceği somut olay bakımından belirli dahi olmadığını, Bir eda davasının konusu olabilecek talep yerel mahkeme tarafından “tedbir” adı altında ve değişik iş dosyası tahtında, sınırlı inceleme ile maddi gerçeklik tam ispat seviyesinde araştırılmadan verildiğini, Yerel Mahkeme karşı tarafların zararına dair talepte bulunduğu teminat bedeli belirleme hususunu göz önünde bulundurmaksızın yükün teminatsız olarak teslimine karar verildiğini, Dosya kapsamında talep etmelerine rağmen yükün teminatsız olarak tespit edildiğini, fakat Savcılık havalesiyle İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen el koyma kararı da aşikarken ve dosyaya sunulmuşken itiraz eden tarafın uğrayacağı zarar gözetilmeksizin yükün teminatsız olarak teslimine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi; İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen el koyma kararını tanımaksızın (ve halihazırda mevcut olan sahte ordinolara ve suça konu edilen yüke rağmen) yükün …’na teslimine karar verildiğini ve … taşıma işleri komisyoncusuna ödemesi gereken tutarı ödemeksizin yükü teslim alındığını, Yerel Mahkeme 04.10.2019 tarihli kararında anılı el koyma kararına ilişkin yapılan değerlendirmede, el koyma kararının sahte ordino verilme şüphesiye verildiği; ordinonun sahte olup olmadığı resmi ya da özel evrakta sahtecilik suçunun oluşup oluşmadığı açısından değerlendirilecek bir husus olduğunu ve bu nedenle de Savcılık soruşturmasının malın nihai ve gerçek alıcısına teslimine yasal bir engel oluşturmayacağının ifade edildiğini, Hukuk hakimi ceza mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlı olduğunu, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2010/3096 E., 2010/3689 K. sayılı ve 20.4.2010 ) İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2019/3686 D. İş sayılı dosyasında verilen el koyma kararının gerekçesinde yüklerin sahte ordino ile çekilmeye çalışıldığı açıkça belirtildiğini, diğer bir deyişle, alıcının yükü teslim almasına yarayan ordino suça konu edildiğini, Bu sebeple ve yerel mahkemeye ibraz edilen tüm dilekçelerinde izah edilen yükün teslimi için gerekli prosedürlerin tamamlanmamış olması sebebiyle, başvurucunun yükü teslim alma hakkı doğmadığını, bu bağlamda, müvekkili şirkete herhangi bir navlun ödemeksizin ve sahte ordinolar ile yükü teslim alacak olan …’na karşı her türlü dava ve talep hakkının saklı olduğunu bildirdiklerini, Özetle; yerel mahkemenin kararında değerlendirilen hususların aksine, başvurucuya yükün teslimi bakımından gerekli şartların oluşmadığını, öte yandan, gerekli şartları yerine getirmeyerek yükü teslim almayan başvurucunun demuraj ve diğer ardiye masrafları gibi yükün beklemesi nedeniyle oluşan giderlere katlanmaksızın yükü teslim almasının da kabul edilebilir olmadığını, işbu nedenle yerel mahkemece, her halükarda herhangi bir teminat alınmaksızın yükün teslimine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Gerek somut olay bakımından gerekse bu tür bir taşıma ilişkisinde alıcının yükü teslim almasına yarayan ordinoların şu silsilede düzenlenmesinin gerektiğini, … düzenlediği ordinoyu …’ye vermeli; … düzenlediği ordinoyu …’a vermeli ve son olarak … düzenlediği ordinoyu …’na vermesinin gerektiğini, ancak …, … tarafından düzenlenmesi gereken ordinoya ilişkin olarak herhangi bir talepte bulunmamış bunun yerine, söz konusu ordinoları sahte olarak üreterek işlem yapılmasına çalışıldığını, işbu nedenle de … tarafından Savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, Yerel mahkemece işbu usulsüzlükler göz ardı edilerek itiraza konu kararın verildiğini, ordino silsilesinin takip edilmesi gerektiğinden orijinal … ordinoları da …’de bulunduğunu, bu durum gerek dosyaya ibraz edilen sahte ordinolar gerek taşımanın başka bir tarafı olan …’ın beyanları gerekse Savcılık dosyası ve el koyma kararı ile sabit iken yerel mahkeme tarafından yükün …’na teslimine karar verildiğini, her halükarda işbu kabul kararına itiraz ettiklerini belirtir; izahına çalışılan usullerin izlenip izlenmediğinin değerlendirmesinin yerel mahkeme tarafından verilen kararın gerçekleştirilecek istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Tüm bu nedenler doğrultusunda İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.10.2019 tarihli, 2019/137 D. İş 2019/148 K. sayılı yükün teslimi talebinin kabulüne dair verilen karara itiraz ettiklerini, navlun ücretini ödenmeksizin ve sahte ordinolar vasıtasıyla yükün teslim alınması hususunun TCK, CMK, TTK, TBK ve TMK’nın ilgili hükümlerine aykırı olduğunu belirttiklerini ve gerçekleştirilecek istinaf incelemesi neticesinde yerel mahkeme karararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 10.10.2019 tarihinde talebin kabulüne dair kararının, gerçekleştirilecek inceleme neticesinde kaldırılmasına, davanın konusu yükün teslimi talebinin reddine karar verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden sonra … LTD. ŞTİ. Vekili 21/11/2019 teslim tarihli dilekçesi ile, müdahale talebinde bulunarak … IMO Numaralı konteynır içindeki 30/05/2019 tarih ve … sayılı fatura muhteviyatı toplam:18.560 USD. Bedelli ürünlerin alıcı firmaya teslimi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; …, …, …, … adresinde mukim …Ltd. Ünvanlı firmadan ana konişmento numarası … ara konşimento numarası … olan … sefer ve gemide yer alan Marport Limanında bulunan … numaralı konteynerda yer alan malların talep edene ait olduğunun tespiti ve malların talep edene teslimi talebidir. Mahkemece,Talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile Çin’in Ningbo Limanından Panama Bayraklı … IMO numaralı … isimli gemiye yüklenerek İstanbul Marport Limanına getirilen, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından düzenlenen … nolu 09/08/2019 tarihli gümrük beyannamesine konu olan … nolu konteyner yükünün, gümrük harç masrafları talep eden tarafça karşılanarak alıcı … Anonim Şirketine teslimine, fazlaya ilişkin talebin Reddine, ” karar verilmiş olup karara itiraz üzerine İlk derece Mahkemesi 31/10/2019 tarih ve 2019/137 D.İş Esas,2019/148 D.İş Karar sayılı ek kararı ile yukarıdaki gerekçeyle ”İhtiyati tedbire itiraz edenin itirazının REDDİNE, ” karar verilmiş ve karara karşı karşı taraf … A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nın 389/(1). maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. 6100 Sayılı HMK’nın 390. maddesine göre de: Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilebilir. Kanun koyucu bu konuda hakime oldukça geniş bir takdir alanı bırakmıştır. İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza davanın esası yönünden de haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekir. (HMK m.390/3) Yani ispatı gereken hususların tam olarak olmasa da kuvvetle muhtemel gösterilmesi gerekmektedir. HMK 392/1 Maddesinde;” İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlanan kimsenin teminat göstermesi gerekmez,” hükmü düzenlenmiştir. Talep eden, talep dilekçesi ile; Marport Limanında bulunan … numaralı konteynerda yer alan malların talep edene ait olduğunun tespiti ve malların talep edene teslimi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş olup HMK 389 vd. maddeleri kapsamında ihtiyati tedbir koruyucu önlem olup dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; ilk derece mahkemesinin taktirine göre teminatsız olarak kısmen verilen ihtiyati tedbir kararı usul ve yasaya uygun olmakla, itiraz eden vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. 6100 Sayılı HMK.’nın 357/1 Maddesinde;” Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 166 ncı maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz,” hükmü uyarınca İstinaf aşamasında müdahale talebi değerlendirilemeyeceğinden HMK. 357/1 maddesi uyarınca müdahale talep edenin müdahale talebinin reddine karar verilmiştir. Sonuç itibariyle, müdahale talep edenin müdahale talebinin HMK 357/1 maddesi uyarınca reddine, ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, itiraz edenin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbire itiraz edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Müdahale talebinin HMK 357/1 maddesi gereğince REDDİNE, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden ihtiyati tedbire itiraz eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00.TL harcın ihtiyati tedbire itiraz edenden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/02/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.