Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1925 E. 2021/47 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1925 Esas
KARAR NO: 2021/47 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/212 (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 27/10/2020
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/01/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 15/02/2019 tarihli sözleşmeden kaynaklanan borcuna istinaden davalıya toplam 1.935.200,00.TL olan 36 senet düzenleyip teslim ettiğini, müvekkili şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı tarafın sözleşmeye konu 4 adet CNG 124’lük sıkıştırılmış tüp demetlerini süresinde teslim etmediğini, davalı tarafından teslim edilen 2 adet CNG 124’lük sıkıştırılmış tüplerin de sözleşmede belirtilen özelliklere sahip olmayıp sözleşmenin yükümlülüklerinin ifa edilmediğini, sözleşmeye konu malların teslimi ve haklı neden olmaksızın teslimatta yaşanan gecikme dolayısıyla cezai şartın ödenmesi için noter aracılığı ile ihtarname gönderildiğini, ancak malların teslimatı ve cezai şartın ödenmesinin söz konusu olmadığını, arabuluculuk sürecinde de anlaşmaya varılamadığını, sözleşmeye konu senetlerin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermeyip kambiyo vasfını yitirdiğini bu senetlerin müvekkile iadesi ile cebri icraya konulmaması, takibe geçilmiş ise takibin durdurulması ve alacaklıya her hangi bir ödeme yapılmaması hususunda tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/10/2020 tarih 2020/212 Esas sayılı ara kararında; “Davacı talepleriyle gösterilen dava değerinin örtüşmemesi nedeniyle, tensip kararında davacı vekiline ‘Sonuç ve istem kısmındaki taleplerini rakamsal olarak açıklaması ve dava değerini açıkça göstererek, eksik harcın bulunması halinde ikmali için’ 2 haftalık kesin süre verildiği ve sonuçlarının ihtar edildiği, davacı vekilinin verilen süre içinde dilekçe vererek, davaya 100,00 TL dava değeri üzerinden devam ettiklerini, bunun 50,00 TL’sinin maddi zarara, 50,00 TL’sinin ise cezai şarta ilişkin olduğunu beyan ettiği, bunun üzerine mahkememizin 17/06/2020 tarihli ara kararı ile ‘Davaya sözleşmeye aykırılıktan doğan zararın tazmini talebiyle sınırlı olarak devam edilmesine’ karar verilerek, dava konusu yapılmayan senetlerle ilgili tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. Tüm bu açıklamalar ışığında, davacının davasını 50,00 TL maddi zarar ile 50,00 TL cezai şart alacağının tahsili istemiyle devam ettirdiği…”gerekçesi ile, 1-Davaya 100,00 TL olarak gösterilen “Sözleşmeye aykırılıktan doğan zararın tazmini” talebiyle sınırlı olarak devam edilmesine, 2-Davacının “Senetlerin iadesi, cebri icraya konulmaması vb.” yönündeki talebiyle ilgili açılmış bir dava ve ödenmiş bir harç bulunmadığından, davacının bu yöndeki ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dava konusunun 15/02/2019 tarihli sözleşme edimlerinin yerine getirilmesi, cezai şartın ödenmesi ve sözleşmeden kaynaklanan borca karşılık müvekkili şirket tarafından davalı şirkete verilen senetlerin iadesi talebinden kaynaklandığını, İleri sürerek, istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulü ile sözleşmeye aykırılığının tespiti ile birlikte müvekkili şirketin uğramış olduğu 100,00 TL zararın zarar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tazminini, müvekkili şirket tarafından sözleşmeden kaynaklanan borca karşılık davalı şirkete verilen ve davalı şirkette bulunan bütün senetlerin taraflarına iadesine, müvekkili şirket tarafından sözleşmeden kaynaklanan borca karşılık davalı şirkete verilen ve davalı şirket tarafından kötüniyetle ciro edilen bütün senetlerin iadesi ve senetler hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderlerinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, sözleşmenin ihlali nedeniyle maddi tazminat ve cezai şart alacağının tahsili davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 15/02/2019 tarihli CNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) 124’lük tüp demeti ve ekipmanlarının satış ve teslimi sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gereğince satın alınacak mal bedeli karşılığında toplam ederi 1.935.200 TL olan 36 adet senedin davalıya teslim edildiğini, davalının sözleşme edimlerini yerine getirmediğini bu nedenle müvekkilinin maddi zararının olduğunu, ayrıca sözleşme ile cezai şart kararlaştırıldığını, davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle cezai şart alacaklarının doğduğunu belirterek maddi zararlarının ve cezai şart alacaklarının tahsili ile verilen senetlerin müvekkiline iadesine dair kısmi dava açmış, senetlerin cebri icraya konulmaması, takibe geçilmiş ise takibin durdurulması ve alacaklıya ödeme yapılmaması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, dava değeri olarak 100 TL göstermiştir. İlk derece mahkemesince, talep sonucu ile dava değeri arasında belirlilik olmadığından dava değerinin rakamsal olarak açıklanması, dava değerinin açıkça gösterilerek eksik harç bulunması halinde ikmali için davacı tarafa 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekilince kesin süre içinde verilen dilekçe ile davasını 50 TL maddi alacak ve 50 TL cezai şart alacağı (kısmi alacak) olarak devam ettirdiğini bildirmesi üzerine mahkemece dava konusu olmayan senetlere yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İhtiyati tedbir genel olarak HMK’nın 389. Maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Yani dava konusu yapılmayan bir konuda ihtiyati tedbir kararı verilmesine yasal olarak imkan bulunmamaktadır. Harçlar Kanunu 16/3, maddesinde “Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tesbit ettirilir. Tesbitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz.” hükmü düzenlenmiştir. Davacı vekili tarafından senetlerin iadesi talebi ile ilgili olarak dava değeri gösterilmemiş olup, yapılan ihtara rağmen süresinde senet iadesi talebi ile ilgili olarak dava değeri gösterilerek bu değer üzerinden Harçlar Kanunu uyarınca yatırılması gereken harçlar yatırılmadığından mahkemece davaya sadece (maddi tazminat ve cezai şart) sözleşmeye aykırılıktan doğan zararın tazmini davası olarak devam edilmesine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen süre içinde dava dilekçesinde bulunan senet iadesi talebi ile ilgili olarak dava değeri gösterilmemiş olduğundan bu taleple ilgili olarak mahkemece işlem yapılmasına olanak bulunmamaktadır. HMK’nın 389/1 maddesi açık hükmüne göre de ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinden ve senet iadesi talebi ile ilgili olarak dava değeri gösterilip, alınması gereken peşin harçlar yatırılmadığından, bu taleple ilgili olarak dava dilekçesi işleme alınamayacağından mahkemece bu aşamada ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/01/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.