Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1915 E. 2022/1962 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1915 Esas
KARAR NO: 2022/1962 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/103 Esas – 2020/113 Karar
TARİHİ: 11/02/2020
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı firma ile … Altunizade Şubesi arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve diğer davalıların da müşterek borçlu müteselsil kefaletlerinin alındığı, kullandırılan kredilerin vadesi gelmesine rağmen borcun ödenmediğini ve Beyoğlu … Noterliğinin 03.02.2016 tarih … ve … yevmiye sayılı ihtarnameleri gönderilerek hesapların kat edildiğini, ihtarnamede verilen sürede ödeme yapılmaması nedeniyle davalılar aleyhine, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalılar tarafından borcun tamamına, faiz oranına ve tüm ferilere itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, yapılan itirazın takibi uzatmaya yönelik olduğunu, haksız ve yasal dayanaktan yoksun olması nedeniyle iptali gerektiğini beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, davalı … vekili tarihli dilekçesi ile müvekkilinin eşinin kefalet sözleşmesine muvafakat etmemesi sebebiyle kefaletin geçersiz olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 11/02/2020 tarih ve 2017/103 Esas 2020/113 Karar sayılı kararında; “…Buna göre, yapılan inceleme neticesinde, 2.125.000.-TL limitli kredi/krediler için, temlik veren alacaklı … Bank A.Ş. İle asli borçlu olan davalı … arasında 05.02.2013 tarihinde ‘Genel Kredi Sözleşmesi’ (GKS) akdedildiği, davalı şirkete tahsis edilerek, belirlenen limit dahilinde kullanılmış/kullanılacak olan kredi/krediler ile ilgili müşterek borçlu ve müteselsilen kefil olarak; dava dışı … Tic. Ltd. Şti. ile birlikte davalı … ve davalı …’ın, 05.02.2013 tarihli sözleşme içeriğinde şahsi imzalarının bulunduğu, …’ın şirket yetkilisi olması nedeniyle eş rızasının gerekmediği, …’ın ise Eş rızasının alındığı ve kefaletin geçerli olduğu, ‘Kredili Ticari Mevduat’hesabı ile ilgili 26.439,69.-TL tutarındaki KMH anapara borcu, ‘Muhtelif Borç Bakiyesi’ hesabı ile ilgili 94,71.-TL tutarındaki noter masrafı ve 407,41.-TL tutarındaki ihtarname masrafı üzerinden, KMH ile ilgili kat öncesi işlemiş faiz 2.279,11.-TL ve 113,95.-TL tutarındaki BSMV’si, 242,1951.-TL tutarındaki KMH temerrüt faizi, noter masrafları için hesaplanan yasal faiz tutarı 0,3036.-TL ve ihtar masrafları için hesaplanan yasal faiz tutarı 1,3059.-TL ile birlikte, iş bu üç ayrı faiz tutarının toplamı üzerinden hesaplanan BSMV tutarı 12,19.-TL olmak üzere, 16.02.2016 takip tarihi itibariyle talep edilebilir olan toplam borç bakiyesi tutarının 29.590,86.-TL olarak hesap edilmesi gerekeceği, fiilen uygulanan faiz oranlarının, akdedilen GKS’nin 3.7.1. maddesi ve TCMB’na bildirilen oranlar ile uyumlu olarak hesaplanmış olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.”gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkemece müvekkilin eşinin rızasının alındığının kabul edildiğini, eş rızası kısmındaki imzanın müvekkilinin eşine ait olmadığını, müvekkilinin anılan sözleşmeyi imza ederken eşiyle arasının açık olduğunu bu yüzden eşinin muvafakat vermeye yanaşmadığını, bunun üzerine banka personelinin müvekkiline sözleşmeyi “biz imzalarız” dediğini, müvekkili bu olayın üzerinden bir süre geçtikten sonra eşiyle bu konuyu görüştüğünde, eşinin muvafakatnameyi imzaladığını hatırlamadığını ifade ettiğini, imzanın müvekkilinin eşine ait olmadığını, kefalete ilişkin evrakın usule aykırı düzenlendiğini, kefilin muvafakat verildiği iddia edilen tutarı el yazısıyla yazmadığını, imzalamadığını, kefalet sözleşmesinin banka şubesinde düzenlenmediğini, bu açıdan usule aykırılık olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, genel kredi sözleşmesinden doğan borcun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında dava dilekçesinin davalı …’a 28.12.2017 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalının davaya cevap vermediği, duruşmalara katılmadığı, davalı vekilinin 16.08.2019 ve 31.10.2019 tarihli dilekçeleri ile müvekkilinin eşinin kefalete onay vermediğini, bu nedenle kefaletin geçerli olmadığını beyan ettiği, davacı vekilinin, davalının eşi …’ın muvafakatine dair belgeyi dosyaya sunduğu, buna göre mahkemece davalının kefaletinin geçerli kabul edildiği, davalı tarafından yargılamanın hiçbir aşamasında muvafakatnamede yer alan …’a ait imzanın sahte olduğu, yine genel kredi sözleşmesinde bulunan kefalet yazılarının davalının eli ürünü olmadığının iddia ve beyan edilmediği, ilk kez istinaf aşamasında ileri sürüldüğü anlaşılmakla Mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Davalının istinaf başvurusu HMK’nın 357/1 maddesi uyarınca haksız bulunmuştur. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalılardan …’ın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden … tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.021,29 TL istinaf karar harcından istinaf eden … tarafından peşin olarak yatırılan 505,32 TL (450,92 TL+54,40 TL) harcın mahsubu ile bakiye 1.515,97 TL harcın istinaf eden davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.