Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1904 E. 2021/172 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1904
KARAR NO: 2021/172
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2020
DOSYA NUMARASI : 2019/991 Esas – 2020/662 Karar
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin Halkalı Basın Ekspres Yolu Dereboyu Mevkiinde bulunan ve güvenlik görevlisinin bulunmadığı işyerinde 22/08/2019 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde 2015 – 2016 yıllarına ait yevmiye, defteri kebir, envanter defterlerinin ve Bakırköy …. Noterliği’nin 13/07/2016 tarih, … sayılı Genel Kurul Karar Defteri, Ortaklar Pay defterinin çalındığını belirterek, bu evraklar ve defterler için zayi belgesi düzenlenerek verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/10/2020 tarih ve 2019/991 Esas – 2020/662 Karar sayılı kararı ile; ” …Tüm dosya kapsamına nazaran; davacı iddiasının mücbir sebep sayılmadığı, gerekli dikkat ve ihtimamı göstermediği, diğer taraftanda zıyaa uğramanın onun iradesinin dışında meydana gelmiş olmasının zorunlu olduğu, somut olayda davacının defter ve belgeleri belirtildiği gibi güvenlik görevlisinin bulunmadığı ya da bulunsa dahi 7 katlı faaliyet olmayan boş bir binada defter ve belgelerini tutulmasının basiretli tacir ilkesine uygun düşmeyerek TTK 68/4 maddesi uyarınca davacı şirketin bunların saklanmasında gerekli özen ve ihtimamı göstermediği sonucunu doğurduğundan davanın reddine karar vermek gerektiği … ” gerekçeleri ile; ” Davanın reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 22.08.2019 tarihinde Halkalı Basın Ekspress yolu Dereboyu mevkiinde hırsızlık meydana geldiğini, bu hususa ilişkin olarak şirket yetkilisi tarafından aynı tarihte Polis Merkezi’ne şikayette bulunulduğunu, daha sonra yapılan incelemede dava dilekçesinde belirtilen defter ve belgelerin olmadığının tespit edilmesi üzerine, müvekkili şirket yetkililerince derhal aynı gün içerisinde aynı polis merkezine 19.12.2019 tarihinde verilen ifade ile bildirildiğini, Müvekkili şirkete vekaleten, 23.12.2019 tarihinde söz konusu belgeler için ‘Zayi Belgesi Verilmesi’ talebiyle dava açıldığını, fakat taleplerinin süresi içerisinde öne sürülmediği gerekçesi ile haksız ve hukuka aykırı olarak reddedildiğini, yerel mahkemenin ret kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, TTK 82/7 maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi talebinin, zıyaın öğrenilmesinden itibaren 15 gün içerisinde öne sürülmesi gerektiğini, kanun hükmünde, ziyana sebep olan fiilin gerçekleşmesinin değil, ziyanın öğrenildiği tarihin, 15 günlük hak düşürücü sürenin başlangıcı olacağının açıkça hüküm altına alındığını, Müvekkili şirket yetkililerince ziyan öğrenilince bu durumun 19.12.2019 tarihinde derhal Polis merkezinde ek ifade ile bildirildiğini, 23.12.2019 tarihinde de 15 günlük hak düşürücü süre dolmadan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne zayi belgesi verilmesi talebiyle başvurulduğunu, bu sebeple mahkemenin hak düşürücü süre içerisinde öne sürülmemesi sebebiyle zıyan belgesi verilmesi taleplerinin reddi kararının hukuka aykırı olduğunu, Müvekkili şirket tarafından, hırsızlık olayının yaşandığı binanın güvenliğini sağlamak için güvenlik görevlileri istihdam edilmesine rağmen hırsızlık olayının yaşandığını, müvekkilinin basiretli tacir gibi davranarak eskiden şirketinin faaliyetini sürdürdüğü bir binada şirket faaliyeti söz konusu olmamasına rağmen güvenlik görevlilerinin istihdam edildiğini, müvekkilin, şirkete ait mali ve hukuki imtiyaza sahip belgelerinin şirket binasında tutmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu gibi, söz konusu evrakların korunması için güvenlik görevlisi istihdam etmekten de imtina edilmediğini, işbu sebeple müvekkilinin basiretli tacir gibi davranmayarak defterlerin saklanmasında gerekli özeni göstermediğinin kabulüyle taleplerinin reddine karar verilmesinin, hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve talepleri gibi kendilerine zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyl yapılmıştır. Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesi uyarınca Zayi Belgesi Verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilince her ne kadar mahkemece davanın 15 günlük hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu hususu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de, mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle değil, davacının, dava konusu defter ve belgelerin saklanmasında gerekli özen ve ihtimamı göstermediği gerekçesiyle reddine karar verildiği görülmekle, ileri sürülen istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece de belirtildiği edildiği üzere, davacının basiretli bir tacir olarak ticari defter ve belgelerini işletme merkezinde muhafaza etmek ve korunması için gerekli tedbirleri almakla yükümlü olduğu, dava konusu ticari defter ve belgelerin mutad olarak bulunması gereken yer dışında, şirket merkezinin dışında ve üç yıldır boş olan bir binada bulundurarak saklanmaları için gerekli dikkat ve ihtimamın gösterilmediği, yeterli muhafaza tedbirlerini almayarak kusurlu davrandığı, kendi kusuru ile defterlerin kaybına neden olan davacının zayi belgesi talep edemeyeceği, TTK 82/7. maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi için gerekli koşulların oluşmadığı, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacıdan alınması gereken 59,30 TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,9.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde davacıya iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince davacıya tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/02/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.