Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/190 E. 2020/276 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/190 Esas
KARAR NO: 2020/276 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 13/11/2019
DOSYA NUMARASI: 2017/858 Esas ( Derdest Dava Dosyası)
TALEP: İhtiyati haciz
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili ihtiyati haciz istemine ilişkin dilekçesinde özetle; davalı aleyhine yapılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu ve takibin devamını sağlamak amacıyla huzurdaki bu davanın açıldığını ve ön inceleme duruşmasına davet tutanağının taraflara tebliğinden önce, sulh görüşmelerine başlanıldığını ve 28/11/2017 tarihli ” Tahvil İtfa Planı”nın imzalandığını, buna göre davalının 08/08/2017 tarihli 5.000.000,00 TL nominal değerli tahvile ve faizine ilişkin ödemeyi dosyada yer alan planda gösterilen periyotlarla müvekkiline ödemeyi kabul ettiğini, bu ödemeleri gerçekleştireceği ümidiyle ödeme planında gösterilen sürelerin beklenildiğini, ancak ödemelerin belirtilen tarih ve miktarda gerçekleştirilmediğini, müvekkilinin alacağının davalı şirketin Merkezi Kayıt Kuruluşu ve Kamuyu Aydınlatma Platformu aracılığıyla ikrar ettiği bir alacak olduğunu belirterek İİK 257.maddesi uyarınca ihtiyati haciz verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 13/11/2019 tarih ve 2017/858 Esas sayılı ara kararında; “…Dosyaya ibraz edilen belgeler, davacı vekilince sunulun 03/10/2019 tarihli beyan dilekçesi içeriğine göre, davaya konu alacağın bir kısmının ödeme planında gösterilen vadeden sonraki bir tarihte olsa dahi ödenmiş olduğunun anlaşıldığı, ne miktarda ödeme yapıldığının tespit edilemediği, bunun ancak taraf defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile belirlenebileceği, miktarı belirlenemeyen bir alacak yönünden ihtiyati haciz verilmesinin mümkün bulunmadığı kabul edilmiştir. Davacı vekilince bir kısım ödemelerin yapıldığı belirtilmesine rağmen bununla ilgili hiçbir açıklama yapılmadığı gibi ihtiyati haciz istenilen miktarın da belirtilmediği anlaşılmakla İİK 257.maddesindeki koşulların oluşmadığı…” gerekçesi ile; ” İhtiyati haciz isteyenin talebinin REDDİNE,” karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden/davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin ara kararının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel Mahkeme’nin 10 Ekim 2019 tarihli celsesinde alınan (2) nolu kararı gereği, işbu Tahvil İtfa Planı 24 Ekim 2019 tarihli dilekçe ekinde dosya mündericatına sunulduğunu, davalı şirket, … kodlu, 08.08.2017 tarihli 5.000.000 TL nominal değerli tahvile ve faizine ilişkin ödemeyi bu plan’da belirtilen periyotlarda müvekkili şirkete gerçekleştirmeyi taahhüt ettiğini, buna plana göre davalı şirketin; ” Anaparanın %20’si olan 1.000.000 TL ile 08.08.2017 tarihli kupon ödeme tutarı olan 191.430 TL olmak üzere toplamda 1.191.430 TL’nin 08.12.2017 tarihinde, Anaparanın %40’ı olan 2.000.000 TL ile 08.08.2017 tarihinden 08.08.2017 tarihine kadar işleyen anapara ve kupon faizi toplamına uygulanan faiz 266.468,23 TL ile aynı tarih aralığında bu tutara uygulanan 40.920,12 TL ve yine aynı tarih aralığında kalan anapara tutarına uygulanan yasal faiz 614.258,90 TL olmak üzere toplamda 2.921.647,25 TL’nin 08.12.2018 tarihinde, Anaparanın %40’ı olan 2.000.000 TL ile 08.08.2017 tarihinden 08.08.2017 tarihine kadar işleyen yasal faiz 178.387,52 TL’nin 08.07.2019 tarihinde, ” toplamda 6.291.464,77 TL’yi müvekkili şirkete ödemesinin gerektiğini, Yerel Mahkeme tarafından gerçekleştirilen duruşmalarda işbu planda belirtilen sürelerin beklenilmesi talep edildiğini, ancak taraflarca mutabık kalınan bu maddelerde düzenlenen ve müvekkili şirkete taahhüt edilen ödemelerin belirtilen tarihlerde ve miktarlarda gerçekleştirilmediğini, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 3.maddesi gereğince, tahvillerin menkul kıymet niteliğini taşıdığını, tahvillerin miktarı, borçlusu ve vadesi ile alacaklısının belirli olması sebebiyle kıymetli evrak niteliğinde olduğu ve vade günü gelmesine karşın ödeme yapılmamış olması nedeni ile bu alacağın muaccel olduğunun açık olduğunu, davalı şirketin Merkezi Kayıt Kuruluşu ve Kamuyu Aydınlatma Platformu aracılığıyla ikrar ettiği bir alacak olduğunu, Dava konusu tahvilin vadesinin gelmiş olduğu ve muaccel bir alacak olduğu göz önüne alındığında müvekkili şirketin ihtiyati haciz talebinin, İİK’nın 257.maddesinde sayılan şartların ve yakın ispat koşulunun gerçekleşmiş olmasından bahisle kabulüne karar verilmesinin gerektiğini, (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 29.05.2013 tarihli 2013/8131 Esas ve 2013/11101 Karar) Yerel Mahkemenin “miktarı belirlenemeyen alacak yönünden ihtiyati haciz verilmesinin mümkün olmadığı”ndan bahisle müvekkili şirketin ihtiyati haciz talebini reddetmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin alacağının belirlenmesi için Merkezi Kayıt Kuruluşu’na bir müzekkere yazılmasının yeterli olacağını, Davalı şirket hakkında ihtiyati haciz kararı verilmemesi durumunda müvekkili şirketin yukarıda belgeleriyle ispatlanmış olan hakkını elde etmesinin neredeyse imkânsız hale geleceğinin açık olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yapılacak istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, müvekkili şirketin ihtiyati haciz talebinin kabulüne, davalı şirket hakkında ihtiyati haciz kararı tesis edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin Davalı Şirket üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı tarafından davalıdan satın alınan tahvil nedeniyle ödenmeyen ana para+kupon bedelinin tahsili talebiyle yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında talep, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, İhtiyati haciz isteyen davacının talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İİK 257 maddesi gereğince “rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş borcun alacaklısı” ihtiyati haciz istiyebilir. İhtiyati haciz kararı, tedbir niteliğinde karar olup ,ihtiyati hacze ilişkin alacağın muaccel olduğunun ispata yakın delilerle ispatı gerekmektedir.Davacı alacaklı vekili alacağına ilişkin bir kısım belgeler, KAP ‘a yapılan özel durum açıklamasını ibraz ederek muaccel alacağı için ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş olup, sunulan belgelerden davacının davalıdan tahvil satın aldığı anlaşılmakta ise de tahvillerin hangi koşullarda ve zamanda davalı tarafından iade alınacağı hususunda yeterli kanaat verici delillerin ve taraflar arasında düzenlenen borç ödeme planının dosyada mevcut olmadığı, mahkemece henüz bilirkişi raporu alınmadığı ve talep yargılamayı gerektirmekte olup dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararı usul ve yasaya uygun olmakla davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içindeki belge ve bilgilere, yargılamanın bulunduğu aşamaya, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30-TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00-TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/02/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.