Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1880 E. 2022/1908 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1880 Esas
KARAR NO: 2022/1908 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/881 Esas – 2020/139 Karar
TARİH: 11/02/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı … Tic. A.Ş. ile davacı … San. ve Tic. A.Ş arasındaki ticari ilişki neticesinde doğan ve davacı şirketin davalıdan temin edemediği alacak miktarına ilişkin olarak davacı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takihi başlatıldığını, davalının takibe konu borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, ilgili takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, davacı şirket ile davalı şirket arasında akdedilmiş olan 01/12/2016 tarihli Hurda Malzeme Satış Anlaşması gereği davalının, davacıdan alacağı 2 adet konteyner, 17 adet 2. el klima, 53 adet 2. el işçi ranzası ve 20 adet 2. el çelik dolap karşılığında davacıya 74.250,00 TL + KDV ödemeyi kabul ettiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereğince belirtilen malzemelerin … numaralı fatura ile birlikte yine faturanın düzenlenme tarihi olan 01/11/2016’da davacı şirket tarafından davalıya teslim edildiğini, davalının borcunu tam ve eksiksiz ifa etmediğini taraflar arasında ilgili sözleşme ile fatura düzenlenme tarihinden itibaren 60 gün içerisinde tam olarak ödeneceği hususunda mutabakata varıldığını, davalı tarafından 28/03/2017 tarihinde 20.000,00 TL ve 31/07/2018 tarihinde 30.000,00 TL olmak üzere kısmi ifa gerçekleştiğini, ancak 37.615,00 TL bakiye için belirlenmiş olan vade içerisinde herhangi bir ödemenin yapılmadığını, Kartal … Noterliği’nin 30/01/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıdan ticari ve akdi yükümlülüklerin yerine getirilmesinin istendiğini ancak bakiyenin davalı tarafından ödenmediği öne sürülerek itirazın iptaline, takibin devamına, toplam alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmıştır ancak cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 11/02/2020 tarih ve 2018/881 Esas – 2020/139 Karar sayılı kararında;”….Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu ticari ilişki kapsamında fatura düzenlendiği, ancak davalı tarafça kısmen ödeme yapılmadığından icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, faturanın her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle malın/hizmetin teslim alındığı kabul edilmiş, bu nedenle rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, itirazın kısmen iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ….”gerekçesi ile, 1-Davanın kısmen kabulü ile, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 22.615,00-TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, davanın kabul edilen kısmı yönünden tesis edilen karara karşı herhangi bir itirazlarının bulunmadığını, reddedilen kısmın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen 01.12.2016 tarihli Hurda Malzeme Satış Anlaşması gereği davalının, müvekkili şirketten alacağı 25 konteynır, 17 adet 2.el klima, 53 adet 2.el işçi ranzası ve 20 adet 2.el çelik dolap karşılığında müvekkili şirkete 74.250,00-TL+%18 KDV ödemeyi kabul etiğini, Taraflar arasındaki sözleşme gereğince yukarıda belirtilen malzemelerin … numaralı fatura ile birlikte yine faturanın düzenleme tarihi olan 01.11.2016’da müvekkili şirket tarafından borçluya teslim edildiğini, müvekkili şirketin sözleşmesel yükümlülüklerini akde uygun şekilde yerine getirdiğini ancak davalı tarafından yerine getirilmediğini, ilgili sözleşme ile semenin fatura düzenleme tarihinden itibaren 60 gün içerisinde tam olarak ödeneceği hususunda mutabakata varıldığını, 28.03.2017 tarihinde 20.000,00-TL ve 31.07.2018 tarihinde 30.000,00-TL olmak üzere kısmi ifa gerçekleştirildiğini ancak 37.615,00-TL bakiye borç için belirlenen vade içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığını,İleri sürerek takip dayanağı olan 37.615,00-TL asıl alacak ve buna işlemiş faize ve ferilerine yönelik İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapılan itirazın tümden iptali ve takibin devamınına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı tarafın dava kötü niyetle açtığını, hukuken geçerli ve haklı bir alacağı bulunmadığını, Bilirkişi Dr. Öğr. Üyesi … tarafından tanzim edilen 18/10/2019 tarihli raporda müvekkili şirketin toplamda davacı yana 22.615,00.TL tutarında borçlu olduğuna dair tespitlerin kabul edilmediğini, davacının dava konusu icra takibi ile müvekkili şirketten raporda tespit olunan tutardan daha fazla bir miktar ile alacak tahsil etmeye çalıştığını bu bakımdan davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine kötü niyetle icra takibine girişildiğini, Müvekkili şirketin içinde bulunduğu konkordato müessesinin ve bu kurumun doğuracağı sonuçların yerel mahkeme görülen dava yargılamasında nazara alınması gerekirken bu hususun hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, bu nedenle de kararın kaldırılması gerektiğini, Müvekkili şirketin konkordatoya tabi bir şirket olduğu hususunun mühlet kararları dosya kapsamına tanzim edilen bilirkişi raporunda da nazara alınmadığını, iş bu raporun hükme dayanak alınarak kararın tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; taraflar arasındaki ticari satıma dayalı 01/11/2016 tarih ve 87.615,00 TL. Miktarlı faturadan kaynaklı bakiye fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 01/11/2016 tarih ve 87.615,00 TL. Miktarlı fatura ve Kartal … Noterliğinin 30/01/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi dayanak gösterilerek 26/04/2018 tarihinde 37.615,00 TL. Asıl alacak, 814,99 TL. İşlemiş faiz olmak üzere toplam 38.429,99 TL. Lik ilamsız icra takibi başlatıldığı,takibe itiraz üzerine 23/07/2018 tarihinde 37.615,00 TL. Asıl alacak üzerinden eldeki itirazın iptali davası açılmıştır.
DAVACI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE, Mahkemece taraf ticari defterleri incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi raporunda; Dava konusu icra takibinin dayanağı 01/11/2016 tarihli, … nolu 87.615,00 TL bedelli faturanın, her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olması ve taraflarca verilen BA/BS formlarında beyan edilmiş olması nedeniyle fatura karşlığında mal veya hizmet verildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilmiş oludğunu, tarafların ticari defterlerinde kayıtlı toplam 65.000,00 TL tutarındaki davalı ödemesinin de dikkate alınmasıyla 04/02/2018 temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan 22.615,00 TL alacaklı olduğu, 26/04/2018 takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 22.615,00 TL asıl alacak ve 489,32 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.104,32 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı verdiği beyan dilekçesinde; rapora karşı somut bir itiraz ileri sürülmediği, davacı vekili 11/02/2020 tarihli duruşmada alınan beyanında da, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğini belirtmiştir.Davacı vekilinin istinafa konu ettiği alacak miktarına ilişkin hususlarda bilirkişi raporuna yönelik verdiği beyan dilekçesinde açıkça bir itirazının olmadığı anlaşılmıştır. Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2004/7898 Esas – 2005/2012 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, 6100 Sayılı HMK.’ nın 222 maddesi uyarınca kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhine delil sayılır.Somut olaya döndüğümüzde, dava konusu ve icra takibinin dayanağı faturanın, her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, BA formu ile davalı şirket tarafından vergi dairesine bildirildiği sabit olduğuna göre bu durum fatura ve içeriği malların davacı alacaklı tarafından davalı borçluya teslim edildiğini gösterir. Tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre davalının bu faturadan kaynaklı davacıya 65.000,00 TL. Ödeme yaptığının tesbit olduğu, takibe konu faturadan kaynaklı davacının bakiye ( 87.615,00 TL – 65.000,00 TL.=) 22.615,00 TL. Alacaklı olduğu anlaşılmakla; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE,Davalı vekili müvekkili şirket hakkında İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/609 E. Sayılı dosyası ile açılan konkordato davasında 10/07/2018 tarihinde 3 aylık geçici mühlet, mühlet süresinin 10/10/2018 tarihinden itibaren 2 ay süre ile uzatılmasına, son olarak 07/12/2018 tarihli karar ile; 11/12/2018 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile kesin mühlet verilmesine,” karar verildiğini, Hal böyleyken bu süreç devam ederken müvekkili şirket aleyhine herhangi bir icra takibi başlatılamayacağı gibi mevcut takipler bakımından da herhangi bir icrai işlem yapılamayacanı belirterek istinaf başvurusunda bulunmuş ise de, İİK’nun 294 maddesinde mühlet içinde borçlu aleyhine takip yapılamayacağı ve evvelce yapılan takiplerin duracağı belirtilmiş, derdest davalara etkisinden söz edilmemiştir. Bu durumda davalı hakkında açılan itirazın iptali davası görülüp hüküm kurulabilir. Ancak verilecek hükmün infazı konkordato devam ettiği taktirde konkordato hükümleri, konkordato süreci sona ermişse genel hükümlere göre infazı yapılır. Somut olayda, 26/04/2018 takip tarihinden sonra ve 23/07/2018 dava tarihinden önce, davalı borçlu hakkında konkordato davası açılıp 10/07/2018 tarihinde mühlet kararı verildiği anlaşılmaktadır. Konkordato davası ile İİK. 294 Madde uyarınca mühlet kararı verilmesi davalı hakkında itirazın iptali davası açılmasına veya açılan davanın yürütülmesine engel teşkil etmeyeceğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir.Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekili ve davalı Vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 1.544,83.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan (54,40.TL + 386,00.TL =) 440,4 TL. harcın mahsubu ile bakiye 1.104,43.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.