Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/188 E. 2022/311 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/188 Esas
KARAR NO: 2022/311 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/357 Esas – 2018/543 Karar
TARİH: 10/05/2018
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili firma tarafından tanzim edilen … numaralı Nakliyat Abonman Blok Sigorta Sözleşmesi ile sigortalan dava dışı sigortalı … A.Ş. tarafından yurt içindeki muhtelif bayi ve servislere gönderilmek üzere sevk edilen yedek parça emtialarının nakliye sırasında hasarlandığını, dava konusu hasarın müvekkili şirkete ihbar edilmesi üzerine yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde iş bu hasarlanma olayının nakliye esnasında gerçekleştiğinin anlaşıldığını, meydana gelen hasarlanma olayı sonucu müvekkili sigorta şirketinin, ilgili nakliyat sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısı … A.Ş.’ye %20 poliçe marjı ilavesiyle 02/02/2015 tarihinde 9.237,21.-TL hasar tazminatı ödediğini, bu ödeme ile sigortalısının haklarına halef olduğunu, zarar sorumlusuna %20 poliçe marjı hariç tutulmak suretiyle hasar tazminatı olarak ödenen 7.697,68.-TL. için rücu hakkı doğduğunu, dava konusu hasarlanma olayının nakliye sırasında meydana geldiğini, emtiaları taşıma işini üstlenen (1) nolu davalı taşıma şirketi ile … nolu (araç taşıma), … nolu (yedek parça taşıma) Yurt İçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ve … nolu Yurt içi Sorumluluk Sigorta Poliçeleri ile onun sorumluluk sigortacısı konumunda bulunan (2) nolu davalı … Sigorta A.Ş.’nin meydana gelen hasardan müşterek ve müteselsilen (sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlıdır) sorumlu olduğunu, rücuen tazminat alacağının tahsili amacıyla, davalı şirketler aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini ileri sürerek davalıların 7.697ğ68.-TL asıl alacağa ve bu asıl alacağın takip tarihi öncesi işleyen avans faizine yaptıkları itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, tarafları, sigortalayan ve sigortalanan şirketler dahil aynı olmak üzere on üç ayrı dava açıldığını, bu davaların birleştirilmesi gerektiğini, taşıma hukuku 1 senelik zamanaşımı süresi tabi olduğundan, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, hasar tespitinin tek taraflı ve usule aykırı olarak yapıldığını, tutanaklarda müvekkilinin onayının olmadığını, imha nedeniyle tekrar tespitinin de mümkün olmadığını, tazminat sorumluluğunun kanunen sınırlandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı … Sigorta vekili, davacının yedek parça hasarına ilişkin talebinin hukuksal dayanağının bulunmadığını, hasar tespit tutanaklarında müvekkili sigortalısının imzasının bulunmadığını, müvekkili sigortalısı ile dava dışı … arasında akdedilen sözleşme uyarınca ambalajlamanın …’a ait olduğunu ve ambalaj yetersizliğinden meydana gelen hasarlardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacının ödemelerinin teminat kapsamında olmadığını, ödediği zarar tutarının tümünü rücu etmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/05/2018 tarih ve 2016/357 Esas – 2018/543Karar sayılı kararı ile; “…. Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde; davacının sigortalısı dava dışı şirketin 2014 yılı Kasım ayında farklı tarihlerde bayilerine gönderdiği oto yedek parçalarının taşımasının davalı … A.Ş tarafından yapıldığı diğer davalı … Sigorta şirketinin taşıyıcı davalının yurt içi taşıyıcı mali ve mesuliyet sigortacısı olduğu davalı taşıyıcı tarafından taşımasının yapıldığı ihtilafsız olan oto yedek parçalarının alıcılarına teslim edildiği teslim esnasında düzenlenmiş hasar tutanağının bulunmadığı, alıcı emrine düzenlenen sevk irsaliyelerinin çekincesiz olarak imzalandığı dava ve icra takibine konu hasara ilişkin her hangi bir şerhin olmadığı, yine taşımanın tamamlanması ve teslimden sonra hasarın oto yedek parçalarının bulunduğu depoda toplu olarak yapılan inceleme neticesinde eksper raporunun düzenlendiği, eksper raporuna konu 35 adet parçada tespit edilen hasarın 7.967,68TL olduğu, yedek parçaların nakliyat esnasında hasarlandığına dayanak yapılan tutanaklarda geçen yedek parçanın hangi taşıma sonucunda tesliminin yapıldığı hususunun belli olmadığı ayrıca ürüne ilişkin ayrıntılı bilginin yer almadığı bir çok tutanakta hasarın açık tarifinin bulunmadığı bazı tutanaklarda koli sağlam içinden çıkan parça hasarlı seçeneğinin işaretlendiği ambalajı sağlam olan koli içindeki yedek parçanın ne şekilde hasarlandığı hususunun tespit edilemediği, eksper raporlarında yedek parçaların ne şekilde ambalajlandığı hususunun açıklığa kavuşturulmadığı bu nedenle taşımaya konu emtiadaki ambalajın yeterli olup olmadığı hususunun dosya kapsamından tespit edilemediği, dava dışı sigortalının birden fazla yede k parça taşıtmasına rağmen taşınan yedek parçalardan tamamının hasarlanmadığı hasarlanan yedek parçaların taşıma sırasında hasarlandığını gösteren herhangi bir delilin bulunmadığı, hasarın muhtelif tarihlerde dava dışı sigortalının bayii ya da servislerinin uhdesine geçtikten sonra yapılan elleçleme sırasında değil de dağıtım için davalı …’nun sorumluluğu altında icra edilen nakliye sırasında yani taşıma sırasında taşıyıcının sorumluluğunda meydana geldiği ve TTK 889.maddesi uyarınca usule uygun olarak hasar bildiriminin yapıldığı hususların ispatlanamadığı, dolayısıyla da taşıyıcı sıfatı ile davalı …’nun veya …’nun yurt içi taşıyıcı mali mesuliyet sigortacısı olarak … Sigorta Şirketi’nin davacının dava dışı sigortalısı … AŞ ‘ye karşı sorumlu olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine, Kötü Niyet Tazminatı Yönünden ; Her ne kadar davacı davaya konu icra takibi yapmakta haksız ise de kötü niyetli olduğu hususu dosya kapsamındaki deliler ile ispatlanamadığından İİK 67/2 maddesinde düzenlenen ve yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile;” 1-Davanın reddine, 2-İİK 67 maddesi uyarınca yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatının reddine, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirketin sigortalısı mal satıcısı/taşıtan … A.Ş.ile (…) … nolu davalı taşıyan … A.Ş. (…) arasında akdedilen “Nakliye Sözleşmesi”nin “Zarar ve Ziyanlar Konusundaki Sorumluluk- Tazminat” başlıklı 7. maddesi ile T.T.K. ve CMR’nin ilgili maddelerine kıyasla daha geniş hükümler tesis ederek taşınan bir emtiada zarar meydana gelmesi halinde davalı taşıyan … şirketinin sorumluluğunu (kusurunu) ve sorumlu olduğu tutarın bazı kriterlerle belirlendiğini, davalı taşıyan … şirketinin, kolilerin sayısından ve iyi durumda olmasından sorumlu olduğunu ve herhangi bir ayırıma gidilmeksizin yükleme, taşıma ve boşaltma sırasında meydana gelen tüm ziya ve hasarlardan sorumlu bulunduğunun hüküm altına alındığını, ancak mahkemece, Nakliye Sözleşmesi’nin varlığı dikkate alınmayarak dava konusu emtiaların hasarlanmasından davalı taşıyan …’nun sorumlu tutulmadığını, oysa hasar tutanaklarında imzaları bulunan araç sürücülerinin ifa yardımcısı sıfatına sahip olduğunu, hasar tespit tutanaklarının, davalının “…” anteti ile düzenlenmiş olduğu da dikkate alındığında, ifa yardımcısı sıfatındaki araç sürücüleri tarafından imzalanması ile davalı taşıyanın, taşıdığı emtianın hasarlandığından haberdar olduğunu, Yine hasarlı emtiaların, sözleşmenin 7. maddesinin 6. paragrafı çerçevesinde davalı taşıyan … tarafından toplanarak kendisine ait … Tuzla Tesisleri’ne (depoya) konulduğunu, bunun sebebinin ise, 7. maddenin 6. paragrafı icabı davalı taşıyana, mal alıcısı bayiler nezdinde hasara uğrayan bütün malları ekspertiz raporunun hazırlanması amacıyla toplama hakkına sahip oluşu olduğunu, dolayısıyla davalı taşıyanın, taşıdığı malların hasara uğradığını, emtiaları deposunda tutması sebebiyle şüphesiz bildiğini, hasarlı ürünlerin deposunda bulunması sebebiyle hasara muttali olan davalı taşıyana, hasarlı her bir ürün için tek tek hasar ihbarında bulunmaya da gerek olmadığını, sözleşmenin 7. maddesi çerçevesinde, yükleme, taşıma ve boşaltma sırasında meydana gelen herhangi bir hasarın, hasar tespit tutanağı ile tespit edilmesi halinde (kolilerin sayısından ve iyi durumda olmasından sorumlu olan), davalı taşıyanın oluşan bu hasardan sorumlu olduğunu, …’nun tazminat sorumluluğunun, her bir mal alıcısının (bayi) ayrı ayrı kesmiş olduğu iade faturasındaki tutarlar (mal değerleri) kadar olduğunu belirterek, davanın reddi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, nakliyat abonman poliçesi kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin, davalı taşıyan ile onun sigortacısından rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça yasal sürede istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Somut olayda, dava dışı sigortalının yurtiçindeki muhtelif bayi ve servislerine gönderilecek yedek parça emtiasının taşıma işini davalı … A.Ş.’nin gerçekleştirdiği ve bu taşıma işinin diğer davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalandığı ihtilafsız olup, uyuşmazlık, sigortalı emtia hasarının taşıma sırasında meydana gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır. TTK’nun 875.maddesi “ (1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. (2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.” hükmünü haizdir. Dava dışı sigortalı ile davalı … A.Ş. arasında akdedilen Nakliye Sözleşmesinin “Zarar ve Ziyanlar Konusundaki Sorumluluk-Tazminat” başlıklı 7.madddesi “… yüklenen kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumludur. Kendisinin bu sorumluluğu … mağazasında yük teslim formunun imzalanmasından itibaren başlar ve konuyla ilgili hiçbir şerhde bulunmayıp kaşelerini basan alıcılara teslimata kadar devam eder. … Alıcı tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasar veya zarar meydana gelmesi halinde alıcı …’a şikayette bulunacaktır. Bunun üzerine … alıcı adına tanzim edilmiş satış faturalarını esas alarak ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edecektir. Bu referans fatura ve yine tazminat talebi, zararın … tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen …’ın tazminat talebi için kanıt teşkil edecektir. … kendi sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı tutar….” şeklinde düzenlenmiştir. Davacı tarafça, hasarlı emtiayaya ilişki hasar tespit tutanakları sunulmuş ise de, sevk irsaliyelerine göre, taşımaya konu emtiaların alıcısı olan bayiilere ve/veya servislere çekincesiz olarak teslim edildiği, teslim belgelerinde hasara ilişkin herhangi bir şerhin bulunmadığı, hasar tespit tutanaklarında hasar ayrıntılarına ve hasarın ne zaman meydana geldiği konusunda ayrıntıya veya bilgiye yer verilmediği, bu tutanakların teslim sırasında düzenlendiklerine dair de dosyada delil bulunmadığı anlaşılmaktadır. Emtianın alıcısına teslimi sırasında düzenlenen veya davalı taşıyanın hasarın taşıma esnasında meydana geldiği hususunda kabulünü içeren herhangi bir tutanak sunulmadığından davaya konu hasarın davalının taşıması esnasında meydana geldiğinin dosya kapsamı ile ispatlanamadığı, davacı tarafça ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden taraftan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/03/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.