Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1879 E. 2022/1907 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1879 Esas
KARAR NO: 2022/1907 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/965 Esas – 2020/352 Karar
TARİH: 09/07/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin çeşitli marka niteliklerindeki saati davalıya sattığı, her ne kadar davalı itiraz dilekçesinde reddetmiş olsa da taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı ve bu ilişkiden kaynaklı olarak davalının müvekkil şirkete olan borcunun mevcut olduğu, davalının müvekkiline olan borcunu ödememesi nedeniyle, 14.179,31 TL. tutarındaki alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiği, davalının kötü niyetli olarak icra dosyasına itiraz etmesinin bir diğer amacı da menkul ve gayrimenkul mallarını elden çıkararak alacağın tahsilini imkânsızlaştırmak ve bunun için zaman kazanmak olduğu, bu nedenle davalının menkul, gayrimenkul mallarının borca yeter kısmına ihtiyati tedbir konulması hususunu da talep ettikleri, Öncelikle teminatsız olarak talebimizin kabul görmemesi halinde mahkemenizce belirlenecek uygun bir teminatın dosyaya yatırılması akabinde davalı-borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarıyla üçüncü şahıslarda bulunan hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasını, İtirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli borçlunun alacağın % 20 ’ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … ’nin dava dosyasma cevap dilekçesini sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 09/07/2020 tarih ve 2016/965 Esas – 2020/352 Karar sayılı kararında; “….Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafından takibe konulan faturadaki malların ve faturanın davalıya teslimi noktasında olup bilirkişi raporunda davacı şirketin ve davalıya ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, kendi lehlerine delil olma özelliğine sahip olduğu, davalı defterlerinde 8.233,23 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu, fatura bedelini banka ile davacıya ödediği, davalının icra takip tarih itibariyle davacıya borçlu olmadığı açıklanmış, davacı vekilinin yemin deliline dayandığından faturadaki malların teslimi hususunda 9 nolu celsede davalıya yemin teklifinde bulunmayacağını beyan etmiş, takibe konu faturadaki malların teslimi ispat edilemediğinden subut bulmayan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı arasında ticari ilişkinin varlığı ve davalının müvekkili şirkete borçlu olduğunun yargılama sürecinde toplanan deliller ile sabit olduğunu, Yargılama sürecinde dosyada tanzim olunan bilirkişi raporları ile müvekkili şirketin defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, davalı şirketin defterlerinin ise usulüne uygun tutulmadığını ve icra takip tarihi itibariyle müvekkili şirketin davalıdan alacaklı olduğunun tespit edildiğini, Davalının müvekkili şirketin defter kayıtlarının aksini ispat edecek nitelikte yazılı delil sunamadığını, müvekkili şirkete ait defterlerin hükme esas alınması ve davanın kabulü karar verilmesi gerekirken usulsüz tutulduğunu davalı defterlerinin hükümde değerlendirilmesinin isabetli olmadığını, Davalının müvekkili şirkete borcu oluduğunu ikrar edip ödeme yaptığını iddia etmesine rağmen bu ödemeyi usulüne göre ispatlayamadığından müvekkili şirkete borçlu olduğunu kabul etmek gerektiğini, Borç konusu malların ve faturaların davalı tarafa teslim edildiği dava dosyasına intikal eden kargo teslimine ait belgeler ve görüntüler ile sabit olduğunu ancak yerel mahkeme tarafından takibe konu malların tesliminin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, Yargılama sırasında … Kargo şirketinden takip konusu faturalar ve malların teslimine ilişkin görüntülerin talep edildiğini, kargo şirketi tarafından gönderilen görüntü kayıtlarında malların davalı … ve … isimli şahıs tarafından teslim alındığının görülmekte olup ispat yükünün yerine getirildiğini,Müvekkili şirket tarafından kesilen faturaların kargo ile davalı yana gönderildiğini ve kargo şirketi tarafından davalı …’ye teslim edildiğini kargo şirketinden gelen belgeler ile sabit olduğunu, davalının bu faturalara karşı 8 günlük süre içinde yapılan bir itirazı bulunmadığını, borcun sübut bulduğunun kabulü gerektiğini, (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 22.01.2016 tarihli, 2015/3319 E. ve 2016/314 K. sayılı kararı) Davalının malları teslim aldığını inkar ettiğini ancak faturaları ödediğini iddia ettiğini,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu Bakırköy .. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine cari hesap alacağından kaynaklı 13.399,57 TL. Asıl alacak, 779,74 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.179,31 TL. alacağının tahsili amacıyla başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafın itiraz etmesi üzerine 14.179,31 TL. Alacak üzerinden itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları inceletilmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden kök ve 4 ek rapor alınıp istinafa konu karar verilmiştir. HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemesi ve İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, davacı ve davalı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin incelenen 2013 yılı ticari defterlerinde; Davacı şirket tarafından davalı …’ye toplam 13.081,49 TL. tutarında 3 adet fatura düzenlenmiş olduğu, düzenlenen bu faturaların davacı şirket tarafından ticari defterlerinde kayıt altına alınmış olduğu , davalı tarafından düzenlenen 2.413,00 TL. tutarındaki iade faturasının davacı şirket tarafından ticari defterlerinde kayıt altına alarak davalının cari hesabından mahsup edildiğinin tesbit edildiği, Davacı şirketin incelenen 2014 yılı ticari defterlerinde; Davacı şirket tarafından davalı …’ye toplam 2.731,08 TL. tutarında fatura düzenlenmiş olduğu, düzenlenen bu faturaların davacı şirket tarafından ticari defterlerinde kayıt altına alınmış olduğu, davacı şirketin icra takip tarihi olan 25.08.2016 tarihi itibariyle davalı yandan 13.399,57 TL. alacaklı olduğunun tespit edildiği, Davalı …’nin 8.233,23 TL. bedelli faturayı ticari defterlerinde kayıt altına aldığı ve 31.12.2013 tarihinde 901 yevmiye numarası ile yapılan kayıtta davacı şirkete 8.233,23 TL. borçlu olduğunun görüldüğü, 2014 yılında da fatura bedelini banka vasıtasıyla ödeyerek cari hesabını kapattığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenen diğer faturaların davalı ticari defterlerinde kayıt altına alınmadığının tespit edildiği, davalı ticari defterlerinde kayıtlı gözüken ödemenin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafça bilirkişi incelemesi esnasında ödeme yapıldığına ilişkin banka dekontunu bilirkişiye ibraz etmediği, mahkemece verilen süreye rağmen davalı tarafça ödeme yapıldığına dair ödeme belgesi, banka dekontunun ibraz etmediği, davacı tarafça davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan faturaya konu malların teslim edildiğine dair irsaliyeleri sunmadığının görüldüğü, faturadaki malların teslimi hususunda mahkemece davacı vekiline yemin delilinin hatırlatıldığı halde davacı vekili yemin teklifinde bulunmayacağını beyan ettiği ve davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan faturadaki malların teslim edildiğinin davacı tarafça ispat edilemediğinin anlaşıldığı, Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, 6100 Sayılı HMK.’ nın 222 maddesi uyarınca kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı,sahibi ve halefleri aleyhine delil sayılır. Davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı 8.233,23 TL. ödemenin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan borcu ödediğine dair ödeme belgesinin dosyaya sunulmadığı tesbit edilmiştir. Bu durumda ispat külfeti davalı tarafta olup, tüm bu değerlendirmeler ışığında, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan 8.233,23 TL. borcun ödendiğini kanıtlaması gerekmektedir. Davalı tarafından ödeme yapıldığına dair ödeme belgesinin sunulmadığı, bu tesbitlere göre davacının davalıdan 8.233,23 TL. alacaklı olduğunun anlaşıldığı, icra takibinden önce davacı tarafın davalıyı temerrüde düşürmediği ve işlemiş faiz şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla; bu tesbitlere göre mahkemece 8.233,23 TL. Asıl alacak üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki gerekçeyle reddine karar verilmesi yerinde olmayıp davacı vekilinin istinaf sebebi kısmen yerinde görülmüştür. Sonuç olarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak, dairemizce yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın kısmen kabulü yönünde yeniden hüküm kurulması gerektiği ve alacak likit olduğundan kabul edilen asıl alacağının %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2020 tarih ve 2016/965 Esas – 2020/352 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 8.233,23.TL. Asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Alacak likit olduğundan kabul edilen 8.233,23.TL. asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Karar tarihine göre alınması gereken 562,41.TL harçdan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 171,25.TL harcın mahsubu ile bakiye 391,16.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4-Davacı tarafından yatırılan toplam 204,75.TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında, davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan tebligat ve müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.294,40.TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren ( %58 ) 750,75.TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediği anlaşılmakla, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.233,23.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Bakiye gider avansının talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine, 10-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 54,50.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam: 203,10.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 12-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.