Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1878 E. 2022/1957 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1878 Esas
KARAR NO: 2022/1957 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2015/10 Esas – 2019/307 Karar
TARİHİ: 26/03/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin yurt dışında faaliyet gösteren ihracatçı bir şirket olduğunu, davalı şirketin siparişi üzerine 30.11.2012 tarihli … nolu 24.166,33-Euro bedelli fatura muhteviyatı emtia gönderdiğini, bu emtia bedellerinden kaynaklanan 24.166,33 Euro alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine itiraz ettiğini, sunulan itirazların yerinde olmadığını ve davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin halen alacağını tahsil edemediğini beyanla davalı yanın haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazimatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı taraf usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, davalı vekili duruşmada davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 26/03/2019 tarih 2015/10 Esas 2019/307 Karar sayılı kararında;
“…Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, davacı tarafından icra takibine ve davaya konu edilen fatura konusu malların davalı tarafa teslim edilmiş olduğu hususu, Dilovası Gümrük Gümrük Müdürlüğü kayıtları, Kocaeli İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü kayıtları ve davalı tarafından yatırılan harçlardan anlaşılmış olup ispat yükü kendisine geçen davalı tarafından fatura konusu malların bedellerinin ödendiği iddia edilmemiş bu konuda herhangi bir belge de dosyaya sunulmamıştır. Dosya kapsamına göre, icra takibine dayanak yapılan fatura konusu malların davalıya teslim edilmiş olduğu resmi makamlar nezdindeki kayıtlardan anlaşıldığından ve malların bedelinin ödendiğine dair herhangi bir belge sunulmadığından, davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 24.166,33-Euro alacaklı olduğu sonucuna varılmış, davanın kabulüne takibin aynen devamına karar verilmiş, davalının takibe yapmış olduğu itirazın haksız olduğu anlaşıldığından ve alacak likit olduğundan davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacı tarafın tayin edilen inceleme gününde Türk usul kurallarına uygun defterlerini ve ticari kayıtlarını hazır etmediğini ve kayıtların dosyaya sunulmadığını, yapılan bilirkişi incelemesinde sadece Gümrük İdaresi kayıtları dikkate alınarak davacının alacağının varolduğunun belirtildiğini, bilirkişi incelemesinde Gümrük Giriş Beyannamesi, Tarım Hayvancılık İl Müdürlüğü yazısı ve Denizyolu Konişmentosu incelemesi ile, CIF teslim şekli ve mal mukabili yapılan ithalatın bedeli hakkında bu hususları içeren konişmento ile görüş bildirildiğini, CIF teslim şeklinin mahiyetinin ve taşımaya ilişkin fatura tarihi ile teslim tarihi arasındaki farklılıkların gözönüne alınmadığını, CIF teslim şeklinde mal bedeli ödenmeden, malın çıkış limanında alıcıya teslim edilemeyeceğinin mahkemece gözardı edildiğini, CIF taşıma şekline göre yükleme limanında ödemesi yapılan malın durumu dikkate alınmadan Türkiye’deki gümrük beyannamelerinin dava konusu alacağın varlığının delili olarak kabul edildiğini, defter ve kayıt sunmayan davacının davasının kabulünün hukuka aykırı olduğunu, Tarım Bakanlığı’nın uygunluk yazılarının bile alacağın varlığı için delil olarak değerlendirildiğini, bilirkişi ek raporu incelendiğinde, davacının var olduğunu iddia ettiği alacağını … ünvanlı dava dışı bankaya temlik ettiğine dair temliknamenin dosyaya sunulmuş olduğunun bilirkişi tarafından kabul edildiğinin anlaşıldığını, yerel mahkemece talep hakkının varlığınının tartışılmadığını, sunulan belgeye göre davacının dava açma hakkının bulunmadığını, mahkemenin bu temliğin mahiyetini incelemediğini beyanla yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir. Davacı taraf, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 30.11.2012 tarihli ve 24.166,33 Euro bedelli faturaya dayanarak davalı aleyhine anılı tutarda alacağın, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işletilecek faizi ile tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatmış, ödeme emri davalıya 09.06.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilinin 16.06.2014 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz etmiş olması sebebiyle takip durmuş, bu nedenle davacı tarafından somut dava açılmış, davalı taraf davaya cevap vermemiş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği; davacının alacak iddiasının dayanağı olan faturanın düzenlenmiş olmasının tek başına alacağın varlığını ispat etmeyeceği, fatura konusu malların teslim edildiğinin ispat edilmesi gerektiği, Mahkemece getirtilen gümrük belgeleri ve dosya kapsamı üzerinde yaptırılan mali bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda, fatura konusu ladin kereste ürününün davalıya teslim edilmiş olduğu ve davalının gümrük işlemlerini tamamladığının tespit edildiği, her ne kadar davalı tarafından istinaf aşamasında sunulan belgelerde CIF teslim şeklinin kabul edildiği ve mal bedeli ödenmeden teslimin yapılmayacağı iddia edilmiş ise de, yargılama süresince satış/fatura bedelinin ödendiğine dair bir savunma sebebinin ileri sürülmediği, kaldı ki fatura üzerinde ödeme şekline dair bir açıklama olmadığı, aksine vade tarihinin 29.01.2013 olarak belirlendiği, teslim şeklinin CIF olduğu, dolayısı ile davacının satış bedelini peşin aldığının kabul edilemeyeceği, davalı tarafından satış bedelinin ödendiğine dair bir delil sunulmadığı, Mahkemece usulüne uygun şekilde yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerin incelemeye sunulmadığı, bizzat davalı tarafından gümrük idaresine sunulan belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde teslim olgusu ispatlanmış olduğundan, davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmamış olmasının sonuca bir etkisinin olmadığı, dava konusu alacağın dava dışı …’ye temlik edildiğine dair açık bir beyan içeren ve davacı ile adı geçen bankanın imzasını içerir bir belgenin dosyaya sunulmadığı, takip konusu alacağın her iki taraf için de muayyen oluşu ve itirazın haksız bulunması karşısında davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmadığı, bu sebeplerle davalı vekilince ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre mahkeme kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.780,23 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 1.249,40 TL (54,40 TL+1.195,00 TL) harcın mahsubu ile bakiye 3.530,83 TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.