Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1875 E. 2023/339 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1875 Esas
KARAR NO: 2023/339 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2020
DOSYA NUMARASI: 2018/1136 Esas – 2020/666 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/03/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; gelinlik ve tekstil ürünü imalatçısı olan müvekkili şirketin, davalı şirkete tedarik ve teslim ettiği brode bedelinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; takip dosyasına 04/11/2017 tarihinde itirazda bulunduklarını, davanın 23/11/2018 tarihinde açıldığını, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini, müvekkilinin davacı tarafa borçlu olmadığını, davanın soyut iddiaya dayalı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/10/2020 tarih ve 2018/1136 Esas – 2020/666 Karar sayılı kararı ile; “…. Davacının davalı aleyhine 34.229,70 TL alacağın tahsili talebiyle takibe giriştiği, davalı/ borçlunun alacağın tamamına itiraz ettiği, toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonucunda davacının takip tarihi itibariyle davalı taraftan 27.204,69 TL alacaklı olduğu, davalının bu miktardaki likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği, fazlaya ilişkin talebin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Davalı/borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava ve takip konusu 34.229,70 TL lik borcun 27.204,69TL’lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, Takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2.md gereğince TC Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda basit usulde (3095 S.K. Md 3.) temerrüt faizi uygulanmasına, Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, … “karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargılama aşamasında davalı tarafça ticari defterlerin sunulmadığını, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenemediğini, mahkemenin gerekçeli kararında her ne kadar “bilirkişinin davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen raporda” denilerek bilirkişi değerlendirmeleri karara dayanak yapılmışsa da bu tespitin hatalı olduğunu, bilirkişice davalı tarafa ait sadece 2016-2017-2018 yıllarına ait Merter Vergi Dairesinden dava dosyasına gönderilmiş Ba/Bs formlarının incelenebildiğini, bu formlar haricinde davalıya ait hiçbir defter ve kaydın incelenemediğini, bu formlardan da anlaşılacağı üzere tarafların Ba/Bs formlarının birbirleri ile örtüştüğü kur farkı faturası dahil faturaların davalı kayıtlarına işlendiğinin ispat olunduğunu, 7.025,01.TL. kur farkı faturasının alacak olarak kabul edilmemesinin hatalı bir değerlendirme olup, kabul edilemeyeceğini, bilirkişi raporundaki tespitlerden anlaşılacağı üzere taraflara ait dosyada mübrez 2016 yılı Ba/Bs formlarının birbiri ile örtüştüğünü, davalı tarafın bu tespitten anlaşılacağı üzere kur farkı faturası dahil tüm faturaları kayıtlarına işlediğini ve KDV indirimlerinden de yararlandığını, davalı tarafın kabul ederek beyan ettiği, yasal indirimlerden yararlandığı kur farkı faturasından dolayı bu aşamada taraflar arasında sözleşme veya teamül bulunmadığı tespitinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca davalı tarafın kur farkı faturası dahil alacak için davacıya 33.901,92.TL bedelle çek keşide ettiğini, bu çekin de karşılığının çıkmadığını, davalının ödeme yapmadığını, davalı tarafın kur farkı faturası dahil alacak için davacıya çek keşide etmesinin dahi taraflar arasında anlaşma ve teamülün olduğunun açık kanıtı olduğunu, Öte yandan yargılama aşamasında 25/10/2019 tarihli celsede davalı şirkete HMK 222 gereğince bilirkişi incelemesi için ticari defter ve kayıtlarını ibraz için usulüne uygun süre verildiğini ve mahkemece yasal ihtarat yapıldığını, davalı tarafın defter ve kayıtlarını ibraz etmediğini, davalı taraf usulüne uygun davete rağmen ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçındığından davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının lehine kesin delil netilğinde olduğunu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2018/314 E., 2018/829 K. Sayılı ilamı) belirterek, itirazları gereğince kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, alım satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflara ait BA/BS formları ve davacı ticari defterle ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemeleri sonucunda, takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan 7.025,01 TL miktarlı kur farkı faturası dahil toplam 34.229,70 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş, mahkemece kur farkı talebinin yerinde olmadığı gerekçesi ile kur farkı faturasından kaynaklanan alacak talebinin reddine bakiye kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilince kur farkı faturasından kaynaklanan alacak taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu hususu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de, kur farkı, yabancı para üzerinden yapılan işlemlerde talep edilebilecek olup, alacağa dayanak faturalar incelenen davacı ticari defterlerine TL cinsinden kayıt edilmiştir. Ayrıca alacağın dayanağını oluşturan fatura vb. belge/belgeler gerek icra takip dosyasına gerekse dava dosyasına ibraz edilmemiştir. Bu hali ile davacı tarafça, kur farkı faturası düzenlenebilmesine dayanak teşkil edecek şekilde yabancı para cinsinden satış yapıldığı ispatlanmadığı gibi vade farkı talep edilebilmesi için de bu hususta taraflar arasında bir sözleşme veya teamül bulunduğu da ispatlanmadığından, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 275,66.TL harçtan mahsubu ile bakiye 95,76.TL’nin talep halinde davacıya iadesine,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.