Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1869 E. 2022/1906 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1869 Esas
KARAR NO: 2022/1906 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/94
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı …’ın müvekkili şirkete … seri numaralı 05/04/2016 tarihli fatura bedelini ödemediğini, müvekkilinin gerek telefonla ve gereksi şifahi olarak davalı şirket yetkilisi ile ödeme hususunda görüştüğünü ancak bir sonuç alamadığını, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket borçlu olmasına rağmen sırf zaman kazanmak ve borcunu ödememek için kötü niyetli olarak 11/07/2017 tarihinde icra takibine ve borca itiraz ettiğini beyanla davalı borçlunun haksız itirazının iptal edilerek icra takibinin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden faiz işletilmesine, haksız olarak takibe itiraz eden davalının %20 den az olmamak üzre icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin haksız olan davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın yetkisiz Mahkemede açıldığını, müvekkilinin yerleşim yerinin Erzincan olduğunu, bu sebeple mahkemece öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava konusu faturada belirtilen malların müvekkiline teslim edilmediğini, kendisine herhangi bir fatura tebliğ edilmediğini, müvekkiline ait ticari defterler incelendiğinde bahsi geçen faturanın kaydının olmadığının tespit edileceğini, davacının davaya konu ettiği faturanın müvekkiline tebliğine ilişkin dosyaya herhangi bir belge sunmadığını beyanla davanın reddine, haksız olarak icra takibi başlatan davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 07/10/2020 tarih ve 2017/943 Esas – 2020/416 Karar sayılı kararında;”….Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafından İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile davalıdan, 05/04/2016 tarihli ve 19.985,95 TL bedelli faturanın 18.249,61 TL’sinin tahsilinin talep edildiği, söz konusu faturanın mal satımına ilişkin olduğu ve davacının usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerinin lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması ile diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması ya da diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemiş olması gerektiği, faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu nedenle davacının ticari defterleri ile alacağını ispat edemediği, her iki tarafın 2016 yılı BA-BS formlarındaki kayıtların birbirini tutmadığı, faturaya konu malların davalıya teslim edildiğinin ispat edilmesi gerektiği, buna dair sunulan sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında isim bulunmayıp yalnızca imza bulunduğu, söz konusu imzanın davalı tarafından kabul edilmediği ve sevk irsaliyesi aslı sunulmadığından imza incelemesi de yaptırılamadığı ve bu şekilde malların davalıya teslim edildiğinin de ispat edilemediği, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanılmadığı anlaşılmakla ispat olunamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir…”gerekçesi ile, Davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu,Yerel mahkeme davaya konu fatura aslının sunulmadığı gerekçesiyle davayı reddettiğini; söz konusu faturanın açık fatura olarak düzenlendiğini, açık fatura;nın vadeli satış yapılan durumlarda düzenlenen faturalar olduğunu, faturaların açık olarak düzenlenmiş ise satış bedelinin ödenmediğinin kabulü ile ispat külfetinin davalıya düştüğünün kabulü gerektiğini, Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile tarafların ticari defterlerinin incelendiğini, alınan raporda da belirtildiği üzere; davalının cari hesap ekstresi mevcut olmayıp, müvekkili şirkete ait ticari defterlerde davalıdan alacaklı olduğu saptandığını, davalının yargılama sürecinde, düzenlenen bu açık faturanın ödendiğine ilişkin ispat yükü bulunduğunu ancak ödemeye ilişkin bir beyanda bulunmadığını, (Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 2016/13094 E. 2016/19311 K. 25.10.2016 Tarihli ilamı) Faturanın niteliğine göre inceleme yapılmadan hüküm kurulduğunu, müvekkilinin şirkete ait ticari defterlerini usulüne uygun tuttuğunu,Müvekkili şirket alacağını tahsil edemediğini, ticari anlamda sıkıntı yaşadığını, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptaline ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı taraf, davalıya fatura karşılığı mal sattığını, bedelini tahsil edemediğini, bedelin tahsili için yaptığı takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş. Davalı taraf ise, faturanın tebliğ edilmediğini, fatura içeriği malın teslim edilmediğini bu nedenle borcunun olmadığını beyan edip davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dosyada taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alının bilirkişi raporlarına göre, takibe konu fatura davacı defterlerinde kayıtlı ise de davalı ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Davalının 2016 yılı BA formunda davacıdan 22 adet fatura karşılığı kdv hariç 294.795,00 TL tutarında alım yaptığına dair beyanda bulunduğu, davacının 2016 yılı BS formunda ise davalıya 25 adet fatura karşılığı kdv hariç 328.912,00 TL satım yaptığını beyan ettiği, davacı tarafça sunulan sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında yalnızca imza olduğu, isim ve kaşe olmadığından, davalı talimat mahkemesi aracılığı ile imzanın tarafına ait olup olmadığı hususunda isticvap edilmiş, imzanın tarafına ait olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.HMK 190 maddesine göre ispat külfeti davacı taraftadır. Davacı tarafın, davaya ve takibe konu faturanın davalıya tebliğ edildiğini ve fatura içeriği malın davalıya teslim edildiğini ispatlayamamış olması karşısında, davacının alacak iddiasını ispat edemediği anlaşılmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesince ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ilk derece mahkemesinin hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.