Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1862 E. 2021/44 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1862 Esas
KARAR NO: 2021/44 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/358 ( Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 11/09/2020
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/01/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların müvekkili şirkette çalışırken ayrıldıklarını ve müvekkili şirketin ticari sır niteliğindeki bilgilerini beraberlerinde götürerek müvekkili şirket müşterilerini arayarak onlara müvekkili şirketi kötülemek, onlardan hasar dosyaları ile ilgili verdikleri vekaletleri iptal ederek davalı …’e ayrı bir vekalet vermelerini isteyerek ve bir kısım müşterilerin vekaletlerini azletmelerini sağlayarak haksız rekabette bulunduklarından bahisle hakszı rekabetin tespiti ve meni ile maddi ve manevi tazminat talep etmiş, davalıların haksız rekabet eylemlerinin devam ediyor olması ve bu eylemlerin davacı müvekkili şirket açısından güvenirlik ve itibarını zedeleyerek ileride telafisi imkansız zararlar meydana getireceği ve ciddi boyutta müşteri ve kazanç kaybına yol açacağı açık ve yakın bir tehlike arz ediyor olmasından dolayı davalılar tarafından davacı şirket müşterilerinin telefon, sms, mail yolu ile aranmamaları yönünde ve davalı …’in davacı şirket müşterilerine ilişkin olarak Sigorta Kurumları,Tahkim Komisyonları ve İcra dairelerindeki dosyalarda her türlü işlem yapma yetkilerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/09/2020 tarih 2020/358 Esas sayılı ara kararında; “davacı vekilinin, davalılar tarafından davacı şirket müşterilerinin telefon, sms, mail yolu ile aranmamaları yönünde ve davalı …’in davacı şirket müşterilerine ilişkin olarak Sigorta Kurumları,Tahkim Komisyonlar ve İcra dairelerindeki dosyalarda her türlü işlem yapma yetkilerinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin; dosya kapsamı, mevcut delil durumu itibariyle HMK 389 ve müteakip maddeleri gereğince davalı taraflarca davacı şirkete karşı haksız rekabet teşkil edecek şekilde yapıldığı iddia edilen eylemlerin yaklaşık ispat ölçülerinde kanıtlanamamış olması ayrıca bu eylemlerin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun yargılamayı gerektirir nitelikte bulunduğundan, ihtiyati tedbir için gerekli koşulların henüz bu aşamada oluşmadığı…”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı müvekkilin tedbir talebinin TTK 61. maddesi kapsamında 6100 sayılı HMK’nın tedbire ilişkin hükümlerinin uygulanmak suretiyle çözülmesi gerektiğini, ihtiyati tedbir talebini aslen TTK 61. maddesi hükümlerine göre tamamlayıcı hukuk kuralı olarak HMK 389 ve 390. maddelerinden yararlanmak suretiyle değerlendirilmesi gerektiğini, Davacı müvekkili şirket tarafından yerel mahkeme dosyası ile açılan davada açıkça davalılar tarafından yapılan eylemler sebebi ile müvekkili şirketin TTK 56 .maddesinde düzenlenen Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatlerinin zedelendiğini ve bu nedenle de 56/1-a-b-c maddesinde öngörülen davaların açılarak haksız rekabet sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini istediğini, İleri sürerek, ara karar ile verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının istinaf incelemesi ile kaldırılmasına, davalıların, davacı şirket müşterilerini arayarak davacı şirketi karalayan ve müşteri kaybettirmeye yönelik faaliyetlerini durdurmak için mahkeme dosyasına dava dilekçesi ile EK-7 da listesi sunulan şirket müşterilerini telefon, sms, mail yolu ile aramamaları yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı …’in mahkeme dosyasına dava dilekçesi ile EK-7 da listesi sunulan şirket müşterilerine ait hasar dosyalarına ilişkin olarak, Sigorta Kurumları, Tahkim Komisyonlar ve İcra Dairelerindeki dosyalarda her türlü işlem yapma yetkilerinin ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, haksız rekabetin tespiti, meni, refi ve maddi, manevi tazminat davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların müvekkili şirkette çalışırken (davalılardan …’in kadrolu avukat, diğerlerinin müdür ve çalışan) ayrıldıklarını ve müvekkili şirket bilgilerini beraberlerinde götürerek müvekkili şirket müşterilerini arayarak onlara müvekkili şirketi kötülemek, onlardan hasar dosyaları ile ilgili verdikleri vekaletleri iptal ederek davalı …’e ayrı bir vekalet vermelerini isteyerek ve bir kısım müşterilerin vekaletlerini azletmelerini sağlayarak haksız rekabette bulunduklarından bahisle hakszı rekabetin tespiti ve meni ile maddi ve manevi tazminat talep etmiş, davalıların halen devam eden eylemleri nedeniyle müvekkilinin telafisi imkansız zararlarının devam ettiğinden ve etme ihtimali bulunduğundan ihtiyati tedbir yoluyla davalıların müvekkili şirket müşterilerini telefon sms, mail yoluyla aramalarının ve davalı …’in şirket müşterilerine ait hasar dosyalarına ilişkin olarak sigorta kurumları, tahkim komisyonları ve icra dairelerindeki dosyalarda işlem yapma yetkilerinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. TTK’nın 61. maddesinde haksız rekabet davalarında talep üzerine mahkemece mevcut durumun aynen korunmasına, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve diğer tedbirlere HMK’nın ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebileceği belitilmiştir. İhtiyati tedbir genel olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbir için yaklaşık ispat yeterli görülmüş olup sunulan belgelerle talep edenin, davada haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi ve diğer şartlarında varlığı halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Davanın bulunduğu aşamada, dosyada sunulan deliler yaklaşık ispata yeterli olmayıp, uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirmektedir. Tedbir alınmaması halinde telafisi imkansız zararların doğacağına ilişkin yaklaşık ispata yeterli deliller dosyaya sunulmamıştır. Tedbir uygulanmaması nedeniyle zararda bir artış meydana gelmesi halinde zararın tazmini yeniden talep edilebilecektir. Davacının talep ettiği davalılardan …’in davacı şirket müşterilerine ait hasar dosyaları ile ilgili işlem yapmasının engellenmesi yönündeki tedbir talebi doğrudan dava dışı 3. kişilerin haklarını etkileyeceğinden ve tedbir sonucunda dava dışı 3. kişiler yönünden hak kaybına yol açabilecek niteliktedir. Bu tedbirin uygulanmaması halinde telafisi imkansız zararların doğacağına ilişkin yaklaşık ispata yeterli delil de sunulmamıştır. Dosya kapsamı ve yargılamanın bulunduğu aşama dikkate alındığında, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre mahkemece verilen karar gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, istinaf nedenleri yerinde olmadığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,90.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalılardan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf edenler tarafından yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/01/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.