Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/186 E. 2022/86 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/186 Esas
KARAR NO: 2022/86 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2018
NUMARASI: 2016/1334 Esas 2018/541 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı … A.ş tarafından muhtelif bayilere sevk edilen yedek parça emtialarının davalı taşıyıcı şirket sorumluluğu da karayolu ile taşınması sırasında hasarlanması nedeniyle davacı müvekkil sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğun rücuen tazminat alacağının sağlanması amacı ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden (1) nolu taşıyıcı şirket ile onun sigortacısı konumundaki 2 nolu davalı sigorta şirketi aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibin haksız ve mesnetsiz olduğunu, alacaklı müvekkil şirket nezdinde …-…-… numaralı nakliyat abonman blok sigorta sözleşmesi ile sigortalı olan dava dışı sigortalı … A.Ş tarafından yurt içindeki muhtelif bayi ve servislere gönderilmek üzere sevk edilen yedek parça emtialarının nakliye sırasında hasarlandığını, müvekkil sigorta şirketinin izahına çalıştıkları bu rücuen tazminat alacağının tahsili amacıyla davalı şirketler aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını ancak davalı şirketler tarafından iş bu takibe haksız olarak itiraz edilmesi üzerine mahkeme nezdinde itirazın iptali davasını açmak zorunda kaldıklarını, davalıların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesi ile, davacı şirketin davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın müvekkil şirket yönünden reddi gerektiğini, müvekkil şirketin sigortalısı … ile davacı şirket sigortalısı … arasında imzalanan taşıma işleri sözleşmesi gereğince … aleyhine açılan İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/662 E. Sayılı dava dosyasının konusu ve taraflarının aynı olduğunu, davacı şirket tarafından seri dava olarak açılan tüm davaların İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/662 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, davacı şirketin yedek parça hasarına dair taleplerinin hiçbir geçerli yasal dayanağı bulunmadığını, mali mesuliyet sigorta poliçesi ön şartına göre süresinde tespit edilmiş bir hasar bulunmadığını , be nedenle müvekkil şirketin sorumluluğuna gidilmeyeceğini, davacı şirketin kendi poliçelerinin teminatı kapsamında olmayan lütuf ödemesi sayılabilecek ödemeler yaptığını bu nedenle yaptığı ödemelerin rücu talebine konu edilemeyeceğini, davacı şirketin iddia ettiği sorumluluğun müvekkil şirket ve diğer davalı açısından her şekilde TTK ve veya CMR konvansiyonunda düzenlenen şekilde sınırlı sorumluluk olduğunu, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/662 Esas sayılı dava dosyası ile bu taleplerinin reddi halende ise mahkememizde seri halde açılan diğer davalarla birlikte tek bir dosya üzerinden birleştirilmesine, davacının haksız olarak başlatmış olduğu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı haksız takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, davacının haksız olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle İİK 38. Madde gereği %20 den aşağı olmamak kaydıyla davacı hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti sözleşmesinde kararlaştırılan vekalet ücretini tamamen ödemeyi ve ayrıca HMK 329. Maddesi gereğince davacı şirketin disiplin para cezasına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesi ile; görülen davanın ellerine ulaşan tebligatlara göre davacı yanın açtığı aynı konuya fakat farklı tarihlerde açılan onlarca davalardan biri olduğunu, usul ekonomisi gereği davaların birleştirilmesini, dava dışı … şirketinin yedek parçalarının müvekkil şirket tarafından bayilere taşınmasına ilişkin taşımalara ilişkin olduğunu ve buna ilişkin şartların … ile müvekkil … arasında yapılan sözleşmenin davacı yanın sunduğu nakliye sözleşmesinde bulunduğunu, davacı yan tarafından açılan davaların birleştirilmesine, haksız ve dayanaksız iddialara dayalı taleplerin ve icra inkar tazminatı taleplerinin reddi ile davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/05/2018 tarih ve 2016/1334 Esas – 2018/541 Karar sayılı kararında; “…Dosyanını bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde; davacının sigortalıcısı dava dışı şirketin 14/01/2015 tarihinden 02/05/2015 tarihleri arasında bayilerine gönderdiği oto yedek parçalarının taşımasının davalı … A.Ş tarafından yapıldığı diğer davalı … Sigorta şirketinin taşıyıcı davalının Yurt içi taşıyıcı mali ve mesuliyet sigortacısı olduğu davalı taşıyıcı tarafından taşımasının yapıldığı ihtilafsız olan oto yedek parçalarının alıcılarına teslim edildiği teslim esnasında düzenlenmiş hasar tutanağının bulunmadığı, alıcı emrine düzenlenen sevk irsaliyelelerinin çekincesiz olarak imzalandığı dava ve icra takibine konu hasara ilişkin her hangi bir şerhin olmadığı, yine taşımanın tamamlanması ve teslimden sonra hasarın oto yedek parçalarının bulunduğu depoda toplu olarak yapılan inceleme neticesinde eksper raporunun düzenlendiği, eksper raporuna konu 25 adet parçada tespit edilen hasarın 8.137,94TL olduğu, yedek parçaların nakliyat esnasında hasarlandığına dayanak yapılan tutanaklarda geçen yedek parçanın hangi taşıma sonucunda tesliminin yapıldığı hususunun belli olmadığı ayrıca ürüne ilişkin ayrıntılı bilginin yer almadığı bir çok tutanakta hasarın açık tarifinin bulunmadığı bazı tutanaklarda koli sağlam içinden çıkan parça hasarlı seçeneğinin işaretlendiği ambalajı sağlam olan koli içindeki yedek parçanın ne şekilde hasarlandığı hususunun tespit edilemediği, eksper raporlarında yedek parçaların ne şekilde ambalajlandığı hususunun açıklığa kavuşturulmadığı bu nedenle taşımaya konu emtiadaki ambalajın yeterli olup olmadığı hususunun dosya kapsamından tespit edilemediği, dava dışı sigortalının birden fazla yedak parça taşıtmasına rağmen taşınan yedek parçalardan tamamının hasarlanmadığı hasarlanan yedek parçaların taşıma sırasında hasarlandığını gösteren herhangi bir delilin bulunmadığı, hasarın muhtelif tarihlerde dava dışı sigortalının bayii ya da servislerinin uhdesine geçtikten sonra yapılan elleçleme sırasında değil de dağıtım için davalı …’nun sorumluluğu altında icra edilen nakliye sırasında yani taşıma sırasında taşıyıcının sorumluluğunda meydana geldiği ve TTK 889.maddesi uyarınca usule uygun olarak hasar bildiriminin yapıldığı hususların ispatlanamadığı, dolayısıyla da taşıyıcı sıfatı ile davalı …’nun veya …’nun yurt içi taşıyıcı mali mesuliyet sigortacısı olarak … Sigorta Şirketi’nin davacının dava dışı sigortalısı … AŞ ‘ye karşı sorumlu olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine, Kötü Niyet Tazminatı Yönünden ; Her ne kadar davacı davaya konu icra takibi yapmakta haksız ise de kötü niyetli olduğu hususu dosya kapsamındaki deliler ile ispatlanamadığından İİK 67/2 maddesinde düzenlenen ve yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, DAVANIN REDDİNE, İİK 67 maddesi uyarınca yasal şartları oluşmayan Kötü Niyet Tazminatının reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Delil listesinin 7 nolu ekinde ibraz ettikleri üzere, davacı müvekkili şirketin sigortalısı mal satıcısı/taşıtan … A.Ş.ile (…) 1 nolu davalı taşıyan … A.Ş. (…) arasında DELİL SÖZLEŞMESİ niteliğinde olan bir “Nakliye Sözleşmesi” akdedildiğini, Halefiyet/alacağın temliki hükümleri icabı davacı müvekkiline hak ve borçları ile devrolunan bu nakliye sözleşmesinin tarafları olan … ve …, muhtelif hükümlerle birlikte, “Zarar ve Ziyanlar Konusundaki Sorumluluk- Tazminat” başlıklı 7.madde ile T.T.K. ve CMR’nin ilgili maddelerine kıyasla daha geniş hükümler tesis ederek taşınan bir emtiada zarar meydana gelmesi halinde davalı taşıyan … şirketinin sorumluluğunu (kusurunu) ve sorumlu olduğu tutarı bazı kriterlerle belirlemiş durumda olduğunu, Bahse konu “Zarar ve Ziyanlar Konusundaki Sorumluluk- Tazminat” başlıklı 7.maddesinin; Madde 7: ZARAR VE ZİYANLAR KONUSUNDAKİ SORUMLULUK-TAZMİNAT …, yüklenen kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumludur. Kendisinin bu sorumluluğu, … mağazasında yük tesellüm formunun imzalanmasından itibaren başlar ve konuyla ilgili hiçbir şerhde bulunmayıp kaşelerini basan alıcılara teslimata kadar devam eder. Sevkiyatın palet üzerinde yapılması söz konusu olduğu taktirde, sayısını kontrol edebilme imkanı bulunması şartıyla, … palet üzerinde bulunan koli sayısından sorumludur; Hasar görmüş mallar – Açık veya eksik koliler Anlaşmazlık ve Türkiye’de uygulanan kurallara göre alıcı tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasar veya zarar meydana gelmesi halinde, alıcı …’ya şikayette bulunacaktır. Bunun üzerine …, alıcı adına tanzim edilmiş satış faturalarını esas alarak, ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar, alıcıyı tazmin edecektir. Bu referans fatura ve yine tazminat talebi, zararın … tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen …’ nun tazminat talebi için kanıt teşkil edecektir. …, dosya kanıtlayıcı belgeleri de ekleyerek, bütün bayilerinin bir önceki aydaki …’nun yükümlülüğünde olan anlaşmazlıkları içeren aylık bir global fatura gönderecektir. … yükümlü olduğu bütün anlaşmazlık tutarlarını. …’nun faturayı göndermesinden itibaren 30 günlük bir süre içerisinde ödemeyi taahhüt eder. Hasar veya eksik durumda (kısmi veya tam), tekrar teslimat yapma masrafları …’nun yükümlülüğünde olacaktır. …, kendi sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları, masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı tutar. Bu durumda …’nun, bir aylık bir süre içerisinde masrafı kendisine ait olmak üzere imha edilmesi gereken hasarlı parçaları tekrar satması kesinlikle yasaktır. Taraflar, …’nun borçlu olduğu meblağın, yapılmakta olan diğer ödemelerle ilgili bir mahsup konusu teşkil edemeyeceği konusunda kendiliğinden kararlaştırılmış bir şekilde mutabakata varmışlardır. Her durumda, … anlaşmazlıkları doğrudan doğruya …‘nun müşterileri ile görüşmekten kaçınır, bunlar münhasıran … tarafından görüşülür.” şeklinde olduğunu, İşbu 7.maddenin birinci paragrafından (ilk 3 cümle) görüleceği üzere sözleşme tarafları, T.T.K. ve CMR’deki taşıyanın sorumluluğunu düzenleyen hükümlerini genişlettikleri ve davalı taşıyan … Şirketinin, kolilerın sayısından ve iyi durumda olmasından sorumlu olduğunu ve de herhangi bir ayırıma gidilmeksizin yükleme, taşıma ve boşaltma sirasinda meydana gelen tüm ziya ve hasarlardan sorumlu bulunduğunu hüküm altına aldıklarını, Ancak mahkemenin bahse konu Nakliye Sözleşmesi’nin varlığını dikkate almayarak dava konusu emtiaların hasarlanmasından davalı taşıyan …’yu sorumlu tutmadıkları, davanın reddine karar verdiklerini, Mahkemenin, bu ret kararının temel sebeplerini ise hasar tespit tutanaklarında hasar şerhi düşülmemesi, bazı tutanaklarda hasar şerhi olmasına rağmen hangi taşıma sırasında teslim yapıldığının belli olmaması, hasarın açık tarifinin bulunmaması, bazı tutanaklarda “ambalajşarın sağlam,içinden çıkan parça hasarlı” şerhinin anlaşılır olmadığı şeklinde belirlediklerini, Oysa ki hasar tutanaklarında imzası olan araç sürücüleri ifa yardımcısı olduklarını, Yargıtay’ın kökleşmiş hale gelen bir çok içtihatlarında araç sürücülerini ifa yardımcısı olarak kabul etmekte olduğunu, Yargıtay’ın 16.10.2017 tarihli, yeni kararını emsal olarak sunduklarını, Hasar tespit tutanaklarının davalının “…” anteti ile düzenlenmiş olduğu da dikkate alındığında, ifa yardımcısı sıfatındaki araç sürücüleri tarafından imzalanması ile davalı taşıyan, taşıdığı emtianın hasarlandığından haberdar durumda olduğunu, Kaldı ki hasarlı emtialar, sözleşmenin 7.maddesinin 6.paragrafı çerçevesinde davalı taşıyan … tarafından toplanarak kendisine ait … Tuzla Tesisleri’ne (depoya) konulduğunu, Bunun sebebi ise yine 7.maddenin 6.paragrafı icabı davalı taşıyana mal alıcısı bayiler nezdinde hasara uğrayan bütün malları ekspertiz raporunun hazırlanması amacıyla toplama hakkına sahip oluşu olduğunu, Dolayısıyla dava konusu emtianın hasara uğradığı, emtianın davalı taşıyanın depoya alınması ile bellidir ve davalı taşıyan, emtiayı deposunda tutması sebebiyle şüphesiz ki hasarı bilmekte olduğunu, Netice olarak, Türk Ticaret Kanunu ve CMR’deki taşıyanın sorumluluğunu düzenleyen hükümlere kıyasla davalı taşıyana daha geniş sorumluluklar yükleyen sözleşmenin 7.maddesi çerçevesinde davalı taşıyan, kolilerın sayısından ve iyi durumda olmasından sorumlu olduğu ürünlerin nakliyesini, müvekkili şirketin sigortalısı mal satıcısı …’dan teslim alarak mal alıcısı bayilerin hiçbir hasar şerhinde bulunmadan teslim alması aşamasına kadar üstlendiğini, yüklemenin, taşıma ve boşaltma sırasında meydana gelen herhangi bir hasarın hasar tespit tutanakları ile tespit edilmesi halinde ise (ki tekrarlamakta fayda görülerek : kolilerin sayısından ve iyi durumda olmasindan sorumlu olan) davalı taşıyanın oluşan bu hasardan sorumlu olduğunu, Bahse konu “Nakliye Sözleşmesi” ile sözleşme tarafları, davalı taşıyan …’nun tazminat sorumluluğunu, T.T.K ve CMR’de düzenlenen brüt ağırlığının kg başına 8.33 SDR azami değeri yerine, malın uğradığı zarar kadar / mal değeri kadar kararlaştırdığını, Dolayısıyla bir emtia zayi olduğunda, davalı taşıyan, o malın brüt ağırlığı üzerinden Sdr hesabı yapılarak değil, malın değeri her ne kadar ise o tutarda tazminat ile sorumlu olacağını, Sözleşmenin 7.maddesinin ilgili paragrafının; “…, alıcı adına tanzim edilmiş satış faturalarını esas alarak, ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar, alıcıyı tazmin edecektir. Bu referans fatura ve yine tazminat talebi, zararın … tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen …’ nun tazminat talebi için kanıt teşkil edecektir.” şeklinde olduğunu, Ancak mahkemenin, bahse konu Nakliye Sözleşmesini incelemeye almaksızın T.T.K ve CMR çerçevesindeki Sdr hesabına esas teşkil eden, hasarlanan emtianın brüt ağırlıklarını gösterir ilgili belgelerin dosyada bulunmadığına kanaat ettiğini, Oysa Mahkemenin, “Nakliye Sözleşmesi” icabı malın uğradığı zarar kadar / mal değeri kadar tazminat hesabı yapması gerekmekte olduğunu, bu hesap ise ekspertiz raporunda (sayfa 8 ve 9) belli olduğunu, davalı taşıyan …’nun tazminat sorumluluğu, her bir mal alıcısının (bayi) ayrı ayrı kesmiş olduğu iade faturasındaki tutarlar (mal değerleri) kadar olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ile dava vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, nakliyat abonman blok poliçesi kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin, davalı taşıyan ile onun sigortacısından rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vâki itirazların iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, dava dışı sigortalının yurtiçindeki muhtelif bayi ve servislerine gönderilecek yedek parça emtiasının taşıma işini davalı … A.Ş.’nin gerçekleştirdiği ve bu taşıma işinin diğer davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalandığı ihtilafsız olup, uyuşmazlık, sigortalı emtia hasarının 13/01/2015 – 29/04/2015 tarihleri arasında gerçekleşen taşıma sırasında meydana gelip gelmediği noktasında toplanmaktadır. TTK’nun 875.maddesi “ (1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. (2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.” hükmünü haizdir. Dava dışı sigortalı ile davalı … A.Ş. arasında akdedilen Nakliye Sözleşmesinin “Zarar ve Ziyanlar Konusundaki Sorumluluk-Tazminat” başlıklı 7.madddesi; “… yüklenen kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumludur. Kendisinin bu sorumluluğu … mağazasında yük teslim formunun imzalanmasından itibaren başlar ve konuyla ilgili hiçbir şerhde bulunmayıp kaşelerini basan alıcılara teslimata kadar devam eder. … Alıcı tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasar veya zarar meydana gelmesi halinde alıcı …’a şikayette bulunacaktır. Bunun üzerine … alıcı adına tanzim edilmiş satış faturalarını esas alarak ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edecektir. Bu referans fatura ve yine tazminat talebi, zararın … tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen …’ın tazminat talebi için kanıt teşkil edecektir. … kendi sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı tutar….” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davacı tarafça, hasarlı emtiayaya ilişkin hasar tespit tutanakları sunulmuş ise de, sevk irsaliyelerine göre, taşımaya konu emtiaların alıcısı olan bayiilere ve/veya servislere çekincesiz olarak teslim edildiği, teslim belgelerinde hasara ilişkin herhangi bir şerhin bulunmadığı, hasarlanan emtialara ilişkin hasar tutanaklarının emtiaların gönderildiği alıcısı bayii ve servislerde değil, daha sonradan davacının sigortalısı … A.Ş. tarafından kullanıldığı anlaşılan davalı … A.Ş.’ne ait depoda bulunduğu sırada tanzim edildiği, hasar tespit tutanaklarında hasar ayrıntılarına ve hasarın ne zaman meydana geldiği konusunda ayrıntıya veya bilgiye yer verilmediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça söz konusu emtianın ne şekilde ve hangi nedenle davalı … A.Ş.’ne ait depoya götürüldüğü, sigortalı ile … A.Ş. arasında taşıma sözleşmesi yanında depolama sözleşmesi de olup olmadığı hususlarına açıklık getirilmediği gibi, emtianın alıcısına teslimi sırasında düzenlenen veya davalı taşıyanın hasarın taşıma esnasında meydana geldiği hususunda kabulünü içeren herhangi bir tutanak sunulmadığından davaya konu hasarın davalının taşıması esnasında meydana geldiğinin dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamamıştır. Kaldı ki dosyaya ibraz edilen tutanakların önemli bir bölümünde, kolinin sağlam olduğu ancak içinden çıkan parçanın hasarlı olduğu belirtilmiş olup, oysa sözleşmeye göre davalı taşıyan kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumludur. O halde davacı tarafça emtiadaki hasarın davalıların sorumluluğunu gerektirdiği hususunun kanıtlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesince davanın reddi yönünde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/01/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.