Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1844 E. 2020/1571 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1844
KARAR NO : 2020/1571
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2020
DOSYA NUMARASI: 2018/396 Esas – 2020/277 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ : 30/12/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait olan ve davalı firmadan satın alınan … marka … plakalı aracın, 18.900 KM. de iken arıza sonucu yolda kaldığını, araç markasının yetkili servisi olan dava dışı … San. Tic. A.Ş ye ait servis istasyonuna 19/11/2017 tarihinde çekildiğini, araç üzerinde inceleme gerçekleştiren dava dışı yetkili servisin, şifahen aracın mekanik arızası bulunduğu, garanti kapsamında onarımının yapılmayacağını, talep edilmesi halinde ücreti mukabili hasar onarımının giderilebileceğini müvekkili firmaya ilettiğini, ayrıca aracın arızasının garanti kapsamı dışında olduğuna dair davalının talimatı olduğunu şifahi olarak söylediğini, yetkili servise 08/12/2017 tarihinde fatura mukabili 106,20 TL çekici ücreti ödendiğini, bilahare aracın yine çekici marifetiyle dava dışı …san. Ve Tic. Ltd. Şti’ye ait servis istasyonuna nakledildiğini, aracın onarımına başlanmasından evvel Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/248 D. İş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını, bilirkişi raporunda, araçtaki arızanın imalata dayalı bir arıza olduğunun tespit edildiğini, araçtaki arızanın kullanım kaynaklı olmadığı, imalat hatasından kaynaklı arıza olduğu tespit edilmiş olmakla, arızasının garanti kapsamında onarılması gerektiği halde davalı tarafından garanti kapsamı dışında değerlendirildiğini, fatura mukabili aracın onarımını gerçekleştiren … San.veTic.Ltd. Şti’ye 12.750,49 TL ödendiğini, aracın onarılıp müvekkiline teslim edilmesinin ancak 31/01/2018 tarihinde mümkün olduğunu, aracın yetkili servise girdiği tarih ile onarım sonrası müvekkiline teslim tarihi arasında 73 gün geçtiğini, araç kiralama işiyle iştigal eden müvekkilinin, 1 günlük araç kiralama sebebiyle 136,00 TL kazanabilecekken 73 gün, bu araçtan kiralama ücreti kazanamadığını, bu suretle (136,00 TL * 73 ) 9.928,00 TL kazanç kaybına uğradığını, delil tespiti dosyası harç ve masraflarına da toplamda 944,40 TL ödemek zorunda kaldığını, çekici ücreti, hasar onarım bedeli, kazanç kaybı, delil tespiti dosya masraflarından doğan müvekkili firma zararının toplam 23.729,09.TL olup, bu bedelin ödenmesinin ihtarname ile davalıdan talep edilmesine rağmen, ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, toplam 23.729,09.TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu aracın onarımını müvekkilinin yapmadığını, onarım faturası düzenlemediğini, aracın satıcısının da müvekkili olmadığını, müvekkilinin … Marka aracın yalnızcı dağıtıcısı olduğunu, üreticisi olmadığını, davanın konusu, fatura bedelinin iadesi olduğundan, davanın aracın faturasını düzenleyen … Tic. Ltd. Şti ye karşı açılması gerektiğini, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, davanın, hak düşümü nedeniyle reddi gerektiğini, davacının faturaya süresi içerisinde itiraz etmediğini, aracın, kayıtlara göre 2 adet kazası bulunduğunu, dava konusu araçta üretim kaynaklı bir arıza veya herhangi bir ayıp bulunmadığını, aracın tamamen kullanıcı hatasından dolayı arızalandığını, kullanım hatası nedeniyle meydana gelen arızaların, garanti kapsamı dışında olduğunu, Değişik İş dosyası üzerinden yaptırılan keşif neticesinde sunulan tespit raporunun delil olma vasfına haiz olmadığını, davacının maddi tazminat taleplerinin de yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/07/2020 tarih ve 2018/396 Esas – 2020/277 Karar sayılı kararı ile; ” Mahkememizce taraf teşkili usulüne uygun olarak sağlanmış, ön inceleme duruşması yapılmış ve uyuşmazlık;Taraflar arasında davacının davalıdan satın aldığını iddia ettiği … plakalı aracın 19/11/2017 tarihinde arızalanması sonucu aracın yetkili servis olduğu iddia edilen dava dışı … aracın arızasının garanti kapsamında olmadığından tamirinin yapılmaması üzerine davacı tarafından araçtaki arızanın ve onarımın dava dışı … yaptırması nedeniyle ödemiş olduğu 12.750,49TL onarım ücreti aracın serviste kaldığı iddia edilen 73 gün boyunca davacının uğramış olduğunu iddia ettiği 9.928,00TL kazanç kaybını, yaptırmış olduğu delil tespiti için ödediği 944,40TL dosya masrafını ve 106,20TL çekici ücretini davalıdan isteyip isteyemeyeceği, davalının bu zararlardan sorumlu olup olmadığı şeklinde tespit edilmiştir. Celp ve tetkik olunan ve dava dışı … oto tarafından davacı adına düzenlenen 31/01/2018 tarihli faturanın incelenmesinde fatura içeriğinin davacıya ait … plakalı araca ilişkin yapılan tamire ilişkin fatura bedelinin 12.750,49 TL olduğu tespit edilmiştir. Dosyada mevcut … plakalı aracın ruhsat bilgilerine göre aracın davacı şirket adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Celp ve tetkik olunan dava dışı ve … Yetkili Servisi olduğu, davalı tarafından sunulan Garanti Belgesi kapsamında dosyaya sunulan belgelerden anlaşılan … Otomotiv tarafından düzenlenen e-faturanın davacı adına düzenlendiği, fatura içeriğinin … plakalı aracın çekici ücretine ilişkin olduğu fatura bedelinin 106,7 TL olduğu görülmüştür. Mahkememizce … plakalı aracın tramer kayıtları celp olunmuştur. Dava dışı … Otomotive … plakalı araca ait onarıma ilişkin tüm evraklar celp edilmiştir. Celp ve tetkik olunan Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2017/248 D. İş. sayılı dosyanın incelenmesinde makine mühendisi bilirkişi tarafından dava konusu araç üzerinde yerinde inceleme yapıldığı, araç üzerinde yapılan incelemede triger kayışının sağlam olduğu ancak krank kasnağı kamasının kırık olduğu, aracın kullanım hatasına bağlı olmayan tamamen krank kasnağı kamasının kırık olmasına bağlı olarak ve 18.900 km kullanım mesafesi katettikten sonra ortaya çıkan arızanın imalata dayalı bir arıza olduğu ve satın alanın yeterli ve makul bir süre incelemesiyle anlaşılamayacak nitelikte olması sebebiyle aracın ayıplı sayılması gerektiği, araçta meydana gelen arıza nedeniyle onarım bedelinin 12.750,49.TL olabileceği ve aracın 7 iş gününde onarılabileceği yönünde rapor alındığı görülmüştür. Mahkememizce dava konusu aracın günlük kazancının tespiti yönünden Türk Oto Kiralama Kuruluşları derneğine müzekkere yazılmış olup dava konusu aracın 1 günlük ortalama kira bedelinin 118 TL KDV dahil olduğu yönünde cevap verilmiştir. Mahkememizce makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu 10/06/2019 tarihli raporunda dava konusu … plakalı aracın internet üzerinden yapılan sorgulamada 18/11/2017 tarihinden öncesine ait hasar kaydının bulunmadığı, aracın 2016 model … Marka araç olduğu, hasar tarihinde 18.900 KM de bulunduğu, d.iş. Dosyasıyla tespit edilen hasar onarım bedelinin serbest piyasa koşullarında kaza tarihi itibariyle kabul edilebilir makul fiyat aralığında ve dosya kapsamına uygun olduğu, araca ait dosya kapsamında yapılan tespitlere göre işçilik kalemlerinin şekli ve niteliği, tespiti yapılan hasarın şekli ve niteliği dikkate alındığında hasar onarım süresinin makul süresinin 7 gün olabileceği, serbest piyasa koşullarında dava konusu alacağın muadillerinin günlük kiralama bedelinin arıza- hasar tarihi itibariyle ortalama 90 TL civarında olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir. Mahkememizce makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu 10/06/2019 tarihli raporunda dava konusu … plakalı aracın internet üzerinden yapılan sorgulamada 18/11/2017 tarihinden öncesine ait hasar kaydının bulunmadığı, aracın 2016 model … Marka araç olduğu, hasar tarihinde 18.900 KM de bulunduğu, d.iş. Dosyasıyla tespit edilen hasar onarım bedelinin serbest piyasa koşullarında kaza tarihi itibariyle kabul edilebilir makul fiyat aralığında ve dosya kapsamına uygun olduğu, araca ait dosya kapsamında yapılan tespitlere göre işçilik kalemlerinin şekli ve niteliği, tespiti yapılan hasarın şekli ve niteliği dikkate alındığında hasar onarım süresinin makul süresinin 7 gün olabileceği, serbest piyasa koşullarında dava konusu alacağın muadillerinin günlük kiralama bedelinin arıza- hasar tarihi itibariyle ortalama 90 TL civarında olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı beyanıyla birlikte 28/11/2019 tarihli duruşmada dava konusu araç üzerinde keşif yapılması talebinde bulunmuş ise de dava konusu aracın davacı tarafından 2018 yılında satıldığı beyan edilmekle araç üzerinde keşif yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Yargı yetkisini, Anayasanın 9. maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller bilirkişi raporu, araç servis kayıtları, tramer kayıtları, garanti belgesi iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; 12.750,49 TL hasar bedeli, 106,20 TL çekici ücreti, 944,40 TL delil tespiti masrafı ve 700,00 TL kazanç kaybı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Fazlaya ilişkin istemin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı …Anonim Şirketi tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı …Satış A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Husumet itirazlarının kabul edilmediğini, davaya konu aracın üreticisi ve satıcısının müvekkil olmadığını, müvekkilinin, davacının kullanımındaki Renault marka aracın yalnızca dağıtıcısı olduğunu, … A.Ş.’nin hizmet veren konumunda olmadığı ve davacı ile arasında hiçbir sözleşmesel ilişki bulunmadığını, bu nedenle Genel Hükümler gereği sorumluluğun müvekkiline atfedilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin, davada sorumluluğu bulunmayacağını, Davanın konusu, araca verilen servis hizmeti olup, eser sözleşmesinin söz konusu olduğunu, davacının, servis hizmetini veren, “…San. Tic. A.ş.”ye davasını yöneltmek yerine, aracın distribütörüne husumet yönelttiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte araçta ayıp olduğu varsayılsa bile tacir olan davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu konuda araştırma yapılmadığını, zamanaşımı itirazlarının kabul edilmediğini, dosyadaki bilirkişi raporunun hatalı ve eksik incelemeye dayandığını, araç üzerinde keşif yapılmadan aracın ayıplı olduğuna karar verilmesinin, raporun bilimsellikten uzak olduğunu gösterdiğini, gıyaplarında yaptırılan ve kendileri tarafından itiraz edildiği için kesinleşmeyen tespit raporunun, davada delil olarak kullanılamayacak olmasına rağmen bilirkişinin sadece bu tespit raporunu tekrarlamakla yetindiğini, Dava konusu araçta üretim kaynaklı bir arıza veya herhangi bir ayıp bulunmadığını, aracın tamamen kullanıcı hatasından dolayı arızalandığını, araç sürekli kullanıcı değiştiren kiralık bir araç olduğu için davacının aracın nasıl kullanıldığını bilmesinin mümkün olmadığını, aracın arıza günü servis formunda sağ arka kapısının ve tamponunun ezik olduğunun tespit edildiğini, araç kazalı olmasına rağmen bunun tramer kaydında gözükmediğini, aracın kayıtlara geçmeyen bu kazasının araçta oluşan arızaya etki edip etmediğinin araştırılması gerekirken bunun yapılmamasının hatalı olduğunu, kullanım hatası nedeniyle meydana gelen arızaların, garanti kapsamı dışında bulunduğunu, yetkisiz yerde yapılan onarıma dair faturanın esas alınmasının hakkaniyete aykırı bir karar verilmesine neden olduğunu, kazanç kaybının davacı, tüketiciymiş gibi hesaplandığını, oysa davacının araç kiralama şirketi olduğunu, davacı şirketin hesaplarının incelenerek kazanç kaybının hesaplanması ve hesaplanan günlük kira bedelinden amortisman indirimi yapılması gerektiğini, davacının kazanç kaybının hesaplanması için davacının şirket defterlerinin ve hesaplarının incelenmesi gerektiğini, ayrıca hesaplanan günlük kira bedelinden, aracın kullanılmaması dolayısıyla ortaya çıkan amortisman bedelinin düşülmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ayıplı araç satışı iddiasından kaynaklanan tazminat ve alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 297 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Anılan Yasa’nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler.(Yargıtay 11. HD 2019/3137 Esas 2020/3699 Karar) Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da kanun yolu incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Somut olayda; mahkemece, “toplanan/sunulan deliller, bilirkişi raporu, araç servis kayıtları, tramer kayıtları, garanti belgesi iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip değerledirildiğinde” denilmesine rağmen, mahkemece yapılmış hiç bir değerlendirmenin bulunmadığı, kabul ve red edilen kısımların hangi gerekçeyle kabul edildiği, hangi gerekçeyle red edildiğinin açıklanmadığı, deliller tartışılarak, hüküm sonucuna ne suretle ulaşıldığı, gerekçesinin ne olduğu hususlarında bir kanaat bildirilmediği görülmektedir. Mahkemece, davacının dava dilekçesinde sıraladığı alacak ve tazminat talepleri ile dayanağı olan deliller ayrı ayrı değerlendirilerek her bir alacak ve tazminat talebi yönünden yeterli ve denetime elverişli gerekçelerle sonuca varılması gerekirken, gerekçesi açıklanmadan karar verilmesi, mahkeme kararlarının gerekçeli olması gereğine ilişkin Anayasal ve yasal düzenlemelere aykırılık oluşturmaktadır. 28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Kanun no’lu 22/07/2020 kabul tarihli Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 35. mad. uyarınca; “6) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Bu nedenle, 6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298 maddelerine uygun biçimde gerekçeli karar yazılarak hüküm kurulması bakımından, HMK’ nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine, kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2020 tarih 2018/396 Esas 2020/277 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 235,69 TL ( 161,8 TL + 73,89 TL ) istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/12/2020 tarihinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.