Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1840 E. 2020/1572 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1840
KARAR NO : 2020/1572
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2020 ( Ara Karar )
DOSYA NUMARASI : 2020/852 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/12/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesap oluşturulduğunu, davalı şirketin, yapmakta olduğu iş kapsamında müvekkili şirketten 46.363,82.-TL’lik çeşitli ürünler satın aldığını, sunmuş oldukları cari hesap ekstresinden de görüleceği üzere bir kısım ödemeler yapıldığını ancak bakiye 6.144,07.-TL alacağın ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine de itiraz edildiğini belirterek, öncelikle müvekkili şirketin alacağı rehinle de temin edilmediğinden davalı/borçlunun mal kaçırma ihtimaline binaen müvekkili şirketin alacağına yeter miktarda davalı/borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının, mevduat ve vasıtalarının üzerine uygun görülecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir/haciz kararı verilmesini, davalının İstanbul Anadolu …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin 8.870,02.-TL asıl alacak ve ferileri yönünden devamına ve müvekkili lehine icra inker tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 11/11/2020 tarih ve 2020/852 Esas sayılı ara kararı ile; ” …sunulan deliller, talep dilekçesi ekinde sunulan belge(ler), iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; talep edenin alacağının varlığını ispata yarayacak yeterli delil sunulmamış olması; alacağın muaccel olup olmadığı, yargılamaya gerektirdiğinden ve varsa alacağın miktarı net olmayıp ancak yargılama sonucunda ortaya çıkacağından, yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde ve İİK 257 ve 258 maddesinde düzenlenen yasal şartları oluşmayan ihiyati haciz talebinin REDDİNE karar verilmesi gerektiği … ” gerekçeleri ile; ” 1-) İhtiyati haciz mahiyetinde talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, İhtiyati haczin yasal koşulları bulunduğunu, verilen ara kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin davalıdan faiz ve fer’ileri hariç 6.144,07.-TL bakiye alacağı bulunduğunu, bu hususun dava dilekçeleri ekinde bulunan cari hesap ekstresi ile sabit olduğunu, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı üzere “yaklaşık ispat” yükümlülüğünün yerine getirildiğini, mevzuatın tam ispat şartını değil yaklaşık ispatı yeterli gördüğünü, müvekkili şirketin alacağının vadesinin geldiğini ve vadesi üzerinden de uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen borcunu ödemediğini, müvekkil şirketin alacağının rehinle de temin edilmediğini, müvekkil şirketin ileride alacağını tahsil edememe ihtimali/ riski de bulunduğunu, bu nedenle davalının mal kaçırmasına meydan vermemek için ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, taleplerinin reddedilmiş olmasının usule ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin 11.11.2020 tarihli İhtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak, uygun görülecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. İİK 257. maddesi, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir hükmünü haizdir. İİK’nın 258/I. maddesinin ikinci cümlesinde; “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur,” şeklinde yapılan düzenleme ile, alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir.Somut olayda; davacı tarafça bakiye cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali için dava açılmış olup, tarafların karşılıklı olarak edimlerini yerine getirip getirmedikleri, alacağın varlığı ve miktarının tespitinin yargılamayı gerektirdiği, bu kapsamda mevcut delil durumuna göre İİK’ nın 257/I. maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin takdirine göre kurduğu hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alnımasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/12/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.