Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1835 E. 2020/1555 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1835 Esas
KARAR NO : 2020/1555 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ(DENİZCİLİK VE İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
NUMARASI : 2019/388 Esas – 2020/203 Karar
TARİH: 02/10/2020
DAVA: İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davadışı sigortalı … San. Ve Tic. A.Ş arasında nakliyat emtia sözleşmesi akdedildiğini, sigortalı …. San. Ve Tic. A.Ş tarafından Ukrayna’da mukim dava dışı …Ltd. isimli şirkete 05/06/2018 tarih, … nolu fatura ile çekirdeksiz üzüm emtiası satıldığını, çekirdeksiz üzüm emtiasının İzmir/Türkiye limanından Odessa/Ukrayna Limanına deniz yolu ile taşıma işinin davalı şirket tarafından taahhüt edildiğini, çekirdeksiz kuru üzüm emtiasının “…” gemisi ile taşındığını, emtianın varma limanı olan Odessa/Ukrayna’da gemiden tahliyesi sırasında alıcı tarafından yapılan kontrollerinde konteynerin tavan bölümünde deliklerin bulunduğunu ve bu deliklerden konteyner içerisine giren suyun çekirdeksiz kuru üzüm emtiasında hasar meydana getirdiğinin tespit edildiğini, hasarın belirlenmesinin ardından konteyner hasar tutanağı düzenlendiğini ve davalı şirketin de sigortalı … San. Ve Tic. A.Ş ne hasar ile ilgili bilgi verildiğini, davalının emtiada oluşan hasardan taşıyan sıfatıyla sorumlu olduğunu, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına yetki itirazı yapılmış ise de hasar ihbarının davalı şirketin İstanbul Şubesi’ne iadeli taahhütlü olarak bildirildiğini ve davalı şirket tarafından bu mektubun kabul edildiğini ve herhangi bir itiraz ileri sürülmediğini beyanla davalı tarafça yapılan haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava konusu deniz taşımasının … isimli gemi tarafından …. nolu konişmento kapsamında yapıldığını, ilgili konişmentonun 5. maddesinde tarafların işbu taşıma sözleşmelerinden kaynaklanan her türlü uyuşmalıklar bakımından İzmir Mahkemeleri’nin yetkili olacağının açıkça düzenlendiğini, bu nedenlerle davanın yetki yönünden reddine, acenteye karşı doğrudan dava açılamayacağından davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, ayrıca emtiaların taşıma sırasında hasarlandığına ilişkin herhangi bir tutanak ya da bu yönde sair bir belge ya da delil bulunmadığını, müvekkili şirketin hasardan sorumlu olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını beyanla davanın öncelikle yetki yönünden, itirazları doğrultusunda husumet ve zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 02/10/2020 tarih 2019/388 Esas – 2020/203 Karar sayılı kararında;”Dava; davacı sigorta şirketine nakliyat abonman sigorta poliçesi tahtında düzenlenmiş nakliyat emtea sigorta poliçesi ile sigortalı yükün deniz yolu ile yapılan taşımasında yükte meydana gelen hasar nedeniyle davacının sigortalısına ödediği tazminatın zarar sorumlusundan TTK nun 1472.maddesi gereğince rücuen tahsili istemine ilişkindir.Davalı vekili tarafından HMK ‘nun 6. maddesindeki genel yetki şartına göre icra dairesinin yetkisine, konişmentodaki yetki klozuna göre de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş ise de, icra takibinin …AŞ’nin şubesinin bulunduğu İstanbul İcra Dairelerinde başlatıldığı, HMK ‘nun 14/1.maddesine göre şubenin bulunduğu yerdeki icra dairesinin yetkili olduğu nedeniyle icra takibine ilişkin yetki itirazı yerinde görülmemiştir. Dosyada mevcut konişmentonun incelenmesinde 5.maddede “işbu konişmento kapsamında taşıyan aleyhine zuhur edebilecek olan her nevi talepleri Türk Hukukuna göre ve taşıyan ve tacirin başvurmayı kabul etmiş oldukları yegane inhisari yetkiye sahip İzmir Mahkemelerince çözüme kavuşturulacaktır.” hususuna yer verildiği, TTK nın 1237/1.maddesinde taşıyan ile konişmento hamili arasındaki hukuki ilişkilerde konişmentonun esas alınacağının belirtildiği, davacı sigorta şirketinin sigortalısı tarafından kabul edilen bu madde nazara alındığında davacı sigorta şirketinin TTK. 1472. maddesi gereğince sigortalısının halefi durumuna geçtiği, bu maddenin sigorta şirketi yönünden de geçerli ve bağlayıcı olduğu, HMK nun 17.maddesinde tacirler veya kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemede açılacağının düzenlendiği dikkate alınarak, davalı şirketin yetki itirazının yerinde olduğu ve İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğu kanaatine varılmakla,…”gerekçesi ile, Dava dilekçesinin mahkememizin yetkisizliği nedeniyle usulden reddine, kararın kesinleşmesi ile dosyanın HMK nın 20. Maddesi gereğince talep halinde yetkili İzmir Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazın geçerli olabilmesi için tedavül edilebilen bir konişmento bulunması gerektiğini,Dosyaya sunulan evrakın konişmento değil deniz yük senedi niteliğinde olduğunu, deniz yük senedi üzerinde taşıyan kısmında management İstanbul yazdığını ve mahkemenin yetkili olduğunu gösterdiğini, deniz yük senedinin ön yüzü cirolanmış iken arka yüzünde müvekkili şirketin imzasının olmadığını, Deniz yük senedinin arka yüzünde ye alan Müvekkili Şirket’in sigortalısının imza ve kaşesinin bulunmadığını, tarafların iradesi uyuşmazlığın İzmir’de görülmesi yönünde oluşmadığını,İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır.Davacı vekili, müvekkili şirkete sigortalı dava dışı sigortalı tarafından ihraç edilen emtianın alıcısına ulaştırılmak üzere davalı tarafça deniz yoluyla taşındığını, emtianın hasarlandığını, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, ödenen hasar bedelinin rucüen tahsili için yapılan takibe davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece yetkisizlik nedeniyle usulden red kararı verilmiş karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davaya konu taşımaya ilişkin konişmentonun 5. Maddesinde söz konusu taşımadan kaynaklanacak uyuşmazlıklarda İzmir mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlenmiş olup, taraflar tacir olduğundan taşıma sözleşmesinde yazan yetki kuralı HMK’nın 17. Maddesi gereğince tarafları bağlayacaktır. Davacı dosyaya sunulan konişmento dışında taraflar arasında imzalanmış ayrı bir deniz taşıma sözleşmesi sunmamıştır. Deniz yük senedi zaten konişmento olup, dosyaya sunulan dışında farklı bir konişmento veya deniz yük senedi bulunduğu ileri sürülmediği gibi belge de sunulmamıştır. Konişmento taraflar arasında düzenlendiğinden konişmento arkasında yazılı bulunan yetki sözleşmesi de tarafları bağlayıcı niteliktedir. İtirazın iptali davalarında yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun takip yapılması dava şartı olduğundan, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz incelenmelidir. Mahkemece HMK’nın 14/1 maddesi gereğince şubenin bulunduğu yer icra dairesinin de yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz reddedilmiştir.HMK’nın 14/1 maddesinde öngörülen şubenin bulunduğu yer icra dairelerinin yetkili olabilmesi için işlemin şube tarafından yapılmış olması gerekir. Dosyaya sunulan navlun faturasında faturayı düzenleyen davalı şirket merkezi olup fatura adresi İzmir’dir. Şube tarafından deniz taşıma sözleşmesi düzenlendiğine ilişkin bir belge dosyada mevcut değildir. Ayrıca davaya ve takibe konu taşıma sözleşmesi şube tarafından yapılmış olsa bile konişmentoda yer alan ve mahkemenin kabul ettiği yetki sözleşmesi ile taşımadan doğacak uyuşmazlıklarda İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Yapılan bu yetki sözleşmesi sadece mahkemeleri değil icra dairelerini de belirler. İİK 50. Maddesi de takipte yetkiye ilişkin olarak HMK’nın yetkiye ilişkin düzenlemelerine yollama yapmıştır. Yani takip hususunda yetkili icra dairesinin beliirlenmesinde HMK’nın yetkiye ilişkin hükümleri uygulanacaktır. HMK’nın 17. Maddesine göre de usulüne uygun yetki sözleşmesi bulunması halinde takip ancak yetki sözleşmesinde belirlenen icra dairesinde yapılabilecektir.Buna göre konişmentoda yer alan yetki sözleşmesi gereğince takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığından söz edilemeyecektir. Davalı borçlu süresinde icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğinden ve itirazın iptali davasının gürülebilmesi şartlarından birisi de usulüne uygun yapılmış bir icra takibine süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durmuş olması olduğundan mahkemece davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile icra dairesinin yetkisine itirazın reddedilerek, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi hatalı olmuştur.Dava şartlarının bulunup bulunmadığını mahkeme resen gözeteceğinden ve bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan istinaf incelemesinde de resen gözetileceğinden HMK’nın 355. Maddesi gereğince resen gözetilen sebeple davalı istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 02/10/2020 tarih ve 2019/388 Esas, 2020/203 Karar sayılı kararının HMK’nın 355, 353/1-a4 ve 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 1-Davanın HMK.’nın 114/2 ve 115 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Kanununa göre ilk derece mahkemesi yönünden alınması gereken 54,40 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 114,11 TL harçtan mahsubu ile bakiye 59,71. TL’ nin talep halinde davacıya iadesine, 3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ nin 7/2. fıkrası uyarınca 801,80.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan 56,00.TL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,5-Bakiye gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN : 6-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 7-Davacı tarafından sarf edilen 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 32,50. TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam: 181,10 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 9-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/12/2020 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.