Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1829 E. 2022/1787 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1829 Esas
KARAR NO: 2022/1787 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/569 Esas – 2020/464 Karar
TARİH: 08/09/2020
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin her türlü yabancı ve terli kitap vb. Yayının basım ve dağıtımını yaptığını, davalı firmanın ise eğitim kurumu olduğunu ve müvekkili şirketten kitap tedarik ettiğini, müvekkilinin bu ticari ilişkiden kaynaklı 53.373,99 TL borcunun bulunduğu için icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ederek tabini durduğunu, itirazın kötü niyetli olduğunu, bu nedenle borca yapılan itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, akdi ve cari hesap bakımından bir ilişki bulunmadığını ve herhangi bir faturanın tebliğ edilmediğini, bu sebepten ötürü haksız ve kötü niyetli davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 08/09/2020 tarih ve 2019/569 Esas – 2020/464 Karar sayılı kararında;”….Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre ; bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte bilimsel ve yeterli teknik nitelikte olduğu görülmüş,Davanın kabulü ile ;İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline,kabul edilen asıl alacak miktarı olan 53.373,99 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, Davanın kabulü ile; 1-İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, 2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 53.373,99 TL üzerinden hesaplanacak %20 icara inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul yönünden ret edilmesi gerektiğini, Dava dilekçesi ve delil listesinin HMK’ya uygun olmamasının bozma sebebi olduğunu, Müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin teslim ettiği ürünleri verdiği hizmeti yerel mahkemede ispat edemediğini, Eksik inceleme yaparak hukuka aykırı hüküm kurduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine18/12/2018 tarihli cari hesap alacağı dayanak gösterilerek 53.373,99 TL. alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, taraf ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır.Dosya kapsamından taraflar arasında TTK. 94 Madde kapsamında cari hesap sözleşmesi olmadığı anlaşılmıştır.Davaya ve takibe konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’ nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.) Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, 6100 Sayılı HMK.’ nın 222 maddesi uyarınca kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı,sahibi ve halefleri aleyhine delil sayılır. HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemeleri de gözetildiğinde; Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 53.373,99 TL. Alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya 52.647,20 TL. Borçlu olduğu, aradaki farkın davacı tarafından davalıya düzenlenen 12/10/2018 tarih ve 428,78 TL. Miktarlı, 13/10/2018 tarih ve 55,72 TL. Miktarlı, 17/10/2018 tarih ve 242,45 TL. Miktarlı 3 adet faturadan kaynaklandığı, taraf defterleri arasındaki uyuşmazlığa sebep olan 3 adet faturanın teslim alan kısmında 2 adet faturada …’in, diğer faturada ise … imzasının bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece SGK’dan getirtilen davalı şirket çalışan bilgileri incelendiğinde her iki teslim alan kişinin de davalı şirket çalışanı olduğu ve bu nedenle tarafların ticari defterleri arasındaki farka neden olan 3 faturaya konu malın da davacı tarafından davalıya teslim edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda ispat külfeti davalı tarafta olup, tüm bu değerlendirmeler ışığında, davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan borcun ödendiğini kanıtlaması gerekmektedir. Davalı tarafından ödeme yapıldığına dair ödeme belgesinin sunulmadığı anlaşılmakla; İlk Derece Mahkemesinin kabul ve gerekçesine göre davalı vekilinin aksi yöndeki tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı,kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.645,97.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 1.000,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.645,97.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.