Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1806 E. 2022/1902 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1806 Esas
KARAR NO: 2022/1902 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/471 Esas – 2020/356 Karar
TARİH: 08/09/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili tarafından davalıya 13/12/2017 tarihinde bilgisayar yazılım ürünü satıldığını, buna istinaden 20/12/2017 tarihinde davalı adına 15.866,63TL bedelli faturanın kesildiği, faturaya süresi içerisinde itiraz edilmediğini, davalı tarafından bu faturaya istinaden iade faturası kesildiğini, müvekkilinin bu faturaya itiraz ettiğini, müvekkilince kesilen faturanın ödenmesi için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkilince davalıya hizmet verildiğini, nitekim servis formlarının da bunun delili olduğunu beyan ederek; itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, etkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, bu davanın zamanaşımına uğradığını, davacının yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, eksik ifa nedeniyle müvekkilinin sözleşmeyi tek taraflı fesh ettiğini, davacının söz konusu yazılım programının kurulumuna başladığını, ancak tamamlamadığını ve teknik destekte vermediğini, bunun üzerine müvekkilinin iade faturasını kestiğini beyan ederek; davanın reddine ve davacı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 08/09/2020 tarih ve 2018/471 Esas – 2020/356 Karar sayılı kararında; “….Mahkememizce, tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda; davalının, takibe konu faturayı defterlerine kaydetmesi, davacı tarafından sunulan servis formlarının faturaya konu yazılımın teslimi tarihinden sonra olması, servis formlarında davalıya verilen hizmetlerin kalem kalem sayıldığı, servis formlarının davalı adına imza altına alınması göz önünde bulundurularak, davacının, davalıya taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan hizmetleri verdiğine kanaat edilerek davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Öte yandan İİK’ nın 67/2.maddesinde itirazın iptali davasında borçlu- davalının itirazın haksızlığına karar verildiği taktirde borçlunun diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumu ve davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre hükmolunan meblağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edileceği düzenlenmiş olup, somut olayda takip konusu alacak likittir. Bu nedenle davalı aleyhine asıl alacak miktarının %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, 1-Davacının Davasının KABULÜ İLE Davalının İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 15.866,63-TL üzerinden devamına,Asıl alacağın % 20 si olan 3.173,33-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının eksik inceleme neticesinde kurulduğunu, Müvekkilinin, ticari işletme işlettiğini, tüm bilgilerini güncel tutma yükümlülüğü bulunduğunu ancak davacı şirket tarafından yükümlülüklerinin eksik ifa edilmiş olması nedeniyle müvekkili şirketin, müşterilerine karşı zor durumda kaldığını ve ticari faaliyetlerinde aksaklıların meydana geldiğini, Takip konusu faturanın dayandığı hizmete ilişkin sözleşmenin 4.1.maddesinde, Sentez satın alınan yazılımı 13/12/2017 tarihinde kullanıcıya teslim etmeyi taahhüt ettiğini, devamında Sentez’in bu taahhüdünü yerine getirdiği anda, ödemenin işbu sözleşmenin 7.maddesinde belirtildiği şekilde kullanıcı tarafından yapılacağı hususunun yer aldığını, davacı şirket tarafından verilen taahhütlerin tamamıyla yerine getirilmeyip, müvekkili zor durumda bırakıldığından; söz konusu sözleşme tek taraflı olarak feshedildiğini, bu durumun araştırılmaksızın yerel mahkemece hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, Davacı tarafından, işbu sözleşmede belirtilen yazılımı teslim etme/kurulumunu yapma taahhüdünü yerine getirmeden müvekkili şirket adına … numara, 20.12.2017 tarihli 15.866,63-TL tutarında fatura düzenlendiğini, davacı firmanın söz konusu kuruluma başladığını, ancak tamamlamamış ve teknik destekte de bulunmadığını, müvekkilinin hem zor durumda kalmış hem de büyük zarara uğradığını, bu nedenle 03.04.2018 tarihinde 15.866,63-TL tutarında … numaralı iade faturası düzenlendiğini, Sözleşme konusunun eksik ifa olması nedeniyle kesilen iade faturalarına karşılık davacı şirket tarafından mahkeme dosyasına sunulan … numara, 11.04.2018 tarihli 15.866,63-TL tutarında fatura kesildiğini ve buna istinaden yine mahkeme dosyasına sunulan 13.04.2018 tarihinde 15.866,63-TL tutarında … numaralı iade faturası düzenlendiğini, davacının, sözleşmenin 6.1.madde uyarınca belirtilen şartlara aykırı hareket etmesi sebebiyle satış sözleşmesi ile elde edilen tüm hak ve sorumlulukların ortadan kalktığını, sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini ve iş bu fesih bildiriminin Ankara …Noterliğinin 13 Nisan 2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı tarafa bildirildiğini, bu durumun incelenmeksizin davacı yanın beyanları doğrultusunda hüküm kurulmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Dosyaya sunulan 01/08/2019 tarihli Bilirkişi Raporunda, davacının ticari defter ve kayıtlarının incelendiğini, her ne kadar davalı yanın davacı yana borçlu olduğu gözükse de “tanzim edilen faturalardan çok sözleşme konusu edimin yerine getirilip getirilmediği, hizmetin tam ve eksiksiz yapılıp yapılmadığının tespitinin açıklığa kavuşturulması gerektiği” bu konunun mali müşavir bilirkişinin görev sınırları dışında olduğunun belirtildiğini, yerel mahkemece bu hususa ilişkin beyanda bulunmak üzere süre verildiğini, ancak mahkeme dosyasına sunulan beyanların değerlendirmeye alınmadan eksik inceleme yapılarak hüküm kurulduğunu, Müvekkili şirketin, dava konusu yazılımı işletmekte olduğu otelinde fatura kesmek ve müşteri kayıtlarını girmek vb. amaçlar için satın aldığını fakat sözleşme yapılmasından, sözleşmenin feshedildiği ihtarnamenin düzenlendiği tarihe kadar ilgili firma ile iletişime geçilmesine rağmen sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi sebebi ile fatura kesmediğini ve işlerde yoğun aksaklıklar yaşandığını söz konusu programin müvekkili tarafından kullanılamadığını, Yerel mahkeme kararına gerekçe yapılan 25.12.2017 tarihli ilk servis formunda programın çalışır halde teslim edildiğinin yazıldığını ancak 06.02.2018 tarihli servis formu ile programın sözleşmede belirtilen vasıflarda kullanıma hazır olmadığı ortaya çıktığını, bu hususun davacının edimini yerine getirmediğinin göstergesi olduğunu, gerekçede de belirtildiği üzere “gönderilmeyen e-faturalar oluşturuldu” vs. şeklindeki ifadelerin yazılımın eksikliğinin mevcut olduğunu ve davacının teknik destek sağlamadığını açıkça ispatlamakta iken yerel mahkemece bu durumun göz ardı edilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, bu durumun incelenmesi için yazılım bilirkişisi ataması yapılması gerektiğini ancak yerel mahkeme tarafından davacı yanın sunduğu servis formları doğrultusunda hüküm kurulduğunu bunun yerinde olmadığını, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin niteliği itibari ile karşılıklı borçlanmayı içeren sözleşme olduğunu, özleşme gereği müvekkili şirketten alacaklı olduğunu beyan eden davacının öncelikle sözleşme ile yüklendiği edimi eksiksiz olarak yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bir adet fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında 13/12/2017 tarihli ” Son Kullanıcı Lisans Ve Satış Sözleşmesi” başlıklı sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 4.1.maddesinde;”Sentez satın alınan yazılımı 13/12/2017 tarihinde kullanıcıya (davalıya) teslim etmeyi taahhüt eder. Sentez bu taahhüdünü yerine getirdiği anda, ödeme iş bu sözleşmenin 7. Maddesinde belirtildiği şekilde kullanıcı tarafından yapılacaktır,” hükmünün düzenlendiği, sözleşmenin 7.1. Maddesinde ise;” İş bu sözleşmeye konu yazılım satış bedeli 3500 USD + KDV dir. Anlaşılan ödeme şekli, kullanıcı tarafından sözleşme tarihinde yazılım ürünleri ödemesi nakit olarak tahsil edilecektir,” hükmü düzenlenmiştir. Davacı tarafından davalı adına düzenlenen davaya ve icra takibine konu 20/12/2017 tarih ve … sıra nolu irsaliye fatura incelendiğinde; 15.866,63 TL. Tutarında olan Sentez Live isimli yazılım paketlerinin yer aldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça düzenlenen irsaliye faturada bu programın teslim alınmadığına yönelik bir kaydın olmadığı, davalı tarafça süresi içerisinde faturaya itiraz edilmediği ve davacı tarafından düzenlenen 20/12/2017 tarihli faturanın davalı tarafından ticari defterlerine kayıt ettikten sonra 03/04/2018 tarihinde iade e faturası düzenleyerek bu faturanın iade edildiği, davacı tarafça iade faturasının kabul edilmeyerek davalıya iade edildiği, davalı tarafından Ankara … Noterliğinden gönderilen 13/04/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile davacı tarafından gönderilen fatura iade edilerek ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin feshedildiği ihtaren bildirildiği anlaşılmıştır. Bu durumda proğramların ayıplı olup istenilen nitelikte olmadığının ispatının davalı üzerinde olduğu, davalı tarafından Ankara … Noterliğinden gönderilen 13/04/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamede; davacının ” yazılımı teslim etme /kurulumunu yapma taahhüdünü tam olarak yerine getirmediğinden sözleşmenin feshedildiği belirtilmiş isede taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4.1.maddesinde;”Sentez satın alınan yazılımı 13/12/2017 tarihinde kullanıcıya (davalıya) teslim etmeyi taahhüt eder. Sentez bu taahhüdünü yerine getirdiği anda, ödeme iş bu sözleşmenin 7. Maddesinde belirtildiği şekilde kullanıcı tarafından yapılacaktır,” hükmünün düzenlendiği, davacı tarafından davalı adına düzenlenen davaya ve icra takibine konu 20/12/2017 tarih ve … sıra nolu irsaliye faturasına göre faturaya konu proğramın davalı tarafından herhangi bir kayıt düşülmeden teslim alındığı, dosyaya davacı tarafından ibraz edilen servis kayıtlarına göre de proğramın çalışır halde davalıya teslim edildiğinin belirtildiği ve davalı tarafın süresi içerisinde somut bir ayıp ihbarında bulunmadığı ve davalının ayıp iddiasını ispat edemediği anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesince ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ilk derece mahkemesinin hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.083,85.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 271,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 812,85.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.