Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1805 E. 2020/1525 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1805 Esas
KARAR NO : 2020/1525 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/36 Esas – 2020/262 Karar
TARİH: 24/06/2020
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 24/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, … Ticaret A.Ş.’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicilinde kayıtlı bir limited şirket iken 31/07/2013 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarından resen terkin edildiğini ve kaydının silindiğini, müvekkili ile … Tic. A.Ş. arasında 1999 yılından bu yana devam etmekte olan tapu iptali ve tesciline ilişkin İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/564 Esas sayılı dava dosyasında 05/02/2020 tarihli celsenin 2 nolu ara kararı uyarınca …Ticaret A.Ş.’nin ihyası için taraflarına 1 aylık süre verildiğini, işbu ara karar gereği ihya davası açma zaruretinin hasıl olduğunu beyanla, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 238849/0 sicilinde kayıtlı … Ticaret A.Ş.’nin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Ticaret Sicil Müdürlüğünün TTK.m.32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, resen terkin işleminin 6102 sayılı Kanunun Geçici 7. maddesi ve 30/12/2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında “5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 10.maddesine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle oda kaydının silinmiş olması” ve “aralıksız son beş yıla ait Olağan Genel Kurul Toplantılarının yapılmaması” gerekçeleriyle resen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 31/07/2013 tarihinde resen terkin edildiğini, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünün Mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi/ kooperatifi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini beyanla, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 24/06/2020 tarih 2020/36 Esas – 2020/262 Karar sayılı kararında;” Dava, ticaret sicilinden TTK’nn geçici 7. Maddesine göre terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan anonim şirketin ihyası istemine ilişkin olup, Mahkememizce öncelikle davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının saptanması gereklidir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, ihya istemine konu … A.Ş.’nin kaydının 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 31/07/2013 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünce re’sen silindiği anlaşılmıştır.Yani, geçici 7. Maddenin 15. bendi uyarınca hukuki menfaati bulunanların haklı sebebe dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde ihya isteyebileceği anlaşılmaktadır. Bu maddedeki süre hak düşürücü süre niteliğindedir.Hak düşürücü sürenin geçtiğini mahkeme re’sen gözetir. Buna göre, her ne kadar davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunuyor ise de, Mahkememizdeki işbu ihya davası 13/02/2020 tarihinde açılmış olup, şirketin sicil kaydının silindiği 31.07.2013 tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra bu davanın açıldığı anlaşılmakla hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, Davanın, 6102 Sayılı TTK’nin geçici 7. Maddesinin 15. Bendi uyarınca hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen terkin işleminin hukuka aykırı olduğunu, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen işlemin gerçek ve kesin olarak şirketin varlığının ortadan kalkmış olduğu sonucunu doğurmayacağını, davanın sonlandırılabilmesi için mezkur şirketin tüzel kişiliğin devamının sağlanmasının zorunlu olduğunu, bu hususun yerel mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, ( Yargıtay 15. HD 26/03/2014 tarihinde sicilden resen terkin edilen bir şirkete ilişkin verilen 03/06/2020 tarih 2019/505 E. 2020/1232 K. Sayılı ilamı)Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen terkin işleminin hukuka aykırı olduğuna ilişkin itirazların saklı kalmakla birlikte İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/564 E. Sayılı dosyasında devam eden yargılamasından önce yaklaşık 8 yıl temyiz incelemesinde kaldığını, şirketin sicilden resen terkin edildiğinden haberdar olma imkanının bulunmadığını bu sebeple ihya davası açılamadığını, hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle verilen kararın müvekkilleri aleyhine olduğunu, İleri sürerek, tehir-i icra talebinin kabulüne karar verilmesini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’nın geçici 7. Maddesine göre ticaret sicil kaydı resen silinen şirketin ihyası istemine ilişkindir.Davacı, ticaret sicilden kaydı TTK geçici 7. Maddeye göre resen terkin edilen şirket hakkında açtıkları derdest olan dava bulunduğunu, ilgili davada taraf teşkilinin sağlanması bakımından şirketin ihyası gerektiğini belirterek ihya kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece hak düşürücü süre içinde dava açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.TTK’nın geçici 7. Maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın yürülüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl içinde 1. Maddede öngörülen halleri tespit edilen anonim, limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiye ve ticaret sicilden kayıtlarının silinmesi esas ve usulleri belirlenmiştir.Geçici 7. Maddeye göre maddenin 1. Fıkrasında öngörülen halleri tespit edilen anonim, limited şirketler ile kooperatiflerin ticaret sicil kaydı maddede öngörülen ihtarlara rağmen eksikliklerin giderilmemesi halinde resen silinecektir.Maddenin 2. Fıkrasında ise geçici 7. Maddenin uygulanmayacağı hal düzenlenmiştir. Fıkraya göre davacı veya davalı olarak devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatif hakkında geçici 7. Madde uygulanamayacaktır. Yani haklarında açılmış bir dava bulunan veya davacı sıfatı ile açtıkları dava devam eden şirket veya kooperatiflerin TTK geçici 7. Madde hükmüne göre ticaret sicilden kayıtlarının resen silinmesine imkan bulunmamaktadır.Somut olayda dava konusu şirket aleyhine davacı tarafça açılmış olan ve 1999 yılından beri devam eden henüz sonuçlanmamış dava bulunmaktadır. Mahkeme de bu hususu tespit etmiştir.Buna göre hakkında devam eden bir dava bulunan şirketin TTK geçici 7. Maddesine göre ticaret sicilden resen silinmesi işlemi yapılamayacağından davalı ticaret sicil müdürlüğünün yaptığı işlemin kanuna uygun olduğundan bahsedilemeyecektir.Geçici 7. Maddenin 15. Fıkrasında yer alan hak düşürücü süre usulüne uygun şekilde yapılmış olan sicilden silinme işlemlerine karşı açılacak davalar için öngörülmüş süre olup, kanuna açıkça aykırı olarak yapılan sicilden silinme işlemleri hakkında 15. Fıkrada öngörülen sürenin uygulanmasına imkan bulunmamaktadır.Bu nedenle mahkemece hak düşürücü süre içinde dava açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.İhyası istenen şirket hakkında devam etmekte bulunan bir dava olmasına ve 6102 sayılı TTK’nın geçiçi 7. Maddesinin 2. Fıkrasının açık hükmüne rağmen davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce şirket hakkında TTK’nın geçici 7. Maddesinin uygulanarak sicil kaydının resen silinmesi işlemi yasaya aykırı olup davanın açılmasına davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü sebep olduğundan yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulması gerekmiştir.Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b2 maddesi ile kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulü ile hakkında açılmış bulunan dava varken ticaret sicilden kaydı silinen şirketin yeniden ihyasına, yargılama giderlerinin davalı ticaret sicil müdürlüğünden tahsiline dair yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacıların istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 24/06/2020 tarih ve 2020/36 Esas 2020/262 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; 1-Davanın KABULÜ ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … Sicil numarasında kayıtlı; …TİCARET A.Ş.’nin İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/564 Esas sayılı dosyası ve müteakip işlemleri ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40.TL harç davacılar tarafından yatırılan peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 3-Davacılar tarafından yapılan 54,40.TL peşin harç ile 106,40.TL tebligat / posta gideri toplamı 160,80.TL yargılama giderinin davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden tahsili ile davacılara verilmesine, 4-Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 6-Bakiye gider avansı var ise talep halinde yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 7-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine, 8-Davacılar tarafından 148,60.TL istinaf başvuru harcı ile 43,50.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri toplamı 192,10.TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 9-Bakiye gider avansı var ise talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/12/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.