Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1776 E. 2022/1900 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1776 Esas
KARAR NO: 2022/1900 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/1111 Esas – 2020/107 Karar
TARİH: 19/02/2020
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı arasında 13/02/2014 tarihli Automatic Müşteri Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereği davalıya ait 92 aracın taşıt tanıma sistemine alınarak yakıt sağlandığını, ancak ilgili banka tarafından davalıya sağlanan kredinin bitmesi nedeniyle yakıt sağlanamadığını, sözleşme gereği sistem için kredi sağlayan kurumun kredi sağlamamasının müvekkiline sözleşmeyi haklı nedenle fesih hakkı verdiğini, sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde kendilerinin sözleşme kapsamında cezai şart talep etme hakları olduğunu, bu kapsamda tahakkuk eden 80.508,10 TL cezai şartın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmenin devamı konusundaki görüşmelerde sözleşmenin devamı konusunda anlaşma sağlanamadığını, bununu üzerine araçlardaki Automatic cihazlarının söküldüğünü ve bir kısmının 04/02/2016 tarihinde, bir kısmının ise 04/03/2016 tarihinde davacıya iade edildiğini, sözleşmenin karşılıklı mutabakat nedeniyle feshedildiği anlaşıldığından herhangi bir risk de kalmadığı için bankadaki kredinin sıfırlandığını, davacının iddia ettiği gibi süresi geçmiş bir faturanın söz konusu olmadığını, dava konusu ihtilafın davacının iddia ettiği gibi olmadığını, sözleşmenin karşılıklı mutabakat sonucu feshedilmesi ve cihazların davacıya teslim edildiği halde davacının takip başlatmasının kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/02/2020 tarih ve 2017/1111 Esas – 2020/107 Karar sayılı kararında; “….Tüm dosya kapsamı ile taraflar arasındaki sözleşmenin, davacı tarafından davalıya sağlanan akaryakıt bedelinin ödenmesi için üçüncü kişi bankanın kredi sağlamaması nedeniyle davacının sözleşmeyi, sözleşmenin 17. Maddesi kapsamında haklı nedenle feshettiği anlaşıldığından ve de alınan bilirkişi raporu ile davacının talep etmiş olduğu cezai şart miktarının sözleşmeye uygun olduğu ve de aynen tahsili halinde davalının ekonomik mahvına neden olmayacağı anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu itirazının 80.508,10 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin takip talepnamesindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin kısmın reddine, alacak likit olmadığından davacının tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir. ….”gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜ İLE; Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu itirazının 80.508,10 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin takip talepnamesindeki şartlarla DEVAMINA, Fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE, Alacak likit olmadığından davacının tazminat talebinin de REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, taraflar arasında karşılıklı anlaşma ile yapılan bir sözleşme feshi bulunmadığını, davalı tarafın işbu davada ileri sürdüğünün aksine sözleşmenin 04/03/2016’dan sonra yürürlükte olduğunu bildiğini, Fesih işleminin tamamen taraflar arasındaki sözleşmeye uygun şekilde yapıldığını ve fesih nedeniyle istenen cezai şart bedelinin de bu sözleşme hükümlerin egöre hesaplanarak davalıya fatura edildiğini, davalının hem ilk kesilen cezai şart faturasına süresinde itiraz etmediğini hem de 2 ay sonra iade faturası kesildiğini, Uyuşmazlık konusu davalının cihazları iade edip etmediğinin değil sözleşmenin erken feshine sebep olması nedeniyle ödemekle yükümlü olduğu cezai şartı tüm iyi niyetli taleplere rağmen neden olmadığı olmadığı, cihazların tesliminin bu dava ile ilgili bulunmadığını, Davalı kendi kusuru ile banka limitinin sıfırlanmasına ve bu nedenle aradaki AutoMatic Müşteri Sözleşmesi’nin feshine sebep olduğunu, bu tarz bir feshe sebep olan davalının, sisteme dahil araç sayısının, her bir araca takılı Taşıt Kimlik Ünitesi’nin (TKU’nun) bedelinin 6 (altı) katı nispetinde cezai şart ödeme yükümlülüğü bulunduğunu, müvekkil şirketin davalının altına imza attığı sözleşmeye uymasını beklenildiğini, bu gerçekleşmeyince yasal haklarını kullanmak zorunda kaldığını, dosyada aldırılan her 3 bilirkişi raporunun da davacı taraf olarak sözleşmeyi haklı nedenle feshedildiğine tereddüte yer bırakmayacak şekilde ortaya konulduğunu, Davalının istinafa konu ettiği her bir hususunun yerel mahkeme safhasında tek tek ele alındığını ve davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, karardaki tek hatanın takip öncesi faiz işletmemesi ve icra inkar tazminatına hükmetmemiş olması gerektiğini, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kısmen red hükmünün kaldırılarak davanın %20 icra inkar tazminatı ile tam kabulüne, davalı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, Davacı tarafın aradan yaklaşık 10 ay geçtikten sonra daha önce 125.137,58.TL talep ettiği cezai şart faturasını 80.508,10.TL olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, bu takibe süresinde itiraz edildiğini, davacı tarafından itirazın iptali amacıyla açılan davada; davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, Sözleşmenin tarafların karşılıklı olarak anlaşması ile sona erdiğini ve AutoMatic cihazlarının davacıya teslim edildiğini davacının bu konuda bir itirazı olmamasına rağmen yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda “Defter kayıtlarının birbirini takip ettiği ve doğruladığı, davalı şirketin ticari defterlerinin kanuna uygun tutultuğu, Tarafların borç – alacak bakiyesine ilişkin bir tutarın mevcut olmadığı, Davalı şirketin 31.10.2016 tarihinde düzenlemiş olduğu iade faturasını karşılık davacı yanın 31.12.2016 tarihinde ret anlamında iade faturasını düzenlemekle, davacı şirketin TTK hükümlerinde belirtilen 8 günlük süreye uygun olarak itiraz etmediği, itiraz süresine uyulmadığı, Davalı şirketin defter kayıtlarında, sözleşmeye konu büyük tutarlı faturanın en son 29.02.2016 tarihinde 36.533,09 TL tutarında düzenlenmiş olduğu, sözleşme döneminde her ay yaklaşık bu tutarda faturanın düzenlendiği, davalı tarafından araçlara takılı bulunan cihazların en son gönderildiği 04.04.2016 tarihinden sonra, sözleşme döneminde düzenlenen fatura tutarlarına yakın bir faturanın davalı adına düzenlenmediği, bu durumun taraflar arasında 31.10.2016 tarihine kadar ihtara konu yapılmadığı, sözleşmenin 04.03.2016 tarihinden 31.10.2016 tarihine kadar konusunun karşılıksız kaldığı” tespitleri yapıldığını, alınan bilirkişi raporu ile 19.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda açık çelişkiler bulunduğunu ancak bu çelişkilerin giderilmeden karar verildiğini ve lehlerine olan hususların değerlendirilmediğini, Davacı tarafın banka kredi limit ve talimatının iptal edilmesiyle sözleşmenin bitim tarihinden sözleşmeyi fesih hakkı olduğu iddiasının yerinde olmadığını, sözleşme konusunun 04.03.2016 tarihinden 31.10.2016 fesih tarihine kadar karşılıksız kaldığını, davacı tarafın kendisi açısından haklı bir fesih hakkı doğuran sebebi öğrendiği veya öğrenmiş sayılacağı zamandan itibaren makul bir surede bu hakkını kullanması gerektiğini, Sözleşmenin 13.02.2014 tarihinde imzalandığını ve 2 yıllık bir sözleşme olduğunu, 12.02.2016 tarihinde sona erdiğini, sözleşme bitmeden önce … müşteri hizmetleri ve temsilerinin defalarca arandığını ancak uzatma şartları konusunda anlaşma sağlanamadığını, bu nedenle de yine telefon görüşmeleri neticesinde sözleşmenin karşılıklı anlaşma ile sonlandırıldğını, bunun üzereni araç çiplerinin sökülerek Yurt içi kargo ile davacı şirketin personeli …’a 05.02.2016 ve 04.03.2016 tarihlerinde teslim edildiğini, teslim alırken ihtirazi kayıt koymadıkları gibi müvekkili şirkete de herhangi bir dönüş olmadığını, bu kabule karşı aradan 8 ay geçtikten sonra banka limitlerini kapatma gerekçesi ile sözleşme devam ettiğine ilişkin hiçbir emare koymadan cezai yaptırım içeren fatura düzenlemesinin TMK 2. maddesindeki hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilerek davanın reddedilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, cezai şart alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında 13.02.2014 tarihinde Automatic Müşteri Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmesinin “Süre” başlıklı 3 maddesinde;” İş bu sözleşme taraflarca imzalandığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere 2(iki)yıl süreli olup, taraflarca sürenin bitiminden 30(otuz) gün önce yazılı olarak yenilenmeyeceği ihbar edilmediği takdirde kendiliğinden aynı şartlarla 2liki) yıl daha uzar.4 (dört) ‘ncü yılın sonunda taraflar arasında yazılı mutabakat sağlanmaması halinde sözleşme başkaca bir hüküm veya karar alınmasına gerek olmaksızın kendiliğinden sona ermiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir. Sözleşmesinin; “Ödemeler” başlıklı 9. Maddesinde;” Müşteri münhasıran Automatic ile yapılan satışlara ilişkin ödemelerde kullanılmak üzere … nun tespit ve tayin ederek bildireceği bankaların, Müşterinin seçeceği bir Şubesinde bir kredili hesap açtırmayı beyan kabul taahhüt etmiştir… Her ayın 1′ i ile 15’ i arasındaki alışverişler … tarafından 15 inde faturalanır, 16 sı ile ayın son günü arasındaki alışverişler ise ayın son gününde faturalanır. Bu iki faturanın toplamı Müşteri tarafından takip eden ayın 15 inde ödenir,” hükmü düzenlenmiştir. Sözleşmesinin; “Fesih” başlıklı 17. Maddesinde; ” Müşterinin iş bu sözleşme ile üstlendiği edimlere riayet etmemesi ve/veya sözleşmenin süresinden önce feshine sebebiyet vermesi, bankada kredi açılmaması, açılan kredi limitlerinin yetersiz olması veya kredinin banka tarafından iptal edilmesi durumları dahil olmak üzere sistemde kayıtlı bulunan beher aracın 3 ay süresince yakıt almaması veya ilk sözleşme tarihindeki Automatic sistemine dahil olan araç sayısında %50 nispetinde azalma olması veya ilk 6 aylık yakıt alımlarını baz alarak hesaplanan aylık yakıt alım ortalamasında %50 nispetinde azalma olması veya ilk 6 aylık yakıt alımlarını baz alarak hesaplanan aylık yakıt alım ortalamasında %50 nispetinde azalma olması durumunda … iş bu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir. … sözleşmeyi feshetmeyerek yakıt alınmayan beher aracın sistemden çıkarılmış olduğunu varsayabilir. Yukarıda sayılan hallerde ve /veya satılan taşıtların üzerindeki TKU lerin sökülmemesi veya söküldüğü halde … ya teslim edilmemesi, … tarafından iadesi istenildiği halde iade edilmemesi veya … tarafından zayi olduğunun tespit edilmesi hallerinde …, TKÜ lerin işlem tarihindeki satın alma fiyatlarının 6 katına kadar bedel tutarı, işlemin yapıldığı tarihteki TC Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden Türk Lirası ve KDV si karşığı olarak talep ve tahsil hakkına sahiptir. Müşteri bu hususu peşinen kabul eder. Ayrıca, anlaşmanın feshini takiben Müşteri, …’nin ariyeten vermiş olduğu ekipmanları …’ya 1 ay içerisinde aynen iade edecektir. Sözleşmenin süresinden önce feshinde ise …, araç başı, bildirim tarihindeki TKU’lerin satın alma fiyatının 6 katına kadar bedel cezai şartı, bildiriminin yapıldığı tarihteki TC. Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden Türk Lirası ve KDV’si karşılığı olarak müşteriden talep ve tahsil hakkına sahiptir,” hükmü düzenlenmiştir. Davalı ile davacı arasında imzalanan 13.02.2014 tarihli Automatic Müşteri Sözleşmesinin 2. maddesine göre, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere 2(iki)yıl süreli olan sözleşmenin bitim tarihinin 13.02.2016 olduğu, bu sürenin bitiminden 30 gün önce tarafların sozleşmenın yenilenmeyeceği yönünde yazılı olarak ihbarda bulunmadığı anlaşılmıştır. … Bankasının davacıya gönderdiği 14.10.2016 tarihli E-mailinde davalının taşıt tanıma kapsamında tahsis edilen kredi limiti ve talimatının iptal edileceğinin ve 18.10.2016 tarihinde limitin sıfırlandığının bildirildiği anlaşılmıştır. Bunun üzerine davacının dosyada bir örneği bulunan 31.10.2016 tarih ve … nolu ” Automatic Sözleşme Fesih Bedeli “açıklamalı ve 143 adet araç için KDV dahil toplam 125.137,58TL faturayı davalıya gönderdiği, aynı gün davalının da (31.10 2016 tarihinde) iade faturası kesip gönderdiği, davacı tarafından 31.12.2016 tarihinde iade faturası daha gönderildiği , davalı yanın da bu faturaya istinaden 31.12.2016 iade faturası gönderdiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından davalı muhataba Beyoğlu … Noterliğinden gönderdiği 27.01.2017 Tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmenin davacı tarafından feshedildiği ve 125.137,58 TL tutarındaki cezai şartın ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 (üç) gün içinde ödenmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağının 31.12.2016 tarihli iade faturasına itiraz ettiklerini ihtaren bildirilmiştir. Davalı yanın Ankara … Noterliğinden davacı muhataba gönderdiği 07.02.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile, davacının gönderdiği ihtara cevap verildiği anlaşılmıştır. Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında 92 araç üzerinden 80.508,10 TL cezai şart alacağı ve 8.069,56 TL. İşlemiş faiz olmak üzere toplam 88.577,66 TL alacağın tahsili için 13.11.2017 tarihinde ilamsız icra takibine başlandığı, davalı yanın 21/11/2017 tarihinde itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.Taraflar arasında akdedilmiş sözleşmenin 17. Maddesinde, sözleşme hükümlerine aykırı davranılması halinde cezai şart ödenmesini peşinen kararlaştırmışlardır. Bu madde ile bir zarar meydana gelmese dahi, fesih durumunda cezai şartın talep edilebilmesine olanak tanınmaktadır. Davacı yan sözleşmenin süresinden önce feshedildiğinden bahisle cezai şart talep etmekte, davalı yan sözleşmenin 2 yıldan sonra uzamadığını ileri sürmektedir.13.02.2014 tarihli Automatic Müşteri Sözleşmesinin 17. Maddesinde taraflar, sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi halinde cezai şart ödenmesini kararlaştırmışlardır. Davalı ile davacı arasında imzalanmış olan 13.02.2014 tarihli sözleşmesinin 3. maddesinde sözleşmenin, imzalandığı tarihten itibaren 2(iki) yıl süreli olduğu, bu sürenin bitiminden 30 gün önce tarafların sözleşmenin yazılı olarak yenilenmeyeceği yönünde ihbarda bulunmamaları halinde sözleşmenin aynı şartlarla 2 yıl daha uzayacağı kararlaştırılmıştır. Bu maddeye göre 13.02.2014 tarihinde imzalanmış sözleşmenin bitim tarihi 13.02.2016’dır. Davalı yan, sözleşmenin bu tarihten sonra devam edeceği yönünde mutabakata varılmadığını beyan etmiş ise de sözleşmenin 2. Maddesi hükmünde, sözleşmenin bitiminden 30 gün önce yazılı ihbar yapılması şartı kararlaştırılmıştır.Ayrıca TTK. 18/3 maddesinde; tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılacağı düzenlenmiş olup davalı tarafça, davacıya hitaben düzenlenmiş ve sözleşmenin bir dönem daha devam etmeyeceğine dair süresinde gönderilmiş TTK. 18/3 maddesi ve sözleşme hükmüne uygun yazılı fesih ihbarının ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Bu bakımdan 13.02.2016 tarihinde süresi sona eren sözleşmenin 2. Madde hükümlerine göre aynı şartlarla 2 yıl daha uzamış olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından davalı muhataba Beyoğlu … Noterliğinden gönderdiği 27.01.2017 Tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmenin davacı tarafından haklı olarak feshedildiği ve sözleşmenin 17/3 maddesi uyarınca cezai-şart alacağının oluştuğu anlaşılmıştır.
DAVACI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE, TBK. 117 maddesin de, muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği düzenlenmiştir. Somut olayda davacı tarafından davalı muhataba Beyoğlu … Noterliğinden gönderilen 27.01.2017 Tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamenin tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ belgesinin dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmakla beraber davalı taraf Ankara … Noterliğinden gönderdiği 07.02.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının gönderdiği ihtara cevap verildiğinden davalının cevabi ihtar tarihi olan 07/02/2017 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, buna göre takip öncesi işlemiş faiz şartlarının oluştuğu anlaşılmakla; bu durumda mahkemece temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizin hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken faiz talebinin reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Ceza-i şart alacak miktarı sözleşmede açık olarak yazılmış olması sebebiyle, alacağın belirlenebilir, likit olduğu ve icra inkar tazminat şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, mahkemece davacı lehine İİK. 67 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE, HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemesi gözetildiğinde; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davalı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak, dairemizce yukarıdaki açıklamalar ışığında karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2020 tarih ve 2017/1111 Esas – 2020/107 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; Davanın KISMEN KABULÜ İLE; Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 80.508,10 TL asıl alacak, 6.021,56 TL. İşlemiş faiz olmak üzere toplam: 86.529,66 TL. üzerinden takip talebindeki şartlarla aynen DEVAMINA, Fazlaya ilişkin faiz talebinin REDDİNE, 3- Alacak likit olduğundan kabul edilen 86.529,66 TL. alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4- Şartları oluşmadığından ret edilen kısım üzerinden davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
İLK DERECE YÖNÜNDEN: 5-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.910,84.TL karar harcından, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.069,80.TL harcın mahsubu ile bakiye 4.841,04.TL.’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, 6-Davacı tarafından yatırılan toplam 1.105,80.TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Davacı tarafından sarf edilen posta/tebligat gideri ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.780,00.TL yargılama giderinin, davanın kabul-ret oranına göre (%98 kabul) 2.724,40.TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden (%98 kabul) hesaplanan 13.844,75 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden (%2 red) hesaplanan 2.048,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 11-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı ve davacı tarafından yatırılan 148,60’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına,12-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,13-İstinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca istinaf eden davalıdan alınması gereken 5.499,50.TL nispi istinaf karar harcından davalı tarafça yatırılan 1.375,00TL harcın mahsubu ile bakiye 4.124,50.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 14-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 31,50.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam: 180,10.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 15-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 16-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.