Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1769 E. 2020/1480 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1769 Esas
KARAR NO : 2020/1480 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2020
NUMARASI : 2020/185 Esas 2020/333 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,müvekkili kurumun Eseryurt merkezinde işlem gören davalı şirketin işçisi dava dışı gerçek kişinin geçirdiği iş kazası sonucu vefatı nedeniyle Bakırköy 1. İş Mahkemesi’nin 2019/38 Esas sayılı dosyası ile açılan rücuan alacak davasında, davalı şirketin tasfiye sonrası kapatıldığının belirlendiğini, müvekkilinin dava dışı şirketin tasfiyesinden önce doğmuş alacağı için şirketin ihyasının gerektiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle Tasfiye Halinde …Tic. ve San Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen, davaya karşı cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/07/2020 tarih ve 2020/185 Esas – 2020/333 Karar sayılı kararında;”……6102 sayılı TTK’nun 547.maddesi “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunuğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içermektedir.Davalı şirkete yönelik açılan dava yönünden yapılan inceleme sonrasında; davalı şirketin dava tarihinden önce tasfiye suretiyle sicilden terkin edilerek tüzel kişiğinin sona erdiği ve dolayısı ile davada taraf ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından, davalı şirkete yönelik açılan davanın dava ehliyeti dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Diğer davalı yönünden yapılan inceleme sonrasnıda; ihyası istenilen şirket tasfiye suretiyle sicilden terkin edilmiş ise de; terkin işleminden sonra adı geçen şirket aleyhine açılmış rücuan alacak davası bulunduğu, Ticaret sicilinden terkin edilmek suretiyle hukuk alemindeki varlığı sona eren şirketin, davanın tarafı olmak ehliyetinin bulunmadığı, bu durumda taraf teşkilinin sağlanması bakımından ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu ve bu nedenle şirketin belirtilen işlemlerle sınırlı olmak üzere ihyasının gerekli olduğu toplanıp değerlendirilen delillerden anlaşıldığından…”gerekçesi ile, Davalı şirkete yönelik açılan davanın Dava Ehliyeti dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ve tasfiye memurlarına yönelik açılan davanın KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı TASFİYE HALİNDE KONFORT İNŞAAT YAPI MALZEMELERİ TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ’nin Bakırköy 1. İş Mahkemesi’nin 2019/38 Esas Sayılı dosyasındaki işlemlere münhasır olmak üzere ihyasına, Kararın tescil ve ilanına, bu konuda karar kesinleştikten sonra İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına, Tasfiye işlemlerinin tamamlanması için şirketin son tasfiye memuru … T.C. Kimlik numaralı … tasfiye memuru olarak atanmasına ve adı geçene ücret takdirine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun ise de kararın yargılama giderlerinin müvekkili kurum üzerinde bırakılmasına ve müvekkili kurum yararına avukatlık ücretine hükmedilmesine yer olmadığına ilişkin bölümü usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK’nın 312/2. Maddesinde, “Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” , 326. Maddesinde, “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.” hükümleri getirildiğini, Müvekkil kurum yararına avukatlık ücreti ödenmesine, yargılama giderlerinin davalılara yüklenmesine karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına ve müvekkili kurum yararına avukatlık ücretine hükmedilmesine, müvekkili kurum tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline, müvekkili kuruma ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Tasfiye Memuru … vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı tarafından davanın süresi içerisinde açılmadığını, 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca sicilden terkin edilen şirketin aynı maddenin 15.bendine göre ihyası mümkün olduğunu, bu bentte “…Ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir…” düzenlenmesine yer verildiğini, Somut olaya bakıldığında ise şirketin tasfiyesinin sona erdiği hususu 21.07.2014 tarihinde tescil edilmiş olup huzurdaki dava da dosya içerisinde bulunan tevzi formundan da anlaşılacağı üzere 16.03.2020 tarihinde açıldığını, şirketin ihyası 5 yıllık süre içerisinde istenilmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Müvekkilinin tasfiye memuru olarak atanmasını kabul etmediklerini, Yerel Mahkemece verilen kararda müvekkili … tasfiye memuru olarak atanmış olup müvekkili iş bu atamayı kabul etmediğini, ayrıca dosyada tasfiye memuru olarak diğer davalı …’ da yer almakta olup müvekkilinin tasfiye memuru olarak atanmasını kabul etmediklerini, Kaldı ki yerel mahkeme müvekkili tasfiye memuru olarak atarken kendisine ücret de taktir etmediğini, ayrıca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının da davalı müvekkili … tasfiye memuru sıfatı ile alınmasına karar verildiğini, HMK’nın 312/2. Maddesinde, “Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” , 326. Maddesinde, “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.” hükümleri getirildiğini, İş bu kanun hükümleri bütünüyle değerlendirildiğinde müvekkiinin davanın açılmasına sebebiyet vermediği gözetilerek aleyhinde yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticaret sicilinden tasfiye nedeniyle terkin edilmiş şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 643.maddesi yollamasıyla aynı kanunun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir.Mahkemece, Davalı şirkete yönelik açılan davanın Dava Ehliyeti dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ve tasfiye memurlarına yönelik açılan davanın KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı TASFİYE HALİNDE … TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ’nin Bakırköy 1. İş Mahkemesi’nin 2019/38 Esas Sayılı dosyasındaki işlemlere münhasır olmak üzere ihyasına, Kararın tescil ve ilanına, bu konuda karar kesinleştikten sonra İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına, Tasfiye işlemlerinin tamamlanması için şirketin son tasfiye memuru … T.C. Kimlik numaralı … tasfiye memuru olarak atanmasına ve adı geçene ücret takdirine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosya içinde bulunan ticaret sicil kayıtlarından ihyası talep edilen şirketin 29/04/2013 tarihinde tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak davalılar … atandığı, tasfiye kararının 06/05/2013 tarihinde tescil edildiği, alacaklılara çağrı ilanlarının 05/06/2013- 12/06/2013- 19/06/2013 tarihli Türkiye Ticaret sicil Gazetelerinde yayınlandığı, tasfiyenin sona erdiği hususu 21/07/2014 tarihinde tescil edildiğinden ticaret sicilden terkin edildiği, ticaret sicilden terkin edilen şirket hakkında davacı tarafından Bakırköy 1. İş Mahkemesinde 11/02/2019 tarihinde 2019/11149 E. Sayılı dosyası ile rucuen alacak davası açıldığı, davanın derdest olduğu görülmüştür.TTK’nın 547. Maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir.Tasfiye sonunda 21/07/2014 tarihinde ticaret sicilden kaydı silinen şirket hakkında görülmekte olan bir davanın bulunması halinde tasfiye işlemlerinin tamamlandığından söz edilemeyecektir.Somut olayda, Bakırköy 1. İş Mahkemesinin 2019/11149 E. Sayılı dosyası ile açılan rucuen alacak davası tasfiyenin kapatılarak sicilden terkin edilme tarihinden sonra 11/02/2019 tarihinde açıldığı tesbit edilmekle, tasfiye işlemlerinin tamamlanmadığından söz edilemez. Davacının Bakırköy 1. İş Mahkemesinin 2019/11149 E. Sayılı dava dosyasında taraf teşkilinin sağlanması açısından terkin edilen ilgili şirket hakkında ihya davası açmakta hukuki yararının olduğu anlaşılmıştır. Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Somut olayda davacı ile ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu, 11/02/2019 tarihinde açılıp devam eden Bakırköy 1. İş Mahkemesinin 2019/11149 E. Sayılı dosyasındaki davanın görülüp sonuçlandırılması için terkin edilmiş şirketin yeniden tescili zorunludur. Davacının rücuen alacak davasında yapılacak yargılama sonunda davanının kabulune karar verildiği taktirde tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/1277 E.) TTK 547 maddesi kapsamında açılan davada ise zaman aşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir, ayrıca eldeki davanın yetkisiz mahkemede 01/07/2019 tarihinde açıldığı, 21/07/2014 terkin tarihinden itibarende 5 yıllık süreninde dolmadığı tesbit edilmekle, Bu itibarla davalı vekilinin 5 yıllık süre içerisisinde dava açılmadığına yönelik istinaf nedeni yerinde değildir.TTK. 547/2 Maddesinde;” Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir,” hükmü düzenlenmiş olup son tasfiye memurları davalılar … olduğu, buna göre TTK. 547/2 Maddesi uyarınca son tasfiye memurlarının ikisininde tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesi gerekirken herhangi bir gerekçe yazılmadan sadece … tasfiye memuru olarak atanması yerinde görülmemiştir.Bakırköy 1 İş Mahkemesinde açılan alacak davası, terkin işleminden sonra açıldığı ve davalılar dava açılmasına sebebiyet vermediklerinden mahkemece atanan tasfiye memuruna ileride ihyası istenilen şirket tarafından ödenmek üzere ücret taktir edilmemesi de yerinde görülmemiştir.Davalı tarafın yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda dava açılmasına sebebiyet vermedikleri tesbit edilmekle, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi yerinde olup davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, aynı gerekçe ile karar ilam harcınında davacıdan alınmasına hükmedilmesi gerektiği, davacı harçdan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına yönelik karar verilmesi gerekirken karar ve ilam harcının davalı tasfiye memurlarından alınmasına yönelik karar verilmesi yerinde görülmeyip davalı tasfiye memuru vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür.Sonuç itibariyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, tasfiye memuru olarak son tasfiye memurları davalılar … atanmasına, tasfiye memurlarına ayrı ayrı 500, 00 TL. Ücret taktirine, tasfiye memurlarına takdir edilen ücretin daha sonra tasfiye masasından istenmek üzere tahsiline, davacı SGK. Harçtan muaf olduğundan karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına, davacının istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2020 Tarih ve 2020/185 Esas – 2020/333 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; 1-Davalı şirkete yönelik açılan davanın dava ehliyeti dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,2-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ve tasfiye memurlarına yönelik açılan DAVANIN KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 691619-0 sicil numarasına kayıtlı TASFİYE HALİNDE … TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ’nin Bakırköy 1. İş Mahkemesi’nin 2019/38 Esas Sayılı dosyasındaki işlemlere münhasır olmak üzere İHYASINA, 3-Tasfiye işlemlerinin tamamlanması için tasfiye memuru olarak son tasfiye memurları davalılar … (T.C.NO: …) ve … (T.C.NO:…) ‘ın atanmasına, tasfiye memurlarına ayrı ayrı 500,00’er.TL ücret taktirine, tasfiye memurlarına takdir edilen ücretin daha sonra tasfiye masasından istenmek üzere tahsiline, 4-Kararın tescil ve ilanına, bu konuda karar kesinleştikten sonra İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 5-Davanın ve kararın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı tarafın üzerinde bırakılmasına ve davacı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Davacı SGK. Harçtan muaf olduğundan karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına,7-Bakiye gider avansı var ise talep halinde yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Davacı harçtan muaf olduğundan, istinaf harçlarının tahsiline yer olmadığına, 9-Davalı tasfiye memuru tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı tasfiye memuruna iadesine, 10-Davacı ve davalı tasfiye memuru tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,11-Bakiye gider avansı var ise talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/12/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.