Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1746 E. 2022/1785 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1746 Esas
KARAR NO: 2022/1785 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/128 Esas – 2022/305 Karar
TARİH: 07/07/2020
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Dava dışı kredi borçlusu …Tic. Ltd Şti ile müvekkili bankanın Kozyatağı Şubesi arasında imzalanan Genel Kredi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmeleri kapsamında kredi kullandırıldığını, davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini ve Kadıköy … Noterliği’nin 29/09/2016 tarih … Yevmiye sayılı ihtarının borçlulara gönderildiği, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak takibin davalıların haksız itirazı üzerine durduğunu beyan ile davanın reddini, % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zamanaşımı ve yetki yönünden davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin kredi borçlusu şirket ile ilişkisini 22/07/2011 tarihinde her türlü borç ve kardan muaf olarak kestiğini, müvekkilinin … Eğitim şirketi adına imzaladığı son kredi sözleşmesinin 05/01/2010 tarihli olduğunu ve bu sözleşmeye istinaden tüm ödemelerin yapıldığını, icra takibine konu edilen borcun dayanağı kredi sözleşmesinin sunulması, müvekkilinin imzasının olup olmadığının , kefaletinin varlığı ve geçerliliğinin araştırılması gerektiğini, müvekkilinin kendi imzası ile kefil olduğu tüm kredi sözleşmesi borçlarının ödendiğini, davacıya böyle bir borcu olmadığını beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuş, ayrıca davacı aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle zaman aşımı ve yetki yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin kredi borçlusu şirketteki tüm hisselerini 13/09/2010 tarihinde …’ya devrettiğini, böylece şirket ile bir ilişkisinin kalmadığını, kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, 05/01/2010 tarihli genel kredi sözleşmesi borçlarının ödendiğini, davacı bankanın, müvekkilinin ve diğer davalıların imzalarına duyulan güvenden ötürü yeni bir kredi vermeyip, yeni kredi için yeni bir kredi sözleşmesi akdettiğini, bu sözleşmede yer alan hiç bir bölümde müvekkilinin imzasının bulunmadığını beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuş, ayrıca davacı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı …’ın ise davaya karşı cevaplarını sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/07/2020 tarih ve 2018/128 Esas – 2020/305 Karar sayılı kararında; “….Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davanın icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı verilmesi istemine ilişkin olduğu, davacının dava dışı … Tic. Ltd Şti ile yapılan Genel Kredi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmelerine ilişkin kredi borçlarının ödenmemesinden ötürü sözleşmenin müşterek borçlu müteselsil kefili olduklarından bahisle davalılar aleyhinde 83.304,31 TL si asıl alacak olmak üzere toplam 88.299,03 TL nin tahsili bakımından icra takibi yaptığı ve takibin takip borçlularının itirazı üzerine durduğu, davalılardan … ve …’nun yetki ve zaman aşımı yönünden davanın reddini talep ettikleri, ayrıca dava dışı kredi asıl borçlusu şirket ile bir bağlantılarının kalmadığını, kefaletleri ile bankadan kullanılan kredi borçlarının ödendiğini, davacının takibe konu ettiği sözleşmede ise kefaletlerinin olmadığını ve davacıya borçlu olmadıklarını savundukları görülmüş; davacı bankanın 11/09/2016 tarihinde kredi hesabını kat ettiği, 29/09/2016 tarihli ihtarname ile davalılara 83.955,19 TL borcun 7 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin …’a 14/10/2016, …’ya 08/05/2017 ve …’na 19/10/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, davacı bankanın kayıtlarının incelenmesinden, banka ile dava dışı şirket arasında 05/01/2010 tarihli 300.000 TL limitli ve 04/08/2014 tarih 500.000 TL bedelli iki adet Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin akdedilmiş olduğu, 05/01/2010 tarihli sözleşmeyi tüm davalıların kefil sıfatı ile imzaladıkları, sadece davalı …’nun kefalet miktarının yazılı olmadığı, 04/08/2014 tarihli sözleşmenin ise yanlızca davalılardan … tarafından kefil olarak imzalandığı ve kefalet limitinin 500.000 TL olduğu, 05/01/2010 tarihli sözleşmeye istinaden şirkete 278.000 TL tutarında kredi kullandırıldığı ve bu hesabın 14/02/2013 tarihinde taksitleri bitip ödenmekle kapanmış olduğu, 04/08/2014 tarihli sözleşmeye istinaden ise 12/08/2014 tarihinde 170.000 TL bedelli 36 ay vadeli ve 207.870,48 TL geri ödemeli olarak kredi kullandırıldığı tespit edilmekle, davacı bankanın dava dışı …Tic. Ltd Şti ye 04/08/2014 tarih 500.000 TL limitli sözleşmeye istinaden 12/08/2014 tarihinde tahsis ettiği ve her biri 5.774,18 TL meblağlı olmak üzere 36 ay vade ile geri ödenmesinin planlandığı, kredi taksitlerinden 21. sinin 25/05/2016 tarihinde ödendiği, bu tarih itibariyle kalan kredi borcunun 79.366,45 TL tutarında olduğu, 04/08/2014 tarihli bu sözleşmede kredi asıl borçlusunun …Tic. Ltd Şti ve kefilin davalı … olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalılardan …’dan 83.304,31 TL alacaklı olduğu, davalıdan temerrüt faizi ile gider vergisi ile birlikte 83.564,53 TL nın tahsilini talep etmekte haklı olduğu kanaatine varılmakla, davacının davalılardan … hakkındaki davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, davalılar … ve …’nın ise icra takibine konu alacağa dayanak 04/08/2014 tarihli sözleşmede taraf olmadıkları, kefaletlerinin bulunmadığı, dolayısı ile davacıya böyle bir borçlarının olmadığı anlaşılmakla, davacının bu davalılar hakkındaki davasının reddine, bu davalılarda davacının kötü niyet ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talep edilmiş ise de, şartları oluşmadığından bu istemlerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, 1-Davacının davalılar … ve …na karşı açmış olduğu davanın REDDİNE, Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE, 2-Davacının …a karşı açmış olduğu davanın KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 83.304,31 TL asıl alacak, 247,83 TL temerrüt faizi, 12,39 TL faizin % 5 gider vergisi olmak üzere, 83.564,53 TL alacak üzerinden devamına, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 54 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 i oranında BSMV sinin uygulanmasına,Alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan % 20 icra inkar tazminatının bu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,Fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili, Davalı … vekili ve Davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, Hükme esas alınan bilirkişi raporlarının tahmin ve yorumlardan ibaret olduğunu, Bilirkişilerin son derece hatalı bir değerlendirme yaparak; kredi sözleşmelerinin imzalandığı tarihler ile kredilerin kullandırıldığı tarihleri karşılaştırdığını ve birbirine yakın olan tarihleri esas alarak kredi sözleşmesi-kredi türü eşleştirmesi yaptıklarını, bu tespitlerin tahmin ve yorumdan ibaret olduğunu, somut delile dayanmadığını, Bilirkişilerin, kendilerine tevdi edilen görevin dışına çıkarak salt tahmin ve yoruma dayalı bir tespit ile … ve …’nun kefaletlerinin geçersiz olduğu yönünde rapor tanzim etmeleri ve Yerel Mahkeme’nin de bu yönde hüküm kurmasının yasaya aykırılık teşkil ettiğini,Kefaletlerin hangi kredi kapsadığı hususundaki ispat yükünün davalı kefillerde olduğunu, Davalılar … ve … icra takibine konu edilen kredinin kefilleri olduğunu, kefaletlerinin de devam ettiğini, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka ve kanuna uygun olduğunu, yargıtay içtihatlarıyla birebir örtüştüğünü, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2009/12183 Esas, 2010/8768 Karar sayılı karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 30.01.2013 kararı (ESAS NO : 2012/15421, KARAR NO: 2013/1789) İmzası bulunmayan kredi sözleşmesine istinaden müvekkili aleyhine takip açılması, müvekkilinin itirazı üzerine de itirazın iptali davası açmasınnı kurumsal olduğu kabul edilen bankanın kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, banka aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi ESAS: 2014/19598 KARAR: 2015/8874) İleri sürerek davacının istinaf taleplerinin reddine, davacının %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesi ile, müvekkilinin altında imzasının bulunmadığı sözleşmeyi gerekçe göstererek müvekkili aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, davacı bankanın ağır kusurlu olarak ihlal ettiği basiretli tacir olma yükümlülüğü karşısında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29/01/2014 tarih 2013/19-469 Esas 2014/45 Karar sayılı ilamı), Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 15.06.2015 tarih 2014/19598 Esas 2015/8874 Karar sayılı ilamı) İleri sürerek davalı tarafın istinaf taleplerinin reddine, katılma yoluyla istinaf talebinin kabulüne, kötü niyet tazminatı yönünden istinaf taleplerinin kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı nakdi kredi alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine kefiller tarafından yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, 1-) Davacının davalılardan … ve …na karşı açmış olduğu davanın reddine, 2-) davacının …’a karşı açmış olduğu davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili, Davalı … vekili ve Davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde, alacaklı banka tarafından taksitli ticari kredi borcundan kaynaklı toplam:88.299,03 TL. Alacağın tahsili talebiyle davalı kefiller ile dava dışı asıl borçlu …Ltd. Şti. Hakkında 11/10/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı kefillerin borca itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Dosya arasında suretleri bulunan kredi sözleşmeleri incelendiğinde,1-) Dava dışı asıl borçlu …Ltd. Şti. ile davalı banka arasında 300.000,00 TL. Miktarlı 05/01/2010 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi başlıklı sözleşme imzalandığı, bu sözleşmeyi davalılar …,… ve …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı görülmüştür.2-) Dava dışı asıl borçlu …Ltd. Şti. ile davalı banka arasında 500.000,00 TL. Miktarlı 04/08/2014 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi başlıklı sözleşme imzalandığı, bu sözleşmeyi davalılardan …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, davalılardan … ve …’nun bu sözleşmede kefil olarak imzalarının olmadığı görülmüştür. İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, hükme esas alınan bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler gözetildiğinde; Kat ihtarında belirtilen ve davaya/icra takibine konu … nolu taksitli ticari kredinin 04/08/2014 tarihinde imzalanmış GKS.’ne İstinaden 12/08/2014 tarihinde davacı bankanın Kozyatağı Şubesince kullandırıldığı, kullandırılan kredinin ödeme planında asıl borçlu …Ltd. Şti. ile kefil …’ın imzalarının olduğu, kredinin kullandırıldığı 04/08/2014 tarihli GKS. de asıl borçlunun dava dışı …Ltd. Şti.olup davalılardan …’ın ise müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığı, davalılardan … ve …’nun bu sözleşmede kefil olarak imzalarının olmadığı, 04/08/2014 tarihli GKS. ‘nin önceki 05/01/2010 tarihli GKS. ile bağlantısının olmadığı, ikinci sözleşmenin bağımsız olarak tanzim edilen farklı bir sözleşme olduğu, ilk sözleşmeye atıf içermediği, davaya konu borcun kaynağının davalılardan … ve …’nun imzasının olmadığı 04/08/2014 tarihli GKS.ne İstinaden kullandırılan krediden kaynaklı olduğu, bu krediden kaynaklı borçtan davalılardan … ve …’nun sorumlu olmadığı anlaşılmakla; Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre mahkemece verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, mahkemenin kabulüne yönelik davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davalıların lehlerine kötüniyet tazminatına hükmedilmediğine yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde, Dosya kapsamı itibariyle, davacının davalılardan … ve … hakkında takip yapmakta ve itirazın iptali davası açmakta haksız olduğu sabit ise de kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği, dolayısıyla İİK 67/2 maddesi uyarınca kötü niyet tazminatı koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, davalıların bu yönde ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/5240 Esas- 2022/1469 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekili, Davalı … vekili ve Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı … AŞ, davalı … ve davalı …’nın istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalı …’dan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan (54,40.TL + 1.372,67.TL=) 1.427,07.TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.346,37.TL’nin talep halinde iadesine,5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalı … Kuruda’dan alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan (54,40.TL + 1.372,67.TL=) 1.427,07.TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.346,37.TL’nin talep halinde iadesine,6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talepler eden üzerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.