Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1736 E. 2020/1450 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1736 Esas
KARAR NO: 2020/1450 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/276 Esas 2020/245 Karar
TARİH: 03/07/2020
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Dava dışı kredi borçlusu … A.Ş. nin müvekkili bankaya devrinden önce … A Ş. ile aralarında imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden kredi kullandırıldığını, davalı/borçluların ise mezkur sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarından borcun kefil olduğu meblağ ve ferilerinden ayrıca sorumlu olduklarını borçlulara gönderilen Bakırköy …Noteriliğinin 07.10.1993 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarname ile verilen süre içerisinde taleplerinin borçlular tarafından yerine getirilmediği gibi herhangi bir ödemenin vuku bulmadığını, alacağın tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçluların asıl alacağa faiz ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, itirazlarının haksız kötü niyetli ve takibi sürüncemede bırakma gayesine yönelik olduğunu, davalı borçluların haksız ve kötü niyetli itirazların iptaline, davalıların icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davaya karşı zamanaşımında bulunduklarını, müvekkillerinin kesinleşmiş İflas kararlarından anlaşılacağ üzere halen müflis durumunda olduklarını, adına kayıtlı hiçbir taşınır veya taşınmaz hiçbir mal varlığının olmadığını, tüm bu nedenlerden dolayı gerçeklere, usul ve yasalara aykırı taleplere dayalı davanın öncelikle zamanaşımı yönünden olmak üzere esasen tümüyle reddine, haksız takip ve dava nedeniyle müvekkili lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 03/07/2020 tarih ve 2020/276 Esas – 2020/245 Karar sayılı kararında; “…Davacı dava dilekçesinde müflis …’nın iflas tarihinden sonra yeni mal iktisap ettiğini iddia etmiş olmasına rağmen davalı vekili ise miras yoluyla intikal eden çok paylı taşınmaz dışında herhangi yeni bir mal iktisap etmediği yönünde savunmada bulunmuş olduğundan 2004 sayılı İİK m.251/2 kapsamında müflisin yeni mal iktisap etmeden hakkında takip talebinde bulunulamayacağından ve yeni mal iktisabı halinde müflis hakkında yapılacak takip üzerinden müflise gönderilecek ödeme emrine itiraz üzerine itirazın iptali ve ihtilafın çözülmesi hususundaki görevin genel hükümler ve basit yargılama usulüne göre icra mahkemesinin görevine girdiğinden 6100 sayılı HMK m.114/1-c kapsamında görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul İcra Mahkemesi’ne gönderilmesine, karar verilmiştir. …”gerekçesi ile, Görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE, Mahkemenin GÖREVSİZLİĞİNE, Karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli İSTANBUL İCRA MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı yanca müvekkili aleyhine kredi borçlusu şirketin kefili olduğundan bahisle İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı altında icra takibine başlandığı, tebliğ edilen ödeme emrine taraflarınca haklı olarak itiraz edilmesi üzerine, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2014 / 1724 E. sayılı dosya altında itirazın iptali davası ikame edildiği, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın tümüyle reddine karar verildiği, bilahare davacı yanca kararın istinaf edilmesi üzerine yerel mahkeme kararı kısmen bozulduğu, kısmi bozma sonrasında müvekkili … aleyhindeki dava dosyası tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildiği ve yapılan yargılama sonucunda ise mahkemenin görevsizliğine karar verilerek dava usulden reddedildiği, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili …’ nın İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1993 / 2018 E.-1994 / 57 K. Sayı ile iflasına karar verildiği, iflas kararı kesinleştiği ve bilahare ikmal edilen işlemler sonucunda iflas kapatılarak ilan edildiği, hukuken iflas kararı verildikten sonra müflisin tasarruf yetkisi sona ermekte ve bu yetkiler iflas masasına geçmekte olduğu, bu nedenle müflise karşı icra takibi yapılamayacağı, alacaklı olduğu iddiasında bulunan kişilerin iflas masasına müracaat etmesi gerekir ki iflas kapandıktan sonra dahi durum bu şekilde olduğu, Davacı yanca müvekkili aleyhine kredi alacağından bahisle direkt olarak icra takibi yapılması üzerine taraflarınca haklı olarak itiraz edildiği, yerel mahkemede ikame edilen dava ise itirazın iptali davası olduğu, adi alacaktan bahisle yapılan icra takibine itiraz edilmesi halinde itirazın kaldırılması açısından görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, yerel mahkeme her ne kadar usulden davayı reddederek görevsizlik kararı vermiş ise de bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu ve yapılan takip itibariyle icra mahkemeleri görevli olmadığını, Davacı yan yeni mal iktisap edildiği iddiası ile icra takibi yapmadığı, takipte bu yolda bir iddia da söz konusu olmadığı, bu nedenle İİK .251. maddenin bu davada uygulanmasının yasalara aykırı olduğunu, Ayrıca iflas kapandıktan sonra yeni mal iktisabı iddiası ile takip yapılması dahi mümkün olmadığı, hukuken yapılması gereken işlem; İİK. 255 madde gereğince İflas Masasına başvurarak iflas masasını durumdan haberdar etmek, masanın mala vaziyet etmesini sağlamak olması gerektiğini, Yeni iktisap edilen malın satış ve paylaştırma işlemleri İflas İdaresince gerçekleştirileceğini, kaldı ki müvekkilinin iradi olarak yeni mal iktisabı da söz konusu olmadığı, miras yoluyla gelen çok hisseli bir intikal mevcut olduğu, hal böyle olmakla yerel mahkeme kararı dosya kapsamına aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesi 19/10/2016 tarih ve 2014/1724 Esas – 2016/737 Karar sayılı karar ile; davacı tarafın davasının reddine; İcra inkar ve kötüniyet tazminat taleplerinin REDDİNE karar verildiği, verilen kararın Davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 16. HD’nin 13/02/2020 tarih ve 2017/3987 Esas – 2020/357 Karar sayılı kararı ile; ” 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2-İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1724 Esas, 2016/737 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, Davalılardan … yönünden dosyanın tefriki ile görevsizlik kararı verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,” karar verilmesi üzerine dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği, dosyanın ilk derece mahkemesinin 2020/146 Esasına kayıt edildiği, 17/06/2020 tarihli duruşmanın ara kararı uyarınca istinaf kararı doğrultusunda davalılardan … yönünden davanın tefrikine karar verildiği ve tefrik edilen davanın mahkemelerinin 2020/276 esasına kayıt edildiği, tensiben bu davalı yönünden istinafa konu görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, İstanbul BAM 16. HD’nin 13/02/2020 tarih ve 2017/3987 Esas – 2020/357 Karar sayılı kararı üzerine ilk derece mahkemesince davalılardan … yönünden davanın tefrik edilerek İstanbul İcra Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesinin dosya kapsamına usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır. Davacı vekili dava dilekçesi ile;”….İcra takibine konu alacakların davalıların iflasından sonra doğan alacaklara ilişkin olduğu gibi, borçluların yeni mal varlığının tespiti halinde borçlular aleyhine yeni icra takibi başlatılmasıda mümkün olduğunu…,” ileri sürerek itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; ”müvekkillerinin kesinleşmiş İflas kararlarından anlaşılacağ üzere halen müflis durumunda olduklarını, adına kayıtlı hiçbir taşınır veya taşınmaz hiçbir mal varlığının olmadığını….” beyan etmiştir. Davacı vekili takibin dayanağının dava dışı müflis şirketin genel kredi sözleşmelerine istinaden nakdi ve gayrinakdi borçtan kaynaklandığını iddia etmiş olup Bakırköy …Noteriliğinin 07.10.1993 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname örneğini sunmuştur. Davalılar yönünden İstanbul 1.ATM 1993/2018Esas, 1994/57 Karar sayılı iflas kararı kesinleşmiş (dava dışı asıl borçlu şirket yönünden İstanbul 6.ATM 1993/3382 1993/1553 K sayılı ilamı) ve iflasın kapatılmasına karar verilmiştir. Dava, İİK’nın 251/2 maddesi hükmüne dayalı itiraza ilişkindir. İİK’nın 251/2. maddesi “… Fakat, müflis yeni mal iktisap etmedikçe hakkında yeniden takip talebinde bulunulamaz. Müflis, bu yeni takip üzerine kendisine gönderilen ödeme emrine yeni mal iktisap etmediği yolunda itiraz ederse, ihtilaf icra mahkemesinde genel hükümler ve basit yargılama usulüne göre karar bağlanır…” hükmünü içermektedir. Somut davada, kesinleşmiş iflas kararından sonra davalının yeni mal iktisap ettiği dosya kapsamı itibariyle tesbit edilemediğinden İİK. 251/2 Maddesi uyarınca görevli mahkeme icra mahkemesidir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/7392 Esas- 2015/5834 Karar sayılı ilamı da benzer mahiyettedir.) İstanbul BAM 16. HD’nin 13/02/2020 tarih ve 2017/3987 Esas – 2020/357 Karar sayılı kararı doğrultusunda ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararı da dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin ticaret mahkemesinin görevli olduğuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı, istinaf eden tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/12/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.